Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 KAPAK ÇEŞME YARIMADASI Hakan Dirik üneşte yandıkça, “ırkG lar” birbirine yakınlaşıyor mu, nedir? Bu da nereden çıktı, demeyin. Siz hiç bir tatil beldesinde akşam yemeği yiyebileceğiniz uygun bir lokanta baktınız mı? Bu topraklardan olduğunuzu ele veren belirgin bir özelliğiniz yoksa, “potansiyel yabancı turist” olarak yol boyunca “welcome” karşılamasıyla buyur edilirsiniz. Kimisi, belki yanındakine şımararak “Ayy ne kadar Avrupai tipim var, görüyorsun” deyip, bunu böbürlenme unsuru yapsa da, aynı güneşin altında yanmanın, en azından böyle bir gerçek olduğunu düşünmenin, azıcık da olsa yakınlaştırıcı etkisi olsa gerek. Yoksa, görüntüsü, konuşması, davranışı, yürüyüşüyle tepeden tırnağa “Ben Anadolu’dan geldim” diyen birisine, yurttaşı neden “hoş geldiniz” yerine “welcome” desin! İşin “latifesi” bir yana, biliyoruz ki, “welcome”nin ana nedeni turizm. Son yıllarda toparlanma sürecine giren turizm sektörü, her birine “gayri safi milli hasıla”dan düşen payın sınırlı olduğu Türklerden çok “ithal” turist peşinde koşuyor. Ülkemiz kıyıları, çoğu zaman dış ülkelerden gelecek olanlara niteliğine bakılmadan “pazarlandığı” için, sezon sonu pek çok işletme sahibi, “Bunlar da amma cimri çıktı” sözleriyle dert yanıyor. Ardından da insanları, para harcama kabiliyetlerini göz Ege’de boynuz kulağı geçiyor; Alaçatı, Çeşme’ye kafa tutuyor. Çandarlı körfezi Myrina Kyne Gediz Nehri Foça n Karaburu İzm ir Kö Menemen Uzun Ada rfe zi İZMİR Balçova Çeşme Yağcılar Alaçatı Teos Sığacak Körfezi Doğanbey Colophon Notion İ Z İ D E N E G E önünde tutarak milliyetlerine göre sınıflandırıyor. Bir sonraki sezon daha dikkatli olmak için kendilerine söz veriyor. Anlaşamıyoruz Anglosakson kültürünün dildeki hegemonyasını fark eden yurdumuzun delikanlıları da, gelişmeye paralel kendilerini yetiştiriyor. Her biri dil konusunda pek maharetli son zamanlarda. Özellikle sahil beldelerini mesken tutanlar, “şakır şakır” yabancı dil konuşuyorlar. Yalnızca İngilizce de değil, her telden çalıp, her dilden söylüyorlar. Sadece “welcome” ile de sınırlı kalmayıp, özel tarihi turlardan koylara yapılan gezilere, otel animasyonlarından barlara müşteri çekmek için yapılan gösterilere kadar hep yabancı dil konuşuyorlar. İş o noktaya varıyor ki, kent merkezinde her dakika önünüze atlayıp, sizi bezdiren “Hoş geldin abi, buyur abi, ne arzu edersiniz abi” cümlelerini ardı ardına kuran ısrarlı satıcıları, sırf Türkçe konuşuyor diye, hasretle kucaklayasınız geliyor! Türkiye’de tatil yapıyorsunuz, ama Türkçe konuşa mıyor, anlaşamıyorsunuz. Çeşme yarımadası Tüm bunları anımsamamıza neden olan, Ilıca’dan Alaçatı’ya doğru uzanan Çeşme Yarımadası. Çünkü bu yarımadada, o İngilizce karşılamada özetlenebilecek garipliklerin, Marmaris, Bodrum, Antalya gibi merkezlere nazaran en az yaşandığı canlı turizm beldelerinden biri. Konukların yüzde 80’nden fazlası yurt içinden. Bu istatistiksel bir oran olmaktan çok, bizim gözlemimiz. Ama büyük ölçüde gerçeğe yakın. Dolayısıyla buralar, yabancı dilini ilerletmek isteyen Türk delikanlıları için ideal bir mekan değil! Konuklar yerli olunca, işletmeler de ona göre davranıyor.