Katalog

11 TEMMUZ 2008 CUMA spor C 19 Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nın cenazesine spor ve siyaset dünyasından birçok isim katıldı Doğan gözyaşlarıyla uğurlandı Nevzat DİNDAR Hasan Doğan son yolculuğuna gözyaşları arasında uğurlandı. Bodrum’da geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan ‘miting’ havasında toprağa verildi. Bahçelievler’de, Levent’te, Fatih’te ve Topkapı Mezarlığı’nda hep aynı kareler vardı: Gözyaşı ve sevgi seli... Evet, toplumun her kesiminden, spor, siyaset, iş dünyasından tanınmış birçok insan Doğan’ın cenazesinde bir araya geldi. İlk tören Bahçelievler’de yapıldı. Ardından Doğan’ın Türk bayrağına sarılı naaşı Futbol Federasyonu’nun Levent’teki binasına getirildi. Tabutun üzerinde 10 numaralı ‘Hasan Doğan’ yazan ulusal takım forması bulunuyordu. Buradaki duygu yüklü konuşmalar birbiri ardına yapıldı. Daha sonra cenaze namazı için Doğan’ın naaşı Fatih Camisi’ne getirildi. Katılımın yoğun olduğu cenaze töreninde Fatih Camisi’nin avlusu tamamen dolarken, Hasan Doğan’ın ailesi, camide de taziyeleri kabul etti. Bu arada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın gönderdiği çelenklerin protokole konulmaması dikkat çekti. Cenaze namazının ardından Hasan Doğan’ın naaşı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin omuzlarında cenaze arabasına götürüldü. Bu arada, cenaze töreni için Fatih Camii içi ve çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Doğan’ın cenazesi daha sonra Topkapı’daki aile kabristanına defnedildi. Başbakan Erdoğan ve Ulusal Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim burada da Doğan ailesinin yanındaydı. Akşam da Doğan’ın evine ziyaretçi akını vardı. HERKES ORADAYDI Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak, Sanayi ve Ticaret Bakanı Kürşad Tüzmen, eski Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, GSGM Başkanı Mehmet Atalay, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Ulusal Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim ve eşi Fulya Terim, Murat Aksu, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Mehmet Ağar, Muhsin Yazıcıoğlu, G.Saray Başkanı Adnan Polat, F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, Trabzon Başkanı Sadri Şener, Denizli Başkanı Ali İpek, Ülker Kurumsal İletişim Başkanı Zuhal Şeker Tucker, Coca Cola Marka Müdürü Levent Soygür, İnteltek Genel Müdür Yardımcısı Kerem Ertan, Turkcell Kurumsal İletişim Başkanı Filiz Karagül Tüzün, Rıza Çalımbay, Gökhan Keskin, Zeki Önatlı, Ayhan Bermek, Abdullah Avcı, Göksel Gümüşdağ, Mustafa Denizli, Yılmaz Vural, Mecnun Odyakmaz, Ahmet Nazif Zorlu, Melih Gökçek, Celal Kolot, Celal Doğan, Affan Keçeci, Oğuz Sarvan, Sabri Çelik, Can Çobanoğlu, Rıdvan Dilmen, Selçuk Dereli, Cüneyt Çakır, Süleyman Abay, Yunus Yıldırım, Bülent Yıldırım, Cihan Kamer, Mehmet Kulaksızoğlu, Mümtaz Tahincioğlu, Süleyman Soylu, Orhan Erdemir, Ali İpek, Bülent Korkmaz, Hakan Şükür, Necati Ateş, Gökhan Zan, Mehmet Topal. PROJELER DEVAM EDECEK ? Selim Doğan (Oğlu): O, hayatının her döneminde iyi bir örnek oldu. ? Murat Başesgioğlu (Devlet Bakanı): O zaferle Anadolu’nun çorak toprakları, başarıyı, sevgiyi, kardeşliği doyasıya yaşadı. Ancak sevgili arkadaşım bunun tadını maalesef doyasıya çıkaramadı. ? Şenes Erzik (UEFA Asbaşkanı): Bir Hasan Doğan geldi ve geçti. ? Mahmut Özgener (TFF Başkan Vekili): Projeleri, hedefleri, idealleri hiçbir zaman sahipsiz kalmayacak. ? Aziz Yıldırım (Kulüpler Birliği Vakfı ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım): Sözün bittiği, duyguların ifadesinin son derece zor olduğu bir an. Ne söylenebilir ki... ? Sepp Blatter (FIFA Başkanı’ndan mesaj): Doğan’ın futbola bıraktığı miras yaşayacak. Eski TFF Başkanı Ulusoy, cenaze törenine katıldı. Hasan Doğan’ın eşi Aysel Doğan’a Fulya Terim destek verdi. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU) İspanyol raket, Fransa Açık’tan sonra Wimbledon’da da mutlu sona ulaşmayı başardı KARIYERI 1998/99: XEREZ (16 MAÇ, 1 GOL) 1999/00: HERMANAS (18 MAÇ, 9 GOL) MALLORCA B (17 MAÇ, 1 GOL) MALLORCA (1 MAÇ, 0 GOL) 2000/01: MALLORCA B (28 MAÇ, 19 GOL) MALLORCA (4 MAÇ, 1 GOL) 2001/02: MALLORCA B (25 MAÇ, 9 GOL) 2002/03: MALLORCA (1 MAÇ, 0 GOL) RECREATIVO HUELVA (4 MAÇ, 0 GOL) BARCELONA B (15 MAÇ, 5 GOL) 2003/04: C.MURCIA (40 MAÇ, 16 GOL) 2004/05: C.MURCIA (41 MAÇ, 22 GOL) 2005/06: GETAFE (32 MAÇ, 9 GOL) 2006/07: GETAFE (29 MAÇ, 11 GOL) 2007/08: MALLORCA (37 MAÇ, 27 GOL) KÜNYESI Yeni efsane Nadal mı? Ziya IŞIKÜSTÜN Yarım asrı aşan süredir tenis dünyasının içindeyim. Yerli, yabancı, yüzlerce yıldız tenisçiyi izleme olanağı bulduk. Ancak içlerinde ‘megastar’ niteliğini taşıyanların sayısı sanıldığı kadar fazla değildir. Nitekim, uluslararası platformda yapılan araştırmaların, anketlerin sonunda ‘olağanüstü’ kabul edilenler iki elin parmağını geçer mi bilemem. Onlara ‘efsaneler’ deniliyor. 2008 Wimbledon’dan sonra bu efsanelerin arasına şimdiden girmeyi hak eden bir isim de kuşkusuz 22 yaşındaki İspanyol Rafael Nadal oldu. Roger Federer’i ayrı bir yere koyuyoruz. Küçük İsviçre’nin bu büyük tenisçisi de spor tarihine damgasını vuran, unutulmazlar arasında ilk sıralarda yer alan mucize tenisçilerden biri. Özellikle centilmenliği ile kortların beyefendisi olarak bütün dünyada sevilen bir in TAM ADı: Daniel Gonzalez Güiza DOĞUM TARIHI: 17 Ağustos 1980 DOĞUM YERI: Cadiz / İspanya BOY: 1.80, KILO: 80 kg Yeni transfer Güiza “Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağım için heyecanlıyım. Umarım Türkiye’de de gol kralı olurum” dedi. FEDERER 40 MAÇ SONRA YENİLDİ ? Rafael Nadal, Roger Federer’in 65 maçtır çim kortta ve 40 maçtır da Wimbledon’da kaybetmeme rekorunu sonlandırmış oldu. ? Roger Federer arka arkaya kazandığı 5 Wimbledon zaferinden sonra 6.’sını gerçekleştiremeyerek Björn Borg’un arka arkaya Wimbledon’da 41 maç kazanma rekoruna ulaşamadı. ? Rafael Nadal, Wimbledon’da elde ettiği şampiyonlukla aynı yıl içinde hem Roland Garros hem de Wimbledon’ı kazanan 2. raket oldu. san. Ama Nadal başka bir tenisçi. Roland Garros’tan sonra Wimbledon’da, onu izlerken, “Bu herhalde İspanyol sanılan bir uzaylı” diye düşünmekten kendimizi alamadık. Federer gibi olağanüstü büyük bir şampiyon, finalde hiç de kötü oynamadı. Teknik üstünlüğü asla tartışılmaz bir tenisçi o... Bütün vuruşları en üst düzeyde kullanıyor. Oyun zekâsı mükemmel. Bunlara ek olarak güçlü bir fiziği var. Mücadeleyi de sonuna kadar bırakmıyor. Ama karşısında Nadal olunca iş değişiyor. Bundan üç yıl önce, ‘Tennis’ dergisinde bir röportajında şöyle diyor: “Solaklar zordur. Ama Nadal çok farklı bir tenisçi, kortta onun ne yapacağını asla kestiremezsiniz.” Geçen süre içinde Federer hep bir numara kaldı. Ama ikisi arasında geçen maçlarda Nadal önce eşitliği sağladı ve şimdi de 126 gibi bir farkla önde. Finali seyrederken, zaman zaman kendimizi bir kurgu filmi izler gibi hissettik. Nadal bir uzaylı gibi istediği anda kortun istediği noktasına ışınlanıyordu. Federer, Nadal’ın boşluğunu görüyor ve oraya müthiş bir top yolluyordu. Federer gibi seyirci de, “Puan Federer’in, bu topu çıkarmak imkânsız” derken, birden Nadal orada bitiyor. Topu çevirmek bir yana, öyle bir vuruş yapıyor ve puanı alıyordu ki inanılacak gibi değil... Nadal bu galibiyet ile hem Paris’i, hem Londra’yı peş peşe kazanan Björn Borg’dan sonra 2. tenisçi unvanını kazanırken sadece toprak kortların efendisi olmadığını, hızlı ve sert zeminde de aynı başarı ile oynayabileceğini gösterdi. Esasen geçtiğimiz yıl yarısı çim, yarısı toprak bir gösteri kortında Federer ile yaptığı maçı kazanarak her yerde oynayacağını kanıtlamıştı. İspanyol altını Güiza Spor Servisi Daniel Güiza artık resmen Fenerbahçe’de... Sarı Lacivertliler, özellikle İspanyol basınının hakkında haftalardır haber yaptığı transferi sonunda duyurdu. Kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, “İspanyol oyuncu Daniel Gonzalez Güiza ile kulübümüz arasında 4 yıllık anlaşma imzalanmıştır. Güiza’nın takıma katılması ile ilgili detaylar daha sonra duyurulacaktır” denildi. F.Bahçe’nin, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonsı’nda İspanya Ulusal Takımı forması da giyen ve geçen sezon oynadığı Mallorca’da La Liga gol krallığına ulaşan Güiza için İspanyol kulübüne 17.4 milyon Avro (33.4 milyon YTL) bonservis bedeli ödediği öğrenildi. Sarı Lacivertlilerin ödediği bu paranın 2.4 milyon Avro’luk bölümünün vergi, kalanınınsa Mallorca’nın alacağı bonservis ücretinden oluştuğu bildirildi. Bu tutara Güiza’nın alacağı para da eklenince transferin toplam maliyetinin 25 milyon Avro’yu geçtiği kaydedildi. Ayrıca İspanyol golcü 17.4 milyon Avro (28 milyon dolar) bonservisiyle bir rekoru da kırdı. Başkan Aziz Yıldırım daha önce Baliç’i almak için 9 milyon dolar, Nicolas Anelka için de 5.3 milyon sterlin (11 milyon dolar) bonservis ödemişti. Güiza’nın 14 Temmuz’da İstanbul’a gelip ertesi gün sözleşme imzalayacağı bildirildi. oplumun değer yargıları tepetaklak olmuş. Bir genç okuyor, yazıyor, üniversiteyi bitiriyor... Üç lisan biliyor. Daha da öteye, doktorasını da veriyor. Çalışmak için bir müesseseye başvuruyor. Tabiidir ki insan kaynaklarına yönlendiriliyor. Ama içlerinde, aynı durumda olan onlarca kişi var. Fakat sadece bir kişi alınacak... O da işverenin adamı. Ötekiler ile adeta dalga geçiliyor... Çocuklar hiç ses çıkarmıyorlar. Çünkü iş yok. Bu nedenle de onlarca kişi ümitleri kırılarak başka alternatifler aramaya kalkıyorlar. Ne yazıktır ki bazıları asgari ücretle çalışmaya razı oluyorlar... Buna rağmen işyeri kapıları yüzlerine kapanıyor. Sonuçta bir sürü beyin gücü toplumda başı boş dolaşıyor... Sonra da “Gençler neden menfi oluyor” diye yakınıyoruz. Ülkemizde ‘müspet bir ortam’ var mı ki? T GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Değerler Tepetaklak zeteciyazar olduğunu zannediyor. Afra tafralarından geçilmiyor!.. Basına girmenin ve de kısa sürede zenginleşmenin en kolay yollarından biri de büyük bir topçu olmak. Olun da nasıl olursanız olun!. Emekli olduğunuz zaman basının kapıları açıktır size. Kimliğiniz, kişiliğiniz, top oynarken yaptığınız maskaralıklar; hepsi kaybolur, kıymeti kalmaz. Bu durumda olan insanların yeni futbolculara öğüt verdiklerini ve fairplay masallarını söylediklerini manşetler Bir başka genç düşünelim; liseyi veya lise dengi bir okulu bitirememiş. İş olsun diye açıköğretime yazılmış. Kitap okumamış, birikimi yok... Hiçbir yönden donanımlı değil!.. Babası bir yolunu bulmuş, gazeteye sokmuş. Ama gazeteye alınırken kimliğine, kişiliğine hiç bakılmamış. Bir de bakıyorsunuz kısa bir süre sonra gazetesinde çarşaf çarşaf yazıları çıkıyor. Çok geçmeden para sahibi oluyor. AdalardaModalarda, villalarda oturuyor... Üstelik kendisinin ga den izliyoruz. Medyadan, “Yahu sen futbolu yeni bıraktın. Oynarken neden bunları uygulamadın” diyen bir Allah’ın kulu çıkmıyor. Onların söyledikleri her şey keramet oluyor ve manşetlerden yayımlanıyor!.. Futboldan başka hiçbir birikimleri olmadığı halde astronomik paralar alıyorlar... Bu toplumsal çelişki ve değer yargılarının tepetaklak olması değil de nedir? Bunların da hiç olmazsa Türkçe yazmaktan ve okumadan bir sınava girmesi gerekmez mi? “Basın okunmaz hale geldi” diye yakınıp duruyoruz; sadece asparagas haberlerden mi? Bence hayır. Kimilerinin Türkçeyi doğru dürüst yazamadıklarından ötürü sanıyorum; bir kompozisyon sınavına girsek çoğumuz başarılı olamayız gibi geliyor bana. hderingor?hotmail.com.tr LA LIGA’NIN GOL KRALI Futbol yaşantısına Xerez CD takımında başlayan Güiza, Real Mallorca tarafından transfer edildi. Ancak yeni ekibindeki ilk 3 sezonunda yöneticilerini etkilemeyi başaramadı. Güiza, Temmuz 2007’de Mallorca’ya geri döndü ve ligi tek bir penaltı bile atmadan 27 golle ‘Gol Kralı’ olarak tamamladı. Aragones tarafından İspanya’nın Euro 2008 kadrosuna da dahil edilen Güiza, turnuvada 2 gol atıp final maçında da forma giydi. Bu arada F.Bahçe yapılan araştırmada Borsa Ligi’nin zirvesinde yer aldı. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale yükselen Sarı Lacivertliler 2 milyar dolarlık piyasa değeriyle Manchester United’ı geçerek dünyanın en değerli kulübü oldu.