23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
KITAP^Î Haartayanlar Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUK-GENÇLİK OKUMA Gülten Dayıoğlu'ndan yazının ve yaşamın kucaklaştığı biryaprt n Mavisel YENER G ülten Dayıoğlu, ilkçocuk kitabı Bahçıvan'ın Oğlu'ndan (1963) bu yana okuriarıyla el ele, yürek yüreğe... Dayı- oğlu son kitabı Yaşadıklanm Ve Düşlediklerim'de yet- miş iki kitabının yazılış öyküsünü anlatmış. Okurlannın ona en çok yönelttiği "Bu kitabı nasıl yazdınız?", "Fadiş siz misiniz?", "Mo diye bir yaratık var mı?" gibi sorulara yanıt vermiş. Bunun yanı sıra yaşam öyküsünü de samimiyetle paylaşmış. Yazma- nın, yaratmanın sevincini, heyecanını, coşkusunu aktarırken eğitmenlikten gelen birikimini kitaplarında nasıl kullandığını ay- rıntılanyla anlatmış. Bu çok renkli serüvene dalmadan önce, yapıtını hazırlarken hangi ilkeleri benimsediğini vurgulayan bir yazı kaleme almış. "Anlatımda bazen ben öne geçiyorsam da kısa bir süre sonra özelimle ilgili konulann esere hazırtık n'ıteli- ğinde olduğu ortaya çıkıyor, "diyor. Yaşadıklarım ve Düşledik- lerim'de yapıtların oluşum süreci anlatılırken kuru bir zaman dizgesine bağlı kalınmamış, belleğin derinliğindeki anılar akıcı bir biçimde okurla paylaşılmış. 50 yıla yaklaşan yazın hayatı, yetmiş iki kitap... kolay değil her şeyi anımsamak. Kitabı elime aldığımda elli yıla yaklaşan bu serüven için ayrıntılı bir günlük tuttuğunu düşündüm Gülten Dayıoğlu'nun. Fakat böyle olma- mış, bu tür bir günlükten kitapta söz edilmiyor. Eserlerinin ya- zılış öykülerini içeren bu kitabı yazmaya karar verdiğinde ilk adım olarak yetmiş iki kitabını tekrar okumuş. Bunu yaparken de "bellek katmanlanmın kapılarını yumrukluyordum," diyor. Neyse ki, belleği onu eli boş döndürmemiş. Yıllar yılı uykuda bekleyen anılar, tatlı tatlı esneyerek uyanmışiar. Dört yıl önce Gülten Dayıoğlu ile yaptığımız, Maviada dergi- sinde yayımlanan bir söyleşide demişti ki; "Inancıma göre ki- tap, çocuğu ve genci, tek ya da birkaç alanda değil, tümden kuşatır. Okurkitapla dilini, düşünce, algılama, yargı oluşturma, sorgulama düzeylerini geliştirir. Bilgisini artınp belleğini zen- ginleştirir. Insan tiplerini tanıma olanağı bulur. Yaşam içinde akıp giden türlü sorunlarla bunlann bin bir çeşit çözüm yollan- na tanık ofor. Olumlu olumsuz pek çok deneyim edinir. Mera- kı bilenir, coşkusu tetiklenir. Hayal kurma yetisi şahlanır. Kısa- cası türlü besinlerle nasıl bedensel gelişimi sağlanırsa, çeşitli kitaplarla da zihinsel, ruhsal ve duygusal yapısı beslenip geli- Şir. özetlersek, kitaplar, çocuk ve genç okura yaşama değin ipuçlan vererek onu hayata hazırlar." Yaşamla ilgili ipuçlan ve- ren o yapıtların yazılış serüvenine yelken açıyoruz Yaşadıkla- nm Ve Düşlediklerim'de. Yazmak Gülten Dayıoğlu için bir yaşama biçimi. Yazmanın nasıl bir emeğe gereksinim duyduğunu bir kez daha düşündü- rüyor kitap. Kısa bir öyküden uzun soluklu bir romana değin her yapıtın yazımını nelerin tetiklediği okumak heyecan verici. Bir kitabı yaşadıklanmı ve düşlediklerimi harmanlayarak yaza- nm, diyen Dayıoglu'nun yazı hayatının ilk yıllanndaki yapıtlan- na baktığımızda kurguların uzamının, kırsal, köy, kasaba iske- letli olduğunu görüyoruz. Sonraları biraz daha farklılaşıyor ve fantastik kurguya uzanan bir serüven haline geliveriyor yazma yolculuğu. Bu değişim, bilinçli bir çabanın ürünü. Çünkü Dayı- oğlu iyi biliyor ki yaşam değişim ve dönüşüm demek. Onun yazarlık anlayışında hep aynı biçemle yazma çabası yok, ken- dini tekrarlayan bir yazar olmak istemiyor, bunu başarıyor da. Yaşadıklarım ve Düşlediklerim'de, sınırlannı nasıl genişlettiğini anlatıyor. Dünyayı gezmesi, uluslararası fuarlarda gözlem yap- ması kitaplarına yeni soluklar getirmiş. Gülten Dayıoglu'nun yazma serüvenini okurken bir yandan da Türk çocuk edebiya- tının geçtiği "dikenli yol"ları görüyoruz. Çocuk ve gençlik ede- biyatının edebiyat türü olarak bile kabul edilmediği bir dönem- de "ille de çocuk edebiyatı" diye direnmiş bir yazar o. "Beni 'çocuk kitabı yazmayı çocuk edebiyatı olarak değenendirmen yanlış. Çünkü çocuk edebiyatı diye adlandınlan bir edebiyat dalı yok. Çocuk kitaplan da edebiyatın genel kapsamı içinde yer alır,' diyerek, öyle bir hırpalıyorlardı ki!.." (s.24). Dayıoğlu, böyle bir dönemde çocuk edebiyatının çocuk kitaplannı kap- sayan özel ve özgün bir edebiyat dalı olduğuna inanmış, sa- vaşım vermiş. Yayınevlerinin yurtdışı bağlantısının olmadığı, dernek ve yazar örgütlerinin yazara sahip çıkmadığı dönem- lerde eserlerinin yabancı ülkelerde de yayımlanması için birey- sel atılımlar yapmış. Yapıtları Ingiliz, Alman, Macar, Isveç ve Rus dillerine çevrilmiş. Kitapta Çocuk ve Gençlik Yayınlan Demeği'nin (ÇGYD) ku- ruluş serüvenine de yer vermiş Dayıoğlu. Bu fikrin nasıl doğ- duğunu, kimlerin destek verdiğini anlatmış. "Çocuk edebiyatı alanındaki ürünlerimizle yurtdışına açılabilmek için demek ilk adım olacaktı. Bu hedef doğrultusunda, çocuk edebiyatına gönül vermiş kişiler, belli aralıklaria toplanmaya başladık. Bu toplantılarda derneğin çekirdeğini oluşturan; Prof. Dr. Meral Alpay, Nabey ûnder, NadirErgin Telci, Gülten Dayıoğlu, Can Göknil, Serpil Ural, Fatih Erdoğan, Ayla Çınaroğlu gibi isimler yer alıyorlardı. Her ne kadar kurucu üyeler arasında adı yer almasa da Yalvaç Ural, demeği oluş- turma toplantılanna katılıp yarariı önerilerde bulunmuştur. öyle ki, toplantılardan birinde, parasalsıkıntıya çözüm aranırken, ben Fadiş'inyıllık gelihni demeğe verme önerisinde bulunmuştum." (s. 26). ÇGYD'nin bugün daha da güçlenerek nitelikli çocuk yayınlarının üretimini özendirdiğini ve yurtdışı etkinliklerde variık gösterdiğini biliyo- ruz. Gülten Dayıoğlu, çocuk ve gençlik edebiyatı küttürünün gelişmesine katkıda bulunmak ve seçkin eserierin ortaya çık- masına destek vermek amacıyla Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı'nı da kurdu. Vakıf düzenlediği ödüllü yarışmalarla adım çocuk yazını tarihine şimdiden yazdırdı. Yaşadıklarım ve Düşlediklerim, yalnızca Gülten Dayıog- lu'nun kitaplannı nasıl yazdığını merak eden okuriarın değil ay- nı zamanda yazma eylemi üzerine kafa yoran herkesin ilgisini çekecek nitelikte. Yazarın kitaplanndaki kahramanları nasıl yıl- lar yılı kafasının içinde taşıdığını, kılı kırk yaran titizliğini okur- ken edebiyata olan saygısını, tutkusunu görüyoruz. Yazmanın eğlendirici yanına vurgu yaparken yorucu bir çaba, kimi za- man çileli bir yolculuk olduğunu da okuruyla paylaşmış. Kitap bu yolculukta onu hiç yalnız bırakmayan okurtarına ithaf edil- miş. Yıllar önce yaptığımız bir söyleşide "Siz bir öğretmensi- niz. öğretmenliğiniz sırasında yazmaya başladınız, Hangi mesleğiniz daha ön plana geçiyordu yüreğinizde? Aldığınız ödüllerden en çok hangisi değerii sizin için?" diye sorduğum- da verdiği yanıt okuriannı koyduğu yeri göstermesi açısından önemli, buraya da alıyorum: "öğretmenlikle yazarlık öylesine iç içe ki!.. Çünkü hedef kitlemiz çocuk ve genç. Yüzümüz hep onlara dönük. Doğrusu, yazarlık ve öğretmenliği birbirinden ayıramıyorum. öğretmenliği çok severek yaptım. Yazmayı ise yaşam biçimi edindim. ödüller yazarı onurlandınrken, daha iyi ürünler verme yönünde tetikler. Ve yazara sorumluluk yükler. Benim için her ödül değerii. Kitaplanmın, ülkemizin dört bir ya- nında okunması ise en büyük ödül. Hele hele, okurianmdan, ana babalardan ve öğretmenlerden gelen, sevgi, coşku ve öv- güdolue-mailler, mektuplar, telefon ve fakslar, telefonlarf.." Kitaba yalnızca "anılar" demek haksızlık olur, "otobiyografT de diyemeyiz. Yazar, kitaplann yazılış serüveni sırasında kimi zaman özel hayatına da girmek zorunda kalıyor elbette. Bun- lar nasıl yazılmalı, neresinden tutulmalı, neyi, nasıl, ne kadar anlatmalı, bu zor işin başanyla üstesinden gelmiş Dayıoğlu. Daha önce okuduğunuz anı kitaplarına benzemeyen, farklı bir dil, anlatış, kurgulama ve yapı yaratmış. Bu kitabı okuyunca, çağımız Türk çocuk edebiyatının önemli köşe taşlanndan olan bir kadın yazann, iç ve dış halle- rinin ipuçlarını yakalıyor, geleneğin ışığında çağdaş yaratımlar- la çocuklara seslenmiş Dayıoglu'nun kişiliğinin izini sürüyoruz. Kitabın bir başka özelliği de ülkenin sosyolojik, ekonomik du- rumunu belgesel biçimde yansıtan bir yapıt olması. ömeğin, 1960'larda başladığı Fadiş'i yanşmaya göndermesi için dakti- loyla yazılmış altı adet kopya gerekir. Ne var ki yazann daktilo- su yoktur. Okul müdüründen okulun daktilosunu rica eder. Müdür devlet zimmetli malı eve götürmesini pek hoş karşıla- maz ama yine de bu isteği geri çevirmez. Sonrasını bakın nasıl anlatıyor "Erika marka daktilo kocaman sandık gibi bir şey. Üstelik kapağının sapı kınk. Cumartesi günleri, daktiloyu ku- caklayıp midemin üstüne yerieştiriyorum. Bomonti'den Nişan- taşı'ndaki eve taşıyorum. Annem çocuğu oyalarken eşimle bihikte, sabahtan geceyanlanna değin Fadiş'i temize çekiyo- ruz. O, makinede yazarken, ben de metni defterden okuyo- rum. Pazartesi sabahı yine daktiloyu yüklenip müdüre teslim ediyorum. Yorulmak sözcüğü bir yana, bu işi yaparken öyle bir sevinip kıvanıyorum ki! Kanatlanıp uçasım geliyor. Vaktilo- yu taksiyle taşısana' diyenler olabilir. Ben de onlara 'Taksi pa- rası nerede?' derim."(s. 47). Işte böylesi içtenlikli bir dil karşılı- yor bizi Yaşadıklanm ve Düşledikle- rim'de. Yazının ve yaşamın kucaklaştığı bu kitabı okursanız mutlaka bir yerlerin- de kendinizi de bulacaksınız. Sevgili Gülten Dayıoğlu, sağlıklı yaşa- yın, nice kitaplannız ve o içtenlikli tavrı- nızla hayatı, edebiyatı, "insan" olmayı duyumsatın çocuklara. • www.maviselyener.oom * Yaşadıklanm ve DOşledikJerim, Gülten Dayoğlu, Attın Kitaplar, 316 &, 2010. HazHayatMavteel Yener Cumhuriyet ÇocuManndan Mektuplar... Betül öğük. 13 yaş, Izmlr, Altmtepe llköğretim Okukj Merhaba kitap kurtlan. Size "Bir Küçük Osmancık Vardı" rsimli eserden bahsetmek istiyorum. Kitabın yazan Hasan Nail Canat. Küçük bir hikâye kitabına benzemesine rağ- men içinde küçük hikâyeler banndıran bir roman. Ben en çok "Meçhulden Gelen Çocuk" ve esere adım veren bölü- mü beğendim. Bu eseri mutlaka okuyun çünkü epey sü- rükleyici. Yeni eserierde buluşmak dileğiyle. Hoşça kalın! Derya Btoe, 12 yaş, Izmlr, Altmtepe llkfiğretlm Okukı Merhaba sevgili kitapseverler. Jack London'ın "Vahşi Dün- yanın Çağnsı" adlı kitabını okudum ve çok beğendim. Kı- sa sürede Buck Kuzeydeki en ünlü kızak köpeklerinden biri olmuştu ama Kuzey vahşi bir yerdi. Ormanlarda kurt- lar özgürce dolaşıyordü. Eserde Buck'un diğer kişilerle olan ilişkileri, kamptaki köpeklerle mücadeleleri heyecan öğeleriyle birlikte verilmiş. Bir gün bu kitabı görürseniz mutlaka alıp okuyun. Soluk soluğa okunacak hakikaten sürükleyici bir eser çünkü. İyi okumalar! Canberk Glrgln, 12 yaş, Samsun, 23 Nban llköğretlm O. Merhaba Cumhuriyet Çocuk. Ben Cemalettin Kavaklıgil'in Dedem Korkut Hikâyeleri'ni okudum. Bir-Yay yayınevi ta- rafından basılmış. Kitapta eski zamanlarda yaşayan Türk- lerin yaşayış biçimleri ve kültürleri anlatılıyor. Kitapta en beğendiğim kişi Dede Korkut. Çünkü o bilge biri ve insan- lara doğru yolu gösteriyor. Kitapta beni en çok düşündü- ren şey Dede Korkut'un gittiği her misafiıiikte birinin kal- kıp ona "Dede Korkut kabrin kazıldı" demesiydi. Çünkü neden her yerde ona böyle dendiğini merak etmiştim. Bana alışılmadık gelen şey Dede Korkut'un daha ölme- den kendi mezannı kazmasıdır. Çünkü kimse ölmeden mezannı kazmaz. Bu kitabı okuyarak pek çok bilgi alabi- lirsiniz. Ipek Suluova, 10 yaş, Odemiş, ödemiş llköğretim O. Kitabımın adı: Esrarlı Kulübe. Thomas Brezina yazmış. Bu kitabı çok sevdim. Sevmemin iki nedeni yar birincisi, ma- ceralar yaşayan Bobs'ı çok sevdim. Ikincisi de dört kafa- darlar takımının başından geçenler çok heyecanlı. Bu ki- tapta çocuklar gizli dağın ardındaki esrarlı kulübe söylen- tilerine dayanamayıp yola çıkıyorlar. Başlarına türlü bela geliyor. Ama kafadarlar bu belalardan sıynlıyorlar. Macera türü kitaplardan hoşlandığım için kitabı sevdim. llke Okan, 10 yaş, Odemiş, Odemiş llköğretim Okulu Ben Ekrem Güneş'in Arada Kalanlar adlı kitabını tanıtaca- ğım. Kitap Tudem Yayınlan'ndan çıkan bir roman olup Er- tem matbaasında basılmıştır. Bu kitapta parçalanmış aile içindeki bir çocuğun yaşadığı olumsuz olaylar, çok ger- çekçi ve etkileyici bir dilie anlatılıyor. Okuyucu kendini mutlu bir aile özlemi çeken Hakan'ın yerine koyuyor. Bir yandan onun yaşadıklanna üzülüyor, bir yandan da ben olsaydım ne yapardım diye düşünüyor. Hakan'ın yaşadığı duygular çok yalın bir dille ifade ediliyor. Yazar diğer ki- taplarında da olduğu gibi hem düşündürüyor hem öğreti- yor. Devn^ArasJO yaş, Burea,&elÇakır llköğretlm Okulu Okuduğum kitabın adı Hayaletten Mektuplar. Yazan: Mavi- sel Yener. Uçanbalık Yayınevinde basılmış. En beğendi- ğim karakter Fidan'dır. Fidan gözlük takmaya can atıyor- du. Aynı benim gibi. Bu öyküde beni düşündüren şey; Meltem'in resmini kimin karaladığıdır. Gerçekten, şu ana kadar okuduğum en güzel kitaptı. Herkese yürekten öneriyorum. Seton Yeldan, 8 yaş, Ankara Merhaba. Ben Tannların Yurdu Ege isimli kitabı okudum. Yazan Hasan Barışcan. Resimleyen Zafer Temuçin. Cum- huriyet Kitaplan'ndan çıkmış. Bu kitapta değişik ve eski masallar var. En sevdiğim masalın adı: Yedi Uyurlar. Efes'te yedi genç ve bir köpek üç yüz yıl bir mağarada uyumuşlardı. Ben geçen yaz o mağarayı gezdim ve onla- nn nasıl uyuyup kalktıklarını hayal ettim. Sanki gerçekten olmuş gibiydi. Çok heyecanlandım. Diğer masallar da çok heyecanlı ve gerçek gibi. Bu güzel kitabı herkese öneri- yorum. Sevgiler. EceYetdan, 7 yaş, Ankara Merhaba! Mary Pope Osbome'un Sihirli Ağaç Evi serisinden Günbatı- mında Kılıç Diş adlı kitabı okudum. Doğan Egmont Yayıncılık'tan çıkmış. " \_ ^ f Bu kitapta en sevdiğim Kılıç Diş. Çünkü be- f f r nim en sevdiğim hayvan türü kedidir. öykü- ^ de en heyecanlı ve ilginç bölüm: Büyücünün Hediyesi. Bu bölümün sonunu çok merak etmiştim. Sizin de bu kitabı merakla okuyacağınızı düşünüyorum.B Nllay Yılmaz • Istanbul Blkjl Unlmrsltasl InAnO Cad. Mo: 28 Kuştepe/ Istanbul Tel: 0216- 38117 50 www.nllayyllmaz.com • alhlrlldegnekcumhurlyet©gmall.com SAYFA 28 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear