Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Türkiye'deki müttefik kuvvetlene ait bir askeri heyet, Zaho'da Iraklı askeriyetküilerle görüştü
Irak'a Kürt operasyonuZaho'da görüşme Türkiye'deki müttefik askeri gücün komutanı
ABD'li Korgeneral John M. Shalikashvili'nin başkanhk ettiği bir
tngiliz ve bir Fransız general ile Kanadalı albayın yer aldığı askeri
heyet, Silopi'den Zaho'ya giderek Iraklı askerlerle görüştüler. Gümrük
binasında 15 dakika süren görüşmeden sonra, Türkiye'ye dönen
heyetin başkanı ABD'li korgeneral, 'insani çabalan korumak için
asİcer kullanmak istediklerini' söyledi.
Haber Merkezi — ABD, In-
giliz ve Fransız askerlerinin, sı-
nıra yığılan Kürtler için Irak'ın
kuzeyinde "güvenlik kamplan "
oluştunna çalışmalan sürerken,
müttefik kuvvetlere bağlı bir as-
keri heyet dün Zaho'da Irak as-
keri yetkilileri ile ilk görüşmeyi
yaptı. "Giivenlik kamplan ha-
rekab"na kaülacak ABD asker-
lerinin tamamı Türkiye'ye gel-
di. Ingiltere'nin 5 bin deniz pi-
yadesini Incirlik'e gruplar halin-
de göndermeye başladığı bildi-
rildi. Fransa'mn 1000, Hollan-
da'nın da 400 askeri bölgeye
göndereceği belirtilirken, hare-
kâta katılacak toplam asker sa-
yısmın 20 bine yaklaşması bek-
İeniyor. Sığınmaalara yönelik
yardımlar da sürüyor.
Bölgedeki Cumhuriyet muha-
birleri Hakan Aygüa, Ergün
Aksoy, Mehmet Aka ve Yusuf
Toprâk'ın bildirdiklerine göre,
Kuzey Irak'ta "giivenlik
kamplan" oluşturulmasına yö-
nelik çalışmaJar devam ediyor.
ABD'li Korgeneral John M.
Shalikashvili'in başkanhk etti-
ği ve bir Fransız, bir tngiliz ge-
neral ile Kanadalı bir albayın
yer aldığı heyet, Silopi'deki
Müttefik Destek Üssü'nden ha-
valanan 4 helikopter ile Habur'-
un karşısındaki Irak sınır kenti
Zaho'ya 18.30 sıralannda gitti.
Zaho gümrük binasında yapı-
lan ve 15 dakika kadar süren
görilşmelerde Irak heyetine Ge-
neral Abdülhafız Gazali baş-
kanhk etti. Görüşmelerden son-
ra sınırın Türk tarafına dönen
heyete başkanhk eden ABD'li
Korgeneral Shalikashvili gazete-
cilere yaptığı açıklamada, Batı-
h ülkelerin kamplan korumak
için Kuzey Irak'a asker gönder-
me planlannı uygulayacaklan-
nı belirterek, "tnsani çabalan
korumak için asker kullanmak
istediklerini" soyledi. "Biz bu-
raya çok şeyi değiştirmek için
geldik. Zor durumdaki insanla-
ra yardımcı olmaya geldik" di-
yen ABD'li korgeneral görüş-
melerin sürüp sürmeyeceğine
ilişkin bir soruya, "Bu şekilde
olmazsa da başka kanallarta gö-
rüşme sağlanacaktır" yanıtıru
verdi. Zaho'daki görüşmeye
ABD'li generalin tahmatıyla ba-
zı yabana gazetecilerin götürül-
mesi, ancak Türk gazetecilerin
heyete ahnmaması tepki yarat-
tı.Bu arada gemi ile tskende-
run'a gelen ABD askerlerinin
Güneydoğu'ya gönderilme işle-
minin tamamlandığı bildirildi.
20 bin müttefik askeri Irak topraklarında oluşturulacak
giivenlik kamplan için Türkiye'ye, ABD askerlerinin gönderilmesi
işlemi tamamlandı. İngiltere, 5 bin deniz piyadesini gruplar halinde
İncirlik'e indirecek. Fransa'dan 1000, İtalya'dan 500 ve Hollanda'dan
400 askerin geleceği bildirildi. Bölgedeki ABD güçleri Yüksekova'ya
ikmal merkezi, Almanlar ise Hakkâri ve Çukurca'ya seyyar hastane
kuracak. Kuzey Irak'taki keşif uçuşlarının da yoğunlaştığı bildiriliyor.
Yetkililer, ABD yardım timinin Fransa'dan Mine Sanlnier'in
haberineüç ekip halinde Çukurca,
Üzümlü ve Şemdinli'de konuş-
landınlacaklannı kaydettiler.
ABD, Ingiüz ve Fransız uçakla-
nyla askeri helikopterlerinin
Kuzey Irak'ta keşif uçuşlannı
aralıksız sürdürerek, askerlerin
indirileceği alanlan belirlemeye
çahştıklarını bildirdi. Bölgede-
ki ABD güçleri Yüksekova'ya
ikmal merkezi, Almanlar ise
göre, "giivenlik
kamplan" harekâtı için Fransa
yaklaşık 1000 asker gönderecek.
Hollanda'nın da güvenlik
kamplan harekâtına katılmak
üzere bölgeye 400 deniz piyadesi
göndereceği açıklandı.
İtalya' nın da harekât için böl-
geye 500 asker göndereceği bil-
dirildi.
Bu arada Kanada'da da iki
Hakkâri ve Çukurca'ya seyyar C-130 tipi kargo uçağı ile Incir-
hastane kuracaklar.
Londra muhabirimiz Edip
Emil Öymen'in bildırdiğine gö-
re, Ingiltere hükümeti, dağhk
arazi eğkimi alan 5 bin deniz pi-
yadesini, gruplar halinde İncir- di.
lik'e yardun malzemesi gönder-
diği açıklandı. Kanada'run 5 ni-
sandan bu yana Irakhlar için
yaptığı yardım tutarının 16.6
milyon dolara ulaştığı kaydedil-
lik Üssü'ne göndermeye başla-
dı. İngiltere Savunma Bakanı
Tom King, sınırdakilere yar-
dımların da süreceğini bildirdi.
Hakkâri'deki 1. Dağ ve Ko-
mando Tugay Komutanı Tuğ-
general Kamil Başer ile Hakkâ-
ri Valisi Şehabettin Harput, dün
Çukurca'da 49 nolu sınır taşı et-
rafında toplanan sığınmacı
kamplannda incelemelerde bu-
hındular. Tuğgeneral Başer, üç-
lü ittifakın bölgeye şimdilik 16
bin asker göndermesini bekle-
diklerini söyledi. Başer, sınır
bölgelerinde Tük askerlerinin
güvenlik sağlayacağım, üçlü it-
tifak askerlerinin ise yardımla-
rın dağıtımı ile Irak tarafında-
ki kampların güvenliğini sağla-
yacağını kaydetti.
Çukurca sınır boyunda ya-
şamlannı sürdüren sığınmacı-
lardan, çoğunluğunu yaşh ve
çocukların oluşturduğu
1500'ünün öldüğü belirtiliyor.
Türkiye'ye giriş yapan sığınma-
cılarla birlikte 4 PKK militanı-
nm Türk sınınna geçerek jan-
darma karakollanna teslim ol-
dukfen kaydedildi.
Irak sınınnda günlük yaşam bütün telaşı ile sürüp gidiyor
Olümle yaşamın çîzgisînde
CELAL BAŞLANGIÇ
ÇUKURCA — Yaşh bir ka-
dın, kırçıllı uzun saçlarıru tarı-
yor çadırının önünde. Güneş
yüzüne vurmuş. Fotoğrafı çeki-
lirken gülüyor. Yüzü çizgi çizgi.
tlerideki çadırda kadınlar ve
çocuklar ağlıyor. Komşu çadır-
dakiler başlanna toplanmış.
Onlar da ağıtlarıyla katıhyorlar
iki gözü iki çeşme insanlara.
"Çadınn tek erkeği" ölmüş.
Hem de kırk yaşında. tshalden.
On yaşlarında bir çocuk, iç-
tiği meşrubatın teneke kutusu-
nu taşa sürtüyor. Yüzünde bü-
yük bir iş yapmanın ciddiyeti
var. Hırsı yaşından büyük. "Bu
da benim cay bardağım olacak"
diyor.
Adam çadınn önünde eğil-
miş. Saçlan sabunlu. Kansı tas-
la su döküyor. Adam sıçnyor
yerinden. Su sıcak gelmiş. Ka-
dına bağırıyor.
YUzü taş kesmiş. Arkasında
ağlayan kadına bakmıyor
adam. Kucağındaki battaniyeye
de gözü değmesin diye dimdik
tutmuş başını. "49 nolu sınır ta-
şı"nı geçip Çukurca Camisi'ne
doğru yüruyor. Battaniyeye kü-
çük bir çocuk sarılı. Ölmüş.
Derenin kenarında bir san-
dalye var. Üzerinde oturan ada-
mın omzuna bir parça naylon
serilmiş. Çerveye toplananların
kimi sıra bekliyor, kimi seyre-
diyor. Şalşapik giymiş genç, bir
elinde makas, diğer elinde ta-
rakla önundeki "müşteri"sine
"göniillü berberlik" yapıyor.
Sınırın Türkiye tarafında
kamyonlar var. Ûzerindeki yi-
yecekler, giyecekler, yağma yağ-
ma dağıtıhyor. Sınır boyunca
diketıli tel germek için direkler
dikilmiş. Askerler şimdilik tel-
lerin yerini tutuyor. Ekmeğini
ununu, dağıtılan giysileri alan
çadırına gidiyor. Çukurca'daki
kampta bayram ziyareti var.
Dağa kurulan ses düzeninde
sık sık Kürtçe anonslar yapılı-
yor:
— Duhok'tan Agit Hüseyin.
Hakkâri'den akrabaların geldi.
Kamp girişinde bekleniyorsun.
Su başlarında kadınlar top-
lanmış. Genç bir kız, artık ça-
mur akan suda, külotlu ince ço-
rabını yıkıyor. Kaynağın başın-
dan içme suyu alıyorlar. Bido-
nunu dolduran kadınlar, sağ
omuzlarına vuruyorlar yükleri-
ni. Sol elleri bellerinde. Çamur-
larda, kayaların üzerinde, as-
faltta yürür gibi zarifier.
Çocnklar her yerde aynı. Açlık, soğnk hiçbir şey amıııtanııda değil. Onlann sının yok. (Fotoğraf: Yusuf Toprak)
Çadırlar Irak'ın içlerine doğ-
ru gidiyor vadi boyunca. Irak'a
yaklaştıkça yoğunluğu azalıyor
çadırlann. Sınıra yakın kalaba-
lık yerleşim alanlanndaki ağır
koku, giderek hafifliyor. Müt-
hiş bir "insan trafJğj" var çadır-
lann arasında.
Kampın Irak tarafına üç
Amerikan uçağı paraşütle yiye-.
cek atıyor. Insanlann gökyüzu-
ne dikili gözleri aşağıya inmiş.
Yerdeki hedeflerine doğru koşu-
yorlar. Geri dönüşleri, gidişleri
kadar umutlu değil. Kimi yiye-
cek kutularını almış, küninde
paraşütün bezi var. Bazüanna
yardım malzemesinin naylonu
düşmüş, bazılarına da mukav-
vası. Eli bos gelenler de var. Yi-
yecek malzemesihi kapanlar,
yolda dinlenirken kutulan açı-
yorlar, içinde konsantre tavuk
var. Memnun değiller uçaklann
attığı yiyeceklerden:
— "Tavuk diye bir garip toz
atıyorlar bize. Pirinç atsınlar,
un atsınlar..."
Irak'tan gelen Kürtler için
odun, en az yiyecek malzemesi
kadar değerli. Geceleri inanıl-
maz soğuk. Yemeklerini çadır-
larının önünde yaktıkları ateş-
te pişiriyorlar. Geceleri o ateşte
ısınıyorlar. Çocukları çok üşü-
yenler, çadırlann içinde ateş ya-
kıyor. Dumandan öksüre öksü-
re, gözleri yaşh ısınıyorlar.
Dağlann yamaçlanndan, yı-
kık Irak karakolunun bulundu-.
ğu tepeden kadınlar ve erkekler
iniyor; sırtları çalı çırpı yüklü.
Katırı olanlar şansb. Kiminin
elinde nacak, kiminin de balta
var. Bir adam, belli ki başka ça-
resi kalmamış, çadınn önunde-
ki büyük ağacı kesiyor. Birisi de
dalına oturmuş, ağaç çabuk
düşsün diye.
Çadırlann önünde ateşler ya-
kıtauş. Bazılannm üzerinde ten-
cereler var. Bazıları da ekmek
pişiriyor saç üzerinde. Un, ha-
mur olurken yapıldığı suyun
rengini almış. Açık kahve.
Ateşin çevresinde çocuklar ve
erkekler bekleşiyor. Gözleri
ocağın başmdaki tek bir kadın-
da. Akıllan pişen yemekte.
Bir kadın küçük çocuğunu
"kakaya tutuyor" çadınn
önünde. Yere açık sarı bir su
akıyor. Kadın yine sıkınüh. "Bu
çocugun da ishali düzelmedi "
Otuz iki kişilik aile hâlâ açık-
ta bekleşiyor. Bir çadır alama-
mışlar kendilerine. Içlerinde bir
mühendis, bir sağlık memuru
var. "Geceleri komşulann cadı-
nna sığınıyonız, vağmur olursa.
tki gündiir sabaha kadar ku>-
nıkta bekledik, yine de çadır
alamadık" diyor.
Bir evi, sıcak bir yatağı şid-
detle özlemiş insanlar. Kimi il-
çe merkezine inen yol üzerinde-
ki "toplu mezar"a bırakıyor
ölülerini. Üzerine toprak atılın-
caya kadar bekliyor. Sonra Çu-
kurca çarşısına inip bakkaluı,
manavın önundeki kuyruğa gi-
riyorlar; sanki hiçbir şey olma-
mış gibi. Ölümle yaşam arasın-
daki o ince çizgide cambazlık
yapıyor insanlar.
Erkekler saçlarını yıkamış.
Kadınlar çocuklanna ekmek ya-
pıyor. O yaşh kadının kırçıllı
uzun saçlan taralı artık. "Gö-
niillü berber" başka bir "miiş-
terisi"nin saçlarını kesiyor üze-
rine naylon örtüp. Küçük çocu-
ğun elindeki teneke kutu barda-
ğa dönüşmüş taşa sürte surte.
Artık onun da bir çay bardağı
var. İnsanın bütün zaaflannı or-
taya çıkartan acımasız koşulla-
ra karşın günluk yaşamın tüm
ayrıntılarıyla boğuşuyor insan-
lar; ölüm yokmuş gibi. 'Usta'-
nın bir dizesi anlıyor buralar-
daki "insâniık durumunu":
"Yaşamak yani, ağır bastıgın-
dan."
Güvenlik
bölgesi
tartışmasıHaber Merkezi — Türkiye ve
Iran sınınna yığılan Kürt sığın-
macılar için Irak'ın kuzeyinde
oluşturulacak güvenlik bölgesi
ile ilgili tartışma sürüyor. Baş-
bakan Yıldınm Akbulut, bunun
bir Kün devletinin "çekirdegi"
olamayacağını söyledi. SHP
Genel Sekreteri Hikmet Çetin,
"yardım" amacı çerçevesinde,
"Türkiye içerisinde de güvenlik
bölgesi kurulabilecegini" belin-
ti. DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel de güvenlik bolge-
sinin "Türkiye'nin bölünmez
bütünlüğünü" pekiştireceğini
söyledi.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
tatilini geçirmekte olduğu An-
talya Beldibi'nde gazetecilerin
"güvenlik bölgesinin Kürt dev-
letinin çekirdeğini oluşturecağı"
şeklinde yorumlar yapıldığını
anımsatmalan üzerine "Biz ora-
da bir Kürt derleti kunıhnasına
karşı olduğumuzu söyledik.
Özelllkle ABD, bu harekâtın
hiçbir zaman orada bir Kürt
devleti kurulacaktır manasında
yonımlanmaması lazım geldiği-
ni açıkça ifade etti" dedi.
Ankara Büromuzun haberine
göre dün bir basın toplantısı dü-
zenleyen SHP Genel Sekreteri
Hikmet Çetin, güvenlik bölge-
lerinin nerede kurulduğunun
önemli olmadığını, asıl amacın
ağır koşullarda yaşayan sığın-
maalara yardım etmek olduğu-
nu, yardım kapsamında Türki-
ye içerisinde de güvenlik bölge-
si oluşturulabileceğini soyledi.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel de dün Ankara'-
da düzenlediği basın toplantısın-
da, bölgede bir Kün devleti ku-
rulacağı kaygısını taşımadığını
söyledi. Demirel, Irakh sığınma-
alar için yerleşim yeri kurulma-
sının, Türkiye'nin bölünmez
bütünlüğünü tehlikeye düşürü-
cü değil, aksine pekiştirici ola-
cağı görüşünü savundu. Irak
devletinin Kuzey Irak'taki hü-
kümranlık haklannın tartışma
konusu olduğunu belirten De-
mirel, "Bir devlet kendi halkı-
nı topa tüfeğe tutar, öldüriirse
oradaki hükümranlık haklarım
yiürir" dedi. Demirel, DSP Ge-
nel Başkanı Ecevit'in, "Türki-
ye, kendisine karşı da kullanı-
İabilecek bir devlet kurulması-
na destek veriyor" kaygısını
paylaşmadığını da beürterek on-
celikle birinci sorun olan sığın-
macıların kurtanhnası üzerinde
durulmasını istedi.
FedemlAlmanya Dışişkri Bakanı, Özal'la görüştü, suvrda ineelemelerde bulundu
Genscher: Amaç eve dönüşü sağlanıak
Haber Merkezi — Kuzey Irak'ta
oluşturulacak kamplara ilişkin hazır-
lıklar sürerken yoğun bir diplomatik
trafık yaşamyor. Türkiye'ye bir günlük
bir ziyaret yapan Federal Almanya Dı-
şişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher,
Kuzey Irak'ta yaşanan trajedinin gide-
rihnesi için insani yardımın yeterli ol-
madığını, soruna siyasi çözüm bulun-
ması gerektiğini söyledi. Sabah Anka-
ra'ya gelip sonra Antalya'ya giderek
Cumhurbaşkam Özal'la görüşen Gens-
cher, Diyarbakır ve sınır bölgesinde in-
celemelerde bulundu. Sınır bölgesinde
ve Silopi'de incelemeler yapan ingilte-
re Dış Yardım Bakanı Lynda Chalker
de "Planın nihai amacının bu insanla-
nn sağ kalıp, bir an önce kendi evleri-
ne dönmeleri olduğunu" söyledi.
Genscher, dün saat 09.50'de askeri
bir uçakla Ankara'ya geldi. Dışişleri
Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin
tarafından karşılanan Oenscher, bura-
da basına yaptığı açıklamada, Türki-
ye'ye Kürt sığjnmacılann acısını hafif-
letmek için yapılan katkılardan dolayı
teşekkür etti. Ahnan hükümetinin
Türkiye'nin ağrr yükünü hafifletmeye
yönelik katkılarıru sürdüreceğini de
vurgula^n konuk bakan şöyle dedi:
"Sadece insani vardunla yetinilmeye-
cegini, insani yardımın kesin çözüm ol-
madığını bilivoruz. Bu konuda siyasi
bir çözüm gerekmektedir. Şimdiki gi-
rişimlerimiz özellikle insan yaşamının
sürdürülmesiyle ilgilidir. Ama esas
amacımız siyasi bir çözüm bulmak yo-
lundadır. Özellikle BM'nin sonımlulu-
ğu altında, Irak'ta insanlann tekrar
kendi vatanlanna dönebibnelerini ve
aşağılanmadan vaşayabilmelerini sağ-
lamak zorundayız."
Genscher'i getiren ve yardım malze-
mesi taşıyan uçakta 20 kadar Alman
gazeteci de yer aldı. Genscher ve Alp-
temoçin, "Ana" uçağı ile Antalya'ya
geçtiler. Kemer'de Ozal ve Akbulut ta-
rafından Simen'a Tatil Köyü'nde kabul
edildiler. 2.5 saat süren görüşmeden
sonra Özal, Alman bakanın bölgeyi gö-
rünce durumu daha iyi anlayacağını
belirterek "Irak'tan gelenlerin yerleri-
ne dönmeleri en optimum çözum ola-
caktır. Irak'ın gerekli kolaylıgı göste-
receğini iımit ediyoruz. Almanya'nın
AT dışıoda da yardımları, meselenin
çözümü için çok faydalı olacaktır" de-
di.
Genscher de Almanya'nın sığınma-
alann bulunduğu bölgelerde sahra has-
taneleri kurmayı üstlendiğini behrterek
"Saddam Hüsey in'in boşuna gitmeyen
insanlan kendi ülkesinden kovalama-
sına, komşu iki ülkenin başına dert ol-
malanna, komşulannın başına bela ol-
malarma kesinlikle müsaade
edilmemelidir" dedi.
Genscher, buradan Diyarbakır ve da-
ha sonra Batman'a geçerek buradaki
Ahnan birliklerini denetledi. Dışişleri
Bakanı Alptemoçin ile birlikte Bat-
man'a gelen Genscher'e, Olağanüstü
Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu ta-
rafından bir brifing veriidi. Kozakçıoğ-
lu, sınırda 420 bin Iraklı Kürt sığınma-
cının bulunduğunu, bunlann yiyecek
ve giyecek gibi zorunlu gereksinmeleri
için 53 milyar üra harcandığını söyledi.
Genscher, sığınmacılann yükünün
sadece Türkiye ve Iran'a yüklemenin
doğru olmadığını, tüm ülkelerin üze-
rine düşeni yapmalarının gerektiğini
vurguladı. Ülkesinin yardımmın kat kat
artarak süreceğini söyleyen Genscher,
önümüzdeki hafta 415 milyon mark
yardımda bulunulacağmı açıkladı ve sı-
ğınmacılann karşılaştığı su sorununun
halli için bölgeye bir su arıtım sistemi
göndereceklerini de bildirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Hans Di-
etrich Genscher, Kürt sığınmacıların
temsilcileri ile de görüştü. Aralannda
profesör, doktor, müsteşar, mühendis-
lerin de bulunduğu 21 kişilik Kürt sı-
ğınmacı temsilcileri, Almanya'ıun yar-
dımlanm arttırması, Irak'ta oluşturu-
lacak güvenlik bölgelerinde asker bu-
lundurması taleplerinde bulundular.
Genscher daha sonra ülkesine döndü.
İngıliz bakan
İngiltere Dış Yardım Bakanı Lynda
Chalker da dün Arap, Kürt ve Süryani
sığınmacılann bulunduğu Işıkveren ve
Silopi'deki kamplan gezdi. Diyarba-
kır'da Bölge Valisi Kozakçıoğlu'nu da
ziyaret eden Chalker, "Iraklılann Türk
tarafına geçmesi kendi yaşamlan bakı-
mından isabetli oldu" dedi. Bakan,
müttefik güçler tarafından gerçekleşti-
rilen yardım operasyonuna 200 lngiliz
askerinin katıldığını bildirdi.
Almanya'nın tavn
Bu arada Almanya Başbakanı Hel-
mut Kohl'ün dış politika sözcüsü Karl
Lamers, Alman hükümetinin Kuzey
Irak'ta Kürtler için 'güvenlik kamplan'
kurmak üzere bölgeye askeri birlikler
göndermesi gerektiğini söyledi. Sözcü
Lamers'in Almanya'da yayımlanan Ne-
ue Osnabrücker Zeitung gazetesinin
dünkü sayısmda yayımlanan açıklama-
smda Almanya'nın en azından sağhk
ekipleri göndererek çalışmalara katıl-
ması gerektiği görüşü yer aldı. Lamers,
gazeteye verdiği demeçte anayasanın
getirdiği kısıtlamalara karşın Alman-
ya'nın Körfez Savaşı süresince mütte-
fiklere silah, araç-gereç sağlayarak ve
uslerini açarak üzerine düşeni yaptığı-
m soyledi. Lamers, "Savaşa Fıilen ka-
Ulmamamız nedeniyle sağladığımız
bunca desteğe karşın olaylann gidişi
üzerindeki etkimtz sınıriı kaldı. Bu yan-
lışlık yinelenmemeli. Almanv^ bir ke-
narda durup olup biteni izlememeli.
Kürtlerin korunmasına Almanya da
kaUlmalıdır" dedi.
DUNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Neyi Koruyor?
"Terör ile Mücadele Yasası'nın herhangi birolumlu yanı
var mı" sorusuna verilebilecek yanıt, belki de "Özal iktidarı-
nın gerçek yüzünü ortaya koymuş bulunmasıdır" olabilir.
Hukukçular, yasanın içerdiği sakıncaları bir bir saydılar.
Cumhuriyet, daha tasarı yasalaşmadan önce kamuoyunu
uyardı. Arkadaşımız Uğur Mumcu, köşesinde yasanın sakın-
calarını teker teker gözler önüne serdi.
Gerçekten yasa; hukuk tekniği, ceza hukuku ilkeleri, hu-
kuk devleti açısından akıl almaz garipliklerle doluydu. So-
nuçta 141-142-163. maddeler kalkmamış, bir yasadan çıkarı-
lıp başka bir yasaya ağırlaştırılarak nakledilmişlerdir.
Yasanın daha 1. maddesi devlet otorrtesini zaafa uğratmak,
devletin iç ve dış güvenliğini ya da kamu düzeni ile genel
sağlığı bozmak gibi soyut, her yana çekilebılen gerekçeler
getirerek ceza hukukunun "kanunsuz suç olmaz" ilkesine
ters düşmüştür.
Yıllardır 141-142. maddelere yönertilen eleştirilerden biri de
suçun tanımının iyi yapılmamış, suç sayılan fiillerin açıklık-
la belirtilmemiş oimasıydı. Şimdi yeni yasayla bu sakınca
katmerli bir biçimde büyüyor.
Yine aynı biçimde, bir terör örgütüne üye olan kişinin suç
sayılan fiile katılmamış olması halinde bile cezalandırılması
cezanın kişısellığı ilkesini ortadan kaldırıyor, suçun öğelerin-
den biri olan kasıt unsurunu yok ederek çağımızda görülme-
yen bir ucube doğuruyor.
Saymakla bitmeyecek sakıncalar arasından birine daha do-
kunmak istiyorum. Bir siyasal parti ya da derneğin iki üyesi-
nin suç sayılan eylemlerı işlemeleri halinde o kuruluşun da
tümüyle terör örgütü kapsamına alınması öngörülmektedir.
Bu hüküm herhangi bir iktidara, kirli ve gizli oyunlaria, ajan-
lar aracılığıyla herhangi bir siyasal partiyi kapatmak olana-
ğını sağlamaktadır ve demokrasinin temeline ters düşmek-
tedir.
Saydığımız sakıncalar, ucubenin garip yanlanndan yalnızca
birkaçı. Gerçekte yasa, baştan aşağı sakat. Onu tümüyle kal-
dırmadan demokrasiyi kurmak olanaksız.
Yağdanlıkların özgürlükleri getiriyor diye kutladıkları yeni
gelişmeler kimsenin gözünü boyamamıştır Sonuçta da ilk
kez, bir yabancı devlet Türkiye'ye yazı ile başvurarak yasayı
anlamadıklarım, ek bilgi istediklerini söylemiştir.
Bu da kolay altından kalkılacak bir utanç olmasa gerek.
Şimdi olayın özüne gelelim.
Terör ile mücadele konusunda yasa olmasın mı?
Demokrasiyi ve son yıllarda terörün onun için nasıl bir ya-
şamsal tehlike olduğunu bilenlerin hiçbiri bu soruya "Evet,
olmasın" yanıtını veremez.
Demokrasiler kendilerini teröre karşı korumak zorundadır-
lar.
Bir sürü demokratik ülkede bu yönde çıkarılmış yasalar var-
dır.
Ancak böyle bir yasayı çıkarmadan önce ilk düşünülmesi,
üzerinde karara vanlması gereken nokta "neyin korunaca-
ğı"dır.
Demokratik sistemlerde korunması amaçlanan, çoğulcu
ve özgürlükçü düzendir. Amaç, kişilerin inanç özgürlükleri-
nin, temel haklannın, kuruluşların görüş açıklama özgürlük-
lerinin ve bunları güvenceye alan sistemin kaba kuvvetle sin-
dirılmesine. terör yoluyla engellenmesine karşı önlem alın-
masıdır, yoksa kutsal devleti korumak değil.
Olaya bu gerçenin ışığında bakıldığında, Terör ile Müca-
dele Yasası'nın baştan aşağı değiştirilmesinin de fazla bir
önemi olmadığını, her şeyden önce anayasal bir değişikli-
ğin yanı sıra siyasal partiler, dernekler, sendikalar gibi ku-
tumları oluşturan öbür temel yasaların da değişmesi gerek-
tiğini ve Terörle Mücadele Yasası'nın ancak bunlar sağlan-
dıktan sonra bir anlam taşıyacağını görürüz.
Yazgısı tek adamın iki dudağı arasına terk edilmiş buyur-
gan btr devleti korumayı amaçrtayan Terörle Mücadele Yasa-.
sı, terörü ortadan kaldırmaz, onu devlet tekeline alarak arttı-,
rır.
DemokrasiFer için en tehlikeli olan gelişme ise devlet te-
rörünün egemen olmasıdır.
12 Eylül'den bu yana yaşadığımız olgu işte budur.
Yine trafik
acLsı: 15 ölüHaber Merkezi — Yurdun
çeşitli yerlerinde dün meydana
gelen trafik kazalarında 26 ki-
şi öldü, 45 kişi yaralandı.
Ege Büromuzun haberine
göre Izmir'ni Kiraz ilçesine bağ-
lı Cevizli ve Bahçesaray köyle-
rinden aldığı tanm işçilerini Ka-
raburç koyüne taşıyan Saadet-
tin Akın yonetimindeki 35 AU
983 plakalı midibüs Sarıkaya
köyü yakınlannda bir virajı ala-
mayarak 20-25 metre derinli-
ğindeki Değirmendere Çayı'na
uçtu.
Kazada, 11*1 olay yerinde, 4'u
kaldırıldıkları hastanelerde ol-
mak üzere 15 kişi öldü, 23 kişi
de yaralandı.
Ölenlerden kimlikleri belirle-
nenlerin adları şöyle:
Sadettin Akın (midibus surü-
cüsu), Ümmü Dede (26), Alim
Uyan (15), Zehra Dana, Hüse-
yin Dana (35), Fadime Hanay
(18), A>şe Demir (53), Nazife
Demir (13). Rabia Uslu (18),
Özlem İlgen (18), Nuray Savaş
(18), Ferhat Karael, Ali Tiilü,
Ersin Demir (51), Arif Tülü
(30).
Olay yerinde olen diğer 3 ki-
şi ile Kiraz ve Ödemiş Devlet
Hastanesi'nde ölen 2 kişinin
kimliklerinin belirlenmesine ça-
hşıhyor.
Kazada yaralananlardan
26'sının Ödemiş Devlet Hasta-
nesi'nde ilk müdahaleleri yapıl-
dıktan sonra İzmir Devlet Has-
tanesi'ne sevk edildıkleri bil-
dirildi.
AA'nın haberine göre E-5
Karayolu'nun Lüleburgaz Kü-
çükkarıştıran mevkiinde mey-
dana gelen trafik kazasında da
6 kişi oldu.
Lüleburgaz'dan tstanbul yö-
nüne giden Şinasi An yoneti-
mindeki 39 LF 425 plakalı
kamyon, hatalı sollama sonucu
karşı yönden gelen Erkan Çe-
tinkaya yonetimindeki 34 KRN
77 plakalı otomobille önceki
gece Küçukkanştıran mevkiin-
de çarpıştı.
Kazada, otomobil sürücüsü
Erkan Çetinkaya ile otomobil-
de bulunan Aysun Çetinkaya,
Cevriye Özhisar, Şengül Havuç,
Hayriye Havuç ve Şükran Ha-
vuç olay yerinde olduler.
Mı-iınıet Acartürk yöneti-
mindeki 22 D^
> 7
77 plakalı oto-
mobilin, Sedal Goçınen yone-
timindeki 06 AEB 15 plakah
otomobille Kırklareli-Edirne
Karoyulu'nun İnece ve Ürüm-
lü köyleri arasında çarpışması
sonucu meydana geldi.
Hatalı sollama sonucu mey-
dana gelen kazada, Mehmet
Acartürk ile Ömer Balkan, eşi
Recebiye Balkan ve çocuklan
Öner Balkan olay yerinde, Ca-
vidan Güvenir de kaldınldığı
Trakya Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde öldüler.
Kazada çeşitli yerlerinden ya-
ralanan Sedat Göçmen, Saadet
Göçmen, Şuayip Kaplan ve Ha-
san Çelik'in tedavilerinin Trak-
ya Tıp Fakültesi Hastanesi'nde
sürdürüldüğü bildirildi.
27 Mayıs'ın
önderlerinden
Sezai
O'kan öldü
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) — 27
Mayıs Devri-
mi'nin önder-
lerinden emekli
Kurmay Albay
Sezai O'kan,
bir kalp krizi sonucu Ankara'-
da öldü. O'kan'ın cenazesi 24
nisan çarşamba gunü Istanbul'-
da toprağa verilecek.
1917 yılında Bursa'da doğan
O'kan, 1939'da Kara Harp
Okulu'nu Süvari Subayı ola-
rak, 1955 yılında da Kara Harp
Okulu'nu bitirerek Kurmay
Binbaşı oldu. Ordunun çeşitli
kademelerinde görev yapan Se-
zai O'kan, 27 Mayıs Devrimi'-
ni gerçekleştiren kadroda aktif
görev aldı.
1961 yılında Kurucu Meclis'-
te, Milli Birlik Komitesi Üyesi
olarak yer alan O'kan, 1980 yı-
lına kadar da Cumhuriyet Se-
natosu'nda tabii üyelik yaptı.
Bir süredir Ankara GATA'da
tedavi gören ve iki kızı bulunan
Sezai O'kan'ın cenazesi 22 ni-
san pazartesi günu TBMM'de
duzenlenecek törenden sonra
tstanbul'a getirilecek. O'kan 24
nisanda Levent Camii'nde kı-
lınacak öğle namazından son-
ra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda
toprağa verilecek.