25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 30 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15ekonomi@cumhuriyet.com.tr ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Yerel tatları ve müziği ile şarabın doğduğu topraklardayız. Mey İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu ile ekibi ile birlikte Elazığ’ın Aydıncık köyünde Şükrü Baran bağında. Hatırlatmakta yarar var: 2004 yılında TEKEL özelleştirilmiş ve 2006’da da tekrar el de- ğiştirerek AmerikanTexas Pasific Group’a geçmişti. O zamandan beri Mey İçki rakı, votka, likör gibi çeşitleri çoğaltırken Mey İçki’den doğan şarap bölümü Kayra da şarap çeşitlerini arttırdıkça arttırıyor. Elazığ’daki Şarap Üretim Tesisi ise 1942 yılında küçük bir imalathaneyken 1944 yılında büyük bir tesise dönüştürüldü. Kuruluşunda 1.16 milyon litre şarap üretimi yapılıyordu. Bugün yılda 5 milyon litreye yakın üretim var. Elazığ ve Diyarbakır bölgesinde yetişen Öküzgözü ve Boğazkere üzümleri bu tesiste işleniyor. Tesiste sadece kırmızı şarap üretiliyor. Özel şarapların olgunlaştırılması için 500 fıçılık mahzeni var. Şükrü Baran’ın 350 dönümlük bağı yöredeki en iyi bağlardan biri olunca Mey İçki de onunla bağlantı kurmuş. Uzmanlarını getirmiş, bağı daha da kaliteli ve verimli yapabilmek için birlikte çalışmaya başlamışlar. 4 yıldır birlikteler. Bir önolog, yani şarap üretim uzmanı olan Amerikalı Daniel O’Donnell sürekli olarak arazide! Biz Kayra Vintage’ın Öküzgözü 2007’sini yudumlarken o, “iyi üzümden kötü şarap yapabilirsiniz ama kötü üzümden iyi şarap yapamazsınız” diyor. Gerçekten de iyi şarap elde edebilmek için üzüm yetiştirmede teknik son derece önemli. O’Donnell, “toprak iklim dengesi, bağın büyüklüğü, farklı meyiller ve toprak yapısının önemli olduğu kadar üzüm salkımlarının sıklığı ve sulama yöntemleri de rol oynuyor. Öküzgözü, Boğazkere’yi dengelemek için kullanılan bir üzüm çeşidi iken yaptığımız çalışmalar sonucunda daha gövdeli ve asidi daha dengeli hale getirdik. Şimdi monasepaj halinde kullanıyoruz” diye anlatıyor. Girişimci Şükrü Bakan ve Kayra’nın ortaklığı Türkiye’nin ilk tek bağ (single vinyard) konseptiyle üretilen üzümünü ortaya çıkarmış. Bağdan sonra kentin içindeki fabrikaya gidiyoruz. Bağbozumu zamanı olmadığı için henüz üretim yok. Ancak şişeleme yapılıyor. Daniel O’Donnell’in “Benden sonra Kayra’da yerimi alacak kişi” diye tanıttığı Elazığ Şarap İşletmesi Üretim Sorumlusu Emre Adem bize üretim safhalarını anlatıyor. “Kayra, üreticiyi topraktan şişeye destekleyen bir zincir” diyen Galip Yorgancı- oğlu, şaraplık üzüm üreticileriyle yaptıkları çalışmaları marka etiketlerine taşımaya başladıklarını vurguluyor. Türkiye dünyanın en büyük kuru üzüm ihracatçısı. Yine dünyada üretilen üzümlerin yüzde 5’i Türkiye’den üzüme katma değeri kazandıran ise şarap üretimi. Bu yüzden desteklenmesi ve kalitenin dünya ölçeğine çıkarılması son derece önemli. Şaraplık üzüm için elverişli Elazığ topraklarında çiftçi ile sanayicinin daha iyi verim için el ele vermesinin meyvelerini gördük. Mey İçki kurumsal sosyal sorumluluk bilinciyle kente daha fazlasını da vermeye hazır. Acaba Elazığ yerel yönetimi ve halkı buna ne kadar hazır? İşte orası kafamda soru işareti. Bize Elazığ mutfağını tanıtmak için çırpınan emekli ilkokul öğretmeni Burhan Özdemir’in yakınlarının yaptığı ve muhtemelen yıllar içinde Ermeni lezzetleri ile harmanlanmış o leziz dövme çorba, dilim dolma, tavuk üfleme, haşlanmış içli köfteyi Kayra şaraplarının eşliğinde tadarken Daniel O’Donnell’in “Ben salkımın bana ne dediğini anlamaya çalışırım” sözlerini düşünüyorum. O topraklarda dokunduğum salkımlar bana köklü bir tarih kültürleri arasında hoşgörüyü, kardeşliği, sevgiyi hatırlatıyor. Döndükten sonra daha aradan bir hafta geçmeden, Elazığ’da PKK ile çatışma ve şehit haberleri geliyor. İçimdeki acı, Harput sokaklarında dolaştıktan sonra daha bir derinleşiyor… Kayra’nın Öküzgözü, Elazığ, Barış… EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN G20’nin Yeni Tılsımı: Büyümenin Yeniden Dengelenmesi Geçen hafta sonu, küresel ekonominin idari merkezi olarak pazarlanan G20 zirvesi Toronto’da toplandı. G20’nin Toronto zirvesi, Avrupa Birliği’nin geleceğini tehdit eden kamu açıkları ve birikmiş borçların idaresinden kaynaklanan kaygılar; küresel enflasyon riski; Çin’in dünya piyasalarına daha çok tüketen ve daha çok ithal eden bir potansiyel kaynak olarak katkıda bulunabilmesi sorunlarına çözüm bulma telaşındaydı. Bu çabalama yeni bir tılsımlı sözcük ile özetlenmekteydi: “Büyümenin yeniden dengelenmesi”. G20’nin Toronto toplantısından somut olarak sadece iki “öneri” çıkarılabildi: G20 ülkeleri; 1) 2013’e kadar bütçe açıklarının milli gelire oranını yarı yarıya azaltacaklar ve 2) 2016’ya değin de kamu borçlarını milli gelire oran olarak sabitletmiş olacaklardı. Ülkeler bu hedeflere ulaşmak için uygulayacakları politikaları teker teker bağımsız olarak seçeceklerdi. Sonuç olarak, G20 “merkezi” bir yönetişim işlevi görmekten artık çok uzakta kalmaktaydı. Bu gelinen nokta, G20’nin ilk olarak küresel yönetişim sahnesine pazarlandığı Kasım 2008 zirvesine görece önemli bir gerilemeye işaret etmektedir. 2008’de G20’nin sloganı “küresel problemlere, küresel çözüm” olarak muştulanmıştı. Daha iki sene dolmadan G20 artık küresel çözüm arayışına havlu atmış, “üyelerini” kendi haline terk etmiş bir “birlik” sıfatındadır. G20 topluluğunun 2010’un yaz aylarında yaşamakta olduğu bir diğer endişe ise küresel ekonominin içine sürüklendiği yeni “çarpık” büyüme konjonktürüdür. Küresel ekonominin, Avrupa ekonomilerinin durgunluğa sürüklendiği ve Çin ve Uzak Asya bölgesinin de hızlı büyüme içine girdiği bir ayrışma içinde olduğu gözlenmektedir. Bu süreçte AB üyesi ülkelerde yaşanan olumsuz gelişmeler Avro’nun, Amerikan Doları karşısında değer yitirmesine yol açmakta; dolayısıyla AB ülkelerinde rekabet avantajı doğmasına neden olmaktadır. Avro’nun değer yitirmesi sonucunda AB ihracatının yükseleceği, buna karşın ABD’nin dış ticaret açığını da arttıracağı öngörülmektedir. OECD tarafından yapılan çalışmalar, Avro’nun değer yitirmesi neticesinde AB’de cari işlemler fazlasının 251 milyar Avro düzeyinde artacağını öngörmektedir. Bu tür bir dış fazlanın ABD ekonomisi tarafından emilmesi ise ABD’nin yeniden yüksek cari işlemler açığı veren bir ekonomiye dönüşmesi anlamına gelmektedir. ABD’de yüksek cari işlemler açığının küresel finans piyasaları için yarattığı sorunları yeniden anımsatmaya gerek olmadığını düşünüyoruz. ABD küresel krizin yapı taşlarını serdiği yolda “sanayi sonrası yüksek hizmet toplumu” sıfatıyla, yüzde sıfır düzeyinde tasarruf yaparak bir tüketim ve borç ekonomisine dönüşürken vermekte olduğu dış açıklarını niteliksiz finansal varlıklar ve riskli finansal işlemler aracılığıyla finanse etmekteydi. ABD finansal sisteminin ürünü olan riskli ve değersiz kâğıtlar bir yandan birçok yükselen piyasa ekonomisinde merkez bankalarının rezerv vitrinini süslüyor, bir yandan da dünya ticaret akımlarını finanse ediyordu. Şimdi ABD’nin yeniden 2007 öncesi koşullara sürüklenmesi, küresel krizde bir “ikinci dalga krizin tohumları saçılıyor” yorumlarını da beraberinde getirmektedir. G20 Toronto zirvesinin, resmi olarak açıklayamasa da bu endişeyi göz önüne aldığı ve “büyüme var, ancak dengelenmesi gerekli” türünden söz oyunlarıyla durumu şimdilik idare etmeye çalıştığı anlaşılmaktadır ‘Mayõsta fiyatlar düşecek’ kehaneti doğru çõkmadõ, hükümet 100 bin tonluk daha canlõ hayvan ithalatõna izin verdi İthalata karşõn düşmeyen et fiyatlarõndan tüketici umudu kesti. Piyasa büyükleri ramazanda etin 40 liraya kadar çõkabileceği uyarõsõnda bulundu. Ekonomi Servisi - “İthal” sözünün gün- deme düşmesinin ar- dõndan özellikle büyük marketlerde et fiyatlarõ bir anda 3-4 lira ara- sõnda düştü. Ancak bu düşüş vatandaşõn evine giren etin kilogramõnda bir değişiklik yaratma- dõ. Etkili, yetkili ve dü- zenleyici kurumlarõn, bakanlõklarõn, odalarõn açõklamalarõ birbiri ar- dõna geldi, ithalatlar ya- põldõ, yapõlmaya da de- vam edilecek ancak yurttaşõn sorunu çö- zümlenmedi. İthal etin piyasaya girmesi ile et fiyatlarõ- nõn düşeceği ve va- tandaşõn alõm gücünün artacağõna yönelik bek- lentiler de yavaş yavaş kayboldu. Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Meh- di Eker’in ithal etin karkas fiyatõnõn söy- lendiği gibi 20 liradan değil 12 liradan ka- saplara gideceği açõk- lamasõna, Türkiye Ka- saplar Federasyonu Başkanõ Fazıl Yalçın- dağ’dan, ithal gelen ka- saplõk hayvanlarõn özel- likleri gereği daha faz- la kemik ağõrlõğõna sa- hip olduklarõ, 12 liradan kasaba giren etin KDV, kâr gibi eklentilerle bu- günkü fiyata yakõn bir rakamdan tüketiciye ulaşacağõ yanõtõ geldi. Et sektöründe faaliyet gösteren önemli şirket temsilcileri, kõymanõn fiyatõnõn ramazanda 40 liraya kadar çõkacağõ uyarõsõnda bulundu. Son olarak, Et ve Ba- lõk Kurumu Genel Mü- dürlüğü’ne yönelik açõ- lan tarife kontenjanõyla 31 Aralõk 2010’a sõfõr gümrük vergisiyle 100 bin ton damõzlõk olma- yan canlõ hayvanõ ithal etme yetkisi verildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - AKP’nin, et fiyatlarõnõ düşürmek için başlattõğõ ithalat da çözüm olmadõ. Fiyatlar yeniden yükselmeye başlarken, uzmanlar akõlcõ ve kalõcõ politikalarõn uygulanmasõnõ istiyor. İzmir Tarõm Grubu, “Et ithalatı, geçmişte değişik siyasi iktidarlar tarafından, ‘Halkõmõza ucuz et yedireceğiz’ vaadiyle yola çıkılmış, sonu hüsranla bitmiş hatalı bir girişimdir” açõklamasõ yaptõ. İçinde akademisyen ve sektör temsilcilerinin yer aldõğõ grubun değerlendirmesinde, “İthal et/hayvan ihalesi hemen durdurulmalı. Dana etinin karkas kilogram fiyatı 14 liradır. İthal etin EBK fiyatının 12 lira olduğu söylenmektedir. 2 liralık fark, perakende et fiyatını değiştirmeyeceği gibi, bu kadar küçük bir fark için çiftçimizin yarattığı katma değerden vazgeçiyor olmak da akılla bağdaşmamaktadır” denildi. BUGÜNE KADAR 566 HAYVAN GELDİ CHP’li milletvekili Selçuk Ayhan’õn verdiği soru önergesine Tarõm Bakanõ Mehdi Eker, verdiği yanõtta, canlõ kasaplõk sõğõr ithalatõ kapsamõnda 566 sõğõr getirildiğini belirtti. Eker, canlõ kasaplõk sõğõr ithalatõnõn ABD (Teksas, Alabama ve Washington eyaletleri hariç), Brezilya (Parana bölgesi hariç), Uruguay, Arjantin (Corientes ve Misiones bölgeleri hariç), İzlanda, Norveç, Estonya, Litvanya, Letonya ve Macaristan’dan ihale yoluyla yapõldõğõnõ belirterek, ithal edilen canlõ kasaplõk sõğõr miktarõnõn 8 bin ton (yaklaşõk 16 bin baş) olduğunu, bugüne kadar 566 baş hayvanõn geldiğini, kesimlerin halen devam ettiği yanõtõnõ verdi. Emekliler isyan etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Memur-Sen’e bağlõ Emekli Bir-Sen Genel Başkanõ İsrafil Odabaş, Tür- kiye’de emeklilerin her gününün “üzüntülü, sıkıntılı, yokluk ve ıstı- rap” içinde geçtiğini söyledi. Birleşik Emekliler Derneği Genel Başkanõ Nalan Akcan, “Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan seçim- lerde emeklilerin durumunu iyi- leştirmeyi vaat etti. 8 yılda iyileş- me olmadı durumumuz kötüye gitti” diye konuştu. Emekliler Günü, bugün kutlanõyor. Birleşik Emekliler Derneği Genel Başkanõ Akcan, aldõklarõ maaşla emeklilerin ölüme mahkûm edildiğini söyleyerek “Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’ın seçimlerde ele al- dığı tek konu emeklilerdi. Emek- lilerin durumunu iyileştirecekler- di. 8 yılda iyileşme olmadı duru- mumuz kötüye gitti, açlık sınırının altında yaşıyoruz” diye konuştu. Emekli Bir-Sen Genel Başkanõ Odabaş da, emeklilerin gün yapa- bilmesi için insan onuruna yakõşõr bir yaşam standardõ elde etmesi ge- rektiğini belirterek, “Emekliler ne zaman insan onuruna yakışır bir refah içine girerse, o zaman emek- linin günü olur, etkinlik yapar, bir araya gelir, ‘gün’ olarak kutlar. Şimdi biz bu halimizle evden çıkıp herhangi bir yere gitmeye para bulamazken gün diye nasıl kut- layalım bilmiyorum” dedi. Karar bugün İşçi-Memur-Bağ-Kur Emeklileri Derneği (İMBED) Başkanõ Hamdi Öz de bugün, Ankara 5. İş Mahke- mesi’nde emeklilerin maaşlarõ ara- sõndaki farkõn ortadan kaldõrõlmasõ için açtõğõ davanõn duruşmasõ için bir grup emekliyle Ankara’ya gelece- ceğini söyledi. Kuzey Irak’ta bir araya gelen Barzani ve Çağlayan, ticaretin artmasõ için gerekenleri konuştu ŞEHRİBAN KIRAÇ ERBİL - Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan, Kuzey Irak’a yaptõğõ zi- yaretin ilk gününde bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani’ye Türkiye’nin PKK mesajõnõ verdi. Barzani ile Se- lahattin’deki karargâhõnda 1 saat gö- rüşen Çağlayan, Barzani’ye “Bela ortak baş belamız olur. Saldırılar ar- tarsa bundan sonra Türkiye olarak daha şiddetli bir şekilde cevap ve- receğiz” dedi. PKK’nin adõnõ anarak örgütün son dönemdeki saldõrõlarõnõ kõ- nadõklarõnõ belirten Barzani de sa- vaşla bin yõl geçse de bir yere varõla- mayacağõnõ belirterek “Aynı ailenin fertleriyiz. Demokratik açılımı ve milli birlik ve beraberlik projenizi sonuna kadar destekliyoruz” dedi. Hedef 20 milyar dolar Türk-Irak İş Forumu Kuzey Irak’õn Erbil şehrinde yapõldõ. Farklõ sektör- lerden pek çok işadamõ yatõrõm için iş görüşmelerinde bulundu. Forum ön- cesi bölgesel yönetimin başbakanõ Behram Salih ve Mesud Barzani ile bir araya gelen Çağlayan, ticaretin si- yasetin anahtarõ olduğunu söyledi. Çağlayan, “Hedefimiz iki ülke arasındaki ticaret hacmini 4 yılda 20 milyar dolara çıkarmak” dedi. Tür- kiye ile Kuzey Irak arasõndaki ticaret hacmi 2009’da 5.2 milyar dolara yük- seldi. Barzani ile ticaret hacminin gelişmesi için yapõlacaklarõ masaya ya- tõrdõklarõnõ açõklayan Çağlayan, önü- müzdeki dönemde bankacõlõkta ge- lişmelerin yaşanacağõnõ dile getirdi. Çağlayan, İş Bankasõ ve Ziraat Ban- kasõ’nõn Erbil’de şube açacaklarõnõ ha- tõrlattõ. Öte yandan Türk Hava Yolla- rõ’nõn, merkezi Irak hükümetinin ku- rulmasõnõn ardõndan Erbil’e seferler başlatacağõ öğrenildi. Çemen Tekstil’de sendika kavgası BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP - Çemen Tekstil’de çoğunluğu ele geçiren ve 2.5 aylõk grev- den sonra işveren ile masaya oturma- yõ başaran DİSK, yeni dönem için yetkiyi AKP iktidarõna yakõnlõğõyla bilinen Hak-İş’e kaptõrdõ. DİSK, Çemen Tekstil’de yetkiyi tekrar almak için mahkemeye başvurmaya hazõrlanõyor. DİSK-Tekstil İşçileri Sendikasõ Ga- ziantep Şube Başkanõ İbrahim Ka- raca, “Üye çoğunluğu DİSK-Teks- til’de olmasına karşın toplusözleşme yetkisinde bakanlık oyun oynuyor. Bunun adı işçi iradesi değil, Çalış- ma Bakanlığı’nın yandaş yetkisidir” ifadelerini kullandõ. İstanbul Haber Servisi - Türkiye Be- lediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sen- dikasõ (Belediye-İş) İstanbul şubeleri ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasõndaki 137 gündür süren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, uzlaşmazlõk- la sonuçlandõ. Belediye-İş 5 No’lu Şube Başkanõ Nihat Altaş görüşmelerin olumsuz sonuçlandõğõnõ belir- terek grev kararõ alacaklarõnõ söyledi. Genel-İş Sendikasõ’na bağlõ ilçe belediyelerindeki çalõşan işçilere top- lu iş sözleşmelerine sahip çõkmalarõ için çağrõda bulunan Altaş, “Arabulucu Raporu, Bölge Çalışma Mü- dürlüğü’nden çıktı. Rapor elimize ulaştıktan sonra İBB’de grev kararı asacağız. Grev kararının ası- lacağı gün, başta İBB olmak üzere, örgütlü oldukları iştirakler ile Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Zey- tinburnu, Üsküdar ilçe belediyelerinde tam gün iş bırakarak grev kararını asacağız” diye konuştu. B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K YASED, KOZA’yla 116 öğrenciye destek oluyor Ekonomi Servisi - Uluslararasõ Yatõrõmcõlar Derneği (YASED), 2009’da başlattõğõ ve ülkenin az gelişmiş bölgelerinde okuyan öğrencilerine sundu- ğu uluslararasõ şirketlerde staj yapma projesinin ikin- ci yõlõna dün başladõ. Projenin öncelikli hedefinin öğ- rencilere vizyon kazandõrmak ve uluslararasõ şir- ketlerinin çalõşma yapõsõnõn öğretilmesi olduğunu söyleyen YASED Ge- nel Sekreteri Mustafa Alper, bu kapsamda projeye katõlan 116 öğ- rencinin, hedeflerine ulaşmada bir adõm daha yak- laşacağõnõ böylece öğrencilerin geldikleri bölgeler için umut olacağõnõ ve o bölgeyi kalkõndõracağõnõ belirtti. Söz konusu projeyle, öğrencilere 55 uluslararasõ şir- kette staj olanağõ, kent dõşõndan gelenlere staj dö- neminde kalacak yer gibi olanaklar sağlõyor. ARAS’ın hedefi Ortadoğu Ekonomi Servisi - Aras Holding 15 ili kapsayan “Yolaçõk 2010” toplantõlarõ için geldiği Ankara’da firmasõnõn geleceğe yönelik hedeflerini açõkladõğõ basõn toplantõsõnda, yönetim kurulu başkanõ Evrim Aras, “Krize rağmen son 2 yõlda yüzde 35 büyüme kaydettik” dedi. Holding olarak Batõ teknolojileri- ni kullanarak, Ortadoğu’ya ilk yurtdõşõ ataklarõnõ ya- pacaklarõnõ kaydeden Aras, bu adõmlarõn ardõndan Aras Kargo’yu bir dünya markasõ yapmayõ hedef- lediklerini söyledi. Aras Kargo’nun, hizmet kalite- sini arttõrmaya yönelik çalõşmalarõn devam ettiğini bildiren Aras, “Kuryelerimizin önünü açıp onla- ra yeni bir vizyon kazandırmak çok önemli” de- di. Aras Akademi’nin kurulmasõyla, üniversitenin kapõlarõnõ kuryelere açtõklarõnõ belirten Aras, bu ça- lõşmayla 2010 yõlõ sonuna kadar 5 bin çalõşan, 2012 yõlõna kadar da 10 bin çalõşanõn eğitim almasõnõn sağ- lanacağõnõn altõnõ çizdi. Belediye işçileri greve çıkacak ‘Savaşla bir yere varılamaz’ Etteucuzlukhayaloldu İthalat da çözüm olmadı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear