18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/14 DİZİ-RÖPORTAJ 21NÎSAN1991 Sovyet ekonomisinin gözle görünür biçimdeki çelişkileri, son ekonomik kararlarla daha da artıyor Kamu hizmetigeniş,tüketimyavan— 3 — Uçağa bindiğımızde, Batum'daki zorakı turistlikten kurtulmak herkesi memnun et- mışti. Âdeta bir karabasandan kurtulmuş gıbiydik. Sovyetler BırlığYndekı olaylann iç- yüzünü yaşayarak öğrenmek pahasına tam bır sefalet çekmıştık. Uçak Karadenız'in doğu sahilı boyunca alçakian uçuyor, asağıyı âdeta bır fılm sey- reder gıbı izlememıze unkân verıyordu. Bu manzara da çehşkıler dizisinin bır parçasıy- dı, Batumı'den sonra Sukurru, Soci gibı ta- tü kentlennden geçiyorduk ve asağıdaki gö- riıntü gerçekten görkemhydı. Kafkas Dağ- ları geniş bır sahil kesitinden sonra dalga dalga yukselerek hınterlanda doğru uzanı- yordu, Karadenız'in bu kesiti bizim taraf- takine hıç benzemiyordu, sakin bir ıç de- nız gibiydı, yer yer masmavı, yer yer yem- yeşıl rengıyle dağlann beyaz örtüsüne ne- fıs bır renk uyumu sağlıyordu Tabii ıçinde neler olup butığını bılemıyorduk, ama aşa- ğıdakı kentlerin görunumü de olağanustü bır guzellıkteydı. Bıtmek tukenmek bilme- yen, kilometrelerce surup gıden bir orman örtusunun arasına yerleştırılrruş, düzenlı bı- naiar sahil şendini susluyordu. Bunlann bit- tigi yerlerde tanm arazılen başlıyor, geomet- rık bir düzene göre yapUmış sulama kanal- larr bu arazileri yer yer kesıyordu. Karade- niz'in Sovyet sınırlan ıçındeki bu kesiti bı- zim taraftakıne hıç mı hıç benzemiyordu. (Kafkas Dağlan ruzgârlan tuttuğu için ol- sa gerek) ne azgın dalgalarla sahilleri dö- vüyor ne de rengı kararıyordu; bızim tara- fın daraak sahil şeridıne karşüık burada ge- niş bir alan vardı; yerleşım ve üretım ıçın geniş ovalann oluşmasına olanak bırakmış- rj. Bu geniş ovalan, tanmın teknolojısinı gö- rünce, insan, bu ülkede gıda bolluğunun ol- duğu kanısına varabilirdı; ama bu yıl, "kı- şın açlık olabilir" dıye Batı Avrupa'dan Sov- yetler'e gıda yardımı yapılmaya başlanmıştı. Bu çehşkının temel nedeni de anlaşüan, Ba- tum'da tanık olduğumuz olaylardı. Sovyet rejımı bir yandan blucuı, hamburger, kola, pop muzık gıbı kıtle tuketım mallarına, bır yandan da millıyetçılık hareketlenne yenık duşmüştu Ve piyasa ekonomisi Gorbaçov'un merkezı denetımı zayıflat- mak ve demokratık süreçlenn oluşmasına olanak sağlamak ıçın başlattığı hareket, Sovyetler Bırlığı ıçinde çok yönlü çekışme- ler yaratmış. Cumhuriyetlerle merkezı yö- netım arasında çekışme, cumhunyetler arası çekışme, aynı cumhurıyetın içınde etnık çe- kişmeler yayılmış. Bu çok yönlu mılüyetçı ve etnik merkezli çekişme, sonuçta, piyasa ekonomisine geçme ve dunya ekonomisıne açılma umutlarını karartacak gibi gö- züküyor. Eskıden berı Sovyet ekonomisınde üre- tımin, temel ıhtıyac mallannda sureklı bır Sovyetler'de kamusal nitelikli hizmetler aşırı genişlemiş, kişisel tüketime dönük malların sunumu ise hem yetersiz hem düzensiz hem de sunum koşulları "albeni"den yoksun, parıltısız ve yavan. Etrafta satın alınacak bir tek malın görülmediği koskoca kentte pekiyi bu alımlı, bakımlı bayanlar nereden, nasıl giyiniyorlar? İnsanlar ne bulup yiyorlar? Anlaşılır gibi değil. Bu Sovyet bayanlann bir diğer özelliği de iki kelimelik bir Türkçeyi öğrenmiş olmalan, peşlerine takılan Türk işçilerinden:"Ah yavrum". Hepsi "Bu ne demek?" diye sorup duruyor. Geleneklerine bağlı Türk erkekleri vatanlarındaki konuşmayı oraya da taşımışlar. Cumhuriyetler arası çekişmeler, birinden alınan malın diğerine satılmamasına, hatta bazen gelen mala gümrük vergisi uygulamaya kadar gidebiliyor. Derken bir cumhuriyetten geçip bir üçüncüye satılması gereken mala geçiş izni verilmiyor. Yani dağıtım iyice aksıyor. Sovyet rejimi bir yandan blucin, hamburger, kola*, pop müzik gibi kitle tüketim mallarına, bir yandan da milliyetçilik hareketlerine yenik düşmüştü. KARADENİZ'İN DOGUSUNDA Gülten Kazgan akıma dönüştürülemedıği, mallar mağaza raflanna geldığmde uzun kuyruklar oluş- tuğu, bıttıkten sonraysa bır süre toptan kay- bolduğu, mal dağıtımı kanallanmn çok ye- tersiz kaldığı bır sır değildi. Ne var kı mıl- hyetçi - etnık kökenh çekışmelerle bırlıkte başlayan cezalandırma, cezaya tepkı göster- me, çekışme yepyenı bu- sureç. Merkezı Sov- yet yönetımı cumhunyetlerdekı mıllıyetçı hareketlere, çok zaman, elektrığı kesmek ve/veya petrol vermemek bıçunınde tepkı gostenyor, bu durumda da uretım ıyıce ak- sıyor. Cumhunyetler arası çekişmeler, birin- den alınan malın diğerine satılmamasına, hatta bazen gelen mala gumruk vergısı uy- gulamaya kadar gidebiliyor. Derken bır cumhuriyetten geçip bir üçüncüye satılma- sı gereken mala geçış iznı venlmiyor, yani dağıtım ıyıce aksıyor Bu sorunlara piyasa ekonomisi mantığjyla çözüm bulmak müm- kün değil. Aynca mal darlıklan biraz daha artıyor, raflar bıraz daha boşalıyor, karaborsa-mafya bıraz daha guçlemyor. Bu darhklar ve çözümsuzluk surerken ne enf- lasyon ne karaborsa önlenebılir. Gorbaçpv- un rublereformuda çaresız vatandaşı sıkın- tıya sokmaktan başka bır ışe yarayamaz. Gorbaçov, öyie anlasılıyor kı, Pandora 1 mn kutusunu açmış, ıçınden ne çıkacağım hıç ongöremeden. Krasnodar'da Türkler Sınır ticaretınin aktif tarafı Sovyetler ol- sa da Turk şırketlerinın müteahhitlik hız- metlenne gırmış olması, doğrusu ya göğsü- muzu kabarttı. Bir muteahhıtlık şırketı, Krasnodar'da 300 ışçısıyle bırlıkte çalışıyor, bir otel yapıyordu. Krasnodar 750 bin nüfuslu, bölgesinın sağlık merkezlerini banndıran bır kent. Bu- yük Petro'nun eşı Katenna zamanında ku- ruhnuş, çançe, muhafıa olan Don Kazak- lanna bu arazıyı gösterip yerieşmelenni söy- lemış, 1793'ten itıbaren bu çekırdek etrafın- da gelışme başlamış. Gerçekte Krasnodar, hıçbır özelliği olmayan bır kent, daha doğ- rusu bır tek özellığj var. O da buradakı ka- dınlann çok guzel, çok alımlı ve çok bakım- lı olması. Bu Sovyet bayanlann bir dığer özelliği de ıkı kelıme Turkçe'yı öğrenmiş ol- malan, peşlerine takılan Turk işçılennden: "Ah, yavnım." Hepsı, "bn ne demek" dıye sorup duruyor. Törelenne, geleneklerine bağh Turk erkeklen, vatandakı bu konuş- ma bıçimını oralara kadar taşımışlar. Sovyet toplumundakı akü almaz çelışkı- lere Krasnodar'da her an, adım başında rastlamak mürnkün. Kentte konser salonu, opera bınası, tiyatro bınası, universıte vb gi- bi kafaya ve nıha hıtap edıp ınsanı geliştı- recek doyurucu bır altyapı kurulmuş. Has- tanelerin içındeki donarum uzay çağı göru- nümünu \eriyor, bakım gerçek anlamda "mnVemmer. Kent merkezi ısıtma ile ısı- tıldığı için bacasından duman çıkan tek te- sıs buna ilışkm olanı. Damla hava kırlılığı yok, sokakta cığerler bayram edıyor. Eksi 10 derecenın altındakı ısıda trafık hıç ak- samadan, çok geniş caddelerde tıkır tıkır akıyor. Buna karşılık, koskoca kentın doğ- ru dûrust bir ahsvenş merkezı yok. Var olan bırkaç mağazanın raflan boş, vitrinlerı al- benisiz, olan mallar da alınır cinsten degil. Sokakta gördüğünüz herkesin başmdakı kürk kalpak dahi görünurde hiçbır yerde yok. Gidılecek bır restoran, bır kahvehane, çayhane gıbı bır yer de etrafta göranmüyor. Yani Batı kentlennın pınltısını yapan şey- lerden kent yoksun bırakılmış. Bu bılınçli bır ıdeolojik-sryasal tercihle, halkı "mal fe- tisizmi"nden kurtarmak için yapdmışsa, in- san psikolojisını hıç anlamamış olmak de- mek. Eğer boyle değilse, dupeduz saçma bir beceriksızlık. Etrafta satın alınacak bır tek malın görunmedığı koskoca kentte, pekıyı bu alımJı, bakımlı bayanlar nereden nasıl giyiniyorlar? İnsanlar ne bulup yiyorlar? Anlaşılır gibı değil. Amerikalı düşünur-ekonomist JJC Galb- nüth, ABD ekonomisinı incelerken piyasa ekonomisinin yarattığı bır dengesızlığı ko- nu eder; kamusal mtelikh tuzmetlenn yeter- siz kalmasına karşılık piyasa koşullannda sunulan mallann ve hızmetlenn aşın geniş- lemiş olduğunu belırtır. Buradakı dengesız- lik, Galbraıth'in konu ettığımn tam tersı: Kamusal rutekkli hizmetler aşın genişlemiş, kişisel tüketime dönuk mallann sunumu ise hem yetersiz hem düzensiz hem de sunum koşulları "albenf'den yoksun, parıltısız ve yavan. Karadeniz bölgesi işbiriiği Sovyet ekonomısıyle Turk ekonomisi ara- sında rakıp değil de tamamlayıcı bir ilişkı göze çarpıyor. Bızde lyı yunıyen bırçok ış, onlarda hıç yunımuyor. Tuketım malları üretımınden dağıtımına, bırtakım kişisel hızmetlere kadar uzanan bır dızı işı bızım "alacak" hanesıne yazmak mümkun. Bu bakımdan, Sov>ı etler Bırlığı'nde tıcaret ka- nallanna gırmekten mağaza açmaya, vitrin düzenlemeye, hatta kamyonculuğa kadar çok geniş bir hızmet alamnda Turk şirket- leri iş yapabilecek gibı gözüküyor. Tabıi gi- yım eşyası, gıda maddesı, temızlik madde- leri gibı kişisel tüketime dönük mallann sa- tışında geniş ımkânlar olduğu da kuşkusuz. Sovyetler'den ıse hıç değilse bir tek şey öğrenmesi gerekıyor Türkiye'dekı yöneticı- lenn: Kultur ve beceri dvizeyini yükseltmek ıçın ınsana yapılacak yatınmın önemı. Bu alanda Baü ülkelennden hıçbır farklan yok. Orkestralann, solıstlerın mukemmelliğin- den hastanelenne, bılım adamlannın cıddı- yetınden ve sorumluluğundan servıs yapan- lann ışını cıddıye almasına kadar gemş bır alanda gözlenıyor bu. Batı ulkelenyle 150 yıllık yakın dışkı bunun önemını anlama- ya yetmedı ulkemızde. Karadeniz bölgesi iş- bırlığı çerçevesinde kurulacak yenı tıcaret ağı, umut edelim kı buna yardımcı olur. Olur da ışçılerımiz sokaklarda alımlı Sov- yet bayanlann peşine takılıp tatsız laf atma- lardan vazgeçer kültür düzeyleri biraz yük- selrruş olduğu ıçın. Yoksa nasıl AT bızı "kül- tonunuz farkk" dıye istemiyorsa yann öbür gun korkanz, benzer bu- tepki dünyanın bu- ralanndan da bıze yönehr. BtTTİ HABERLERIN DEVAMI OLAYLARIN ARDENDAKİ GERÇEK (Baftarafi 1. Sayfada) yedı mılyon nufuslu kentın ılçe- terınde, partı örgıitu kesımınde, delegeler arasında çalışarak de- ğil, bayram tatılmde Antalya'ya getırtılen üçe başkanlanna, ana- yasaya göre tarafsız. sorumsuz. yetkısız cumhurbaşkamnca çe- kılen nutuklar sayesınde kaza- nılır. Ne var ki Sayın Cumhurbaş- karu, ılgınç bır taktık kullanarak ANAP'lılara ve özellikle Başba- kan Akbulut'a temınat vermeyı de ihmal etmemıştir. Sayın Cumhurbaşkanı, eşınin parti ıçi seçım kampanyasım ytirüttirken ve karısınm mevyetlerını bırbı- n ardına sıralayıp propaganda- sım yaparlarken Semra Hanım- ın gözünün ANAP Genel Baş- kanlığı'nda olmadığını, tstanbul Beledıye Başkanlığı'yla yetinebı- leceğını de söylemıştır Bu suret- le Başbakan Akbulut'un rahat- latıldığı anlaşılmaktadır. ANAP İstanbul ılçe başkan- lan teker teker Sayın Cumhur- başkam'mn elını öpmtişlerdır. Bu demokratık eylemm göz- yaşartıa gOruntusünün etkısi al- tında kalan kımı çevrelere bakı- lırsa Allah'm ıznt, Cumhurbaş- kanı özal'ın kavlı ıle Semra Ha- nım, İstanbul ll Başkanlığı ışmı Antalya'dakı zıyafette bıtırmış- tir. Kımı olumsuz çevrelerde ıse işin bu kadar kolay olmayacağı ifade edilmektedır. Bazı maksatlı kişiler ise Tur- kıye Cumhunyeti'nın anayasa- sından söz açmakta, Cumhur- başkanı'mn karısı ıçın ANAP kulislerinde sıyasalfaahyet gös- termesmm kanun devletım çiğ- nemek anlamına geldiğım söy- lemektedirler. Ancak böyle ko- nuşanlar, Sayın özal'la uğras- mayı huy edinmis çağdışı lider- ler olarak değerlendırthyor. Bunlaryenı polıtıkalar uretemi- yorlar, Sayın özal ıse ış bıtın- yon yalnız Türkıye'dekı Tûrkle- nn değil, Irak'takı Kurtlerın de ışını bıtırmedi mı? • • • FHY dış büroları incelemeye aldıtş-Sendika Servisi — Turk Havayollan grevının 20. günün- de, toplusözleşmedekı kilitlenme devam ederken HAVAŞ'ta taraf- lar görüşmelen surdürme kara- n aldılar. THY Genel Mudüru Cem Kozlu, yurtdışındaki buro- lardan ll'inin kapatılacağı yo- lundakı Hürnyet gazetesınde yer alan habere karşılık, "Henuz boyle bir karanmız >ok. Dnnı- mu inceliyoruz. Yurtdışındaki SS buronun a>lık sabıt gıderleri 70 milyar lira. Bu yuku nasıl karşılayacağımızın hesabını yapıyoruz" dıye konuştu. Bu arada THY ve HAVAŞ'ın lstan- bul'dakı ış yerlennde grevde bu- lunan 3 binı aşkın ışçı dun de sendıkalan Hava-lş'ın genel merkezi önünde toplanarak ış- verenı protesto için yûrüyüş yaptılar. THY Genel Müdürü Cem Kozlu, grev öncesınde KtT ve özel sektör sözleşmelerini dikka- te alarak verebılecekleri en yük- sek zammı önerdıklerinı, ancak grevı onleyemedıklerıni belirte- rek, "Bizim bu noktanın uzeri- ne çıkmamız mamkun degil. Hava-tş yonelicilerini bu tekli- fimiz uzerine anlaşmaya çağın- yomm. Teklifimiz mantık ve hakkın gerektırdigi zammı içe- riyor. lstemenin sınırı yoktur ama verebilmenin vardır" dedı. öte yandan Ulaştırma Baka- nı Cengiz Tuncer, Manavgat'ta Cumhurbaşkaru Turgut özal ta- rafından açılan tatıl köyunde gazetecılerın THY grevıyle ılgı- li sorularını yanıtladı. AA'nın haberıne göre Tuncer, bir gaze- tecının grevın ne zaman sonuç- lanacağını sorması uzerıne, "Bekliyonır. Herhalde onumuz- deki hafta içinde çozulur. Biz verecegimizi verdik. Kamuoyu- na da ilan ettik. Bu rakama ge- lirierse çozulur, gelmezlerse de- vam eder," yanıtını verdı Tun- cer, "THY'nin bir başka şirke- te, HTY'>e de\redilmesi soz ko- nusu mn" dıye sorulması uzerı- ne de, "Şu anda boyle bir düşuncemiz yok. Ama bu iş çok uzun surerse bazı şeyleri duşun- mek durumundayız," dedı. Talabani Saddanrla (Baftarafi 1. Sayfada) Öte yandan Irak'ın sahıp ol- duğu kıtlesel ımha sılahlannın sayısmı ve yerlenm bildiren açık- lamasımn muttefıkler tarafın- dan kuşkuyla karşüandığı bildı- rildı. ABD Dışişlen Bakanhgı Söz- cusu Richard Boucher, Irak'ın bıyolojık sılah yapımında kulla- VEIİEt t 'ENDİ HtPODRÖMlTNDAN Fıkret Dağlıoğlu 1. KOŞU: F: (5) îzzet, P- (2) Gaddar, S: (1) Aknasıp. 2. KOŞU: F: (4) Handan, PP: (1) Ehf 4, P: (3) Begum 2, S: (5) Susluıhsan. 3. KOŞU: F: (4) Senınım, PP: (1) Altınçocuk, P: (2) Avı, S: (6) Ilonya 4. KOŞU: F: (4) Cino, PP: (7) Memo, P: (1) Koraytay, S: (ll)Sıdıka. 5. KOŞU: F: (4) Zumrütha- nım, PP: (10) Yemenı, P: (1) Latifşah, S: (2) Pardon. 6. KOŞU: F: (7) Hocam, PP:(ll)Tatbkız, P: (8) Mert- kan, S: (2) Erdoğdu, S: (10) Polat 7. KOŞU: F: 3 Browme, PP (1) Alarda, P- (8) Mısbey, S (2) Gökben nılan maddeleri yapabilecek ka- pasiteye sahip olduğundan kuş- kulandıklannı, ancak bu tür sı- lahlan yapıp yapmadığı konu- sunda ellennde kamt bulunma- dığını söyledı. Irak'ın açıklandığından daha fazla sayıda kımyasaJ başhk ve balıstık füzesinın bulunduğuna mandıklannı belırten sözcu, nukleer silahlar konusunda ise "BM'ye gonderdiği mektnpta Irak, nukleer silah, nukleer si- lah yapımında kullanılabilecek malzeme ve tesisimız ya da faa- liyetimLz yok diyor. Bu açıkla- manın tatmin edici olduğunn sannuyonu" dedı. Genel af Irak'ın en yüksek sıyasi karar organı Devrim Komuta Konse- yi, 5 nisan tarihınde Irak'takı Kürtlere yönelik olarak çıkartı- lan af yasasının genişletilerek tüm Irakh ayaklanmacüara uy- gulanacağını açıkladı Irak haber ajansı INA'mn ha- benne göre, Saddam Huseyin- in başkanlığında dün toplanan Devrim Komuta Konseyı'nin al- dığı karar, Şiı ısyan gruplarını da kapsayacak şekılde "kuzey- de ve guneydeki tam hnknmet karşıtı hareketler" ıçın geçerlı olacak. INA, ordu, güvenlik güçleri ve sıvıl savunma men- supları dahıl tum Iraklıların af kapsamına gırdıklerinı belırte- rek, direnışçilerın ülkedekı ıç kargaşadan dolayı cezalandırıl- mayacaklarını kaydettı INA'nın bır başka haberınde, 5 nısandakı ilk af ılanından bu yana 132 bın Kürdün evlerıne dönduğu bıldınldi. 'Tııristi sağın 9 (BÖftarafı 1. Sayfada) turizmde de gelişme ıçinde oldu- ğunu belirten Özal, tunzmcile- re şu önerılerde bumndu: —Çok fazla kredıye bulaşma- yın. Faizli kredi verine bazı mal- lan saüp >atınm yapın. Fazla fa- ize bulaşırsanız bu tesisleri kay bedersiniz. —Tesıslerinizde iyi insanlar bulup çalıştınn Bunlara fazla para vermekten de kaçınmayın —Çevredeki imkânları kulla- nıp kapasitenizi arttırabüirsiniz. —Eğlence merkezlerı yapın, çocuklann elektronık oynayabı- leceğı, büyüklenn bovvlıng oy- nayıp alışvenş yapabılecegı mer- kezler kurun. —Muhakkak golf turizmine ağırtık verilmeli, gerekirse bir- kaç tesis birleşip bunu yapabi- Büyük dönüş (Baftarafi 1. Sayfada) lu, Sakap^, İstanbul, Tekirdağ, Eskişehir, Afyon, Uşak, Mani- sa, Bursa, Bahkesır, Izmır, Ay- dın, Muğla, Isparta, Antalya, Içel ve Adana ıllerınde 54 nok- tada kurulan sağlık ekıplerınm bölge trafık ekiplen ve jandar- ma karakollanyla işbırlığı halin- de calışmalanru sürdürduğunu belirtti. Konya-Akören karayolunda dün sabah meydana gelen trafik kazasında bır otobusun dereye uçması sonucu 7 kışı oldu. 19 kı- şı de yaralandı. Bayram zıyaretı için köylenne gıden 38 kişıyı ta- şıyan 42 EV 670 plakalı Mehmet Suslu yönetımındekı otobus Akören ılçesıne bağlı Çomaklar köyünden Konya'ya gehrken, köy çıkışında Çomaklar Deresı- ne uçarak ters döndu. Saat 09 10 sıralannda meydana gelen kaza- da Gttlsam ve Rahman Akkaş, Hatice ve Rukiye Ba>rakçı, Ab- dullah ve Dudu Baltacı ıle Ah- ür. Bu tesıster tunzmin omrunu uzatır. Kış turizmine de olanak saglar. —Sadece denız değil, dağla- nn, ovalann da tunzme açılması gerekır. Köyler ve tarıhı eserle- nn bulunduğu yerler tanzım edılmelı, turistlenn buralardan da yararlanması sağlanmah Cumhurbaşkam Ozal, tu- nzmcılerden tum bunlan yerıne getırerek "Mumkun olduğu ka- dar çok sinegin >-agını çıkarma- laruı, geleni daha çok sagma- lannı" ısteyerek "Ttarizm gelir- lerini bu sekilde arttırmak la- zmı" dedı. Cumhurbaşkanı Özal, Alan- ya Hükumet Konağı'nda halka hıtap ederken anayasanm halkın temsılcüeri tarafından yapılması gerektığinı söyledı. özal, kendi- sını dınleyenlerın ormanalık Nüfus cüzdanımı yıtırdım Hükumsuzdur H ABDULLAH ERCAN met Santaş olay yerinde hayat- lannı kaybettıler. Kazada yara- lanan 21 kışı Konya Tıp Fakül- tesı Eğitim ve Araştırma Hasta- nesi ile Devlet Hastanesı'nde te- davı altına ahndılar Konya'da meydana gelen ıkı ayrı kazada ıse Huseyin Özdamar (8) ve Ugur Esmekaya (5) adlı çocuk- lar öldu E-130 karayolunun Kocaeli kesıminde dun saat 04.30 sıra- lannda meydana gelen kazada özel otomobille bir TIR'ın çar- pışması sonucu tsmet Temel, Se- mahat Atalay ve Behçet Atalay öldü. Erzurum-Erzıncan kara- yolunda meydana gelen bır baş- ka kazada ıse Bahaltin Bayram, Şahin tpek, Selahattin Demir, Salih Keskin \e kımlıgı belirle- nemeyen 8 yaşındakı bır çocuk olay yermde öldü. Samsun'un lncesu yöresı Polıs Okulu yakın- larında ikı otomobilın aşın hız yuzunden çarpışmaları sonucu Hasret Poyrazoğlu (1), Sait Poy- razoglu ve Nezire Ulgen olay ye- nnde ölduler Kahramanmaraş- ta meydana gelen kazada da Mehmet Kızıldere ıle Veysel Sa- gır hayatlarını kaybettıler. alamnda yeni düzenlemeler ya- pılması yonundekı ıstemlen uze- rıne bu konuda, Turkıye'nin sı- kıntısımn bulunduğunu, bunun çözumünün ıse anayasa değışık- hğınden geçtığını ıfade ettı Özal bu konuda önemli olanın ana- yasanın artık bürokratlar tara- fından değil, halkın temsilcılen tarafından değıştınlmesı oldu- ğunu belırterek "Yeni bir dun- ya oluşmuş. Devir degişnıiş. Sta- tukocu olmamak lazım. Bu ge- lişmeyi, ilerlemeyi gormek la- zım. 10-15 yıl sonrasını gormek lazım" dedı. Yapılacak anayasa değişiklığinin bu değişmeye ve ilerlemeye ayak uydurması ge- rektiğıni de kaydeden özal, ANAP'ın anayasa değişıkliği önensının muhalefet tarafından benımsenmesı halınde bu değı- şıkliğın gerçekleşebüeceğinı be- lirterek "Hatta 'Gelın, cumhur- başkanını da halk seçsın' dedim. Bu konuda 'hodrı meydan' de* dim. Ben de halk tarafından se- cilmeve razıyım. 'Hodrı mej'dan' diyorum, kaçıyorlar" dıye ko- nuştu. Batı ülkelerinde cumhurbaş- kanlanmn halkın arasına karış- madığım belirten özal, kendisi- mn ıse halkın arasında tatıl yap- tığıru söyledı. Özal, Osmanlı ge- leneğini anımsatarak "Anado- lu'nun bir köyünden sadrazam- lar kalkmış, padişah olabilmiş- ler. Avrupa'da bu olmazdı, ora- da soylu olmak lazım. Ben de Anadolu'dan çıkıp once başba- kan, sonra cumharbaşkanı oMıım" dedi ANAP'm ıktıdar- da bulunduğu süre ıçinde yap- tıklannı da öven özal, 12 Eylül öncesını anımsatarak "Bu mem- lekete iyi bir duzen getirmek la- zım ki bir daha bu durumlara geintesin" dıye konuştu. Ozal, en önemh hedeflennden birinin de Turkıye"de demokratik siste- mm oturtulması olduğunu belır- terek "Artık kimse mudahale- den soz ediyor mu? Kimse artık nçağı vanlış meydana indinni- yor. Eskiden yanlış meydana in- diriyorlardı. Turkiyede saglam bir demokratik sistem var. tşte en son TBMM karar verdi. Ko- munizm de serbest, dedi. Buy- run beyler, ne yapacaksanız ya- pın. Adamlann şimdi esamesi okunmuyor" dedı Düşunce, dın ve vıcdan hürrıyetının sağlan- ması yönunde de önemli gelış- meler kaydedüdiğinı, ıleride da- ha ılerı aşamalara gelineceğını kaydeden özal, 30 ılçeyı daha il yapmayı duşundüklerini, Alan- ya'run da bunlar arasında ılk sı- rayı aldığım açıkladı. Başbakan Akbulut ıse Körfez knzını anımsatarak her şeye rağ- men Turk turizmınin gelişme içinde olduğunu, gelecekte Turkiye'yı daha guzel gunlerın bekledığını büdirdi. özal daha sonra yme hehkop- terle Kemer'e döndu. özal ve eşı bugun ögle saatlerınde tatıllen- nı bıtirerek lstanbul'a dönecek- ler. GOZLEM UĞUR MUMCU (Baftarafi î. Sayfada) deve mı canım Nasıl olsa bu para bır yerlerden bulunur. Çağ atlayan hukümet, ABD'den para alamazsa Lükserrv burg'dan alır. Son bağımsız Müslüman Türk devletınde pa- ranın lafı mı olur? Her ıkı başkan bırbırlerınden örnek alryor, oğulları da öy- le Cumhurbaşkanımızın ıki oğlu da licaretin içindedir. Bü- yük oğlu Tevfik Ahmet Bey. eskı devnmcı kardeşlenmızden Çızmecı Yavuz Bey ıle ortak Bırkaç gun sonra gerdeğe girecek olan Mazhar Efe kardeşımız de annesi Nazlı Sem- ra Hanımefendı ıle borsaya gırdiler. Gırış o gırış Cumhurbaşkanımız Hacı Halil Turgut Bey bu rşlere hiç karışmıyor Karışsa cumhurbaşkanlığı tarafsızlığı güme gi- decek. Bu yüzden karışmıyor. Diyeceksinız ki- —Semra Hanım'ın seçimınde tarafsızlık söz konusu olma- yacak mı? Olmaz. Çünkü, cumhurbaşkanı millı bırlığin temsılcısıdır. Aıle de toplumun temelıdır Bu 'mıllı biriık' aılece temsıl edılır. ANAP da mıllı partılerımızden bırıdır ANAP'ın bırlığını sağlamak da bır 'mıllı' görevdır ANAP'ın bırlıği Nazlı Sem- ra Hanım ıle sağlanacağı ıçın bu uğurda çaba harcamak cumhurbaşkanlığı tarafsızlığına aykın olmaz Tersıne, bu ça- balar 'mıllı bırlıği' yuceltır Sayın Özal, Tevfik Ahmet Bey'e ve Mazhar Efe kardeşı- mize 'bu işlere bulaşmayın' dese bu, Üev/ef müdahaleciliği' olur. Bu müdahalecılıkten az mı çektı bu mıllet? Lıberal ekonomıde ışadamlanna ve borsa sımsarlarına karışılır mı hıç? Cumhurbaşkanı, çocukJan arastnda elbette tarafsızdır Bu yüzden Tevfik Ahmet'e de Mazhar Efe'ye de karışmıyor. 'Tarafsızlık' bu açıdan değertendırılmelıdır. Bu açıdan değerlendırıldığınde cumhurbaşkanının eleş- tirılecek hıçbır yani yoktur Cumhurbaşkanının tarafsızlığı 'mıllı bırlik1 açısından da ele alındığında bır başka sonuca ulaşılamaz. Peki ABD Başkanı Bush tarafsız mı? Hayır. Başkanlık sıstemlerınde devlet başkanları tarafsız' değil- lerdır. Taraflı başkarfm devlet yönettığı Amenka'da yaşanan şu son olay ılgı çekıcidir ABD hükümetı, Başkan Bush'un oğlu Neıl Bush'un ış ilis- kilerını kısıtlayıcı kurallar getırmış. Cumhurbaşkanının oğlu borsada ıstediği gibi at oynata- maz demış Cumhurbaşkanının oğlu, devlet ıle borsa arasında vals yapamaz demış Neıl Bush'a, bu ışlerden vazgeç demiş... Kapıtalızmın anayurdunda bu ışler böyle yürüyor. Bızde Korkut Ozallı Tevfik Ahmetlı, Mazhaz Efelı Özallar serbest pıyasada para kırıyor Piyasa serbest olsa canım yanmaz .. Bu piyasa bır dev- let desteklidır. Bush'tan ve Bush'un oğlu ıle ilgilı karardan ders alırlar mı? Hıç sanmıyorum.. Maç öncesi olay İstanbul Haber Servisi — Be- şıktaş'ın, takipçısı Galatasaray'ı 3-2 yenerek şampiyonluk yolun- da büyuk avantaj sağladığı ma- ;ın öncesınde ıki takımın fana- tık taraftarları, Ah Samı Yen Stadı'nın çevresim savaş alanına çevırdı. Önceki gece yansından itiba- ren stat çevresmde toplanan "hooliganlar", polisın aldığı yo- ğun önleme karşın yme olay çı- kardılar. Sabah 06.00 sıralannda "En büyük Beşiktaş" dıye bağırıp, maytap patlatarak Ali Sami Yen'e yönelen, yaklaşık 400 ki- şılik sopalı, taşlı, bıçaklı grubun önu stat yakınlannda çevık kuv- vet tarafından kesıldı Bunun üzerine ellenndekı taş ve sopa- larla saldıran hooliganlan polıs zor kullanarak dağıttı Bu sıra- da atılan taşlar polıs ve gazete- cılere ısabet ettı. Polıslerden ya- ralananlar olurken, bazı gazete- cılenn de fotoğraf makınelerı hasar gördü. Olayda hoolıgan- lardan bazılannın da yaralandığı göruldu. Polis çok sayıda hoo- liganı gözaltına alırken, yıne çok sayıda sopa, bıcak, şiş, döner bı- çağı ıle bır balta ele geçırıldı. Bu olaydan yaklaşık 1 saat sonra, bu kez "En buyuk Cim Bom" sloganı atan yaklaşık 50 kişılik bır grup, Beşiktaş taraf- tarlannın bulunduğu gışelere doğru molotof kokteylı, taş, so- pa ve kesıcı aletlerle saldırıya geçtı. Saldın sırasında yoldan geçen bır İFTT otobüsü de tahnp edıl- dı. Beşıktaş'ın 3-2 kazandığı maçtan sonra bu kez Siyah-Be- yazlı takımm taraftarlan, gahbi- yetı sokaklarda kutladılar. Kon- voylar halinde tstanbul'un ana caddelerinde turlayan taraftar- lar, zaman zaman trafiğm de ak- samasına yol actılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear