25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 EKÎM 1990 CUMHURİYET/7 E İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N G Ö R Ö Ş Manevi güçten istrfade Ben de bırkaç tane dını okul yaptım. 20. asrın ıcaplanna uygun bir biçimde manevi guçten ıstifade etmek gerekir. Sakıp Saoancı YAĞU İPTEN ELEKTRİKLİ SANDALYEYE Yasa adına öldürmeve sonTERÖR ve cinayetler Tür- kiye'yi sannca, olaylann üstu- ne gitmekte yetersiz kalan ık- tidar aciz bir biçimde, "Ama devk» kuvvetleri yerü yerinde" diye saçmalamaya başladı. Daha uyanık olan Çanka- ya'dakiler ise yine hedef şaşırt- tılar: "Mccliste bekleyen idam dosyalannı ele aJıp bükiımlu- leri teker teker ipe çekelim.." Böylece terör tartışması unutuldu. "tdamlar yapdsın mt, yapıhnasın ım?" tarüsması gundeme gelmış oldu. Yıllardır hapiste olan ve ay- lardır asılıp asılmayacağını me- rak ederek yaşayan "içerdeki- ler" ipe çekilirse sankı "dışar- dakiler" şöyle düşünecekler: "Ya bizi de yakalarlarsa, ya yıllarca yargılarlarsa, ya idaraa m^hkflm ederierse, Yargıtay da bu kararı onaylarsa, dosyala- runız Meclis'e sevk edilirse, Mcdis de bo kararlan kesnleş- tirirse, ya gunun birinde, yani 5-10 yıi sonra bizi de idam ederlerse." Sonra da korkup vazgeçe- cekler!.. Bunun böyle olmadığuu, te- röristlerin o anda öfümü göze alarak eyleme guiştıklerini bil- meyen yok. Terörle mücadele ile Meclis- te bekleyen idam dosyaianm günderae getirmenin hiçbır il- gisi bulunmadığını da herkes biliyor. Ama hedef şaşırtmak baalarırun başlıca kurnazlığı. Türkiye'de bu tartışmalar sürerken Avrupa ülkelerinde idam cezalan çoktan kaldırıl- mış durumda. Amerika'da ıse elektnkü sandalyede ınfaz edı- Iiyor.Çankaya ile VVashington arasındakı son yakınlaşmadan sonra Avrupa ile koprüleri atıp ABD'ye doğru yönelmeye baş- ladık ya, bakarsınız bizde de "yagh ip"ten "eiektrikli san- dalye"ye dogru "çağ atlanır." ABD'nin bu konuda asla çağ atlamadığını düşünen Uluslararası Af Örgütü, ABD'nin eiektrikli sandalye odasının fotoğrafinı binlerce insana dağıtıyor. ölüm cezala- BUUINMAZ TIYATRODAN MANZARALAR Halit Karaata, Murat Turhan ve Akın Guneş, Aziz Nesin'in "Sen Gara Degilsin" adlı oyunu- nun bir sahnesinde. (Fotograf: Mubarrem Aydın) Silah zoruyla seyirci İSTİKLAL Caddesi'nde Galatasaray'dan Beyoğlu'na doğru yurürken ansızın karşınıza çıkan birisi sızı kolunuzdan tutup içeri çekerse hiç şaşırmaym... Ya da caddenin ortasında "Haydi başlıyor, bedava tiyatro az sonra baş- byor, geçin geçin" diye bağıran gençler ellerin- deki bastonlan sırtınıza vurup hiçbir şey yap- mamış gibi davranırsa korkmayın... Bütün bunlar "Bulunmaz Tiyatro" oyuncularının az sonra oynayacaklan oyuna seyirci çekmek için yaptıkları "aykın bir uygulama..." Bulunmaz Tiyatro yönetmenı Hilmi Bulun- maz bu "aykın uygulamanın" doğuşunu şöy- le anlatıyor: "Dışardan silah zoruyla seyirci çekip almak fikri determinizm >ani gerekircilik diye bir şe- >in sonucu dogdu. Benim iflas etmemem için burayı \urutmem. bunun için de para kazan- mam gerekiyor. Kuilursuzleşlirme. bilım dışı- na itme, depolitize etme olgusu sonucu insan- lar toplu yerlere gitmhorlar. Biz de silah zo- ruyla insanlan aşağıdan çekip alıyonız. İzle- ym işte, bakm ucretsız, bedava' di>erek onları kandınyoruz. Sonra oyunun sonunda 'Beğen- dinızse oyunumuzu, bükük bırakmayın boynu- muzu, para verin' diyonız, veriyorlar. İyi de oluyor. Böylece geçinip gidiyor burası..." Hilmi Bulunmaz ve tiyatro oyunculan hal- kın hiç de alışkın olmadığı bu uygulamalar sı- rasında nasıl bir tepkiyle karşılaştıklannı ise şöyle özetliyorlar: "Ödemeyen de oluyor tabii. Ama yiizde 9O'ı veriyor. Tiyatronun dışında caddede bağınp ça- ğırarak, kollarından tutup iceri\e cektiğimiz in- sanlann bazüan tepki de gosterebilijorlar. Çünku buradan her (urlu insan geçivor. Kaba- dayısı var, sarhoşu var, bunun yanında anla- yışlı tiyatro seyircileri de var." Bulunmaz Tiyatro değişik seanslarda günde 4 ayrı tiyatro oyunu sergiliyor. Bunlardan bı- risi de Aziz Nesin'in yazdığı "Sen Gara Degilsin" adlı oyun. Oyunda Halit Karaata, Murat Turhan, Akın Gıineş ile Hatice Yalçın rol alıyorlar. Kuçuk, mutevazı bir salonda bu genç tiyatrocular büyuklerine "taş çıkartırca- sına" seyircileri guldurmekten kınp geçiyorlar. "San Gara Degilsin" adlı oyun savaşa gidip ge- ri dönmeymce oldu sanılan ve "kahraman" ilan edılip do|duğu kentte adına bir anıt diki- len bir gencin beklenmedik bir zamanda geri dönmesiyle başlayan ve bazılanrun "hesapla- nnın" bozulmasına yol açan olaylan "hicve- diyor." Oyunda, gerçek nedir? Gerçekler hal- ka ne ölçüde yansmlıyor, yansıtılmalı riu, ger- çeklerden kaçış irdeleniyor. ERKEK (HMAK GIYIMDE KAIMIŞ Beyaz çorap ve bıyık MODACI NesUkan Yargıa ile Cemil Ipekçi ve tiyatro sanat- çısı Perran Kutman geçen ak- şam Bilsak'ta "Günlük Yaşam Uzerine Gevezelik" yaptılar. Tabii konu moda üstüne oldu. Gevezeliklerden bazıları: lpekçi: Hiçbu- erkek beynin- dekı delilik boyutlarına ulaşa- cak kadar giyinemiyor. Belirli çizgüer içinde bizim erkeğimiz. Bir pantolon, bir gömlek. Ça- lışıyorsa bir de kravat. Yargıa: Bir de kendine has modalan var. Beyaz çorap ve bryık gibi... tpekçi: Evet, beyaz çorap. Dünyanın hiçbir yerinde olma- yan. Yaz, kış beyaz çorap. Çünkii kansı misler gibi yıkar, temizliğini gösterir. Merserize. Bir de naylonlan vardır. YargKi: Bıyık, bıyık.»Bir de kravat ba|lama sekillen var. lpekçi: Ulkemizde giyım er- keklikte çok önemli, yani da- ha erkek olmak giyimde kal- mış. İşte gönlyorsunuz (kendi bıyıklanm işaret ederek) bıyık erkek oluyor. Ne kadar erkek oluyorsa bıyıkla! Pantolon, kostüm giyiyor, ne kadar er- kek oluyorsa pantolon kos- tümle... Yargıcı: Ben işin kolayını buldum. Kendi yapüğım çizgi- yi yani öncü çizgide gidebile- ceğim kadar ilerliyorum. Ama bir başka çizgi daha yapıyo- rum o çızgiye de renk kaüyo- rum, daha böyle piyasa işi di- yelim. Bana laf gelmesin diye içine biraz kara koydum, biraz da satüır diye "karaborsa" tak- üm ismini. lpekçi: Artık kumaşlar da dolara göre yukseliyor. Eski- den sadece ithal kumaşlar do- lara göreydi, şimdi yerliler de aynı oldu. Yargıa: Türkiye'de frapan- hk ön planda. Erkekler frapan kadmları daha çok beğeniyor, gibi geliyor. Kntman: Herkes o kadar iyı modadan anlamayabiür ya da çok zevkh' değildır. Neyi neyle giyeceğini biîemez. O zaman ahşverişe gittiği yerde kendisi- ne yardımcı olunmah. 'Size şoyle bir etek veriyornz, ama bununla şu takı gider, şu ren- gi giymelisiniz' denmeli. nna karşı olanlar altında "Ya- salann adına oldunneye son yer" yazıh bu fotografı ABD- deki ilgilı adreslere postalaya- rak kampanya yurütüyorlar. Yakında Avrupa'da Çankaya tepelerine postalanmak ûzere yağh ipte sallanan adam fotoğ- raflan da elden ele dolaşmaya başlarsa şaşırmayahm. TESİ'NDE Akademik takvim BOGAZİÇİ Üniversitesi'nde öğrencilere dağıtılan Akademik Takvim adı altında ilginç bir kitapçık. Kapağında yeşil-beyaz ay olan bir amblem. Kitapçığı basan Boğazıçi Üniversitesi Yeşilay Kulubü. Kitapçığı açar açmaz Kuran-ı Kerim'den bir ayetle karşılaşıyorsunuz. Altında Ingihzcesi. Takvim sayfalarının her birinin altında da yine ayetler, karşı tarafında ise İngilızceleri yer alıyor. Boğazıçi Üniversitesi Rektörü Prof. Ergun Toğrol'a boyle bir takvimden haberi olup olmadığını sorduk: "Üniversite takvimi gizü değil, herkes bası>or. Yeşila) Kuliibü, universitemizdeki 25 kulupten birisi. Ama bahsettigıniz lakvimi hiç görmedim" dedi. — Sizin izninizin ahnması ^erekmez mi? "Normal olarak tabii gerekir, ama biz çoğulcu demokraside >aşadığımız için pek kanşnuyoruz." BOĞAZÎ0 UNtVERStTESl 1990- 1991 AKADEMİK TAKVİMİ — 25 kulubun hepsi de akademik takvim basar mı? "Basabilirler. Asıl üniversitenin kendi takvimi vardır, her sene eylul ayında yayımlanır. Senatonun aldığı kararla. Iki sayfalık, içinde detaylı butun bilgiler vardır. Tabii bizimkinde Noel tatili falan yoktur. Ben size göndereyim, bir kıyaslama yapın. Bakalım bizimkini mi degiştirmişler de basmışlar. Ben de araştırma yapacağım." Toğrol'un gonderdiği üniversitenin kendi bastığı Akademik Takvim ile Boğaziçi Üniversitesi Yeşilay Kulübu'nun bastığı takvimi karşılaştırdık. Üniversite takvimi gerçekten öğrenim gunlennın hepsini ayrıntılı biçimde vermişti. Ünıversite takviminde yer alan 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekira, 10 Kasım gibi resmı gunler Yeşilay Kulübu'nun takviminde yer almıyor, ama "Noel tatili" ayrıca Ramazan ve Kurban bayramlannı beh'rtmiş. Üniversitenin Yeşilaycıları nelerle uğraşıyor değil mi? HAYVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK PİKNİK PtYALE MADRA SEFBEHB PREN6LER. fflZLI GAZETECİ SECDET ŞEN Kaım da benımle bırlıkte fo uıldır surgun hdyab Ue tam Panzyen, ne de Turkıyelı Komomst b t s6k saasta yavruma guzel t>ir ıse, tek bslımeyfe, veremedtn Kiendı hayabmı .. SIRA NEFERI' ritm Panzyen, ne d uky K y cunta aras\n6ekı savasta tnağkp OITOJ bir genç l coğr&Çyada doğmuş oimdrnn bedelım odüyor.* ÇÎZGİLİK KÂML MASARACl I AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JIM DAVis TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ABIKAN 18 Ekim I i 'i İ 5B jğjufflj P İ m !':f M İ 1 k i 1 M lMûWwnrT}J İSZ4NBÜLTBMSİLCİSİnE BULU$MA 19f9'PA 8U6UN,toUSTHFA*XMAL P*f4lAiM£yX'»4 6/rM/fTt. BlK/eAÇ GUN IÇIHPS, 8U teEMTTE, ÎSTMN- SA&lfiJO S'Ü-'U P#Ş<4 IL£ BULUŞABAK B/R HBO- Ş/> KA&A/££f, UY£ IL£ tlK E6IL/M GÖS1 DAÇt/ll?/ &4Ü OOLJJ V£ £ü> r/ ACMMA »A AJULARl UÜK WfA//U4MAS:/, M£CUClAJ ffC4l AC- tJ&C/L '&* 7VPLAA/M4A1A.S/ 6İ6İ KOL UM£T>N£ 6O7t/eeCSKTf..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear