Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2=3 NtSAN 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dışifleri
Haktanır'a
sahip çıktı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Dışişleri Bakanlığı,
Leeds United-
Galatasaray raaçı
nedeniyle bazı basın
yayın organlanıun hedefi
haline gelen eski
müsteşar, Türkiye'nin
Londra Büyükelçisi
Korkmaz Haktanır'a
sahip çıktı. Bakanlık,
çahşma yaşamı
başanlarla dolu olan
Haktanır'ın şahsına ve
mesaisine güvenin tam
olduğunu bildirdi.
Spordan sorumlu Devlet
Bakanı Fikret Ünlü de,
Haktanır'a bir mesaj
göndererek, zor bir
ortamda gerçekleştirdiği
anlamlı görev için
teşekkür etti.
İşslzlik sigortası
başlıyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kamuoyunda emeklilik
yaşını yükselten yasa
olarak bılinen yasayla
getirilen "işsizlik
sigortası" haziran ayında
yûrürlüğe gırecek. Yasa
gereği, oluşturulacak
olan İşsizlik Sigortası
Fonu'na 1 Haziran'dan
itibaren sigortalı işçinin
aylık brüt kazancı
üzerinden işçi ve devlet
yüzde 2, işveren ise
yü2de 3 oranında prim
ödeyecek. İşsizlik
sigortasına hak
kazananlara, işten
aynlmadan önceki net
ücretinin yüzde 50'si
oranında işsizlik ödeneği
ödenirken, ödeneğin
miktan aylık asgari
ücretin netini
geçemeyecek.
Amiral
konteıtfam arttı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Silahh Kuvvetleri
(TSK) Personel
Yasası'nda yapılan
değişiklikle Deniz
Kuvvetleri
Komutanlığı'nın amiral
kontenjanı 40'tan 47'ye
yükseltildi. Değişiklikle
lOolantümamiral
kadrosu 12'ye, 23 olan
tuğamiral kadrosu 28'e
çıkanldı. TSK'nin
Personel Yasası'nda
değişiklik yapılmasına
dair yasa Resmi
Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
'Biz anarşist
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ulaştırma Bakanı Enis
Öksûz'ün sürgûne
gönderilen Haber-Sen
üyelen için, "Bunlar
anarşist, yolsuzluk,
hırsızlık da dahil bir sürü
suç işlemişlerdir"
şeklindekı sözlerine tepki
gösteren Haber-Sen
Genel Başkanı îsmail
Çınar, "Bizler anarşist
değiliz, Bakan Öksüz'ü
iddialannı kanıtlamaya
çağınyoruz" dedi.
Aydın'da deprem
• tstanbul Haber Servisi -
Aydın Germencik'te. çok
haflf şiddette 2 ayn
deprem meydana geldi.
Aydın Germencik'te,
önceki gece saat 02.05'te
3.0 ve saat 02.27'de de 2.8
büyüklüğûnde hafıf
şiddette iki ayn deprem
kaydedildi. Ote yandan,
Denizli'de önceki gün
meydana gelen 5.2
büyüklüğûndeki depremin
aıdından önceki akşam
saat 23.25'te 3.0 ve gece
saat 01.38'de 3.3
biyüklüklerinde iki artçı
szrsıntı oldu.
Diyanet Vakfı raporanda, akraba ilişkilerinin yoğunluğuna işaret edildi
Diyanet'te Nakşi egemenliğiANKARA (Cumhurfy et Bü-
rosu) - Eski Diyanet Işleri baş-
kanlanndan Tayyar AJüku-
laç'ın akrabalan ve yakın çev-
resinin Diyanet Vakfı'nda yö-
netimi ele geçirdiği, kunılan
şirketlerin de büyük miktarlar-
da para kazandıklan belirtildi.
Vakıfta, Nakşibendi tarikatı
egemenliğinin arttığına da işa-
ret edildi.
lrticai faaliyetleri yakmdan
izleyen istihbarat birimleri, Di-
yanet Vakfi'nda çalışan perso-
nelin büyük bölümünün Nak-
şibendi tarikatına üye olduğu-
Otyam kazandı
Yargıtay
Evren'i
haksız buldu
MEHMET EMİN BERBER
MARMARİS - Gazeteci-
yazar-ressam Fikret Ot-
yam' ın, yapıtını kopya ettiği
gerekçesiyle 7. Cumhurbaş-
kanı Kenan Evren hakkında
açtığı davada yerel mahkeme
tarafından verilen ret karan,
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ta-
rafından bozuldu.
Fikret Otyam, Marmaris As-
liye Hukuk Mahkemesi'ne 4
Aralık 1998 tarihinde verdigi
dilekçede, Kenan Evren'in,
kendi yapıh olan "Sigara içen
bir ihtiyar" adlı fotoğrafım ay-
nen kopya ederek resimleştir-
diğini ve bundan kazanç sağla-
dığını ileri sürmüş ve davalı-
dan bin lira tutannda tazminat
isteminde bulunmuştu.
Otyam, aynca karann gaze-
tede yayımlanmasmı ve Kenan
Evren tarafından yaptınlan
okulun görülebilir bir yerinde
pirinç levha üzerinde "Bu bi-
nanın yaptmında harcanan pa-
ranuı 1 milyartak bölümü Fik-
ret Otyam'ın katkılanyla sağ-
lannuşbr" sözlerinin yer alma-
sını ıstemişti.
nu saptadı. İstihbarat birimle-
ri, Altıkulaç'm yakınlannın va-
kıfta yönetici olduklannı, bü-
tün işleri kendi firmalanna
yaptırdıklannı belirledi.
lrticai faaliyetleri izleyen is-
tihbarat birimleri, Diyanet İşle-
ri Başkanlığı'na bağlı Diyanet
Vakfi ile ilgili bir rapor hazır-
ladı. Eski Diyanet İşleri baş-
kanlanndan Tayyar Altıku-
laç'ın yakın akrabalanndan
oluşan bir ekibin Türkiye Di-
yanet Vakfi'nda yönetimi ele
geçirdiği vurgulanan raporda,
vakfın temel amacından uzak-
laştığı, Türkiye karşıtı irticai
faaliyetlerde bulunduğu dile
getirildi. Altıkulaç'm aynı za-
manda üyesi olduğu vakıftan
elde ettiği maddi gücün trilyo-
lara ulaştığına dikkat çekilen
raporda, vakıfta görev alan üst
düzey yandaşlan şöyle sıralan-
dı:
Abdulkadir Hacıismailoğlu:
Tayyar Altıkulaç'm amcası
olup üst düzey yöneticilerden-
dir. Ahmet Hacıismailoğlu. Ab-
durrahman Hacıısmailoğ-
lu'nun oğludur.
Hayrettin Kahraman. Ab-
dulkadir Hacıismailoğlu'nun
eniştesidir. Islam Ansiklopedi-
si'nde birçok madde bu kişiye
yazdınlmış, yüksek miktarda
telif alması sağlanmıştır.
Aydın Topaloğlu: Abdulka-
dir Hacıismaıloğlu'nun dama-
dıdır.
Faruk Amkulaç: Tayyar Al-
tıkulaç'ın yakın akrabasıdır.
Niyazi Baloğlu: Tayyar Altı-
kulaç'm yakın adamlanndan-
dır. Aynı zamanda Diyanet İş-
leri Başkanlığı'nın Avrupa'da-
ki teşkilatında da görevlidir.
Süreyya Balkış: Niyazi Ba-
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
loğlu'nun damadıdır.
Adnan Büient BaJoğhı: Ni-
yazi Baloğlu'nun oğludur.
Hüseyin Aslan: Niyazi Ba-
loğlu'nun ikinci damadıdır.
Mustafa Yümaz: Niyazi Ba-
loğlu'nun teyze çocuğudur.
istihbarat birimleri, bu kişi-
lerin dışında Altıkulaç'm ak-
rabası ya da adamı olan 23 ki-
şinin de şu anda vakfın yöne-
tim 4cunılu üyeliğini yaphğmı
saptadı.
İstihbarat raporunda, başta
Altıkulaç olmak üzere vakıf
üyelerinin kendileri ya da ak-
rabalan üzerine kurduk-
lan şirketler kanalıyla
vakfin çeşitli işlerini ya-
parak çok büyük servet
kazandıklanna dikkat çe-
kildi. Raporda, Tayyar Al-
ükulaç'ın oğlu tarafından
kunılan İGT şirketinın
başta vakıf binalan olmak
üzere çok sayıda inşaatın
yapımmı üstlendiği belir-
tilerek şöyle denildi:
"Bunun dışında Musal-
man Tkaret AŞ, Mert li-
mited Şirketi, Lebbeyk
Turizm, Beş A Limited
Şirketi (Tayyar Albku-
laç'ınoğlu Rıfat Altıkulaç
tarafından kurulmuştur.
Bu şirket vakfa ait lslam
Ansiklopedisi'nin tüm »-
gorta işlerini yapmakta-
dır), Cüranlar Tkaret
(Vakfa ait inşaarJann par-
keferini karşılamıştır),
Damla Yaymlan (Halit
Güler'in Vakıf MüteveDi
Heyeti üyesi olduğu dö-
nemde,irticai yayın yapan
Damla Yaymlan'ıun efin-
deki tüm kitaplar saün ab-
narak ücretsiz dağıülmış-
ür. Damla Yaymlan, vakıf
yönetkilerinden üçünün
sahibi olduğu şirkettir.
Bunlann dışında Gindaş,
Komaş, Temsaş ve Divan-
taş gibi şirketler, vakrfüye-
liği yapan kişilere ait tka-
ri kuruluşlar olup vakıfla
ekonomikflişkiyegirmiş-
terdir."
Tuzla işçisi 18 gündür grevde
ÖDP'den tersane
işçilerine destek
tstanbul Haber Servi-
si - Özgürlük ve Daya-
nışma Partisi (ÖDP) Is-
tanbul il ve ilçe yöneti-
cileri, DlSK'e bağlı
Limter-lş Sendikası'na
üye olmalannın ardın-
dan işten çıkanlan Tuz-
la'daki 59 tersane işçi-
sini ziyaret ederek, 18
gündür sürdürdükleri
direnişlerinde destek
verdi. Armatör Kahra-
man Sadıkoğlu'na ait
Tuzla Tersanesi önün-
deki çadırda işçileri zi-
yaret eden ÖDP il ve
Maltepe, Pendik, Kar-
tal, Tuzla ilçe yönetici-
leri, sloganlar ve alkış-
larla karşılandı.
Burada konuşan ÖDP
Istanbul II Yönetim Ku-
rulu üyesi Zafcr Aydın,
işverenin, temel insan
hakkı sayılan ve anaya-
samn 52. maddesi ile
güvence altına alınan
sendikalaşma hakkını
yok saydığını söyledi.
İşverenin bu tutumuyla
"hukuksuziuk örneği
sergilediğini" savunan
Aydın, sermayedann
esnek çahşma ve taşe-
ronlaşma yoluyla 18'in-
ci yüzyıldaki vahşi ka-
pitalizmin sosyal gü-
venceyi hiçe sayan ça-
hşma ve yaşam koşul-
lannı işçilere dayattığı-
nı öne sürdü.
Limter-lş Sendikası
Genel Sekreteri Hacı
Yapıa, işverenin "sen-
dikaya karşı oünadıkla-
n, üretim süannsı içînde
olduklan" yönündeki
savunmasının gerçeği
yansıtmadıgını söyledi.
Polis basın açıklamasına izin vermedi
Hücre tipi cezaevi
eyleminde 39 gözaltı
İstanbul Barosu Başkanı Sayman
'Türkiye'deki sistemle
işkence önlenemez'
tstanbul Haber Servisi-
Cezaevlerine getirilmek
istenen hücre sistemini
protesto etmek için
Sultanahmet'te basın
açıklaması yapmak
isteyen İHD üyesi ve
bazı sivil kuruluşlann
temsilcisi 39 kişi polis
tarafından gözaltına
almdı. İHD İstanbul
Şubesi Başkanı Avukat
Eren Keskin'in de
aralannda bulunduğu bir
grup İHD'li dün saat
12.00*de F tipi
cezaevleriyle ilgili
açıklama yapmak için
Sultanahmet
Meydanı'na geldi.
Burada polis yetkilileri
tarafından karşılanan
tHD'liler açıklama
yapmamalan yönünde
uyanldı. Basm
açıklaması yapmak
istediklerini belirten
Eren Keskin. açıklama
yapmak için izin
almanın gerekli
olmadığını bildirdi.
Tartışmanm ardından
slogan atarak
Sultanahmet
Tramvay Durağı'na
doğru harekete geçen
gruba müdahale eden
polis, Eren Keskin'in de
aralannda bulunduğu 39
kişiyi tartaklayarak
gözaltına aldı. Gözaltına
alınaniar Vatan •
Caddesi"ndeki Güvenlik
Şube Müdürlüğü'ne
götürüldü. Eren Keskin
ve İHD yöneticisi
avukatlar burada serbest
bırakıldı.
tstanbul Haber Servisi-
İstanbul Barosu Başkanı
Yücel Sayman, avukat-
lann dışlandığı, sanıktan
başlayarak delile ulaşma-
yı amaçlayan bir sistem-
de, işkence ve kötü mu-
amelenin önlenemeyece-
ğini söyledi. İstanbul
Universitesi Tıp Fakülte-
si öğretim üyesi Prof. Dr.
Şebnem Korur Fincana
da teknoloji geliştikçe
şidderin de arttığmı belir-
terek, artık yüksek tekno-
lojiyle iz bırakmadan iş-
kence yapılabildiğini, bu
durumun da doktorlann
işini zorlaştırdığını kay-
detti.
İstanbul Barosu İnsan
Haklan Merkezi'nce dü-
zenlenen "tşkence-Kötü
Muamele Sorunu ve Çö-
züm Önerileri'' konulu
panel, İstanbul Staj Eği-
tim Merkezi'nde gerçek-
leştirildi.
Prof. Dr. Fincancı, iş-
kence yapmanın bir has-
talık olduğunu, bu hasta-
lığın doğru tam konarak
toplumdan bertaraf edil-
mesi gerektiğini kaydetti.
Adli np uzmanı sayısımn
yetersiz olduğunu belir-
ten Fincancı, okullarda da
yeterli eğitimin verihne-
diğini kaydetti.
Avukat GüMzarTuncer
de işkencenin devlet poli-
tikası haline geliğini, iş-
kence yapan polislerin
terfi edilerek ödüllendi-
rildiğini savundu.
Avukat ŞerefTurgut ise
gözaltı sürelen ve terörle
mücadele konusundaki
yasamn işkenceyi kolay-
laştırdığını ileri sürdü.
IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr.
Salı gece yarısı saat 12'yi
vurduğunda bu iş tamam ola-
cak. O ana kadar "Ben önû-
müzdeki yedi yıl için Türkiye
Cumhuriyeti devletinin baş-
kanlığına adayım" diyenlerden
"biri" cumhurbaşkanı seçile-
cek... Yoksa...
Yoksası yok!
Eğer seçilemezse anayasa-
ya göre Meclis feshedilecek
ve yeni bir seçime gidilecek.
Yani olacak iş değil. Demek ki
başa dönersek, yanndan son-
ra, gece yarısına kadar ortaya
çıkıp "Ben adayım'' diyenler-
den biri cumhurbaşkanı ola-
cak.
Farkındasınız, "adaygöste-
rilenlerden biri" demedik,
"Ben adayım diyenlerden bi-
ri" dedik.
Bunu diyen anayasa.
Anayasanın bu "amir hük-
münün" gerekçesi de belli.
Devletin başı, partilere göre
bağımsız ve yansız olmalı, di-
ye düşünülmüş. O yüzden
partiler bir aday saptayamı-
yor; birini aday gösteremiyor;
gösterilen bir adaya oy veril-
mesini zorunlu kılmak için
grup kararı alamıyor. Anaya-
Bir 23 Nisan Yıldönümünde...
sa, cumhurbaşkanını, millet-
vekillerinin kendi özgür irade-
leri ile belirleyip seçmelerini
öngörüyor, emrediyor.
Peki, anayasa bunu böyle
diyor da, bu gerçekten böyle
mi oluyor?
Anayasa gibi yasalann ya-
sası bir belgenin çiğnenmesi
suç oluşturacağına göre, "öu-
nun" gerçekten "böyle" olma-
sı gerek.
Ama soruyu inatla yineleye-
ceğiz: Bu, gerçekten böyle mi
oluyor?
Günlerdeniperi gazete man-
şetlerinde, Tv haberierinde iz-
lenen ne peki? Kendi ağzın-
dan duymadık mı: Büient
Ecevit'in kafasında iki aday
var(mış) ama bunlan açıkla-
mak istemiyor(muş)!
Bu, sır gibi saklanan adlar,
Demokratik Sol Parti İstanbul
Milletvekili Büient Ecevit'in a-
day göstermek istediği kişiler
midir; yoksa Başbakan ve D-
SP Genel Başkanı Büient Ece-
vit'in kendi partisinin milletve-
killerinin oy vermesini isteye-
ceği, koalisyon ortağı MHP ve
ANAP ile kapalı kapılar ardın-
da destek pazariığı yaptığı ad-
lar mı?
Anayasanın emredici bir
hükmüne uymak, demokrasi-
nin bir olmazsa olmazı mıdır;
yoksa, kimilerinin anayasayı
açık açık yok sayıp bal gibi
partilerin adayım saptamak ve
sonra da milletvekillerinin o
adaya oy vermesini istemek
üzere kollan sıvayabileceği gi-
bi bir kural mı var?
Yani herkes anayasa önün-
de eşit, ama birileri daha mı
eşit?
Yann, öbür gün ve belki de
salı gece yarısı on ikiye beş
kala Ecevit'in ya da onun adı-
na birilerinin cumhurbaşkanı
adayının, DSP'nin "parti ola-
rak" gösterdiği bir aday olma-
dığına inanacak kadar saf
yurttaş kaldı mı bu ülkede?
Peki o zaman ortada bir de-
mokrasicilik oyunu yok mu?
Demokrasi biçimiyle ve
özüyle bir bütün. Bir yandan
anayasada cumhurbaşkanı
seçiminin ilkeleri yer alacak,
öte yandan bu ilkeler kör kör
parmağım gözüne çiğnene-
cek. Sonra da bize dönülüp
"Işte demokrasinin kuralları
işledi ve Meclis kendi içinden
özgür iradesi ile bir cumhur-
başkanı çıkardı" denecek.
Biz de bunu yutacağız. Yut-
mazsak yutkunacağız öyle
mi?
Başbakan'ın sindirim so-
runlan olduğunu biliyoruz. A-
ma Başbakan da bizim sindi-
rim sorunlanmız olabileceğini
bilmeli. Gözümüzün içine ba-
ka baka demokrasicilik oy-
nanmasını sindinmek zor.
Önerim, anayasanın değiş-
tirilmesinden ibaret. Anayasa-
nın cumhurbaşkanı seçimine
ilişkin kural ve ilkeleri değişti-
rilsin. Yerine "bugün ne olu-
yorsa o" yazılsın.
Hiç olmazsa enayi yerine
konmaktan, demokrasicilik
oyununun zorunlu katılımctla-
n olmaktan kurtuluruz.
Işi uzatıp, itirazın tadını ka-
çırıp, "Tamam da bu on ikiye
beş kala gösterilecekaday bir
oldubitti değıl mi?" diyenlere
gelince...
Evet öyle. N'olmuş yani?
Yedi yıl bu devleti en üst dü-
zeyde temsil edecek, yasala-
n onaylayacak, olmazsa veto
edecek, başbakanlar ataya-
cak kişi böyle yangından mal
kaçırırcasına saptanırsa,
adaylar üstünde medyasıyla,
yurttaşıyla, hattamilletvekiliy-
le bile tartışmadan birinin se-
çilecek olmasına niye şaşıyor-
sunuz ki?
Demokrasicilik oyununda
"demokrasinin tanımı" pek kı-
sa:
Demokrasi, seçmenlerin,
(yurttaşlann değil seçmenle-
rin) beş yılda bir sandık başı-
na gidip oy kullanmalandır ve
ondan ibarettir.
Bugün 23 Nisan. Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin kuru-
luş yıldönümü. Demokrasiye,
halkın egemenliğine atılan en
büyük ve ilk adım.
23 Nisan demokrasiye evri-
lecek bir süreci mi hedefliyor-
du, demokrasicilik oyununun
ibret sahneleriyle kirtenen bir
siyaseti mi?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Türkücü Kuşlar...
Anılar mı bitti.. yoksa yaşanmış hikâyeler mi bil-
mryoruz...
Salvatore Quasimado'nun bir çocuk şarkısıy-
la avunan genç kızlar güz tepelerindeki yeşili ko-
valıyor; günler ise bahçelerden yükseliyor...
Sizce batya mı döner ayçiçeği?
Göğün bu son oyunu bir ışık çizgisinin ardında
kaybolur...
Yaşamın sonu yok...
Bütün günler bizim!..
Bir zamanlar gürleyen göğü gösteren bu ei
sımsıcak yüreklerde de dolaşırdı...
Şimdi denizin hışırtısını dinlerken kıyıda okşuyor
yavaşça ince, yumuşak kumlan ellerin...
Bütün eller, bütün yüzler sizin!..
Hani çocukluğumuzda, içinde yeşiliyle bir kuru
kayın dalı vururdu evierin burguçtan pencereleri-
ne... .;
Işıltılı bir rüzgâr yansırdı cam üzerine...
O zaman bir şiir okurdun sen Gyula lllyes'ten...
Budapeşte, Mayıs 1945...
"Işteyeniden köşemdeyiml/Süprüntüler, kiremü
tozlan her yanda./Yan yanya yıkılmış evim;/Fakat
sürüyor yaşam, olağan akışıyla./Çalışma odama
yürüyorum/Geçip altından, tavanda açılmış delik-
lerin./Bahçedeki mezar ürkütmüyor beni/Kendim
kazdım onu ölüler için.
Yerle birolmuş, ne varsa;/Kâğıtlar, eşyalar, raf-
taki kitaplar./Yazı masamın üstûndeki cam-
da/Bomba kınntılan var./Yerleşiyorum yuvama/Şi-
iheryazıyorum ve dinliyorum sesini/Cıvıldayan kh
zımın, avluda./Ve kuşlann tasasız türkülerini.
Bana öyle geliyor ki-ve böyle bu gerçekten de/
Yurdumun yıkıntılan arasında oturmaktayım./Fa-
kat karanlık aydınlanmada git gide/Hüzün ve acı-
largibi, silinmez sandığım./Geçmişin dünyası üze-
rinden süzülüyorum/Takıp kanatyerine özgür dü-
şüncey'rj Şafağı türkülerie karşılıyorum/Türkücu
kuşlar ve çocuklar gibi." '
• • • '
Yaşamın sonu olmadığını eskiden biliyor muy-
duk?
Peki bütün günlerin bizim olduğunu, sevdayı
yüreklerimizde çogaltmanın elimizde bulunduğu-
nu hiç düşünmüş müydük?
Göğün son oyununu bir kıyı kasabasında sey-
rediyoruz!..
Agır başlanmız için eşzamanlı olan nedir işte
onu bilmiyorduk!..
önümdeyağmur.. başlan sürüyen rüzgân, tara-
çalarda koştuğumuz günleri anyorduk...
Yves Bonnefoy kınlışın ve ölü oluşun sevinişin-
de aya, dudaklann kanayışına aldınş etmeden be-
yaz camlan kanıyla lekelemeyi yegliyordu...
Sen ise gülümsüyordun!..
Yaralı şaşkın yapraklar içindeydin ama yaşamın
suç ortağıydın...
Savaşın sonunda kumla örtüp gömmüşlerd) sfe^
ni. O sabah Budapeşte Gan'nda çiseleyen yağ-
mur altında mayıs acısını tadıyordun...
Sessizliğin ve suyun sınırlannda bocalayan sen-
din!..
Ağzın son yıldızlarla kirii, gecende beklemenin
korkusunu bir çığlıkla parçalıyordun...
Hiç farkında olmadan alevlerin içinden geçiyor-
dun hareketlerinin sevınç saçan davullarında ölü-
mü arayarak...
Ben uyandığımda yağmur hâlâ yağıyordu...
Rüzgâr işliyordu sana...
Dtşanda reçineli bir toprak...
"Gidiyoruz, tozlanmış ve onca yitiıişten/nicedir
katılaşmış yüreklerimizle./Mesele yalnız bizi din-
lememeleri değil./sağıriaşmışlarda üstelık, tozlan-
mış/ inlemeleri duyup yakınamayacak kadar.
Şarkı söylüyoruz, ezgi yüreğimizde./Hiç duyul-
mamış oradan çıkabildiği./Yalnız arada bHenlere
rastfanırmiş:/Tutan olmamıştı bizi, kalalım diye.
Duruyoruz. Paydos artık ağırdan yürüme-
ye/Yoksan işin sonu da kalmayacak./Ve Tann'ya
çeviriyoruz gözlerimizi:/Alıntehmizin karşılığıdır
aynlık!
• • •
Biliyorum bütün eller bütün yüzler sizin!..
Bahçelerden yükselen günler, ilkbaharın coş-
kusu, denizin hışırtısı eski zaman mevsimlerini
anımsatıyor size!..
Ingeborg Bachmann'ın 'ada şarkılan'nı dinler-
ken sapkanızı denize fıriatmak istiyorsunuz...
Saçlannızı uçuşturarak rüzgârda yürümek için
henüz geç kalmadınız!..
Dökül ey yürek zaman ağacından; dökülün
yapraklar, kimbilir ne zaman; güneşin kucakladı-
ğı, soğumuş dallardan; dökülün, büyüyen göz-
lerden dökülen yaşlar gibi!..
Oysa ilkbahardayız, mayısı bekliyoruz!..
Eylül'e daha çok var!..
hikmetcetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Çumh
Hikmot Ç+tinkay* Kitaşztmn
ÇAİININ TAIIIĞI ÜÇ YAZAR
2.8AS1
KVBİUYOUYIVITMİKAr
IIMIT fnımıı
SANCILI YILLAR
S0MKUU
4 BASI
K|Z|POSTUNDAK0tT
Z M t t » SANA BA IVIASTIKAN
pİNJAIONDNUN KAZLAM
ASIK KADINLAR SOKA&
MtİATPAZAII
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜIKİYE'NİN JEYTAK Ü(eENİ
ZLERİN POTRAZ
Cunhofiyet Krtap KulübO Çağ Pazartama A.Ş Tûfkocağı Cad
No:39/41(34334)Cadalofilu-lsUnbuJ Tel 514 01 96