Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 TEMMUZ 2008 CUMA bilim/vaziyet C Yağmur Deniz 17 SOSYOPOLİTİK BİLİM Dünya kamuoyu liderlerine güven duymuyor Öpüşmek ömrü arttırıyormuş. Etek öpmek de serveti! VELEV Kİ, sayın seyirciler haber merkezimize az önce gelen bir son dakika gelişmesini aktarmak için olay yerinde bulunan muhabir arkadaşımıza bağlanıyoruz: “Evet, sayın seyirciler; velev ki başkent kulislerinden aldığımız bir son dakika haberine göre hükümetin, yeni ve büyük bir yargı reformuna son bir halka ekleme hazırlığı içinde olduğu öğrenildi. Bu son halkaya göre bazı duruşmalar bundan böyle Holivut filmlerinde seyrettiğimiz ve çok yakından bildiğimiz jüri sistemi ile yapılacak. Hangi davalarda jüri sisteminin uygulanacağına adalet bakanının teklifi, başbakanın havalesi ve cumhurbaşkanının tasdiki ile karar verilecek. Evet, sayın seyirciler yargı sistemindeki bu yeni ve en büyük son halkanın şu sıralar Meclis’te görüşülmekte olan ‘Bazı Kanunların Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Velev 1 Kanun Tasarısı’na bir önerge ile eklenecek ek madde sayesinde yürürlüğe sokulması bekleniyor. Hükümete yakın kaynaklardan alınan bilgiye göre jüri sistemine bir hafta içinde geçilebilecek ve ilk uygulama her yere konan bir davada hayata geçirilecek. Yine hükümete yakın kaynaklardan alınan çok güvenilir bilgilere göre ilk uygulama aynı zamanda ilk örnek olacağı için jüri üyelerinin özel olarak seçilmesine ayrı bir özen gösterilecek. Siyasi göstergelerin gösterdiğine göre her yere konan bir davada jüri üyesi olabilecek isimler arasında en yaygın olarak şu saygın isimler yer alıyor: Fehmi Koru, Mustafa Karaalioğlu, Ekrem Dumanlı, Hasan Karakaya, Abdurrahman Di lipak, Hüseyin Üzmez, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, İsmet Berkan, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Yasemin Çongar, Nazlı Ilıcak, Salih Memecan, Emre Aköz, Ergun Babahan, Engin Ardıç, Kürşat Bumin, Eser Karakaş, Taha Akyol, Ali Bayramoğlu, Etyen Mahçupyan, Neşe Düzel, Gülay Göktürk, Hadi Uluengin. Güvenilir kulislerde görüşüne başvurduğumuz güvenilir kaynaklar, jüriye Fehmi Koru’nun başkanlık yapmasının beklendiğini, yapmazsa jüriden çekileceğini ve yerine Taha Kıvanç’ın atanacağını bildiriyorlar. Evet, tekrar haber merkezine bağlanıyoruz.” Evet, sayın seyirciler velev ki diyerek aldığımız yeni gelişmeleri sizlere anında aktarmayı sürdüreceğiz. Şimdi oyun havaları ile yayınımıza devam ediyoruz. Yüksek Yerilim Hattı “Susma, sustukça sıra sana gelecek” denildiğinde anlasaydık erdincutku@yahoo.com Nafile İbrahim Ormancı: “Guinness Rekorlar Kitabı’na ‘ülke tepetaklak giderken nafile demeçler verme’ dalında girmiş olmalıyız!” şimdi “Yazma, yazdıkça sıra sana gelecek” diyemezlerdi! Dünya liderlerine duyulan güveni ölçmek için 20 ülkede yapılan bir kamuoyu araştırması, dünyada ciddi bir güven krizi yaşandığını gösteriyor. Ancak Putin ve Hu Jintao gibi otoriter sayılabilecek liderlerin demokratik olduklarını iddia eden diğer liderlerden daha güvenilir bulunması, insanların ekonomik ve siyasi çalkantıların yoğun olduğu dönemlerde otoriter liderlere prim verdiğini gösteriyor. Newsweek dergisine göre insanların liderlere duyduğu güvensizliğin ana nedeni ciddi boyutta seyreden KÜRESEL KARAMSARLIK. GÜVENSİZLİĞİN NEDENİ W orldPublicOpinion.org tarafından 20 ülkede gerçekleştirilen bir kamuoyu araştırması dünya liderlerine duyulan güvenin çok düşük düzeyde seyrettiğini ortaya çıkarttı (%32 ile %22 arası). Maryland Üniversitesi’nin Uluslararası Politik Görüşler Programı çerçevesinde yürütülen bu araştırmaya 19.751 kişi katıldı ve katılımcılara Putin, Brown, Hu Jintao, Sarkozy, Bush ve Ahmedinejad’dan oluşan 7 lider ile ilgili, “Dünya sorunlarının çözümündeki olumlu çabaları” konusunda ne kadar güvenilir oldukları soruldu. İlginç olan Vladimir Putin (%32), Gordon Brown (%30) ve Hu Jintao’nun (%28) diğerlerinden çok küçük bir farkla da olsa daha güvenilir bulunması. Otoriter bir rejimle yönetildikleri için sürekli olarak eleştiri oklarına hedef olan Rusya ve Çin gibi ülke liderlerinin dünyanın en güvenilir liderleri olarak değerlendirilmiş olması, Newsweek’e göre Batılı liderler için ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Dünyanın en demokratik ülkesi oldukları iddiasında – öyle ki dünyanın dört bir yanına demokrasi ihraç eden! olan Başkan Bush’un güvenilirlik puanı (%23), Ahmedinejad’ın (%22) bir puan üzerinde. Kamuoyu araştırmasının sonuçlarını yayımlayan Sorgulanan insanların pek çoğu şu an dünyanın içinde bulunduğu durumdan hoşnut olmadığını belirtiyor. Bill Clinton yönetiminde BM elçisi Richard Holbrooke, bu sonuçları “İnsanların kendi durumları hakkında hissettiklerinin dışa vurumu” olarak değerlendiriyor. Dünyanın önde gelen liderlerine duyulan güvenin bu kadar alçak bir seviyede ve dar bir aralıkta seyrediyor olması dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunların pek çoğunun küresel olmasından kaynaklanıyor olabilir. Irak, Afganistan, Sudan ve Kongo’da sürmekte olan çatışmalar, yiyecek ve petrol sıkıntısı, küresel ısınma gibi konular dünyanın her yerinde endişe kaynağı. Princeton Üniversitesi’nin Woordrow Wilson Kamu ve Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nden AnneMarie Filistin Bölgesi Slaughter bu konudaki Ürdün görüşlerini şöyle dile getiriyor. “Dünyanın her Mısır yerinde insanlar kendilerini Türkiye hiçbir liderin kontrol edemeyeceği kadar sıkı bir ABD kıskacın içinde hissediyor.” Fransa Yine de bu karamsarlık, otokratlara verilen görece İspanya yüksek güvenilirlik Meksika puanlarını açıklamakta yetersiz. İngiltere Bu liderlerin ülkelerinde iyi şeyler yapıyor olması Arjantin şaşırtıcı gelmemeli. Putin G.Kore ve Hu devletin tüm olanaklarından yararlanarak Endonezya dış dünyaya olumlu bir Rusya görüntü vermeye çalışıyorlar. Kaldı ki bu İran ülkelerde yaşayanlar Hindistan liderlerine güven duyduklarını belirtiyorlar. Çin Bunun nedeni iki ülkede de ekonominin büyümesi, milliyetçiliğin yükselişe LİDERLERE OLUMSUZ BAKAN ÜLKELER geçmesi ve iki ülke Bazı ülkelerin dünya liderlerine ilişkin halklarının Putin ile görüşleri genel olarak diğerlerinden Hu’nun ülkelerinin daha olumsuz. Aşağıda her ülkenin prestijini yükseltiyor tüm dünya liderlerine verdiği ortalama olduğunu düşünmesi. olumsuz değerlendirmeler yer alıyor: Ne var ki Carnegie Uluslararası Barış Kuruluşu’ndan Minxin Pei, Rusya ekonomisinin yakaladığı büyüme hızının tümüyle şansa bağlı olduğunu söylüyor. Petrol ve benzin fiyatlarının tavan yaptığı dönemlerde ülkenin devasa karbon rezervlerine sahip olması, Pei’ye göre Rusya’nın en büyük avantajı.Güvenilirlik puanı yüksek olan bu iki otokratın yanında demokrat olduğundan kuşku duyulmayan tek lider Gordon Brown. Kendi ülkesinde popularitesi giderek düşmesine karşın Brown’ın dünya sorunlarına karşı gösterdiği duyarlılık kendisine güven duyulmasına yol açıyor. Hobrooke’un yorumu şöyle: “Bu listede yer alan liderlerin içinde, iklim değişikliği, HIV/AIDS, Afrika’nın kalkınması gibi uluslararası sorunların çözümüne en fazla katkısı olan lider Brown.. Brown kendi ülkesindeki yerleşik kalıpların dışına çıkarak küresel krizlere büyük bir samimiyetle çözüm arıyor.” Velev 2 VELEV Kİ, sayın seyirciler haber merkezimize az önce gelen bir son dakika gelişmesini aktarmak için olay yerinde bulunan muhabir arkadaşımıza bağlanmış olalım: “Evet, sayın seyirciler; velev ki başkent kulislerinden kulağımıza fısıldanan bir son dakika haberini hemen sizinle paylaşıyorum: Her yere konan bir davanın beklendiği şekilde açılması halinde duruşmaların Avşa Adası’ndaki Avşa Beden ve Fikir Sağlığını Geliştirme ve Kalkındırma Spor Derneği’nin spor salonunda yapılmasının söz konusu olabileceği itinayla bildirildi. Bildirimi yapan güvenilir kaynak, Avşa Adası’nda yapılması düşünülen duruşmalar üzerine bunun yaklaşık 50 yıl önce Yassıada’da yapılan duruşmaların bir rövanşı olacağı yolunda yorum yapmaya kalkışanlar bulunabileceğini ancak bunların akıllarından zoru olan kişiler olmasının büyük olasılık olduğunu söyledi. Başkent kulislerinin güvenilir kaynaklarındaki bir başka kaynak da ‘Avşa Adası’nda yapılması düşünülen duruşmaları daha ilk celsede gölge lemek için Yassıada’yı değil İmralı Adası’nı kullanabilirler’ dedi. Bu beyanat üzerine dikkatler İmralı Adası’na çevrildi. Fakat en güvenilir kaynaklara en yakın çevreler, duruşmaların İmralı Adası’nda yapılmasının söz konusu olmadığını kesin bir dille açıklamakta bir an bile tereddüt etmedi. Güvenilir kulislerin güvenilir kaynakları bu görüşleri yani duruşmaların İmralı Adası’nda yapılmayacağı bilgisini doğrulamakla birlikte, yargılama bittikten sonra infazların İmralı Adası’nda gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğini bugün için kimsenin bilmediği yolunda bazı bilgilere sahip olduklarını ifade etti. Bu arada sayın seyirciler, Avşa Beden ve Fikir Sağlığını Geliştirme ve Kalkındırma Spor Derneği’nin spor salonunun mahkeme salonuna dönüştürülmesi için gereken altyapı ve üstyapı çalışmalarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘her okula bir mescit, her mescide bir salon’ kampanyası çerçevesinde gerçekleştirilebileceği öğrenildi. Evet, tekrar haber merkezine bağlanıyoruz.” Evet, sayın seyirciler velev ki diyerek aldığımız yeni gelişmeleri sizlere anında aktarmayı sürdüreceğiz. Şimdi göbek havaları ile yayınımıza devam ediyoruz. Pastirma Selim Sümen: “Adalet Bakanlığı’nın cenaze ödeneği bulunmadığından Kuddusi Okkır’ın tahliyesine karar verildiği kanısındayım!” Ihrac¸lar Mete Seyit: “Yüksek Askeri Şura’da irticacı subaylar ihraç edilirdi. Bu kez ulusalcı subaylar ihraç edilirse şaşmamak gerek!” Hasan Doğan’ın ani ölümü RTE’yi sarsmış... “Ya, Kuddusi Okkır’ın beklenen ölümü!” Sabah gazetesine “Recep’in Tavuğu” deniyormuş... “Doğru; çok iyi yumurtluyor!” ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Yabancılara ‘Acele’ Satış eçen haftanın ilk günlerine dönelim... Cumhuriyet Başsavcısı iktidar partisini kapatma davasındaki sözlü açıklamalarını yapıyor; yani “AKP’yi eleştiriyor”... Aynı gün bir başka savcının talimatıyla, “AKP’yi eleştiren” kimi ünlü siviller ile “övmeyen” emekli generaller gözaltına alınıyor... Medya hangisine yetişeceğini bilemiyor; insanlar “neler oluyor”dan başka söz bulamıyor; Türkiye ayaktayken iki kesim var ki “oturmuş”lar, sadece kendi “iş”lerine bakıyorlar... Birincisi, TBMM’deki iktidar milletvekilleri. Anayasa Mahkemesi’nce iki ay önce iptal edilerek yenisi için 6 ay süre tanınan “Yabancılara Mülk Satışı Yasası”nı, daha 4 ay varken yeniden düzenleyip onaylıyorlar... İkinci “işlerine bakanlar” ise bu yasa ile arazi satın almaya hazırlanan yabancılar... Paralar bankada, gözler Çankaya’da... Nitekim İngiliz “The Times” gazetesi “Türkiye’de 35 bin sterlinden mülk” başlıklı haberiyle “aynı gün” yol göstermeye başlıyor… (03 Temmuz 2008) Avrupa basını bir yandan “AKP kapanırsa AB hayal olur” yayınları yaparken bir yandan da kapanma davasının en hassas günlerinde çıkarılan yabancılara mülk satışı yasasını “ertesi günü bile beklemeden” övgüyle duyuruyor... Anayasa Mahkemesi’ne, ikide bir G Gen Araştırmaları Kanseri teşhis eden köpekler kopyalandı Güney Kore’deki RNL Bio firması insanda kanseri koklayarak teşhis edecek dört köpek kopyaladı. Son araştırma sonuçlarına göre köpekler akciğer, meme, prostat ve cilt kanserini tedavi edilebilir evrede teşhis edebiliyorlar. Geçen ay dünyaya gelen dört siyah Retriever cinsi köpek, Japonya’da kanser hastalarını kokularına göre teşhis edebilecek şekilde yetiştirilen Marine’nin kopyaları. Bir ameliyat sırasında ana rahmi alındığı için Marine’nin yavruları olmuyordu. Kopyalanan köpekler Japonya’da eğitilecek ve daha sonra iki tanesi satılacak. Bilim insanları kanser hücrelerinin belli başlı bir koku ürettikleri ve bu kokunun sağlıklı hücrelerde bulunmadığı kanısındalar ve bu koku da idrarda teşhis edilebilmekte. “darbeci olmayın” demelerinin nedeni bir kez daha açığa çıkıyor. Mal mülk peşindeki Avrupalılar, pazarlama şampiyonu bir siyaseti, demokrasinin güvencesi ilan ediyorlar... İşte The Times’taki haberler: “Türk sahillerinde bir yer 35 bin sterlin gibi düşük bir fiyattan alınabilir. Kredi kart şirketleri, 15 aya kadar sıfır faiz sunuyor... Fiyatlar, hâlâ AB ortalamasının çok altında... Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin başarılı sonuçlanması halinde mülk fiyatlarında büyük bir artış bekliyor...” (ANKA ajansı) Ne dersiniz; bu kadarını, yasayı “alelacele” onaylayan AKP milletvekilleri bile bilmiyordur... Peki, bu acele neden? Yanıtını, “parti kapanmadan iş bitirmek” şeklinde verenleri duyar gibiyim... ancak yine de bu denli “yaşamsal” mıdır yabancıların bir an önce mülk alması? Akla gelen tek mantıklı açıklama, “verilmiş sözler”in olması. Hem de öyle sözler ki “hatırları asla kırılamayacak” türden... Örneğin İstanbul’da “Dubai Kuleleri”ni dikmek isteyen Suudiler... İETT arsasında satın aldıkları “ayrıcalıklı yapılaşma hakkı”na karşı, Mimarlar Odası’nın açtığı dava üzerine, “Biz bu parayı araziye değil, en yüksek gökdeleni yapabileceğimiz imarına veriyoruz...” diyerek ihale bedeli olan 1 milyardan fazla doları hâlâ ödemiyorlar. Ne var ki mahkeme “imarı uygun” deseydi bile bu kez de yabancılara mülk satışını yüksek yargının durdurması yüzünden tapuya kavuşamayacaklardı. Geçen hafta TBMM’den geçen yasa, Suudilere verilen tapu sözünün de bir an önce gerçekleşmesini hedefliyor... Türkiye ayaktayken milletvekillerinin “oturarak” oyladıkları yeni yasaya göre yabancılar ancak “imar planlı alanlar”ın yüzde 10’unu alabilecekler. İmarsız alanlara yatırım yapılamayacağından, zaten en değerli yerler olan “inşaat yapılabilir” arazilerin yüzde 10’una artık yabancılar sahip olacak... Hem de istedikleri “her yer”de... Mustafa Balbay, Ergenekon için “heryerekon” demişti ya; aynen öyle... her yere konabilecekler... O kadar ki örneğin askeri bölgelerde bile kesin yasaklama yok; “satış izni” oradaki “komutan”a bırakılmış! Paşamız “evet” derse, ulusal savunmamıza ayrılan arazilere bile yabancılar yerleşebilecek... “Hayır” derse, hükümetin yabancıları kayırma politikasına “darbe” indirmiş olacak... Sakın ardından da “darbeci”likten tutuklanmasın? Evet... Geçen hafta Türkiye ayaktayken TBMM’deki AKP milletvekilleri gözden ırak oylarıyla yine iş bitirdiler. İlk “aferin”i de The Times’tan aldılar. ekinci?cumhuriyet.com.tr