Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 EKÎM 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Meteofoloil Genel Mûdüriüğû'n-
den aiınan bilgiye göre yurdun gû-
ney tesJmlen parçalı buiuüu. ötekı
yerter. az bulutlu ve açık geçecek.
HAVA SICAKUĞI'nda önemli bır
değişıklık olmayacak RÜZGÂR:
Yurdun kuzeyınde kuzey ve doğu,
güneyınde, gûney ve doğu yön-
lerden hafif, ara sıra orta kuvvet-
te esecek. Denizlerimizde: Akde-
niz'de günbatısı ve lodos, dığer
denizlerimizde yıkJız ve poyrazdan
3-5, Karadeniz ve Ege açıklann-
da 6 kuvvetınde. saatte 10-21, Ka-
A 31° 18° Dıyartakır
A 24° 12° Edıme
A 25° 12° Erancan
A 23° PEmınım
A 17° -3° Estaştfır
A 23° 4°Gaaantep
A 30° 20° Gıresun
A 26° 6°Manısa
A 25° 8° K Maraş
A 21° 2°Merem
A 18° -7° Mu#a
A 23° 1 Muş
A 26° 8 Nıjde
A 18° 12° Ortlu
A 30° 12° Gûmüşlane A 22° 2° Fte
A 21" 5°Hal*ân A 18° 5°Samstjn
A 26° rSnri
A 22° 15° Smop
A 26° 10° Sıvas
radenız ve Ege acıklarmda 27 denızmılı hızla esecek Tatı-
mını dalga yükseklıği 0.5-1.5, yer yer 2-2.5 dolayında ola-
cak. Van Gölü'nde Hava: Az buluflu ve açık geçecek. flûz-
gâr kuzey ve doğudan hafif olarak esecek, göl küçûk dal-
galı olacak Goruş uzaklığı 10 km dolayında bulunacak.
Brtıs
Bolu
Bursa
Çanattale
Çorura
Derezlı
A 30° 12° Isparö
A 24° 9° Istenbul
A 24° 2°iamr
A 23° 4°Kar5 A 16°-6° Telcnfefl
A 22° 3°Kasömonu A 22° (PTratBDn
A 23° 0°Kaysen
A 24° 6°Kırklard
A 23°14°Konya
A 22° CPKutahya
A 28° 11° Malatya
A 23° -1° Tunc*»
A 23»10°U5ak
A 22° 2°\ön
A 23° S»Ttega
A 21" yzongukjak
A 27° 9°
A 28° 12°
A 30°20°
A 28° 12°
A 21° 4°
A 23° 2°
A 18° 12°
A 18° 13°
A 19° 12°
A 26° 12°
A 20° 12°
A 22° 1°
A 22° 14°
A 15° 13°
A 22° 4°
A 28° 6°
A 16° 4°
A 22° 2°
A 19° 9°
: aç* C karlı A-açık B-tKdutu G-oimeşlı K-tartı
tr
fj\ Kopenh,
•""•\fLondra,- ı ^
a
r ^ AfHelşınk
A •y!9» Lenıngrad
Kopenhag Jİ)
Moskova
DÜNYA'OA BUGUN
Amsffi'tiam
Amman
Abna
Bajdat
Barcöona
Basd
Btigrad
Bertn
Bonn
Brûksef
Budapeştt
Cenevre
Cezayır
CıöĞt
Oubaı
Franlrfun
&me
Helsınkı
Kahıre
Kopenhag
Hrtı
Leftoşa
Y 18°
A 34°
A 27°
A 31°
Y 24°
8 25°
A 26°
Y 23°
y 18°
Y 20°
Y 24°
B 24°
A 28°
A 33°
A 36°
Y 21°
A 28°
Y 11°
A 32°
Y 17°
Y 19°
A 29°
A 15°
Y 14°
Y 24°
A 27°
A 17°
A 15°
Y 23°
A 26°
Y 12°
Y 18°
Y 24°
A 37°
A 28°
A 24°
A 28°
A 36°
A 28°
Y 23°
A 26°
A 22°
VVashngiaı A 24°
Zûntı B 24°
Lenıngrad
Londra
Madnd
Mılano
Momrea)
MosttJra
Mûnıh
New Vork
Osto
Pans
Prag
Rıyad
Roma
Sotya
Sam
TelAvıv
Tunus
Vıyana
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Parlak renklerle
bezenmiş küçük çi-
çekleri nedeniyle
bahçe ve saksılarda
yetiştirilen bir süs
bitkisi. 2/ Ses... Ya-
zıda ya da sözde ba-
yağı sözcük ve deyim
bulunmaması duru-
mu. 3/ Gemilerin
yükleme boşaltma
yaptıklan yer... Eski
ve büinmeyen bir ta-
rihi anlatmakta kul-
lanılan deyim sözü.
4/ Yabansı. 5/ Rey...
Marmara ve Akdeniz'de yaşayan kır-
nuzı renkli ve Iezzetli bir balık. 6/
Genellikle eşeklere vurulan bir çeşit
eyer... Limonluk. 7/ Gereğinden çok
yemek yiyen... Ucu yanık odun. 8/
Yağda kızartılarak üzerine şeker ya
da şerbet dökulen bir hamur tatlısı.
9/ Arap abecesinde bir harf... Üst
yanı açık boru.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ortaçağda, Latin devletierinin ha- __
fif süvari birliklerine verilen ad. 2/ Haara... Yakup Kadri Ka-
raosmanoglu'nun bir romaıu. 3/ Cıvanın simgesi... Uzun tüylü
bir süs köpeği. 4/ Birbirine bağlanmış iki tekneden oluşan de-
->iz taşıtı. 5/ Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç. 6/
jmbui Teyze ve Sıska Dayı, Hacıağa gibi tiplerin yaratıcısı oian
ünlü karikatür sanatçımız... Kişinin öz benliği. 7/ Bir renk...
Insaru güldürüp eğlendiren kimse. 8/ Mimarhkta sahın anla-
mında kullanılan sözcük... Bir çeşit jimnastik ayakkabısı. 9/
Ok... Zarara uğrama tehlıkesi.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Tektaksi
18 EKİM 1930
Otomobil ticaretile meşgul olanlar, Ankara'ya bir hey'et
göndererek belediyenin tek taksinin kabulü hakkında
karar ittihasına selâhiyettar olmadığını iddia etmişlerdir.
İktisat Vekâleti, bu^hususta Ticaret Odasından bir rapor
istemiştir.
Belediyeye gelince, tek
taksinin kabulü ile
memleketimizde mühim bir
servetin harice çıkmaktan
kurtanldığı kanaati izhar
edilmektedir.
Diğer taraftan
memleketimize ilk
ototnobilciliği getiren Milli MUdafaa Vekâleti otomobil
şubesi müdürü kaymakam Selâbattin Bey, verdiği bir
raporda, tek taksi ile beraber makinenin de tayin
edilmesini tavsiye etmektedir.
Yeni sokak isimleri
Nümerotaj esnasında isimleri değiştirilen sokakların yeni
isimlerinin ilânı için Posta ve telgraf idaresi, Belediyenin
nazari dikkatini celbetmiştir. Halktan bazılan sokaklann
yeni isimlcrini bilmediklerinden mektuplarda adresleri
eski isimlere göre yazmakta, bazı müvezziler de
sokakların yeni isimlerini bilmedikleri için tevziatta
müşkülât çekilmektedir.
30 YIL ONCE Cumhuriyei
\nayasa projesi
18 EKİM 1960
27 Mayıs inkılâp hareketi ile
birlikte ikinci cumhuriyet Anayasa
ön projesini hazırlamak üzere
M.RK. tarafından görevlendirüen;
Ord.Prof.Dr. Sıddık Sami Onar,
Ord.Prof.Dr. Hıfzı Veldet
Velidedeoğlu, Prof.Dr. Hüseyin
Naü Kubalı, Prof.Dr. Ragıp Sanca, '
Prof.Dr. Naci Şensoy, Prof.Dr. H v
- Velidedeoğlu
Bahri Savcı, Prof.Dr. tlhan Arsel, DoçJ)r. Muammer
Aksoy, Doç.Dr. Vakur Versan, Doç.Dr. Lütfü Duran
(Prof.Dr. Tarık Zafer Tunaya, Doç.Dr. İsmet Giritli
sonradan affedilen iki üye) den ibaret ilim heyeti dün
anayasa konusundaki çahşmasını tamamlamıştır.
4 ay 21 günde tamamlanan ve 191 ilâ 192 maddelerden
ibaret oian anayasa projesinin bitişi münasebetiyle
komisyon başkanı Ord.Prof.Dr. Sıddık Sami Onar dün
gazetecilere: "Tasan bitti. Bu akşam M.RK. ne vereceğiz.
Böylece emanet sahibine verilmiş olacaktır" deıniştir.
Onar gazetecilerin sorulanna cevaben; anayasa ön proje
metninin M.RK. ca açıklanacağını, selâhiyet verilecek
olursa, o zaman kendilerinin açıklama yapacaklarını, II.
ci Cumhuriyet Anayasa Ön Projesinin 191 ilâ 192
maddeden ibaret olduğunu söylemiştir.
Anayasa komisyonu çalışmalannın 143 cü günü oian dün
sabah oturumunda komisyon üyelerinden Doç.Dr.
Muammer Aksoy'un verdiği bir önerge fırtına
koparmıstır.
Aksoy, yanına gelen asistanlara ikinci meclisin oylanması
konusunda yapılan usulsüzluk hakkındaki önergesinin
reddedildiğini söylemiştir.
Kızgın adımlarla ilerleyen Aksoy'u gazeteciler takip
ederek konuşturmaya muvaffak olmuşlardır.
Aksoy komisyon başkanı Onar'ı kastederek şunları
rMm^ W söylemiştir:
^ ^ fl '—lmparator mu bu zat?
"*" , * J Bugüne kadar sabrettim.
| 'if Yoksa sabote etti diyecekti."
~i M ' '
e r
^
e
açıklama yapacağını
' M U İ söyüyen Aksoy, resmini
ı ^ 1 ^ | çekmek istiyen foto
J f l ^ H muhabirlerine: "Çekmeyin.
S ^ V I Reklâmını yapmak istedi,
Maamnıer AJksoy der" diye mâni olmuştur.
GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet
Adayım'
18 EKİM 1989
Başbakan Turgut özal, cumhurbaşkanlığına aday
olduğunu, dün toplanan ANAP grubunda resmen
açıkladı. Özal, cumhurbaskanlığmı açıklarken, ANAP'ın
geleceğini düşündüğünü belirtti ve "Ben ANAP'ın
başında baska parti liderleri gibi kazık kakacak değilim.
Emr-i vaki olacak gene ayrılacağız. Herhalde aday
gösterilip yukarı seçilirsem bu değişiklik daha kolay
olacak" dedi.
T4R1TSMA
JHaeka Kıslası ve Borsa
Menkul Kıymetler Borsası da bir hayır kurumuymuş gibi
devletten yardım isterse, bu borsanın adını "Kerameti
Kendinden Menkul Kıymetler Borsası" diye değiştirmek âlâ
ve münasiptir.
tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın
Maçka Kışlası'na taşınması tartışmalarına
pek katılmak istememiştim. "Teknik Üni-
versite kendioi savunabilir" diye düşünü-
yordum. Hem de politikacılanmızın önemli
bir kısmmın Teknik Üniversite mezunu ol-
masına güveniyordum. Fakat aynı yerden
mezun oian Bay Üzeyir Garih'in 12 Ekim
1990 tarihli yazısı, bu güvenimi çok sarstı.
Demek ki "alma mater"ini kurtaracaklar
pek fazla değümiş.
Üzeyir Garih Bey, önce Maçka Kışlası'-
nın mücevher niteliğinde olduğunu belirti-
yor. Buna biz de katıüyoruz. Sonra bu mü-
cevherin bakım istediğini, bahtı kara ma-
derin boynuna pek yakışmadığını, evden
ayrıldıktan sonra zengin olmuş oğullann
hanımlarının, mesela borsa adh gelinin
boynunda değerini bulacağını kapalı ola-
rak söylemek istiyor.
ÎTÜ'nün yetersiz butçesinin bu bakım iş-
lemine ayrılmamasını, bunun israf olaca-
ğını da söyîüyor. "Tarihi bir bina borsaya
çok yakışacaktır. Bunun örnekleri dünya-
nın birçok ülkesinde mevcuttur" cumlesi ile
de Nasrettin Hoca'nın "yakışır haspaya"
hikmetine yeni bir boyut kazandınyor.
Tarihi bir bina, Batı ülkelerinde bastan
beri borsa binası olarak kurulduğu için ta-
rihselleşmiştir. Bizde ise Menkul Kıymet-
ler Borsası'nm tarihi çok yeni olduğundan
ya yeni yapılmış yeterli bir binaya taşınmah
yahut bir eğitim kurumuna Kışla'dan
"Kış" demeyi bir yana bırakarak mesela
Haliç'teki mezbaha binasına, Feshane'ye
veya ticari gaye ile kurulmuş bir büyük iş-
hanına, mesela satıhğa çıkarıldığını basın-
dan öğrendiğimiz "Union" Hanı gibi bir
binaya yerleşmelidir. Üniversiteler bütün
ülkelerde devletin ve hayırseverlerin yar-
dımlarıyla desteklenirler. Menkul Kıymet-
ler Borsası da bir hayır kurumuymuş gibi
devletten yardım isterse, bu borsanın adı-
*YOK DerslerT Üzerine
Gerek bu derslerin okutmanları gerekse bu dersleri alan
ögrenciler bu derslerin birer "yük ders" ve emrivaki
olduğunun bilincindedir.
1980 sonrası, toplumsal yaşamın her ala-
nındaki merkezileştirme, emir komuta zin-
ciri altına alma ve toplumu "huzur ve sû-
kuna müstahak" duruma getirme çabala-
nrun bir sonucu olarak, özerk üniversite ya-
pısı da merkezileştirilmiş ve tek bir kuru-
ma bağlanmıştır. Oluşan bu yeni yapının
sakıncalan, açtığı yaralar, şimdiye dek işit-
me engelli kralların bile duyabileceği bir bi-
çimde yazıldı, çizildi, söylendi, söyleniyor.
Ben bu eylemin üniversite hayatına ge-
tirdiği büyük "katkılan" bir yana bıraka-
rak, Yüksek Ögretim Kunılu'nca Ulke ça-
pında tüm üniversite ve yüksekokullara zo-
runlu olarak konulan ve "YÖK dersleri"
olarak anılan derslerden söz etmek istiyo-
rum. Atatürk tlkeleri ve Inkılap Tarihi,
Tiirk Dili ve Beden Eğitimi gibi dersler bu
karar doğrultusunda öğrencilere aşağı yu-
kan sekiz yıldır zorunlu olarak okutulmak-
tadır. Adı geçen dersler her biri ayn bir for-
masyon eğitimi veren fakülte ve yükseko-
kulların eğitim programları dikkate alın-
maksızın bir emrivaki olarak konulmuştur.
Bu dersler beş gün olarak planlanan haf-
talık ders programının tamı tamına 1,5 gü-
nı "Kerameti Kendinden Menkul Kıymet-
ler Borsası" diye değiştirmek âlâ ve müna-
siptir.
"Maçka Kışlası ile İTÜ'nün tarihsel bir
bagı olmaması gerektiği düsüncesindeyim"
cümlesi ise yürekleri ve tarih bilincini asıl
yaralayan cümledir. Çünkü bizde teknik
eğitim, Askeri Mühendishane'Ierden baş-
lamıştır. Maçla Kışlası'na çok yakın bir as-
keri binada ders veren Miralay Derviş Bey,
dersini dinleyen Abdülmecid tarafından
övülerek tuğgeneralliğe >ine askeri bir bi-
nada yükseltilmiş, çağdaşfizik-kimyaeği-
timini bizde başlatan Derviş Paşa'nın pa-
şalığı böyle başlamıştır. Şehirler büyüdük-
çe, eskiden şehir dışı sayılan yerlerdeki ar-
saJar kıymetlenirler. Arsaların her kıymet-
lenişinde eğitim kurumlan kovalanacaksa,
tstanbul'daki üniversitelerin geleceği Kilyos
veya Çilingoz mevkiinden denize dökülmek
olacaktır.
Umarım ki bu tartışmalann sonu iyi ge-
lir. Biz de Maçka Kışlası'nın gerçek ve ta-
rihi mirasçısı oian mühendishane çocukla-
rına "Kışlalar doldu bugiin, doldu boşaldı
bugün. Gel gardaş göriişelim aynlık oldu
bugiin" diye ağıt söylemeyi brrakırız. Hal-
dun Taner'in "Zinciri laçka, istikamet
Maçka" tekerlemesinde olduğu gibi sinir-
lerimiz laçka olmaktan kurtulur. Derin
kaygılarımla.
Prof. Dr. HÜSREV HATEMt
Cerrahpaşa Tıp FaküHesi
nünü almakta, hatta rivayete göre kimi
okullarda hafta sonlan da bu dersler yapıl-
maktadır.
Gerek bu derslerin okutmanları gerekse
bu dersleri alan öğrenciler bu derslerin bi-
rer "yük ders" ve emrivaki olduğunun bi-
lincindedir. Bu durum, derslerin yürütül-
mesinde korkunç isteksizliklere yol açmak-
tadır.
Üniversite çağındaki gençlere zorlama ve
hiçbir geliştirici işlevi olmayan dersler yük->
lemenin ve fakültelerin asal eğitim prog-
ramlanna dışandan müdahalede bulunma-
nın sağlıklı, çağdaş bir eğitim adına hiçbir
yararı olmadığı artık açıkça görülmelidir.
SEMtH ÇELENK
Öğrelim Elemaaı-İzmir
Galerİ . Atölye PERA • 146 97 38 • 132 64 26
Ressamlanmız,
heykeltraşlanmız
ve diğer sanatçılanmızia
tanışmak,
çalışmalannı izlemek
ve beğendiğiniz >"apıtlan
anmda saonalmak
isıiyorsanız.
sizi bu Cumartesi gunü
saat 11.00'den iobaren
»AHÇt $EHttl • «A.TUL Ş
\LKENTAlkent Sanat Meydanı'na %TJT;.TT»
bekliyoruz.
Tfepecik Yolu Etfler - İstanbul
ingıliz
mobılyalarımızı
gördünuz mü?
HoctK» BrtpoJOfı Kınk lulumtM Sok. N a 13/49-50
FcOh 34260 isl 524 35 92 Pozat 12 00-17 00 ofoîı oçığg U
ATİILAEKŞİNOZLUGİL
ORUÇ
ORUÇÇAKMAKLI
RESİM SERGİSİ
i
îT"18EKİMI'10KASIM
I
90
(0 Yedikuyular Çıknu»
O ) 6/7 132 59 59
GORBON
SANÂTGAL
İBRAHİM
MISIRLIOĞLU
RESİM SERGİSİ
2 Ekim-3l Ekim 1990
Cjddnı 10e A CREKKOV 1W CA
SANFA SANAT GALERİSİ
NUYAN
Resim Sergisı
10 Ekim - 10 Kasım
DERI SHOW 1HLAMUR
IMarnur Cad Yeşdçımen Sök
No 9* Beşı«1aşlST 159T2 55
(OPERA)
S A N A I G A . f l l S l
AVİSALLMAN
Resim ve Baskı Sergisi
1-20Ekim'°0
Sağlık Sok. Opera Han «3/16
(The Marmara Ote<ı Yanı)
taktm 149 92 02
Lâlehan Tfezkan
ResimSeıgisi
8-29Bml99C.1100-18M
xPa2argunlendışında)
m Yonca
Modem Sanat
Galerisi-'»•'•^s
Valikonağı Caddesi No. 117/2 Nişantaşı-İstanbuJ
5 2eEkmi990 ı: oo- ısoo
,Panrgunki)dıpnla!
HalasMışi2iCakteı%
Hatbıye-lstanbul W 1324717
Resim Sergisi
l l
O C A R A N T İ S A N A T C A L E R İ S İ
TEMSANAT6ALERİSİ
ÖMERKALESİ
HOkı-M 1990
GALERİ ARŞİV
NAJLA O.
KURDOGLU
Foloğraf Sergisi
20 Ekim - 10 Kasım
Gtdenmız ptaır barıc bergun
13 30 19 00 aras galebtlır
KaiamışFenerCaıJ 48/3-346 29 91
N*|nl KK^Iarı n
taift l *
AEDPA
JinTekslilbank Sanat
Galerisi
ZEYNEP
SARIOĞLU
Suluboya Resim Sergisi
17 Ekim - 5 Kasım
HOsrev Gef«te Cad. 126 .
Tetvikiye 136 12 79
ÛZGÜN BASKIRESIM
SANAI1MIIDAN BİR KESıT
6 EKİM-3 KASIM 1990
BEMDAM
llotK Caaaes. 2C 2
Büyük Bc^ıkoş Çar»ısı 76
(Mıgros Art»ı)
Beşıkuş-lsunbul
« Tcl 16198 87 «
BİR
KİTAP'IN
OLUŞUMU
galeri
atölye
146 97 38
132 64 26
cır
RESİM SERGİSİ
18 Ekim - 18 Kasım 1990
1 Levenl SuBn Sot. A-K MO 03 62 - 1M 7« 84
ÖMER ULUÇ
II 10- 27.11 1990
I» Ekn< Oım>. Sau. 18 00
DERİHOD KOLTÛR MERKEZİ
UHART SANAT GALERİLER!
EMRE
ZEYTINOGLU
Resim Sergisi • 18 Ekim-6 Kasım
Abdi ipekçi Cad. No: 18 Nisantaşı 141 21 83
FİKRET MUALLA(1903-1967)
Resim Sergisi 20 Ekim-8 Kasım
Cevdet Paşa Cad. No: 384 Bebek 165 74 96
Döneıtı
Kayıtlarımız
Açılnuştır.İŞLİ
Modelıstlik
iç Mimari • Klasık Gitar •
Mankenlik ve Zarafet
CİZGI
ÇİZGI
Tol 360 69 10
. ÇİZGI SISLI
a.-CaöNo 260^-7-8-9
c,ş
|ı, İstanbul
Tel '32 22 22
AIVKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Şiir Gibi...
"Palto" öyküsünü, 1973'te yazmışım. Şöyie:
"Bir palto öyküsü var ki onu ben değil sanatçılar yazma-
iıydı.
An kara, nasıl da soğuktur kış aylarında. Behice Hanım'a
bir arkadaşı, kışın üşümesin diye taaa isianbul'lardan bir palto
getirir. Paltoyu kapıdan verip dönecek. Bayan polise teslim
eder.
— Gelin benimle...
Giderler bir yere...
— Siz dışarıda durun... Dışarıda durur paltoyu getiren ha-
nım, bayan polisin buyruğuna uyup...
— Biz bu paltoyu alamayız. Elden alamayız. Postayla gön-
derin.
— Canım, postayla paito yollanır mı, ne sakıncası var, ge-
tirdim işte.
Palto yerdedir.
— Alın şu paltoyu ve çıkın...
Bayan polis böyle buyurur. Paltoyu getiren bayan da yer-
den almaz, çıkmaz da gitmez de.
O sırada bir subay, bu insafsızlığa dayanamaz ve yerden
alır paltoyu, paltoyu getirene:
— Gelin benimle... der, galiba götürüp verirler paltoyu Be-
hice Hanım'a...
Behice Hanım, 63 yaşına basmış olmalıdır. Kimseden hakkı
olmayan bir şeyi istemeyecek kadar onurlu, bilirim onu. Has-
tanelik olacak derecede azılı bir safrakesesinden bitkin, pa-
tates haşlayabılecek bir aygaz aygıtını, tüpünü bile böyle
kimselerden esirgeyenler, bahse girerim yetkililer değillerdir.
Örneğin bir Farıri Korutürk değildir, bir Talû değildir, bir Or-
general Ersin değildir de örneğin hemcinsi oian bir bayan
polistir.
Ben bayan polislere teslim olmak istemem. Onlar, işken-
ce yapıyorlar insana..."
Yeni Öğrendim, Behice Boran'a, paltoyu götüren savunman
Necla Fertan mıymış? Cezaevine her gidişinde, palto yazısı-
nı okuduğunu, çok üzüldüğünü söylemiş. Behice Boran kar-
şılık vermiş:
— Ne üzülüyorsun? Ekmekçi ne güzel yazdı; dünyaya re-
zil oldular!
Behice Boran'ın şiir tutkunu yanına değinmiş, 194O'lı yıl-
larda, "Tercüme" dergisinde, İngilizceden şiirler çevirdiğini
belirtmiştim. Amerikalı ozan Walt VVhitman'den (1819-1892)
çevirdiği dizeleri aktarmak istiyorum:
"Kendimi kutluyorum; / Benim için doğru oian senin için
de doğrudur; / Benim oian her bir atom, benim kadar senin-
dir de.
Boş geziyorum ve ruhuma, / Bana buyurun, diyorum; /
Gönlüm dilediği gibi boş geziyorum; çimenlere uzanıyorum;
/ Birkaç sap yaz çimenini seyre dalıyorum.
Doğmak ne saadet! sanan var mı? / Varsa ona, o erkeğe
ve kadına hemen haber vereyim: Ölmek de doğmak gibi sa-
adettir; ben biliyorum.
Ben vücud'un şairiyim; / Ben ruh'un da şairiyim.
Cennetin hazları bende, cehennemin azapları da bende-
dir; / Hazları kendi kendime aşılanm ve çoğaltırım, azapları
ise yeni bir dilde söylerim.
Ben erkeğin olduğu kadar kadının da şairiyim; / Kadın ol-
mak erkek olmak kadar büyüktür, derim; / Insanların ana-
sından daha büyük bir şey yoktur, derim.
Ben yükselmer.in ve gururun şarkısını söylerim; / Yeter artık
bu baş eğmek, eyleme diye niyaz etmek; / Büyüklük sade-
ce inkişaftır, benim varlığım bunu gösterir.
Başkalarını geçtin mi? Cumhurreisi mi oldun?
Ehemmıyetsiz-ötekiler onların da herbiri, oraya varmakla
da kalmayacaklar / Daha öteye geçecekler...."
Doğaçtan, eski deyişle "irticalen" konuşurdu...
— Yazılı konuşamıyorum! derdi. Çünkü, beynimde kurduk-
larım, yazılı metinden önde gidiyor.... Şiir gibi bir konuşması
vardı; güzel türkü söylerdi Ruhi Su'nun mahpushane türkü-
lerini örneğin...
Meclis'te, kürsüde konuşurken Adalet Partililer gürültüler
çıkarırlar, konuşturmak istemezlerdi bu bayan sosyalist mit-
letvekilini. Meclis Başkanvekillerinden Ahmet Bilgin, gürül-
tüleri bastıramaz; Behice Boran'a seslenirdi:
— Kızım Hatice!
— Hatice değil efendim, Behicef
— Hatice, Behice fark etmez! (Ortalık curcunaya döner-
di.)
• • •
Düzeltme: Son "Ankara Notları"nda, Behice Boran'ın çe-
virdiği romanın Steinbeck'in "Bitmeyen Kavga"sı olduğunu
yazmıştım; "Bitmeyen Kavga" değil, "Sardalye Sokağı" ola-
caktır. Düzeltirim.
ÇAOŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZŞİPAL
'SSK'ya Dönmek İstiyoruırf
SORU: 1967 ve 1970 yülannda Sosyal Sigortalara bağlı ba-
zı işyerlerinde sigortalı olarak çalıştım. Daha sonra
bir proje biirosu açarak Bag-Kur'a kaydımı yaptır-
dım.
Söziinü ettiğim proje bürosu bir siire sonra limi-
ted şirkete döniiştii. Ancak bu şirkef bir sermaye şir-
keti değil, yalnızca hizmet veren bir kuruluş olarak
devam etmektedir. Ve bu nedenle de şirkette çalışan
diğer personel ve ortaklar gibi ben de bordroya tabi
olarak çalışmak ve SSK'ya dönmek istiyorum.
O.N.
YANIT: Bağ-Kur Yasası'nın 24. maddesi uyannca, yasayla ku-
rulu herhangi bir sosyal güve.ılik kurumuna prim ve kesenek
odemeyen ya da bu kurumlardan malullük, yaslılık aylığı da
almayan:
"a) Kolektif şirketlerin ortaklan,
b) Adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortak-
lan,
c) Limited şirketlerin ortaklan,
d) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin koman-
dite ortaklan,
e) Donatma iştirakleri ortaklan,
0 Anonim şirketlerin kurucu ortaklan ile yönetim kurulu
üyesi oian ortaklan,
Bağ-Kur sigortalısı olmakla yükümlüdür.
Konumunuza ilişkin Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin
12.10.1984 tarih, 1984/4197 Esas ve 1984/4672 kararı şöyledir
"...Davacının, sigortalı sayılmasını istediği tarihlerde çalıştı-
ğı işyerinin limited şirket olduju, şirketin kurucu ortaklann-
dan bulunduğu ve ana sözleşmesinin 10. maddesi ile şirket
müdürlüğüne getirildigi ve bu sebeple de sigortaü gösterildiği
tartışmasızdır.
Davaanın şirketin ortağı olması durumunda, şirketle arasın-
daki ilişkisinin hizmet akdine dayalı olduğu söylenemez. Baş-
ka bir anlatımla "ortak-müdür" gerçekte kendi işini gören kimse
durumundadır ve çalışmalan sonucu olarak Sosyal Sigortalar
Kanunu'nun 3. maddesinin 1/K fıkrasmda anılan bağımsız ça-
lışanlar:i!::y!c özdeştir. Ortağın müdür olarak çalışmasının da-
yanağı bulunan özel hukuk ilişkisi Borçlar Kanunu'nda
belirlenmiştir. Anılan yasarun 530. maddesine göre ortaklığı yö-
neten ortak ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler kural olarak
'vekâlet hükümlerine bağlıdır; Ortak-müdürünflcretalması da
Borçlar Kanunu'nun 306. maddesi uyannca vekilin ücrete hak
kazanmasına olanak bulunduğuna göre hukuki durumda bir
değişiklik husule getirmez. Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş gö-
rüşleri de bu doğrultudadır. (...)
Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 16 sayılı genelgesinin 26. say-
fasında da şöyle denilmektedir:
"Diğer taraftan Bağ-Kur Kanunu'nun 24. maddesinde sayı-
lan kolektif şirket ortaklan, adi komandit şirketlerin koman-
dite ve komanditer ortaklan, sermayesi paylara bölünmüş
komandit şirketlerin komandite ortaklan ve limite şirket or-
taklan da 1.10.1972 tarihinden itibaren Bağ-Kur ile ilgilendi-
rilmişierdir;'