22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 ANADOLU Kurtuluş’un kenti Amasya Yazı ve fotoğraflar Ümit Otan Yüksek dağların arasında sanki kendini saklar gibi. Mahzun. Bir o kadar da mağrur. 7 bin yılı aşkın tarihiyle, yöreye özgü mimarisiyle bir turizm kentine dönüştürülmek için sanki işaret bekliyor. Kurtuluşun ilk kıvılcımının çakıldığı yer burası; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk harcının karıldığı yer... Amasya’nın kendine özgü evlerinin sureti, Yeşilırmak’a vurmuş. Kayalara özenle oyulmuş kral mezarları çok eskilere taşıyor bizi. Binlerce yıl boyunca hiç insan eli eksik olmamış buralardan. Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya, Pers, Hellen, Pontus, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinin hepsinden birer “hatıra” kalmamış olsa da görülmeye değer o kadar çok şey var ki. Osmanlılarda şehzadelerin kenti. İkinci Murat, Yavuz Sultan Selim bu kentte dünyaya gözlerini açmış. Başta Yıldırım Beyazıt olmak üzere birçok şehzadenin valilik ya da dinlence kenti olmuş. Tarih, 22 Haziran 1919’u gösterdiğinde ise; Mustafa Kemal ve arkadaşları, 12 Haziran’da geldikleri Amasya’da üzerinde çalıştıkları “Amasya Tamimi”ne son noktayı koyuyorlar. Milli Mücadele’nin başladığı, “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” tümcesi ile tüm dünyaya Amasya’dan haykırılıyor. Kenti neredeyse ikiye bölen Yeşilırmak’ın kenarındaki güzelim özgün yapıları gördükten sonra onca beton yığınının kenti boğmasına nasıl göz yumulduğuna YEŞİLIRMAK KIYISI şaşıyor insan. Önünüzde yaşanılası bir örnek var, ama rant her şeyi ezip geçiyor. Birkaç sözüm ona turistik eşya satan dükkanda kente dair o kadar az ve o kadar anlamsız şeyler var ki... Esnaf umudunu, hafta sonları çarşı iznine çıkan askerlere bağlamış gibi. Cumartesi ve pazar günleri kentin tüm cadde,sokak, lokanta ve kahveleri askerlerin. Vitrinlerin büyük çoğun luğu askere yönelik eşyalarla dolu. Karadeniz bölgesine yönelik geziler düzenleyen bazı paket turların listesinde olsa da ana yolların biraz dışında kalan Amasya, turizmden gerekli getiriyi sağlayamıyor. Fransız G. Perrot’un yaklaşımıyla “Anadolu’nun Oxford”una en az iki gün ayırmalısınız. Amasyalı Strabon’un, Akşemseddin’in, Aşık Paşa’nın, Zeynep Ha tun’un kentine Harşena dağı üzerindeki görkemli kaleden kuşbakışı bakmalısınız. Aşağılara inerken kalker kayalara oyularak yapılmış beş kaya mezarında iki bin yıl öncesine dalmalısınız. Samsun yolu üzerindeki Ziyaret beldesi yakınlarındaki kral mezarlarını da ihmal etmemelisiniz. Kentin su ihtiyacını karşılamak üzere Hellenistik dönemde yapılan18 kilometrelik su kanallarını, Burmalı Minare Camisi’ni, Selçuklu döneminin en önemli yapıtları Halifet Gazi Kümbeti’ni, Gökmedrese Camisi’ni, Torumtay Türbesi’ni, Hazeranlar Konağı’nı görmeden Amasya’ya gitmiş sayılmazsınız. Son durağınız Amasya müzesi olmalı. Kalkolitik, eski tunç, Hitit, Frig, Urartu, Helen, Roma, Bizans, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı kültürlerinin aynı mekanda, kardeşçe bir arada bulunduğu müzede, İlhanlı dönemi mumyalarını başka hiçbir yerde göremeyebilirsiniz.. Tarih, sanat, kültür, doğa, velhasıl turizm için gerekli olan her şey var Amasya’da. Tek eksiklik turizme karşı ilgisizlik, isteksizlik. Kurtuluş’un ilk kıvılcımını çakan Amasyalıların, “azim ve kararı”, bu sorunu çözebilirse, kent Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olmaya aday. KAYA MEZARLARI İLE OSMANLI EVİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle