25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2=3 NtSAN 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dışifleri Haktanır'a sahip çıktı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı, Leeds United- Galatasaray raaçı nedeniyle bazı basın yayın organlanıun hedefi haline gelen eski müsteşar, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Korkmaz Haktanır'a sahip çıktı. Bakanlık, çahşma yaşamı başanlarla dolu olan Haktanır'ın şahsına ve mesaisine güvenin tam olduğunu bildirdi. Spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü de, Haktanır'a bir mesaj göndererek, zor bir ortamda gerçekleştirdiği anlamlı görev için teşekkür etti. İşslzlik sigortası başlıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamuoyunda emeklilik yaşını yükselten yasa olarak bılinen yasayla getirilen "işsizlik sigortası" haziran ayında yûrürlüğe gırecek. Yasa gereği, oluşturulacak olan İşsizlik Sigortası Fonu'na 1 Haziran'dan itibaren sigortalı işçinin aylık brüt kazancı üzerinden işçi ve devlet yüzde 2, işveren ise yü2de 3 oranında prim ödeyecek. İşsizlik sigortasına hak kazananlara, işten aynlmadan önceki net ücretinin yüzde 50'si oranında işsizlik ödeneği ödenirken, ödeneğin miktan aylık asgari ücretin netini geçemeyecek. Amiral konteıtfam arttı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahh Kuvvetleri (TSK) Personel Yasası'nda yapılan değişiklikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın amiral kontenjanı 40'tan 47'ye yükseltildi. Değişiklikle lOolantümamiral kadrosu 12'ye, 23 olan tuğamiral kadrosu 28'e çıkanldı. TSK'nin Personel Yasası'nda değişiklik yapılmasına dair yasa Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. 'Biz anarşist • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulaştırma Bakanı Enis Öksûz'ün sürgûne gönderilen Haber-Sen üyelen için, "Bunlar anarşist, yolsuzluk, hırsızlık da dahil bir sürü suç işlemişlerdir" şeklindekı sözlerine tepki gösteren Haber-Sen Genel Başkanı îsmail Çınar, "Bizler anarşist değiliz, Bakan Öksüz'ü iddialannı kanıtlamaya çağınyoruz" dedi. Aydın'da deprem • tstanbul Haber Servisi - Aydın Germencik'te. çok haflf şiddette 2 ayn deprem meydana geldi. Aydın Germencik'te, önceki gece saat 02.05'te 3.0 ve saat 02.27'de de 2.8 büyüklüğûnde hafıf şiddette iki ayn deprem kaydedildi. Ote yandan, Denizli'de önceki gün meydana gelen 5.2 büyüklüğûndeki depremin aıdından önceki akşam saat 23.25'te 3.0 ve gece saat 01.38'de 3.3 biyüklüklerinde iki artçı szrsıntı oldu. Diyanet Vakfı raporanda, akraba ilişkilerinin yoğunluğuna işaret edildi Diyanet'te Nakşi egemenliğiANKARA (Cumhurfy et Bü- rosu) - Eski Diyanet Işleri baş- kanlanndan Tayyar AJüku- laç'ın akrabalan ve yakın çev- resinin Diyanet Vakfı'nda yö- netimi ele geçirdiği, kunılan şirketlerin de büyük miktarlar- da para kazandıklan belirtildi. Vakıfta, Nakşibendi tarikatı egemenliğinin arttığına da işa- ret edildi. lrticai faaliyetleri yakmdan izleyen istihbarat birimleri, Di- yanet Vakfi'nda çalışan perso- nelin büyük bölümünün Nak- şibendi tarikatına üye olduğu- Otyam kazandı Yargıtay Evren'i haksız buldu MEHMET EMİN BERBER MARMARİS - Gazeteci- yazar-ressam Fikret Ot- yam' ın, yapıtını kopya ettiği gerekçesiyle 7. Cumhurbaş- kanı Kenan Evren hakkında açtığı davada yerel mahkeme tarafından verilen ret karan, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ta- rafından bozuldu. Fikret Otyam, Marmaris As- liye Hukuk Mahkemesi'ne 4 Aralık 1998 tarihinde verdigi dilekçede, Kenan Evren'in, kendi yapıh olan "Sigara içen bir ihtiyar" adlı fotoğrafım ay- nen kopya ederek resimleştir- diğini ve bundan kazanç sağla- dığını ileri sürmüş ve davalı- dan bin lira tutannda tazminat isteminde bulunmuştu. Otyam, aynca karann gaze- tede yayımlanmasmı ve Kenan Evren tarafından yaptınlan okulun görülebilir bir yerinde pirinç levha üzerinde "Bu bi- nanın yaptmında harcanan pa- ranuı 1 milyartak bölümü Fik- ret Otyam'ın katkılanyla sağ- lannuşbr" sözlerinin yer alma- sını ıstemişti. nu saptadı. İstihbarat birimle- ri, Altıkulaç'm yakınlannın va- kıfta yönetici olduklannı, bü- tün işleri kendi firmalanna yaptırdıklannı belirledi. lrticai faaliyetleri izleyen is- tihbarat birimleri, Diyanet İşle- ri Başkanlığı'na bağlı Diyanet Vakfi ile ilgili bir rapor hazır- ladı. Eski Diyanet İşleri baş- kanlanndan Tayyar Altıku- laç'ın yakın akrabalanndan oluşan bir ekibin Türkiye Di- yanet Vakfi'nda yönetimi ele geçirdiği vurgulanan raporda, vakfın temel amacından uzak- laştığı, Türkiye karşıtı irticai faaliyetlerde bulunduğu dile getirildi. Altıkulaç'm aynı za- manda üyesi olduğu vakıftan elde ettiği maddi gücün trilyo- lara ulaştığına dikkat çekilen raporda, vakıfta görev alan üst düzey yandaşlan şöyle sıralan- dı: Abdulkadir Hacıismailoğlu: Tayyar Altıkulaç'm amcası olup üst düzey yöneticilerden- dir. Ahmet Hacıismailoğlu. Ab- durrahman Hacıısmailoğ- lu'nun oğludur. Hayrettin Kahraman. Ab- dulkadir Hacıismailoğlu'nun eniştesidir. Islam Ansiklopedi- si'nde birçok madde bu kişiye yazdınlmış, yüksek miktarda telif alması sağlanmıştır. Aydın Topaloğlu: Abdulka- dir Hacıismaıloğlu'nun dama- dıdır. Faruk Amkulaç: Tayyar Al- tıkulaç'ın yakın akrabasıdır. Niyazi Baloğlu: Tayyar Altı- kulaç'm yakın adamlanndan- dır. Aynı zamanda Diyanet İş- leri Başkanlığı'nın Avrupa'da- ki teşkilatında da görevlidir. Süreyya Balkış: Niyazi Ba- ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART loğlu'nun damadıdır. Adnan Büient BaJoğhı: Ni- yazi Baloğlu'nun oğludur. Hüseyin Aslan: Niyazi Ba- loğlu'nun ikinci damadıdır. Mustafa Yümaz: Niyazi Ba- loğlu'nun teyze çocuğudur. istihbarat birimleri, bu kişi- lerin dışında Altıkulaç'm ak- rabası ya da adamı olan 23 ki- şinin de şu anda vakfın yöne- tim 4cunılu üyeliğini yaphğmı saptadı. İstihbarat raporunda, başta Altıkulaç olmak üzere vakıf üyelerinin kendileri ya da ak- rabalan üzerine kurduk- lan şirketler kanalıyla vakfin çeşitli işlerini ya- parak çok büyük servet kazandıklanna dikkat çe- kildi. Raporda, Tayyar Al- ükulaç'ın oğlu tarafından kunılan İGT şirketinın başta vakıf binalan olmak üzere çok sayıda inşaatın yapımmı üstlendiği belir- tilerek şöyle denildi: "Bunun dışında Musal- man Tkaret AŞ, Mert li- mited Şirketi, Lebbeyk Turizm, Beş A Limited Şirketi (Tayyar Albku- laç'ınoğlu Rıfat Altıkulaç tarafından kurulmuştur. Bu şirket vakfa ait lslam Ansiklopedisi'nin tüm »- gorta işlerini yapmakta- dır), Cüranlar Tkaret (Vakfa ait inşaarJann par- keferini karşılamıştır), Damla Yaymlan (Halit Güler'in Vakıf MüteveDi Heyeti üyesi olduğu dö- nemde,irticai yayın yapan Damla Yaymlan'ıun efin- deki tüm kitaplar saün ab- narak ücretsiz dağıülmış- ür. Damla Yaymlan, vakıf yönetkilerinden üçünün sahibi olduğu şirkettir. Bunlann dışında Gindaş, Komaş, Temsaş ve Divan- taş gibi şirketler, vakrfüye- liği yapan kişilere ait tka- ri kuruluşlar olup vakıfla ekonomikflişkiyegirmiş- terdir." Tuzla işçisi 18 gündür grevde ÖDP'den tersane işçilerine destek tstanbul Haber Servi- si - Özgürlük ve Daya- nışma Partisi (ÖDP) Is- tanbul il ve ilçe yöneti- cileri, DlSK'e bağlı Limter-lş Sendikası'na üye olmalannın ardın- dan işten çıkanlan Tuz- la'daki 59 tersane işçi- sini ziyaret ederek, 18 gündür sürdürdükleri direnişlerinde destek verdi. Armatör Kahra- man Sadıkoğlu'na ait Tuzla Tersanesi önün- deki çadırda işçileri zi- yaret eden ÖDP il ve Maltepe, Pendik, Kar- tal, Tuzla ilçe yönetici- leri, sloganlar ve alkış- larla karşılandı. Burada konuşan ÖDP Istanbul II Yönetim Ku- rulu üyesi Zafcr Aydın, işverenin, temel insan hakkı sayılan ve anaya- samn 52. maddesi ile güvence altına alınan sendikalaşma hakkını yok saydığını söyledi. İşverenin bu tutumuyla "hukuksuziuk örneği sergilediğini" savunan Aydın, sermayedann esnek çahşma ve taşe- ronlaşma yoluyla 18'in- ci yüzyıldaki vahşi ka- pitalizmin sosyal gü- venceyi hiçe sayan ça- hşma ve yaşam koşul- lannı işçilere dayattığı- nı öne sürdü. Limter-lş Sendikası Genel Sekreteri Hacı Yapıa, işverenin "sen- dikaya karşı oünadıkla- n, üretim süannsı içînde olduklan" yönündeki savunmasının gerçeği yansıtmadıgını söyledi. Polis basın açıklamasına izin vermedi Hücre tipi cezaevi eyleminde 39 gözaltı İstanbul Barosu Başkanı Sayman 'Türkiye'deki sistemle işkence önlenemez' tstanbul Haber Servisi- Cezaevlerine getirilmek istenen hücre sistemini protesto etmek için Sultanahmet'te basın açıklaması yapmak isteyen İHD üyesi ve bazı sivil kuruluşlann temsilcisi 39 kişi polis tarafından gözaltına almdı. İHD İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Eren Keskin'in de aralannda bulunduğu bir grup İHD'li dün saat 12.00*de F tipi cezaevleriyle ilgili açıklama yapmak için Sultanahmet Meydanı'na geldi. Burada polis yetkilileri tarafından karşılanan tHD'liler açıklama yapmamalan yönünde uyanldı. Basm açıklaması yapmak istediklerini belirten Eren Keskin. açıklama yapmak için izin almanın gerekli olmadığını bildirdi. Tartışmanm ardından slogan atarak Sultanahmet Tramvay Durağı'na doğru harekete geçen gruba müdahale eden polis, Eren Keskin'in de aralannda bulunduğu 39 kişiyi tartaklayarak gözaltına aldı. Gözaltına alınaniar Vatan • Caddesi"ndeki Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Eren Keskin ve İHD yöneticisi avukatlar burada serbest bırakıldı. tstanbul Haber Servisi- İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, avukat- lann dışlandığı, sanıktan başlayarak delile ulaşma- yı amaçlayan bir sistem- de, işkence ve kötü mu- amelenin önlenemeyece- ğini söyledi. İstanbul Universitesi Tıp Fakülte- si öğretim üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincana da teknoloji geliştikçe şidderin de arttığmı belir- terek, artık yüksek tekno- lojiyle iz bırakmadan iş- kence yapılabildiğini, bu durumun da doktorlann işini zorlaştırdığını kay- detti. İstanbul Barosu İnsan Haklan Merkezi'nce dü- zenlenen "tşkence-Kötü Muamele Sorunu ve Çö- züm Önerileri'' konulu panel, İstanbul Staj Eği- tim Merkezi'nde gerçek- leştirildi. Prof. Dr. Fincancı, iş- kence yapmanın bir has- talık olduğunu, bu hasta- lığın doğru tam konarak toplumdan bertaraf edil- mesi gerektiğini kaydetti. Adli np uzmanı sayısımn yetersiz olduğunu belir- ten Fincancı, okullarda da yeterli eğitimin verihne- diğini kaydetti. Avukat GüMzarTuncer de işkencenin devlet poli- tikası haline geliğini, iş- kence yapan polislerin terfi edilerek ödüllendi- rildiğini savundu. Avukat ŞerefTurgut ise gözaltı sürelen ve terörle mücadele konusundaki yasamn işkenceyi kolay- laştırdığını ileri sürdü. IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr. Salı gece yarısı saat 12'yi vurduğunda bu iş tamam ola- cak. O ana kadar "Ben önû- müzdeki yedi yıl için Türkiye Cumhuriyeti devletinin baş- kanlığına adayım" diyenlerden "biri" cumhurbaşkanı seçile- cek... Yoksa... Yoksası yok! Eğer seçilemezse anayasa- ya göre Meclis feshedilecek ve yeni bir seçime gidilecek. Yani olacak iş değil. Demek ki başa dönersek, yanndan son- ra, gece yarısına kadar ortaya çıkıp "Ben adayım'' diyenler- den biri cumhurbaşkanı ola- cak. Farkındasınız, "adaygöste- rilenlerden biri" demedik, "Ben adayım diyenlerden bi- ri" dedik. Bunu diyen anayasa. Anayasanın bu "amir hük- münün" gerekçesi de belli. Devletin başı, partilere göre bağımsız ve yansız olmalı, di- ye düşünülmüş. O yüzden partiler bir aday saptayamı- yor; birini aday gösteremiyor; gösterilen bir adaya oy veril- mesini zorunlu kılmak için grup kararı alamıyor. Anaya- Bir 23 Nisan Yıldönümünde... sa, cumhurbaşkanını, millet- vekillerinin kendi özgür irade- leri ile belirleyip seçmelerini öngörüyor, emrediyor. Peki, anayasa bunu böyle diyor da, bu gerçekten böyle mi oluyor? Anayasa gibi yasalann ya- sası bir belgenin çiğnenmesi suç oluşturacağına göre, "öu- nun" gerçekten "böyle" olma- sı gerek. Ama soruyu inatla yineleye- ceğiz: Bu, gerçekten böyle mi oluyor? Günlerdeniperi gazete man- şetlerinde, Tv haberierinde iz- lenen ne peki? Kendi ağzın- dan duymadık mı: Büient Ecevit'in kafasında iki aday var(mış) ama bunlan açıkla- mak istemiyor(muş)! Bu, sır gibi saklanan adlar, Demokratik Sol Parti İstanbul Milletvekili Büient Ecevit'in a- day göstermek istediği kişiler midir; yoksa Başbakan ve D- SP Genel Başkanı Büient Ece- vit'in kendi partisinin milletve- killerinin oy vermesini isteye- ceği, koalisyon ortağı MHP ve ANAP ile kapalı kapılar ardın- da destek pazariığı yaptığı ad- lar mı? Anayasanın emredici bir hükmüne uymak, demokrasi- nin bir olmazsa olmazı mıdır; yoksa, kimilerinin anayasayı açık açık yok sayıp bal gibi partilerin adayım saptamak ve sonra da milletvekillerinin o adaya oy vermesini istemek üzere kollan sıvayabileceği gi- bi bir kural mı var? Yani herkes anayasa önün- de eşit, ama birileri daha mı eşit? Yann, öbür gün ve belki de salı gece yarısı on ikiye beş kala Ecevit'in ya da onun adı- na birilerinin cumhurbaşkanı adayının, DSP'nin "parti ola- rak" gösterdiği bir aday olma- dığına inanacak kadar saf yurttaş kaldı mı bu ülkede? Peki o zaman ortada bir de- mokrasicilik oyunu yok mu? Demokrasi biçimiyle ve özüyle bir bütün. Bir yandan anayasada cumhurbaşkanı seçiminin ilkeleri yer alacak, öte yandan bu ilkeler kör kör parmağım gözüne çiğnene- cek. Sonra da bize dönülüp "Işte demokrasinin kuralları işledi ve Meclis kendi içinden özgür iradesi ile bir cumhur- başkanı çıkardı" denecek. Biz de bunu yutacağız. Yut- mazsak yutkunacağız öyle mi? Başbakan'ın sindirim so- runlan olduğunu biliyoruz. A- ma Başbakan da bizim sindi- rim sorunlanmız olabileceğini bilmeli. Gözümüzün içine ba- ka baka demokrasicilik oy- nanmasını sindinmek zor. Önerim, anayasanın değiş- tirilmesinden ibaret. Anayasa- nın cumhurbaşkanı seçimine ilişkin kural ve ilkeleri değişti- rilsin. Yerine "bugün ne olu- yorsa o" yazılsın. Hiç olmazsa enayi yerine konmaktan, demokrasicilik oyununun zorunlu katılımctla- n olmaktan kurtuluruz. Işi uzatıp, itirazın tadını ka- çırıp, "Tamam da bu on ikiye beş kala gösterilecekaday bir oldubitti değıl mi?" diyenlere gelince... Evet öyle. N'olmuş yani? Yedi yıl bu devleti en üst dü- zeyde temsil edecek, yasala- n onaylayacak, olmazsa veto edecek, başbakanlar ataya- cak kişi böyle yangından mal kaçırırcasına saptanırsa, adaylar üstünde medyasıyla, yurttaşıyla, hattamilletvekiliy- le bile tartışmadan birinin se- çilecek olmasına niye şaşıyor- sunuz ki? Demokrasicilik oyununda "demokrasinin tanımı" pek kı- sa: Demokrasi, seçmenlerin, (yurttaşlann değil seçmenle- rin) beş yılda bir sandık başı- na gidip oy kullanmalandır ve ondan ibarettir. Bugün 23 Nisan. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuru- luş yıldönümü. Demokrasiye, halkın egemenliğine atılan en büyük ve ilk adım. 23 Nisan demokrasiye evri- lecek bir süreci mi hedefliyor- du, demokrasicilik oyununun ibret sahneleriyle kirtenen bir siyaseti mi? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Türkücü Kuşlar... Anılar mı bitti.. yoksa yaşanmış hikâyeler mi bil- mryoruz... Salvatore Quasimado'nun bir çocuk şarkısıy- la avunan genç kızlar güz tepelerindeki yeşili ko- valıyor; günler ise bahçelerden yükseliyor... Sizce batya mı döner ayçiçeği? Göğün bu son oyunu bir ışık çizgisinin ardında kaybolur... Yaşamın sonu yok... Bütün günler bizim!.. Bir zamanlar gürleyen göğü gösteren bu ei sımsıcak yüreklerde de dolaşırdı... Şimdi denizin hışırtısını dinlerken kıyıda okşuyor yavaşça ince, yumuşak kumlan ellerin... Bütün eller, bütün yüzler sizin!.. Hani çocukluğumuzda, içinde yeşiliyle bir kuru kayın dalı vururdu evierin burguçtan pencereleri- ne... .; Işıltılı bir rüzgâr yansırdı cam üzerine... O zaman bir şiir okurdun sen Gyula lllyes'ten... Budapeşte, Mayıs 1945... "Işteyeniden köşemdeyiml/Süprüntüler, kiremü tozlan her yanda./Yan yanya yıkılmış evim;/Fakat sürüyor yaşam, olağan akışıyla./Çalışma odama yürüyorum/Geçip altından, tavanda açılmış delik- lerin./Bahçedeki mezar ürkütmüyor beni/Kendim kazdım onu ölüler için. Yerle birolmuş, ne varsa;/Kâğıtlar, eşyalar, raf- taki kitaplar./Yazı masamın üstûndeki cam- da/Bomba kınntılan var./Yerleşiyorum yuvama/Şi- iheryazıyorum ve dinliyorum sesini/Cıvıldayan kh zımın, avluda./Ve kuşlann tasasız türkülerini. Bana öyle geliyor ki-ve böyle bu gerçekten de/ Yurdumun yıkıntılan arasında oturmaktayım./Fa- kat karanlık aydınlanmada git gide/Hüzün ve acı- largibi, silinmez sandığım./Geçmişin dünyası üze- rinden süzülüyorum/Takıp kanatyerine özgür dü- şüncey'rj Şafağı türkülerie karşılıyorum/Türkücu kuşlar ve çocuklar gibi." ' • • • ' Yaşamın sonu olmadığını eskiden biliyor muy- duk? Peki bütün günlerin bizim olduğunu, sevdayı yüreklerimizde çogaltmanın elimizde bulunduğu- nu hiç düşünmüş müydük? Göğün son oyununu bir kıyı kasabasında sey- rediyoruz!.. Agır başlanmız için eşzamanlı olan nedir işte onu bilmiyorduk!.. önümdeyağmur.. başlan sürüyen rüzgân, tara- çalarda koştuğumuz günleri anyorduk... Yves Bonnefoy kınlışın ve ölü oluşun sevinişin- de aya, dudaklann kanayışına aldınş etmeden be- yaz camlan kanıyla lekelemeyi yegliyordu... Sen ise gülümsüyordun!.. Yaralı şaşkın yapraklar içindeydin ama yaşamın suç ortağıydın... Savaşın sonunda kumla örtüp gömmüşlerd) sfe^ ni. O sabah Budapeşte Gan'nda çiseleyen yağ- mur altında mayıs acısını tadıyordun... Sessizliğin ve suyun sınırlannda bocalayan sen- din!.. Ağzın son yıldızlarla kirii, gecende beklemenin korkusunu bir çığlıkla parçalıyordun... Hiç farkında olmadan alevlerin içinden geçiyor- dun hareketlerinin sevınç saçan davullarında ölü- mü arayarak... Ben uyandığımda yağmur hâlâ yağıyordu... Rüzgâr işliyordu sana... Dtşanda reçineli bir toprak... "Gidiyoruz, tozlanmış ve onca yitiıişten/nicedir katılaşmış yüreklerimizle./Mesele yalnız bizi din- lememeleri değil./sağıriaşmışlarda üstelık, tozlan- mış/ inlemeleri duyup yakınamayacak kadar. Şarkı söylüyoruz, ezgi yüreğimizde./Hiç duyul- mamış oradan çıkabildiği./Yalnız arada bHenlere rastfanırmiş:/Tutan olmamıştı bizi, kalalım diye. Duruyoruz. Paydos artık ağırdan yürüme- ye/Yoksan işin sonu da kalmayacak./Ve Tann'ya çeviriyoruz gözlerimizi:/Alıntehmizin karşılığıdır aynlık! • • • Biliyorum bütün eller bütün yüzler sizin!.. Bahçelerden yükselen günler, ilkbaharın coş- kusu, denizin hışırtısı eski zaman mevsimlerini anımsatıyor size!.. Ingeborg Bachmann'ın 'ada şarkılan'nı dinler- ken sapkanızı denize fıriatmak istiyorsunuz... Saçlannızı uçuşturarak rüzgârda yürümek için henüz geç kalmadınız!.. Dökül ey yürek zaman ağacından; dökülün yapraklar, kimbilir ne zaman; güneşin kucakladı- ğı, soğumuş dallardan; dökülün, büyüyen göz- lerden dökülen yaşlar gibi!.. Oysa ilkbahardayız, mayısı bekliyoruz!.. Eylül'e daha çok var!.. hikmetcetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Çumh Hikmot Ç+tinkay* Kitaşztmn ÇAİININ TAIIIĞI ÜÇ YAZAR 2.8AS1 KVBİUYOUYIVITMİKAr IIMIT fnımıı SANCILI YILLAR S0MKUU 4 BASI K|Z|POSTUNDAK0tT Z M t t » SANA BA IVIASTIKAN pİNJAIONDNUN KAZLAM ASIK KADINLAR SOKA& MtİATPAZAII SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜIKİYE'NİN JEYTAK Ü(eENİ ZLERİN POTRAZ Cunhofiyet Krtap KulübO Çağ Pazartama A.Ş Tûfkocağı Cad No:39/41(34334)Cadalofilu-lsUnbuJ Tel 514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear