Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Gerçeği Görmek ve
Değiştirmek
Herkes gerçeği biliyor, ama üstünü örtmek
ya da çarpıtmak için elinden geleni yapıyor.
Gerçek; Kürt aşiret beylerinin, eşrafının,
okumuş yazmış gençlerinin, ki bunlar terör
örgütü PKK'nin ve siyaset sahnesindeki Kürt
hareketlerinin omurgasını, ana gücünü temsil
ederler, gerçek düşünceleri, önce özerklik,
sonra “Büyük Kürdistan”ın parçası olmaktır.
Bu talebe kızmak anlamsızdır. Kızmak yerine
saptamak gerekir.
Kürt aydınlarının bu fikri ve eylemi, başından
beri takip ettiklerini gençlik yıllarımda tanıdığım
Kürt gençlerinden biliyorum. Dillerini özgürce
kullanmak isterler, günün birinde başına
buyruk, bağımsız, özgür sosyalist bir Kürt
devleti kurmayı hayal ederlerdi. TİP'in ya üyesi,
ya yandaşıydılar. 12 Eylül cuntasının bu
gençlere yanıtı çok sert oldu. Kuruluşu 1980
öncesinde gerçekleşen ve cinayetlerine,
programında “ulusların kaderlerini tayin
hakkı”na yer vermiş olan Komünist Partisi’nin
üyelerini öldürerek başlayan PKK, bu sürecin
Frankenstein’ıdır.
Şimdi gelinen nokta, gazetelerin birinci
sayfalarındadır.
Gerçek budur. Ama sadece bu değildir.
Türkiye'deki sorun, yukarıda anlatmaya
çalıştığım gibi bir ayrılma talebinin süreç içinde
aşamalı olarak dile getirilmesini içeren
ayrılıkçılıktır.
Dikkat ederseniz suç demiyorum, sorun
diyorum.
Terör ise bu ayrılıkçı hareketin kendisini
silahla, cinayetle, zorbalıkla, siyaseti, halkı
yıldırarak ifade edilişidir. Burada artık kabul
edilmesi, onaylanması, hoş görülmesi ya da
literatüre sığdırılması mümkün olmayan, -kimi
arkadaşlar buna “siyasi şiddet”,
“sömürgeciliğe isyan” gibi adlar takıyorlar-
başka bir sorundan söz ediyoruz. Bir gerçeğe
daha dikkat etmek ve açıkça söylemek
durumundayız. Parlamentoda temsil edilen,
arada bir kapatılan Kürt siyaseti, PKK'den
bağımsız hareket edebilme yeteneğine ve
cesaretine sahip değildir.
Bir başka ikiyüzlülüğü daha ortaya koyalım.
Ne PKK, ne de parlamentodaki Kürt partisi
Kürtleri temsil edebilir. Kürtlerin önemli bir
kesimi öteki partilere oy veriyorlar. Siyasi
partilerle temsil arasındaki ilişki de zaten
her zaman, her ülkede ve her koşulda
sorunludur.
Buradan çıkan gerçek tüm Kürtlerin ayrılıkçı
olduklarını söylemenin doğru olmadığıdır. Ama
Kürt siyaseti ve PKK ayrılıkçıdır. Bu da gizli
olmayan ama Türk liberallerinin ifade etmekten
hoşlanmadıkları, tam tersine üstünü örtmeye
çalıştıkları, “canım adamlar ayrılmak
istemiyorlar, Türkiye bölünmez, bunlara
bölücü demek haksızlıktır” gibi sözlerle dile
getirdikleri ikiyüzlülüktür. Oysa Kürt siyasetçiler
artık açıkça ifade ediyorlar ve bunun adı
şimdilik “demokratik özerklik”tir.
Özetle, terör ve teröre destek olarak
karşımıza çıkan sorun Kürt sorunu değil
ayrılıkçılıktır. Kürt siyasetçilerinin sorunu
Kürtleri temsildeki yetersizlikleri, terör
örgütüyle gizli olmayan ilişkileri ve adım adım
açıkladıkları gizli gündemleridir. PKK'nin
sorunu ise kendisidir. Çünkü terör, binlerce
cana mal olduktan sonra siyasileşmek zor
olduğu için, başarılı olma şansına sahip bir
siyaset türü değildir.
Peki, Türkiye Cumhuriyeti'nin sorunu nedir?
Sorun, gerçeği kabul etmemek, şoven
milliyetçilikte ayak diremektir. Çare, Kürtlerin
dillerini konuşmasının, öğrenmesinin ve
geliştirmesinin, iç içe geçmiş Anadolu
kültürüne özgün katkılarının önünü açmak,
siyasette yer almalarının önündeki engelleri
kaldırmak, TRT Şeş gibi, ‘yaparsa devlet
yapar’ anlayışından vazgeçmek, sahte
açılımlarla Kürt oylarını paylaşma
çabasından uzak durmak ve nihayet sorunu
terör sorununa indirgeyerek topu askere
havale etmekten vazgeçmektir.
Türk devleti bu gerçeği görürse sorun
çözülür, ayrılıkçılık ve terör sona erer mi?
Geleceği görmek zordur, ama en azından
ayrılıkçılığın daha gerçekçi konumlara
çekileceğini, terörün marjinalleşeceğini
umabilir, böyle bir umut için çaba gösterebiliriz.
Bu başarılamazsa yeni bir gerçeğe gözlerimizi
açacağız. Ayrılıkçılık ve onun özellikle Batılı,
ağırlıklı olarak Avrupalı dış destekçileri bir kere
daha zafer kazanmış ve Yugoslavya'da olduğu
gibi kanlı bir yöntemle Türkiye'yi etnik temelde
bölmüş olacaklardır.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Kırgızistan’a
gidiyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye, Kõrgõzistan’da
yeni anayasanõn 27
Haziran’da yapõlan
referandumla kabul
edilmesini memnuniyetle
karşõladõ. Dõşişleri
Bakanlõğõ’ndan yapõlan
açõklama,
“Halkoylamasõnõn huzur
ve sükûnet içerisinde,
sağduyulu bir ortamda
tamamlanmõş olmasõnõn
demokrasi ve hukuk
devleti yolunda atõlmõş
önemli bir adõm teşkil
ettiği şüphesizdir”
denildi. Açõklamada,
Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu’nun
önümüzdeki günlerde
Kõrgõzistan’õ ziyaret
edeceği ve hem
Türkiye’nin hem de
AİGK/CICA Dönem
Başkanlõğõ’nõn desteğini
yinelemeyi öngördüğü
belirtildi.
Patlayıcıyı taşıyan
zanlı tutuklandı
Haber Merkezi -
Malatya’da yolcu
treninde 7 kilo 750 gram
A-4 tipi plastik
patlayõcõyla yakalanan
zanlõ, jandarma
komutanlõğõnda
sorgulandõ. İfadesinde
kandõrõldõğõnõ iddia eden
zanlõ, “H.A. adlõ bir kişi
onu bana cam macunu
diye verdi.
Diyarbakõr’dan
Ankara’ya götürmemi
söyledi” dedi. Sorgusu
tamamlanan 23 yaşõndaki
zanlõ adliyeye sevk edildi
ve çõkarõldõğõ mahkemece
tutuklandõ.
BDP’li başkan
cezaevinde
SİİRT (AA) - Siirt
Emniyet Müdürlüğü
ekipleri tarafõndan terör
örgütü PKK’ye yardõm
ve yataklõk yaptõklarõ
iddiasõyla gözaltõna
alõnan ve BDP İlçe
Başkanõ Abdurrahman
Elçiçek’in de aralarõnda
bulunduğu 9 kişi,
sorgularõnõn ardõndan
adliyeye sevk edildi.
Zanlõlardan 3’ü
savcõlõktaki ifadelerinin
ardõndan serbest
bõrakõlõrken 6 kişi ise
tutuklanma talebiyle
nöbetçi mahkemeye
sevk edildi. Sanõklardan
Elçiçek’in de aralarõnda
bulunduğu 4 kişi
tutuklanõrken 2 kişi
tutuksuz yargõlanmak
üzere serbest bõrakõldõ.
Eski vekil Reşa
vefat etti
HATAY (AA) -
Hatay’da vefat eden eski
CHP Hatay Milletvekili
Ömer Fevzi Reşa (86),
Kõrõkhan ilçesinde
toprağa verildi. Reşa,
Kõrõkhan Merkez Ulu
Cami’de öğle namazõnõ
müteakip kõlõnan cenaze
namazõnõn ardõndan asri
mezarlõktaki aile
mezarlõğõna defnedildi.
Bodrum’da
operasyon
BODRUM (AA) -
Muğla’nõn Bodrum
ilçesinde, bir ihbarõ
değerlendiren Sahil
Güvenlik Komutanlõğõ
ekipleri, Turgutreis
beldesi Çatalada
açõklarõnda operasyon
düzenledi. Operasyonda,
yasadõşõ yollardan tekne
ile İtalya’ya gitmeye
çalõştõklarõ iddia edilen
Filistin ve Burma uyruklu
40 kişi yakalandõ.
Dershanelere bağõmlõlõğõ arttõrdõğõ gerekçesiyle eleştirilen 3 sõnavlõ sistem kaldõrõldõ
Eğitim yazboz tahtasõ oldu
MAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Eğitim
Bakanlõğõ’nõn (MEB) 3 yõl
önce dershanelere bağõmlõlõ-
ğõ arttõrdõğõ gerekçesiyle Or-
taöğretim Kurumlarõ Seçme
ve Yerleştirme Sõnavõ (OKS)
yerine getirdiği 3 sõnavdan
oluşan Seviye Belirleme Sõ-
navlarõ’nõ (SBS) aynõ gerek-
çeyle kaldõrmasõ ortaöğretime
geçiş sisteminin çöktüğünü
gözler önüne serdi. OKS’nin
kaldõrõldõğõ 2006-2007 eği-
tim-öğretim yõlõnda 3 bin
986 olan dershane sayõsõ bu-
gün 4 bin 200’ü geçti.
Milli Eğitim Bakanõ Nimet
Çubukçu’nun öğrencilere
hediye olarak sunduğu
SBS’nin 3 sõnavdan tek sõ-
nava indirilmesine ilişkin ye-
ni sistem 3 yõl önce eski Mil-
li Eğitim Bakanõ Hüseyin
Çelik tarafõndan kamuoyuna
da “müjdelenerek sunul-
muştu.” 2007 yõlõnda toplam
3 sõnavdan oluşan SBS’ye ge-
çişte OKS’nin kaldõrõlõş ge-
rekçeleri arasõnda sõnavõn
“kazanmak ya da kaybet-
mek ikileminde eğitimin
amacı haline gelmesi” ve
“dershanelere bağımlılığı
arttırması” sayõlõrken Bakan
Çubukçu da aynõ gerekçele-
ri dile getirerek SBS’nin tek
sõnava indirilmesine karar
verildiğini ifade etti. Bu du-
rum, ortaöğretime geçiş sis-
temindeki yanlõşlõklarõn de-
vam ettiğini gözler önüne
serdi. OKS’nin kaldõrõldõğõ
2006-2007 eğitim-öğretim
yõlõnda sayõlarõ 3 bin 986
olan dershane sayõsõ 2009-
2010 eğitim öğretim yõlõnda
4 bin 200’ü geçti. MEB’in
2006-2007 eğitim-öğretim
yõlõnda ortaöğretime geçiş
sistemini bütünüyle değişti-
rerek 6. 7. ve 8. sõnõfta
SBS’ye girilmesi ve bu 3 sõ-
navdan alõnan puanõn yer-
leştirmede kullanõlmasõna da-
yalõ yeni modeli dershanele-
re bağõmlõlõğõ beklenenin ter-
sine arttõrdõ.
İnandırıcı bulunmuyor
3 sõnavdan oluşan SBS,
OKS için 7 ya da 8. sõnõfta
dershaneye giden öğrencile-
rin SBS için artõk 4. ya da 5.
sõnõftan itibaren dershanele-
re gitmesini beraberinde ge-
tirdi. Dershaneler, 3 sõnavdan
oluşan SBS sisteminin uy-
gulamaya konulmasõyla bir-
likte sõnavlara hazõrlanacak
ya da girecek öğrencilere yö-
nelik yeni programlar açtõlar.
Ortaöğretime geçiş sistemi
yõllar içinde 3 kez köklü de-
ğişikliğe uğradõ. Bunlardan il-
ki 1997 yõlõnda temel zorun-
lu eğitimin 8 yõla çõkarõlma-
sõyla ortaöğretime geçiş sõ-
navlarõnõn ilköğretim 5. sõnõf
öğrencileri yerine ilköğre-
tim 8. sõnõf öğrencilerine ya-
põlmasõ oldu.
Liselere Giriş Sõnavõ (LGS)
ya da Anadolu Liseleri Sõna-
võ (ALS) olarak adlandõrõlan
sõnav sistemi Ortaöğretim
Kurumlarõna Seçme ve Yer-
leştirme Sõnavõ (OKS) olarak
anõlmaya başlandõ. OKS
2007 yõlõnda kaldõrõlarak
SBS’ye geçildi.
MEB’in 4 yõl içinde farklõ
lise türlerinin Anadolu lisesi
ya da meslek lisesi olmak
üzere 2 türe indirilmesine
ilişkin çalõşmalarda ise orta-
öğretime geçişte sõnavõn kal-
dõrõlmasõ yatõyor. MEB, fark-
lõ lise türleri arasõndaki eğitim
ve kalite farkõnõ gidererek
ortaöğretime geçiş sistemin-
de sõnavõn yarattõğõ baskõyõ or-
tadan kaldõrmayõ amaçlõyor.
MEB’in bu konudaki giri-
şimi ise inandõrõcõ bulunmu-
yor. Eski YÖK Başkanveki-
li Prof. Dr. İsa Eşme ilk ve
ortaöğretimde kalitenin dibe
vurduğunun, hem üniversi-
teye giriş sõnav sonuçlarõnõn
hem de PISA gibi uluslararasõ
değerlendirmelerin açõkça or-
taya koyduğunu kaydetti. Li-
se türlerinde de en başarõsõz-
larõn genel liseler olduğunu
kaydeden Eşme, “Bu lise-
lerdeki eğitim kalitesi, ta-
bela değiştirilerek sağlana-
maz. Böyle bir uygulama
sonuçta, Anadolu liselerini
genel liseler düzeyine indi-
rir. Eğitimde kaliteyi art-
tırmanın tek yolu, ciddi bir
eğitim reforumdan geç-
mektedir. Bunun dışındaki
çözümler SBS uygulama-
sında olduğu gibi eğitimi
yapboz tahtasına çevirir”
diye konuştu.
Ortaöğretime geçiş
sistemi MEB tarafõndan
yõllar içinde 3 kez köklü
değişikliğe uğradõ.
Bakan Çubukçu, aynı gerekçeleri dile getirerek SBS’nin tek sınava indirildiğini açıkladı.
ABANT PLATFORMU
Tartışmalı valiye
örtülü destek
Abant Platformu Genel Sekreteri
Yaylacõ, Kõrklareli Valisi Aydoğdu’nun
söylemek istediklerini tam olarak ifade
edememiş olabileceğini belirtti.
FIRAT KOZOK
ANKARA - Abant
Platformu, platformun
toplantõsõnda “DP’nin
CHP’yi kapatma-
ması, İnönü’yü hu-
zurlu bir yere gön-
dermemesi talihsiz-
liktir” dediği için hak-
kõnda İçişleri Bakan-
lõğõ’nca inceleme baş-
latõlan Kõrklareli Va-
lisi Cengiz Aydoğ-
du’ya “örtülü des-
tek” verdi. Abant
Platformu Genel Se-
kreteri Salih Yaylacı,
“Toplantının bu şe-
kilde öne çıkmasın-
dan üzüntülüyüz
ama olmuşla ölmüşe
çare yok” dedi.
Yaylacõ, Aydoğ-
du’nun sözleriyle ilgili
yaptõğõ açõklamada,
“Bizim şu anda tar-
tışma üzerinde söy-
leyebileceğimiz tek
nokta, üzüldük ta-
bii. Burası entelek-
tüel bir platform.
Burada her şey ko-
nuşuluyor, söyleni-
yor. Bunları başka
biri de söyleyebilirdi,
hiç bu kadar tartış-
ma olmazdı. Ama
bunları valilik gör-
evindeki bir kişi söy-
leyince, bu tartışma-
lar oldu. Vali Bey
için üzüldüm” dedi.
Yaylacõ, “Vali Bey
için mi üzüldünüz
yoksa sözleri için
mi” sorusuna da şu
yanõtõ verdi:
“Her ikisine de
olabilir. Bir insan va-
li de olsa, bir kamu
görevlisi de olsa. Be-
nim baktığım yer-
den bu tür toplantı-
lara gelebilmeli.”
Aydoğdu’nun ra-
hatsõzlõğõ nedeniyle
“söylemek istedikle-
rini tam olarak ifade
edememiş olabilece-
ğini” belirten Yaylacõ,
“Neticede söylendi,
olan oldu. Bundan
sonra kendisi her-
halde meseleye ba-
kacaktır. Soruştur-
ma da açılmış sanı-
yorum” dedi. Ay-
doğdu’nun okumaya,
yazmaya değer veren
bir kişi olduğunu söy-
leyen Yaylacõ,“De-
diklerini tam izah
edemedi diye düşü-
nüyorum. İnşallah
bir oturup konuşa-
cağız. Bizim eskiler
derler, olacakla öle-
ceğe neticede çare
olmuyor. Mesele bu-
nun farklı yerlere çe-
kilip bunun üzerin-
den bir rövanş alma
ya da farklı şeyler
devşirmeye dönüş-
memesi lazım” dedi.
‘Katiller Avrupa’da tatilde’
Sivas katliamında yaşamını yitiren 35 kişi, Gazi-
antep’te düzenlenen etkinlikle anıldı. Gaziantep
Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Yusuf Tu-
runç, “Madımak katilleri hâlâ Avrupa’da tatil
yapıyor” dedi. Pir Sultan Abdal Derneği tara-
fından Maarif Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı
önünde düzenlenen basın açıklamasına CHP
Milletvekili Yaşar Ağyüz, Yeni Toplum Kültür
Derneği, KESK, EMEP, EDP, BDP ve TKP baş-
kan ve üyeleri katıldı. Pir Sultan Abdal Derneği
Başkanı Yusuf Turunç, Maraş, Çorum, Sivas,
Malatya, Madımak ve Gazi katliamlarını aynı
anlayışın gerçekleştirdiğini belirtti. Turunç,
“Katliamdan önce ozanlar anıtını, tekbir getire-
rek yerlerde sürükleyen ırkçı, gerici, şeriatçı, fa-
şist sürüsü bu cesareti kimlerden alıyorlardı?
Başta dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı,
Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı, valisi ne-
den katliamcılara müdahale etmemişlerdi. Kat-
liamın ardından Başbakan’ın ‘Çok şükür halkı-
mıza bir zarar gelmedi!’ demesi, katliamı onay-
layan bir siyasi tavır değil miydi?” diye konuştu.
‘Su artık çatışmaya
yol açmayacak’
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Çev-
re ve Orman Bakanõ
Veysel Eroğlu’nun,
Asi Nehri üzerine inşa
edilecek Dostluk Ba-
rajõ’na ilişkin yaptõğõ
açõklamaya göre, su ko-
nusu Türkiye, Suriye
ve Irak arasõnda çatõş-
maya yol açmayacak.
Eroğlu, Dostluk Ba-
rajõ’nõn teknik ayrõntõlarõ
hakkõnda Suriye Sula-
ma Bakanõ Nadir El
Bunni ile geçen gün-
lerde Şam’da bir gö-
rüşme yaptõ. Bu görüş-
me sonrasõnda, iki ülke
arasõnda projenin tek-
nik ayrõntõ şartlarõnõ
içeren bir protokol im-
zalandõ. Bakan Eroğlu,
burada yaptõğõ konuş-
mada Türkiye, Suriye
ve Irak arasõnda zaman
zaman problemlere se-
bep olan su meselesine
başka ülkelerin karõş-
mak istediğini, buna
müsaade edilmeyece-
ğini belirtti.
BAKAN VEYSEL EROĞLU
SANIKLAR ERGENEKON BAĞLANTISINI REDDETTİ
Devrimci Karargâh
davasında 2 tahliye
HİLAL KÖSE
Devrimci Karargâh örgü-
tü davasõ tutuklu sanõğõ Ce-
mal Bozkurt, Devrimci Ka-
rargâh’õn Ergenekon örgü-
tüyle bağlantõlõ olduğuna yö-
nelik iddialarõ reddetti. Mah-
keme sanõklardan Melek Se-
ven ve Gökhan Aydın’õn
tahliyesine karar verdi.
Gazeteci Aylin Duruoğ-
lu’nun da yargõlandõğõ Dev-
rimci Karargâh davasõnõn
ikinci oturumu İstanbul 9.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde
yapõldõ. Tutuklu 6 sanõğõn
getirildiği oturumda “Dev-
letin birliğini ve ülke bü-
tünlüğünü bozmaya te-
şebbüs” ve “kasten adam
öldürmek” suçlarõndan iki
kez ağõrlaştõrõlmõş müebbet
hapis cezasõ istemiyle yar-
gõlanan tutuklu sanõk Boz-
kurt savunma yaptõ. Boz-
kurt, 1 Aralõk 2008’te baş-
layan tutuklamalar sonucu
hazõrlanan iddianamenin
ciddiyetsiz ve fiyasko oldu-
ğunu söyledi. İşaadamõ Nec-
det Öztürk ise tutuklulu-
ğunun oluşturduğu travma
nedeniyle tedavi gördüğünü
belirterek, “Oğlumun bir
tane bile oyuncak silahı
yoktur. Ona cep telefonu
bile almadım. Onu her şey-
den sakınarak büyütüyo-
rum” dedi. Yõlmazkaya ile
eski eşinin üniversiteden ar-
kadaşõ olarak tanõştõğõnõ an-
latan Öztürk, “Ben insa-
nım. Hiçbir örgütün ka-
muflaj malzemesi değilim.
Yılmazkaya’yı gazeteci ya-
zar olarak tanıdım. Or-
han’ın böyle biri olacağı
aklımın ucundan dahi geç-
mezdi” diye konuştu.
SHÇEK’e protesto
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
üyeleri, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru-
mu (SHÇEK) çalışanlarının “baskı, sürgün ve tehdit
politikalarına maruz kaldıklarını” belirterek yaşa-
nanları protesto etti. Ankara’daki SHÇEK Genel Mü-
dürlüğü önünde yapılan eylemde konuşan SES Genel
Başkanı Bedriye Yorgun, “AKP her şeyi taşeronlaştı-
rıyor. SHÇEK’teki yönetici ve temsilciler kurumun
izlemesi gereken politikayla ilgili açıklama yapınca
sürgün ediliyor” dedi. Yorgun, genel müdürlüğün adı-
nın Taşeron Genel Müdürlük olarak değiştirilmesi ge-
rektiğini kaydetti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)