25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
il, JuliaBachsteinınderlemesi 'KediHikâyeleri1 Bilen bilir, kedi hikâyeleri hiç bitmez! a AynuröZKAN İ "m j r ısır'da yarı Tann sayı|\ / • lan, Ortaçağ'da lanetli I \ l I bulunup yakılan, gü. 1 T lnümüzde yalnızlık için arkadaşlığı neredeysc doktorlar taralııulan öncrilen kedi ilc ilişkimiz binlerce yıl öncesine dayanıyor. Kedisevcrlerin kedileriyle ilişkisi ve kedi denen yaratığa ilgisi kıyaslamak belki dc doğru değil amaköpeksevcrlcrin köpeklerle nlan ilişkisinden daha ilginç. Ayrıca konıı ilginçlik ise acaba kediler mi yoksa sahipleri mi daha ilginçY lnsan kedilerle ilgili yazılmış kitapları okudukça bu soruya kesin bir yanıt vermeye kalkışabilir. Julia Bachstein'ın derlediği Kedi Hikâyeleri Türkçeye ilk kez çevrilen öykülerden oluşuyor. Esen Tezel, Dürrin Tunç, Aslı Genç, Begiim Kovulmaz, Nazmi Ağıl, Serhan Şimşek ve Aylin Karagöz tarafından çevrilen öykülerin yazarlan arasında Oscar Wilde, Hans Christian Andersen, E.T.A. Hoffmann, Mark Twain, Grimm Kardeşler gibi tanınmış adlar ile ilk kez okunacak birçok yazar bulunuyor. Marcel Proust'un hayatında iki kez doldurduğu anket bir kez de kitapta bir Chartreux kedisi Tabby tarafından yanıtlanıyor. Bu anket kedi seven okurlar için Adeta bir okuma listesi sunuyor. Orneğin Tabby'nin en sevdiği roman kahramanı E. T. A. Hoffmann'ın "Mıırr Kedisi", Ludwig Tieck'in "Çizmeli Kedi"si ve Natsume Söseki'nin "Ben, Kedi"si bilmeyen roman okurlarının dikkatini Kediyle insanın dostluğu çok eskiye dayanır. Türkçeye ilk kez çevrilen öykülerin yer aldığı Julia Bachstein'ın derlemesi Kedi Hikâyeleri, hem Hans Christian Andersen, E.T.A Hoffmann gibi tanınmış yazarlara hem de çağdas yazarlara ilham kaynağı olan kedilerle bulusturuyor okuru. çekecektir. Edebi cserlerde en sevdiği kadın kahramanlar ise "Bremen Mızıkacıları"ndaki kedi, Bulgakov'un "Usta ve Margarita" sındaki siyah kedi, Marlen Haushofer'in "Duvar"ndaki gri kedi. Kedi sevmezlerin bilgi dağarcığı için de taydalı olabilccek bir çok nnt düşüyor Tabby yanıtlarıyla. Aslında radyo oyunu olarak Damon Runyon'un kaleınc almış oldugıı "Lillian", American Play Company Inc'in özel düzcnlcmesiyle öyküİeştirilmiş. Kitabın açılış öykiisü olan Lillian ironik, neşe verici bir dile sahip. Kahramanları kedi ve sahibi de akılda kalıcı tiplemeler. Gerçek hayattan biiiyoruz, her biri kendi evinin baş oyun kahramanı olan kedilerin hangisi akılda kalıcı tip' iemeler değil ki. Kitap boyunca 1 l.~ Jk karakterden //»« * karaktere giriyor kediler. Sahipleri de. D.L.Stewart'm "Asla Kedilere Tahammül Edemem" adlı öyküsündc insanın istemcsc de nasıl o kedi sahiplerinden biri olduğıına ve kedisine nasıl bağlandığına tanık oluyoruz. Rudolf Geck'in "Geri Döndü" öyküsüyle ise Kedi Fritz'in eve nasıl döndüğüne. Detlef Bluhm "Kendince Bir Güzellik Mucizesi"nde Hoffmann ve kedisi Muff üzerine yaptığı kolajda, 1 loffmann'tn hem romanından hem de kişisel mektuplarından alıntıladığı örneklerle birlikte yazarın hayatına, yaşadığı döneme ve yazın dünyasına, yazım ve yaratım sürecine, özetle bir yazara ayna tutuyor. Hoffjfc rnann okurlarının ilgi göster'^•' mesi gereken bir deneme. "Yazarın Kedisi"nde ise Elke Heidenreich genel yazar görüntüsüne değinip, yazarlık yaşam biçimine eleştiriler getiriyor. "Keşke bu kadar sigara içmeseydı" diye başlayan monolog, yazarın böyle. sigara içmeye devam ctmesi halindc kedinin onu terk edeceğini söylcmesi ve kendinc kasaptan alınmış lezzetli yiyeceklere konabileceği cana yakın bir büyükanne bulacağı tehdidiyle bitiyor. Hans Christian Andersen ise "Ah, zavallı ozan, zavallı kedi" dediği, kışlık saman paltosunu giymiş, ay ışığında süsiü piislii duran tulumbanın üzerindeki küçük kedi ile ilgili izlenim lerini anlatıyor "Vasat Bir Şair Hiç Olmasa da Olur" dediği öyküsünde. Hava durumunu merak edenler ise TV kanalları arasında geçgeç yapmak zorunda değil bundan böyle. Çünkü eğer bir kedi uyuyorsa vc uyurken kafasını rahatça patilerinin arasına soktuysa, yağmur yağar. Uyurken dört patisini altına alırsa, hava soğur. Ön patilerini burnunıın üzerine koyarsa, hayanın rüzgârlı olması beklenmelidir. Kedinin bıyıkları sarkıyorsa, gene yağmur yağar. .Kedinin bıyıklan dikilmişse, hava bir iki gün güzel olacak demektir. Peki, kediler niye çan takmaz ya da Çan Çiçeği'nin nasıl var olduğunu biliyor musunuz? Işte o çan çiçeğinin masalını Dürrin Tunç çevirmiş: "Bir zamanlar fareler çok zor duruma düşmüş, çünkü kedi ctrafta gördüğü nc kadar rare varsa hepsini yakalayıp öldürüyormuş. Fareler toplanıp kediden nasıl korunacakları hakkında bir çare aramış. Ama çare bulmak zormuş, en tecrübeli fareler uzun uzun nafile düşünmüş. Sonunda genç bir farc ayağa kalkip şöyle demiş: "Bir çan alalım, kedinin boynuna asalım, böylece yaklaştığını hemen duyarız!" Hep bir ağızdan neşeyle "Bu iyi bir öncri, hemen harekete geçelim" diye bağırmışlar. Bütün paralarını birlcştirip bir çan satın almışlar. Sonra tekrar bir araya gelmişlcr: "Peki, çanı kedinin boynuna kim asacak?" Yine bağrışmışlar: "Ben asmam!" "Yok, ben de asmam!" Güzelim çan yerde i$e yaramadan yatadursun fareler kavgaya tutuşmuş. tçlerinden biri "Senin suçun işte, gitti bütün paracıklarım!" dcrken öteki de "Hayır, senin kendi suçun" diye bağırıyormuş. Sonunda bir bahçe cücesi çanı farelcrden satın almış ve çayırdaki güzel bir çiçeğe hedi yc etmiş. tşte o zaman bu zamandır çan çiçekleri vardır."" Kedi Hikâyeleri/ Derleyen: Julia Bachstcin/Çeviren: Nazmi Ağıl, Bcgüm Kovulmaz, Esen Tezel, Aslı Genç, Dürrin Tunç, Serhan Şimşek, Aylin Karagöz/ Yapı Krcdi Yaymları/226 s. Stefan Zvveig'dan Clarissa' Yaşam ve ölüm arasındaki son senfoni Yatakta yatan eserleriyle ölümsüz Stefan Zweig ve kansı chariotte Altmann. Masanın üstünde pullan yapıştınlmış veda mektuplan. Anılannın üstüne kan dökülmüş. Eşyalann arasında yanm kalmış bir roman Clarissa. ölmeden önce neyi özlüyordu? Zvveig'ın son sözleri, son dilekleri Clarissâda saklı. D Ceylan KORYÜREK yazardı, insanlaıa verdiği mesajlarda "savaş birdenbire gelnıez, ülkelerin politikaları çerçevesinde adım adım gelir, o ülkedeki insanlar gelen tehlikenin ayak scslerini duyup tedirgin olsalar da, iktidarın gücü onları uyuşturur, yazgılannı belirler" diyordu. Diizeni değiştirmek isteyen bir iktidarın, uçurum kenarındaki halkı uyuştıırup kanla beslenen savaş uçurumuna atnıası kaçınılmaz. Cîelen tehlikenin ayak seslerini duyup karşı çıkan bir avuç insan olmamalıydı, yazgımızı değiştircbilirdik pişmanlığı, anılarında denenıelerindc hep vardı. Ülkesinin düştüğü dtırum onu kan kaybederek yaşamaya mahkum etti. Avrupa ülkelerinden gelen bir grup öğretmenin, değişik konularda vereceği konferansta not tutmak üzere gönderilen Clarissa toplantıyı yöneten Fransız öğretmen Leonard'la karşılaşır. Lconard'ın düşünceleri "Yalnızca basit insanlar, sessiz olanlar, hırslı olmayanlar, sadecc onlar bir araya gclmiyor, dünyamızın bahtsızlığı da bııdur işte. Sessiz ve huzurlu yaşamak dışırıda başka bir düşüncesi olmayan o anonim insanlan bir araya getirmek istesek nasıl olurdu; dünyantn en büyük gücü olurdu. Dcvlet çıkarlan, sınıf çıkarları, bunların hepsi ıızayda birbirine çarpardı" biçiminde. Zweig insanlan hırstan meniaat ilişkilerinden arınmış, sadecc çalışıp mutlu yaşamak isteyen hak yemeyen vicdan sahibi insanlar olarak, "sıraclan yaşamlar bir araya gelse dünya barış içinde olurdu" düşüncesini hep taşır. Leonard ve Clarissa sekiz gün birlikte olur. "Artık yalnız değiliz. Yalnızca sen ve ben biz ikimiz dünyanın kendisiydik ve dünya daha önce hiç olmadığı kadar büyük vc güzel görünüyordu." Elimizden kayıp giden dünyanın farkına varamadığımız aşkla gün yüzüne çıkan güzellikleri var. Seyretmeye, düşünmeye, hissetmeye vakit bulamadığımız güzellikler aşkla belirginleşir. Ayrılık saati gelinceye kadar yaşar içimizde. Zweig, köklerinden sökülmüş bir ağaç gibi ülkeden ülkcye dolaştı, ailesini yerini yurdunu kaybetti, çok yalnızlık çekti, aşkın güzelliğini, hırsın cehcnnemini sıradanlığm verdiği huzuru bir kez daha çarpıcı bir dille Clarissa'da anlattı. Avusturya Sırbistan'a savaş ilan etmiş. İki farklı ülkeden iki âşık savaşın ayrı kutııplannda, karanlık bir perde indi yeryüzüne. "En barışçıl insanların bile birden ncfret kompleksleri gelişti ve dcli gibi algılayıp deli gibi konuşuyorlar." Savaşın insanlar üzerindeki etkisi Zvveig'ın anlatımıyla zenginleşen dııygu görüntülcri var romaııda. Olüm korkusu, kaygı, kırılganlık, baskı, yorgıınluk, açlık, pislik, dehşet, insanlan insanlıktan çıkaran her şey gözlcr önünde. Savaşın çıkışıyla birlikte hayatın gözü dönmüştü, karşısına çıkan Brancoric'de ağır bedeller ödedi Clarissa. Zweig'ın romanda andığı yazarlar Stendhal, Dostoyevski, Poe, Tolstoy, Montaigne, Pascal, Balzac ve Freud, okuyucuyu düşünceye yönelten birçok yol açıyor. Yüzleşemeyip yarıda kalan duygular tüyler ürpertici. Küllerin arasından çıkan bu roman şimdi yaşamın malı, üzerindeki kanlar güncş gibi ruhlarımızı aydınlatacak, büyük usta Zweig'ın yazdıkları dehşeti gören gözün, yaşam ve ölüm arasındaki son senfonisi." Clarissa/ Stefan Zweig/ Çevirenler Gülperi Sert, Serpil Yalçın/ Can Yayınlan/184 s. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 1082 I » »itler, insanlan ölüme susatan, cinayetle | I beslenen bir şeytandl. tnsanlar çaresizI I lik, korku ve dehşet içinde ölüm istedi. JL. lBir yatakta hcnüz sıcaklığı yitmemiş iki beden, kadının eli adamın göğsünde. Yaşamlanna kendi istekleriyle son verseler de, aralarındaki sevgi ortak yazgılan, ikisi de aynı düştc hıızuru bulmak istemi^. Zweig ve kansı (Iharlotte Altmann'ın böyle bir ortamda ölüme gittiği düşünülürse Clarissa'mn, savaşın acımasızlığıyla, ateşler içinde yanan bir yüreğin, kendimden geçtim, "insanlık kendisini kurtarsın" diyen bir roman ofduğu görülür. Zweig, Birinci vc tkinci Dünya Savaşı'nı yaşayan bir SAYFA 18
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear