Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Çimlere basmak, toprağı hissetmek çok güzel
bir duygu. İnsan hemen onların parçası oluveriyor.
Bir süre koştum. Sonra bir çim kümesinin yanına
oturdum.
Hemen seslendiler:
“Çekinme öyle, üstümüze otur...”
“Çekindiğim yok” dedim, “zaten sizinle sohbet
etmek için yanınıza oturdum.”
Bir grup, daha hal-hatır sormadan sitem
rüzgârları estirmeye başladı:
“Sen genellikle ağaçları, çiçekleri yazardın.
Çimleri yazmazdın. Bak burada yeşillik olarak bir
tek biz varız. Bizden başka konuşabileceğin,
doğaya ait bir şey yok...”
Hemen müdahale ettim:
“Yapmayın... Sizi de yazdım. İlk anımsadığımı
söyleyeyim; karlı bir gündü. Hepinizin üzerinde kar
öbekleri oluşmuştu. Yer yer alttan yeşil yeşil
fışkırıyordunuz. O an karları bulut öbeklerine, sizi
de Amazon ormanlarına benzetmiştim...”
Bereket anımsayan çıktı, rahatladım...
Çimlerle sohbetimiz “birlikte yaşamak” üzerine
yoğunlaştı.
Bir tutam yapıp diplerine baktım, aynı kök
grubundan yüzlerce çim yaprağı yükseliyordu.
Niyetimi anladılar mı ne, benden önce onlar söze
girdi:
“Şöyle bir etrafına bak; tek başına hatta 4-5
yaprakla bir arada yeşeren çim kümesi
göremezsin. Ya hep birlikte varız, ya yokuz. Bunun
ortası olmaz.”
Birlikte yaşamak gerektiğini söylüyorsunuz gibi
bir ifadeyle araya girmek istedim. “Söylemiyorum”
dedi, devam etti:
“Böyle şeyler söylenmez, yapılır. Örneğin birlikte
yaşayalım denmez, birlikte yaşanır. Ötesi yok
oluştur. Bu, suyun hidrojeni inkâr etmesi gibi bir
şeydir.”
Bir güzel kendilerini anlatırken sözü insanlara
getirdiler. “Örneğin siz insanlar” diye başladılar,
açtılar yapraklarını, yumdular köklerini:
“Biriniz, ya da birkaçınız bir araya gelirsiniz,
herkesten güçlü olduğunuzu ilan edersiniz. Halbuki
hiçbiriniz hepiniz kadar güçlü olamazsınız... Bir
bölümünüz körleşip, en güçlü biziz deyince, ilk işi
güçsüz bulduğu tarafı yok etmek oluyor. Aslında
kendine zarar veriyor.
Düşünün, burada kökü sağlam olan çimler,
ötekileri yok etmeye girişse ne olur? Zamanla
bütün çimler yok olur...”
Sohbet, ılık rüzgârla birlikte tatlı tatlı sürerken
dizimi toprağa koyduğum yer karıncalanmaya
başladı. Baktım, dizkapağımla çim kökü arasında
karıncalar geziyor.
Sohbeti, bol malzemeli bir köfte harcı gibi
karıncalarla karınca, daldan dala gittik,
bırakamadık kararınca...
Az ötede kırmızı-siyah benekli bir uğurböceği bir
çim dalına, Himalayalara tırmanır gibi sımsıkı
tutunarak zirveye çıkıyordu.
Dedim:
“Ne güzel, dibinizdeki karıncalar, böcekler...
Onlara da yaşam sahası oluyorsunuz...”
Dediler:
“Kendi yaşamına saygısı olan, başka yaşamları
da besler...”
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
kaldırılacağını ve böylece darbe heveslilerine
gereken dersin verileceğini savunuyor.
Muhalefet ise anayasa paketinin tümüne karşı.
Lakin ana muhalefetin darbelere karşı tutumu,
paketteki 12 Eylül’cülerin yargılanmasına olanak
sağlayan maddelerin kaldırılmasına ters düşmüyor
mu?
Üstelik -Kılıçdaroğlu’nun açıkladığına göre-
CHP, gelmiş geçmiş bütün darbelerin
yargılanmasını istiyor.
Yalnız 12 Eylül’ün değil, 28 Şubat’ın, Yaşar
Büyükanıt imzalı 27 Nisan’daki müdahale
duyurusunun yargılanmasını savunuyor.
CHP’nin iktidarı köşeye sıkıştıran son önerisi
TSK Hizmet Kanunu’ndaki 35. madde.
Ne diyor madde: “TSK’nin vazifesi Türk yurdunu
ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye
Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır.”
Maddenin kaldırılması için TBMM’ye ilk yasa
önerisini Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi verdi.
Gerekçeyi açıklamadılar, ama maddedeki “Türk
yurdu” ifadesine BDP’liler fena halde bozulmuş
olmalılar. Bu maddenin içeriği kaldırılması için
yeterli bir gerekçe.
Ne demek “Türk yurdu?” Madde: “Türk ve Kürt
yurdu” deseydi, acaba BDP yine maddeye karşı
çıkacak mıydı?
Bu, olayın Kürt cephesi. Gelelim Türk cephesine:
Şu sıralar AKP sözcüleri galiba RTE’den gereken
talimatı almadılar. 35’e ne karşı çıkıyorlar, ne de
yasadan çıkarılmasını istiyorlar.
Varsayalım ki AKP, CHP önerisine katıldı. Hatta
öncelik aldı, yasa önerdi.
Varsayalım ki 35. madde TSK Hizmet
Kanunu’ndan çıkarıldı.
Bu madde yasadan çıkarıldı diye darbe olasılığı
ortadan kalkmış mı olacak?
27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Eylül’e kadar bütün
darbeler; 35. maddeyi temel gerekçe yaparak
yönetime el koymadılar.
Darbeden sonra darbenin yasal dayanağını
soranlara... 35. maddeyi ve hatta anayasayı
gerekçe olarak göstermekle yetindiler.
Bu madde olmuş olmamış... Darbe zaten yasal
zemin arayan bir olgu değil ki...
Adı üstünde darbe bu, darbeee!
Üstelik uluslararası hukuka göre darbe başarılı
olursa zaten meşru bir yönetim olarak kabul
görüyor.
Bir başka açıdan bakalım.
Varsayalım ki toplumdaki darbe karşıtı eğilimler
dikkate alındı ve örneğin anayasaya bu ülkede
artık darbe yapılamayacağına değinen hukuksal
dilde yazılmış bir madde konuldu.
35. madde var olsun olmasın darbe yapılacağına
göre anayasaya darbe karşıtı bir madde koysan ne
yazar?
Darbe bir oldubitti. Sorun iktidarların darbelere
gerekçe olacak sorunlar yaratmamaları!
Açıp bakın 27 Mayıs,12 Mart, 12 Eylül öncesi
gazetelere... Toplumdaki kargaşaya karşı tek ilaç
askeri gösteren haberler, manşetler, yorumlar
göreceksiniz.
Darbelerin karşıtı ise tam demokrasi.
Ama bizdeki gibi gelen her iktidarın kendi
anlayışına göre uygulamaya çalıştığı veya siyasal
anlayışına göre yasalar çıkardığı bir demokrasi
değil elbette! ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 24 TEMMUZ 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Temmuz
Oslo B 21
Helsinki Y 19
Stockholm Y 21
Londra Y 21
AmsterdamB 18
Brüksel B 21
Paris B 24
Bonn Y 21
Münih Y 23
Berlin Y 22
Budapeşte Y 27
Madrid B 32
Viyana B 21
Belgrad Y 30
Sofya Y 29
Roma A 28
Atina A 30
Zürih Y 19
Moskova PB 33
Aşkabat A 27
Taşkent A 29
Bakû A 33
Bişkek A 22
Tiflis A 33
Kahire A 36
Şam A 34
İstanbul B 32
Edirne B 35
Kocaeli B 33
Çanakkale B 34
İzmir B 35
Manisa B 36
Denizli B 36
Zonguldak B 28
Sinop Y 29
Samsun Y 28
Trabzon Y 27
Giresun Y 26
Ankara B 32
Eskişehir B 30
Konya B 30
Sıvas Y 26
Antalya B 35
Adana B 34
Mersin PB 34
Diyarbakır A 38
Şanlıurfa A 40
Mardin A 34
Siirt A 37
Hakkâri PB 31
Van PB 27
Kars Y 23
Ülkemizin kuzeydoğu
kesimleri ile Doğu Akde-
niz ve İç Anadolu’nun
güneyi parçalı ve çok
bulutlu, Orta Karadeniz
kıyıları, Doğu Karadeniz
ve Doğu Anadolu’nun
kuzeyi ile Sivas, Sinop ve
Tokat çevreleri sağanak
ve gök gürülütülü sağa-
nak yağışlı, diğer yerler
az bulutlu ve açık geçe-
cek. Yağışların Doğu Ka-
radeniz’de kuvvetli ol-
ması bekleniyor. Hava
sıcaklığı iç ve doğu böl-
gelerde 2-4 derece aza-
lacak, diğer yerlerde
önemli bir değişiklik ol-
mayacak.
Askerden sitem
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Genelkurmay İletişim
Daire Başkanõ Tuğgeneral Metin
Gürak, Balyoz davasõnda sanõk
olarak yargõlanan general ve ami-
rallere verdiği bir örnekle sahip
çõktõ. Gürak, 20 Temmuz tari-
hinde, terör örgütü PKK’nin Çu-
kurca - Hantepe’ye düzenlediği ve
6 şehit verdiğimiz saldõrõsõ sõra-
sõnda, tümen ve tugay komutanõ-
nõn helikopterle çatõşma bölgesi-
ne inmek istediğini ancak sõcak te-
masõn devam etmesi nedeniyle her
türlü riski göze alarak karadan
bölgeye gittiklerini söyledi. Gü-
rak, “Bu olayda da görüldüğü
üzere, yargı sürecinde sanık
bile olsalar, bazıları tarafın-
dan masumiyet karinesi ayak-
lar altında çiğnenerek suçlu
gösterilseler dahi; bütün şartlar
altında bile, Türk Silahlı Kuv-
vetleri’nin bütün personeli gör-
evinin başındadır. Bizim için va-
tan, şeref, dürüstlük, vazife ve
sevgi her şeyin önündedir” de-
di. Gürak’õn ismini söylemediği
tümen komutanõnõn ise Balyoz da-
vasõnda sanõk olarak yer alan ve
bu yüzden terfi sõrasõ gelmesine
karşõn aynõ rütbede görevine de-
vam edecek olan 3. Taktik Tümen
Komutanõ Gürbüz Kaya olduğu
öğrenildi.
Genelkurmay basõn bilgilen-
dirme toplantõsõnda konuşan Gü-
rak, son günlerde bazõ basõn ya-
yõn organlarõnda TSK içindeki ba-
zõ askeri personelin kamuoyunca
Heron olarak bilinen ve Güney-
doğu’da görev yapan insansõz
hava araçlarõnõ düşürmeye çalõş-
tõklarõyla ilgili iddialara yer ve-
rildiğini hatõrlattõ. Gürak, “Ön-
celikle bu konu basında yer al-
dığı gibi ne isim ne rütbe ne de
kimliğini belli edecek hiçbir
bilgi olmayan iki belirsiz kişi
arasında geçen bir konuşma
metninin MİT’ten Genelkur-
may Başkanlığı’na 25 Ekim
2007 tarihinde gönderilmesiyle
başlamıştır” dedi. Gürak, “Ha-
len Genelkurmay Askeri Sav-
cılığı konu üzerindeki delil tes-
piti işlemleriyle ilgili çalışması-
nı çok yönlü olarak sürdür-
mektedir” diye konuştu.
Sevim’e de sahip çıktılar
Bazõ medya organlarõnda sü-
rekli olarak adõ belirtilen bir
amiralin (Tuğamiral Alaettin
Sevim) ise o tarihte bulunduğu
karargâhta, insansõz hava araç-
larõyla ilgili bir görevi olmadõğõnõ
belirten Gürak, bu amiralin 5 Ka-
sõm 2007 tarihinden sonra An-
kara’daki Savunma İşbirliği Ofi-
si’nde (ODC) ABD ile istihba-
ratõn paylaşõmõ maksadõyla gö-
revlendirildiğini söyledi. Tuğ-
general Gürak, “Adı geçen ami-
ral elbette bu insafsız iddiala-
rı ortaya atanlar hakkında
yasal haklarını kullanacak-
tır” dedi.
Gürak, 25 Haziran 2010’dan
bugüne kadar, 19 güvenlik gö-
revlisinin şehit olduğunu, 47
güvenlik görevlisi ile 5 vatan-
daşõn yaralandõğõnõ söyledi. Gü-
rak, aynõ dönemde 45 teröristin
TSK eski sloganına döndü
‘Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye’ sloganını
bir ay önce ‘Güçlü Türkiye, Güçlü Ordu’
diye değiştiren Genelkurmay Başkanlığı,
dünkü bilgilendirme toplantısında yine
ilk kez geçen yıl 30 Ağustos afişlerinde
kullanılan “Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye”
sloganına döndü. Haziran sonunda hazır-
lanan afişlerde ‘Güçlü Ordu, Güçlü Tür-
kiye’ yerine, ‘Güçlü Türkiye, Güçlü Or-
du’ sloganı kullanılmıştı. Değişiklik, or-
dunun Türkiye’nin önünde yer alması
üzerine çıkan tartışmalar sonrasında, ya-
pılmıştı. Ancak Genelkurmay’ın uzun bir
aradan sonra dün yaptığı bilgilendirme
toplantısında yine ‘Güçlü Ordu, Güçlü
Türkiye’ sloganını kullanıldığı görüldü.
Genelkurmay Başkanlõğõ Balyoz davasõnda yargõlanan general ve amirallerin
terörle mücadeleyi sürdürdüğünü vurgulayarak ‘masumiyet karinesi’ni anõmsattõ
etkisiz hale getirildiğini, 13 te-
rör örgütü mensubunun da tes-
lim olduğunu kaydetti. Gürak,
bazõ il ve ilçe merkezlerindeki
olaylarõn, terörün sadece kõrsal
alanda değil, yerleşim merkez-
lerinde de var olduğu ve yayõl-
ma eğilimi içinde olduğunu
gösterdiğini söyledi.
Cumhuriyet’i doğruladı
Yüksek Askeri Şûra’nõn olağan
toplantõsõnõn 1-4 Ağustos 2010 ta-
rihlerinde yapõlacağõnõ da hatõr-
latan Gürak, dünkü Cumhuri-
yet’in Balyoz davasõ sanõklarõ ara-
sõnda yer alan ve terfi sõrasõnda
bulunan general ve amirallerle il-
gili, “Ne terfi ne emeklilik”
haberini de doğrulayarak, şunla-
rõ söyledi: “Devam eden yargı
sürecinde adı geçen Türk Si-
lahlı Kuvvetleri personeline
nasıl bir işlem yapılacağı, Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Ka-
nunu’nun 65’inci maddesinde
yazılıdır. Bu kanun gizli değil-
dir. Her yerde bulunup oku-
nabilir. Çok net olan bu kanun
okunmadan yapılan yorumlar
ve ortaya atılan iddialar gayri
ciddidir. Yasadaki sınırlamalar
dışındaki tüm diğer konular,
Yüksek Askeri Şûra’nın tak-
dirinde olan konulardır.”
Balyoz Planõ davasõnda emekli komutanlar Fõrtõna, Örnek, Saygun ve Doğan da yargõlanõyor
102 kişiye yakalama kararõ
İstanbul Haber Servisi - İstanbul 10.
Ağõr Ceza Mahkemesi, “Balyoz Planı”
davasõna ilişkin olarak daha önce ser-
best bõrakõlan eski Hava Kuvvetleri Ko-
mutanõ Orgeneral İbrahim Fırtına, es-
ki Deniz Kuvvetleri Komutanõ Orami-
ral Özden Örnek ve emekli 1. Ordu ko-
mutanõ Orgeneral Çetin Doğan ve es-
ki 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral
Ergin Saygun’nda aralarõnda bulun-
duğu 102 sanõk hakkõnda yakalama ka-
rarõ çõkarõldõ. Karara tepki gösteren Do-
ğan, “Bu bir kara lekedir. Hukuk ci-
nayetidir. Referandumu etkileme-
ye yönelik girişimdir. Bize bu lekeyi
atanlar cezasını çekecektir” dedi.
Balyoz soruşturmasõ kapsamõnda
196 sanõk hakkõnda açõlan davayõ kabul
eden İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi
tensip tutanağõnõ hazõrladõ. Davanõn
16 Aralõk’ta Silivri Cezaevi’nde gö-
rülmesine karar veren mahkeme heye-
ti, 102 sanõk hakkõnda kuvvetli suç şüp-
hesi ve adli kontrolün yetersiz kalaca-
ğõ gerekçesiyle yakalama emri çõkart-
tõ. Kararõn oybirliğiyle alõndõğõ belirtildi.
Mahkeme, iddianamede ismi geçen
ve haklarõnda yakalama kararõ verilen
sanõklar hakkõnda kamu davasõ açõldõ-
ğõ ve yakalama kararõ çõkarõldõğõ hu-
susunda Genelkurmay Başkanlõğõ’na
bilgi müzekkeresi yazõlarak faks çe-
kilmesini kararlaştõrdõ. Mahkeme, da-
vetiyeye CMK’nin 145. maddesi uya-
rõnca duruşma gününde hazõr bulun-
madõklarõ takdirde zorla getirilecekle-
ri hususunda ihtarõn da yazõlmasõna hük-
metti. Mahkeme, sanõklarõn buna kar-
şõ 7 gün içerisinde İstanbul 11. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’ne itiraz hakkõ bulun-
duğunun bildirilmesini kararlaştõrdõ.
Tensip zaptõnda, sanõklarõn mahke-
menin yargõ çevresinde yakalanmala-
rõ halinde en kõsa zamanda mesai saat-
leri içerisinde mahkemede hazõr edil-
meleri, yargõ çevresi dõşõnda yakalan-
malarõ halinde ise yine mahkemenin hu-
zurunda mesai saatleri içerisinde hazõr
bulundurulmak üzere CMK’nin 94.
maddesi uyarõnca yol tutuklama kara-
rõ verilmesi hükme bağlandõ.
25 amiral ve general
Yakalama kararõ verilmeyen sanõk-
lar adõna duruşma gününü bildiren da-
vetiye çõkarõlmasõna ve davetiyeye id-
dianamenin CD ortamõnda kaydedilmiş
suretinin de eklenmesine karar verildiği
belirtildi. Hakkõnda yakalama emri çõ-
kartõlanlar arasõnda general ve amiral
rütbesinde 25 muvazzaf asker de bu-
lunuyor. Sanõk avukatlarõ, müvekkilleri
hakkõnda yeni delil bulunmaksõzõn alõ-
nan yakalama kararõna üst mahkeme-
de itiraz edeceklerini bildirdi.
‘Tutuklama kararı hukuksuz’
Çetin Doğan’õn avukatõ Celal Ülgen,
Doğan’õn daha önce iki kez tutuklanõp
serbest bõrakõldõğõnõ anõmsatarak “Da-
ha önce verilmiş olan tahliye kara-
rından sonra dosyada olmayan ve
dosyaya giren bilgi olmadığına gö-
re mahkemenin tutuklama kararı
vermesi hukuksuzdur. Bu kararla
hukuk kırıntılarının sonu gelmiştir.
Böylesine içi boş bir karar düşü-
nülemez. Hangi dosya, dosyaya gir-
di de daha önce tahliye olan yüz-
lerce kişi hakkında tutuklanmasına
karar veriyorsunuz. Öncelikle bir
üst mahkemeye itiraz edeceğiz. 102
kişiyi tutukluyorsunuz ve 4-5 ay
sonrasına duruşma koyuyorsunuz.
Bunun neresi adalet” dedi.
Tutuklama kararõnõn Genelkumay
açõklamasõnõn hemen ardõndan veril-
diğine dikkat çeken Ülgen, “Türki-
ye’de bu kararla birlikte hukuk bit-
miştir. Genelkurmay’ın açıklaması-
nın ardından tutuklama kararı ve-
riliyor. Türkiye artık bir yol ayrımına
girmiştir. Türkiye’nin yürekli hu-
kukçuları, cumhuriyet savcıları, avu-
katları ve aydınları bu girişime dur
demelidir” diye konuştu.
İki kez serbest kalmışlardı
Soruşturma aşamasõnda Doğan’õn
da aralarõnda bulunduğu 39 kişi iki kez
tutuklanmõş ancak daha sonra serbest bõ-
rakõlmõştõ. Savcõlarõn itiraz etmemesi
üzerinde soruşturma aşamasõnda sa-
nõklardan tümü tahliye edilmişti.
İddianamede, birinci sõrada Doğan,
ikinci Örnek, üçüncü sõrada Fõrtõna ve
dördüncü sõrada Saygun yer alõyor.
İddianamede şüpheli olarak yer alan
Albay Dursun Çiçek, aynõ zamanda
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” da-
vasõnda tutuklu yargõlanõyor. İddiana-
mede, 196 şüpheli hakkõnda “Türkiye
Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini,
cebren ıskat veya vazife görmekten
cebren men etmeye teşebbüs” suçu-
nu düzenleyen eski TCK’nin 147 ve 61.
maddeleri gereğince 15 ile 20’şer yõl
arasõnda hapis cezasõ isteniyor.
Emekli askerler:
Orgeneraller Çetin Doğan, Ha-
lil İbrahim Fırtına, Ergin Saygun,
Şükrü Sarıışık, Oramiral Özden
Örnek, korgeneraller Engin Alan,
Ayhan Taş, Metin Yavuz Yalçın,
Tümgeneral Behzat Balta, tuğge-
neraller İzzet Ocak, Süha Tan-
yeri, Nuri Ali Karababa, Halil
Kalkanlı, Mehmet Kaya Varol,
Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü,
tümamiraller Özer Karabulut, Ali
Deniz Kutluk, albaylar Bülent
Tuncay, Mustafa Çalış, Hasan
Basri Aslan, Tuncay Çakan,
Mümtaz Can, A. İhsan Çuhada-
roğlu, Emin Küçükkılıç, Yusuf
Ziya Toker, Suat Aytın.
Muvazzaf askerler:
6. Kolordo Komutanõ Korgene-
ral Nejat Pek, Güney Deniz Saha
Komutanõ Koramiral Kadir Sağdıç,
8. Kolordo Komutanõ Korgeneral
Mustafa Korkut Özarslan, Ku-
zey Deniz Saha Komutanõ Korami-
ral Mehmet Otuzbiroğlu, Harp
Akademileri Komutan Yardõmcõsõ
Korgeneral Yurdaer Olcan, 3. Tak-
tik Piyade Tümen Komutanõ Tüm-
general Gürbüz Kaya, Tümgene-
ral Nurettin Işık, Tümgeneral Ha-
lil Helvacıoğlu, Kara Harp Akade-
misi Komutanõ Tümgeneral Ahmet
Yavuz, Tümgeneral Bekir Memiş,
Tümgeneral İhsan Balabanlı, To-
kat Jandarma Bölge Komutanõ
Tuğgeneral Bulut Ömer Mirmi-
roğlu, Kayseri Jandarma Bölge
Komutanõ Tuğgeneral Ali Aydın,
Tuğgeneral Hakan Akkoç, 2. Or-
du Komutanlõğõ Kurmay Başkanõ
Tuğgeneral Hasan Fehmi Ca-
nan, Tuğgeneral Salim Erkal Bek-
taş, 52. Taktik Zõrhlõ Tümen Ko-
mutanõ Tümgeneral Abdullah
Dalay, İstihbarat Daire Başkanõ
Tuğamiral Ahmet Türkmen, Fo-
ça Çõkarma Gemileri Komutanõ
Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar,
İskenderun Deniz Üs Komutanõ
Tuğamiral Turgay Erdağ, Tuğ-
amiraller Cem Aziz Çakmak, Le-
vent Görgeç, Abdullah Gavremo-
lu, Deniz Kuvvetleri Komutanlõğõ
Plan Proje Daire Başkanõ Tümami-
ral Ramazan Cem Gürdeniz, Ge-
libolu 18. Mekanize Piyade Tugay
Komutanõ Tuğgeneral Gökhan
Gökay, albaylar Taylan Çakır, M.
Nuri Alacalı, A. Semih Çetin, Le-
vent Erkek, Ali Türkşen, Tayfun
Duman, Nihat Altunbulak, İ.Ko-
ray Özyurt, Dora Sungunay, So-
ner Polat, Y. Barbaros Büyüksa-
ğanak, Hasan Gülkaya, Faruk
Doğan, Mücahit Erakyol, Cengiz
Köylü, Murat Özçelik, Mustafa
Önsel, Hanifi Yıldırım, Cemal Te-
mizöz, Hakan Sargın, Hüseyin
Özçoban, Dursun Çiçek, A. Rıza
Sözen, İlkay Nerat, V. Murat
Tulga, Ahmet Küçükşahin, Recai
Elmaz, Recep Yıldız, Mehmet
Yoleri, İkrami Özturan, Burhan
Göğçe, Nihat Özkan, Hasan Nur-
gören, A. Zafer Arısoy, Yarbaylar
Ercan İrençin, Levent Çehreli, Er-
tuğrul Uçar, Meftun Hıraca, Yu-
suf Kelleli, binbaşõlar Gökhan Çi-
loğlu, Fatih Altun, Yüzbaşõ Hüse-
yin Topuz, üsteğmenler Ahmet
Şentürk, Utku Arslan, F. Uluç Ye-
ğin, Sırrı Yılmaz, D. Fatih Küçük,
Ahmet Tuner, Kıvanç Kırmacı,
Bora Serdar, H. İsmail Çelikhan.
Çetin Doğan
Ergin Saygun
Şükrü Sarıışık
Kadir Sağdıç
KILIÇDAROĞLU: DAVA SİYASİ, KARAR ŞAŞIRTMADI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yurt gezilerini sürdürdüğü Ma-
latya’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin “Balyoz Pla-
nı” davasında 102 tutuklama kararı çıktığını hatırlatması üzerine “Gö-
rülen dava siyasidir. Dolayısıyla alınan karar bizi şaşırtmadı” dedi.