29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 C dış haberler KAVŞAK ÖZGEN ACAR 11 TEMMUZ 2008 CUMA Alman medya haberlerine göre aşırı sağcılar askeri derneklerde aktif olarak çalışıyor Naziler hâlâ orduyla içli dışlı Ahmet ARPAD 950’li yıllarda Almanya’nın eski faşist lideri Adolf Hitler’in generallerine kurdurulan Federal Almanya Cumhuriyeti ordusunda Yahudi karşıtı, yabancı düşmanı, Neonazi eğilimli askerlerin olduğu bilinirken, şimdi de aşırı sağcıların ordu mensuplarına yıllardır seminerler vermekte olduğu ortaya çıktı. Alman Silahlı Kuvvetler Mensupları Birliği bu ülkede askerliği kendine meslek seçenlerin üye olduğu bir kurum. Gerek ordu içinde, gerekse politik partiler arasında çok önemli bir konumu olan bu muvazzaf subaylar kuruluşu sadece Alman askerlerinin çıkarlarını kollamıyor, AB ordularındaki askerlerin üst kuruluşu Euromil kapsamında 24 ülkedeki benzeri kurumlarla da kapsamlı bir ortak çalışma içinde. Başka önemli bir kurum da Almanya İhtiyat Birlikleri üst kuruluşu. Tam 130 bin üyesi var; geliri, aidat dışında hükümetin her yıl verdiği 14 milyon Avro’dan oluşuyor. O da yurt dışındaki benzeri kuruluşlarla ortak çalışmalara önem veriyor. ANNES KNOCH’UN MARİFETLERİ Kısa süre önce Alman televizyonu ikinci kanalı ZDF’nin Frontal 21 adlı programı çok çarpıcı bir gerçeği ortaya çıkardı. Sözü geçen askeri kuruluşlara Neonazilerin sızmış olduğunu ve yıllardır önemli çalışmalarda bulunduklarını kanıtlayan bu yayının ardından muhalefet, hükümeti topa tuttu. Frontal 21’in ortaya serdiği gerçekler çok düşündürücü. Hannes Knoch, 2000 yılında yasaklanan bir Neonazi kuruluşu olan, Avru ‘555K’dan ‘777K’ya! 1 Aralarında 31 general ile 100 albayın da olduğu bu subaylar, şimdiki Alman ordusunun temelini oluşturmuştu. Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Batılı müttefikleri ve dönemin Başbakanı Konrad Adenauer ise Alman ordusunun kısa sürede 500 bin askere başka türlü ulaşamayacağını düşünerek bazı Nazi subaylarını aklama yoluna gitmişlerdi. pa’dan başka Amerika ve İnniyoruz, gereken yapılacakgiltere’de de çok etkin oldutır.” Askeri uzmanlara göre böyğu bilinen, Almanya’da şu sılesine “becerikli” bir aşırı sağralar “Division 28” adı altıncının dernek üyelerini “eğitmeda yeniden yaşama geçirilen si” çok tehlikeli bir girişim. Bu “Blood & Honour”ın (Kan seminer ve kurslarda Hannes ve Namus) önemli bir üyesi. Knoch’un ihtiyat birlikleri üyeKnoch aynı zamanda lerine neler anlattığı, radikal saMünster kentinde, ceketten ğın propagandasını yapıp yapmaçizmeye kadar askeri giyim dığı bilinmiyor Udo Voigt eşyası satan bir dükkânın da sahibi. PD LİDERİ DE Bütün bunlar yetASKERİ DERNEKTE miyormuş gibi, aşırı sağcıların katıldığı asAynı televizyon progkeri talimler de düramında Alman Silahlı zenliyor. On parmaKuvvetler Mensupları ğında on marifet (!) Birliği’ne de aşırı sağcıHannes Knoch yıllarların sızmış olduğu kanıtdır Alman İhtiyat Birlarıyla yayınlandı. likleri üst kuruluşuÖrneğin yıllardır bir nun da üyesi. Çeşitli Neo nazi Hannes Knoch türlü yasaklanamayan uğraşılarından zaman aşırı sağcı Nasyonal Debulduğunda bu kuruluşun üyelerine uymokrat Parti’nin (NPD) Yahudi ve yabangulamalı kurs ve seminerler veriyor. cılar karşıtı sözleriyle “ünlenmiş” BaşKnoch’un repertuvarında ateşli silahkanı Udo Voigt’un uzun yıllardır bu birlarla keskin nişan, komando eğitiminin liğe üye olduğu ve bunun hiç kimseyi raincelikleri, bıçakla teke tek savaş, binahatsız etmediği de ortaya çıktı. lara ve hareket halindeki araçlara saldıMuhalefetteki Yeşiller Partisi’nin, rı var. “Bu bir skandal! Anayasayı Koruma Frontal 21 programında bu gerçekleTeşkilatı uyuyor mu?” tepkisi pek rin ortaya çıkması üzerine üst kuruluşun bir işe yarayacağa benzemiyor. Çünkü başkanı Ernst Beck hemen bir açıklama bu iki derneğin aşırı sağcı üyelerini kayaptı: “Bütün bunları daha yeni öğrepının önüne koymasının büyük tepki ala bileceğinden korkuluyor. Böylece Neonaziler, karşı çıktıkları hukuk devletinin koruyucu kanatları altında savaşımlarına devam edecekler gibi... Alman ordusuna aşırı sağcıların sızdığı, Nasyonalizm ve yabancı düşmanlığı tohumlarının çoktan yeşermiş olduğu daha 2004 yılında yayınlanan kapsamlı bir raporla kanıtlanmıştı. Alman ordusu mensuplarının her yıl 200 kadar “aşırı sağcı ve yabancı düşmanı” olaya neden olduğunu açıklayan rapora göre, kışla duvarlarına kışkırtıcı parolalar yazmaktan Hitler’i öven sözlere kadar çok çeşitli suç, Neonazi kafa yapılı askerlerin başının altından çıkıyor. 1950’LERDEN BERİ Ancak günümüzde Alman ordusunda olup biten bu tür “tuhaflıkların” nedenini 1950’li yıllarda aramak doğru olur. 2. Dünya Savaşı’nın ardından kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nde 1951 yılında oluşturulan “sınır koruma birliklerine”, Batılı müttefiklerin de onayı ve göz yummasıyla Hitler ordusunda görev yapmış subaylar alınmıştı. Üst düzey görevlere getirilen bu Nazi subaylar tüm birliklerin yüzde 62’sini oluşturmuştu. 1956 yılında yeni ordu kurulurken Hitler’in emrinde çarpışmış 600 kadar üst rütbeli subay da devralınmıştı. Aralarında 31 general ile 100 albayın da olduğu bu subaylar, şimdiki Alman ordusunun temelini oluşturmuştu. Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Batılı müttefikleri ve dönemin Başbakanı Konrad Adenauer ise Alman ordusunun kısa sürede 500 bin askere başka türlü ulaşamayacağını düşünerek bazı Nazi subaylarını aklama yoluna gitmişlerdi. N H Hitler’in balmumun dan heykeli faşist lideri kederli halde Avrupa haritasına bakarken gösteriyor. (Fotoğraf: AP) BM’nin Kerkük önerisi BM’nin Irak Özel Temsilcisi Stefan de Mitsura, Kerkük konusundaki önerileri hakkında Türkiye’yi de bilgilendirdi. Buna göre, nüfus sayımının yapılacağı kentin nihai statüsü belirlenecek ve otorite paylaşımı için tarafların uzlaşması sağlanacak. Bahadır Selim DİLEK rini bile itilaflı bölge olarak gösteren raporun sonrasında Kerkük konusuna ilişkin bir dizi öneri hazırladı. Buna göre, 2003’teki ABD işgali sonrasında kente göç eden Kürtlerin durumu, Kerkük’ün yönetimi konuları raporlaştırılacak. İkinci aşamada yine BM gözetimi altında nüfus sayımı yapılacak. Ancak 2003 sonrası yasadışı Kürt göçünün dikkate alınıp alınmayacağı konusu netleştirilmedi. Üçüncü aşamada ise kentin Kürt yönetimine ya da Bağdat’a bağlanması konusunda nihai karar verilecek. Dördüncü aşamada ya referandum yapılması ya da Kerkük’ün yönetiminin kentteki dini ve etnik gruplar arasında paylaştırılması öngörüldü. Buna göre Türkmenler, Araplar ve Kürtler, Kerkük İl Meclisi’nde 32’şer üye ile temsil edilecek. ANKARA Birleşmiş Milletler (BM), Kerkük için belirsizliğini koruyan ve ekim ayında yapılması öngörülen seçimler için dört aşamalı proje önerisi getirdi. Türkiye’nin de bilgisine sunulan öneriye göre ilk aşamada Iraklı parlamenterlerden oluşan bir heyet kentteki durumu inceleyecek. Ardından nüfus sayımının yapılacağı kentin nihai statüsü belirlenecek. Sonrasında da Kerkük’teki otorite paylaşımı konusunda tarafların uzlaşmaya varması sağlanacak. Edinilen bilgilere göre, BM’nin Irak Özel Temsilcisi Stefan de Mitsura’nın, itilaflı bölgeler ile ilgili hazırladığı ve Telafer gibi tamamı Türkmenlerden oluşan yerleşim merkezle Hitler’in kafası koparıldı Dış Haberler Servisi Alman faşist lider Adolf Hitler’in heykeli nedeniyle tartışma konusu olan Madame Tussauds Müzesi’nin Berlin şubesinin açılışı olaylı oldu. Almanya tarihindeki 70 kişinin balmumundan yapılmış heykellerine yer verilen müzenin halka açıldığı ilk saatlerde, ziyaretçilerden biri Hitler’in heykelinin kafasını kopardı. Berlin polisi, 41 yaşındaki kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Müze yönetimi, gelen yoğun eleştiriler nedeniyle, Alman faşist liderin, Sovyetler Birliği Kızıl Ordusu’nun Berlin’i kuşattığı günlerde saklandığı sığınaktaki “çaresiz ve bitkin” halinin yansıtılması yoluna gitmişti. Hitler’in birebir balmumu heykeli halen müzenin Londra’daki merkezinde sergileniyor. Müzede, ünlü besteci Beethoven’den pop müzik yıldızı Madonna’ya, bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx’tan ABD’li sinema oyuncusu Brad Pitt’e kadar onlarca ünlü kişinin heykeli sergileniyor. konulmuştu. “777K”nin gelip rgenekon Davasıçattığı gün insanlar sokağa nı” ya da “Ümranidökülecekti. Eski Jandarma ye Soruşturmasını” Komutanı, Milli Güvenlik Kuruyürüten Cumhuriyet Savcısı lu Genel Sekreteri emekli OrgeZekeriya Öz’e önemli bir ipuneral Şener Eruygur, orducunu iletmek istiyorum! Öz o evindeki dairesinde gizlediği günleri bilmez! Ama emekli baston biçimli tek atımlık tameslektaşlarından öğrenebibancasını da “kalaşnikof” niyelir. Kara gözlüklü DP Genel ti ile kuşandıktan sonra Başkanı ve Başbakan Adnan “ETÖ”nün başı olarak, seçeceMenderes’i devirmek için 27 ği yüzlerce TV kanalından birinMayıs 1960 öncesinde Ankade darbeyi açıklayacaktı! Böyra’da çeşitli gösteriler yapılır, lece 22 Temmuz seçimi yapılhalk sokağa dökülürdü. Gösmayacak, AKP’nin iktidar, Abteriler çeşitli “code (şifre)” addullah Gül’ün de cumhurbaşlar taşırdı. En ünlüsü “555K” idi. kanı olması da önlenecekti! Yani 5. ay olan mayısın 5’inde, 12 Haziran 2007’de Ümranisaat 5’te, Kızılay’da buluşulaye’deki gecekonduda el bomcak, demekti. O gün göstericibaları bulununca, ler büyük bir balık 25 gün sonrası için da yakalamışlardı. planlanan “777K” Menderes, maharekâtı yattı! Dekam arabasıyla mokrasi yırttı! Dogösteri yerinden layısıyla basına geçerken “istifa” sanki bu yılmış gibi çığlıkları arasında yansıyan “7 Temtartaklanmış, üç muz Kaos” şifresi hafta sonra da yanlış çözümlendi. devrilmişti. “ETÖ” de, uluslarŞimdi iktidar arası terör örgütleyanlısı basına sıri El Kaida, Khmer zan haberlerden Rouge, El Cihad, öğrendiğimize 17 Kasım, Abu Nigöre, emekli ordal, İRA, Japon Kıgenerallerin, ATO zıl Ordu, Hamas, Başkanı Sinan Hizbullah, PKK, Aygün’ün, Ankara Adnan Menderes Bask, DHKP/C temsilcimiz Musarasında tarihteki tafa Balbay’ın çayerini aldı! Sonra tısı altında buluşne oldu? 27 el tukları “Ergenekon bombası “imha” Terör Örgütü edildi. ETÖ’nün bir (ETÖ)”, “7 Temterör örgütü olumuz Kaos (7TK)” şunun en önemli gününü hedef olakanıtı da masaldarak saptamış! ki gibi “yandı bitti “7TK” günü , kül oldu!” “555K” deki gibi Bombaların patyalnız Ankara’da latıldığı açıklanmadeğil, 40 kentte dan önceki yazıizinsiz gösterilerle Tayyip Erdoğan mızda ne demiştik: gerilim tırmandırı“ Adnan Mendelacakmış. Bugünün karagözlüklü AKP Genel res’in DP’si döneminde polisBaşkanı ve Başbakan Recep ler muhaliflerin ceplerine, evleTayyip Erdoğan’ın istifası hayrine, bürolarına esrar koyup kırılarak, 27 Mayıs gibi bir asbu düzenleme ile yarattıkları keri müdahaleye ortam yaratılsuçluları içeri atarlardı. Artık esmış olacaktı! rar yerine Aygün olayında olduBu olaylarda varlığı hiç duyulğu gibi ‘terörist’ suçlaması ile mayan temel istihbarat örgütü yargılamak için bürosundaki MİT’in rolü hakkında tek satır banyoya Glock tabancası çok okumadığımız için bu yanlış isönceden konuluyor, şanslı bir tihbaratı MİT’e mal edemeyiz. rastlantı sonucunda iki ay önce Öz’e bu ihbarı kimin verdiğini bulunup polise bildiriliyor. bilmiyoruz. Bildiğimiz Öz’ün Glock yerine, düzenbazların yanıltıldığıdır! Olay doğru, ama balonu patlıyor. Eğer tabanca şifre yanlış! Doğrusu “555K”ye o günkü aramada bulunsaydı nazire olarak “777K” olacaktı! ne olacaktı? Aygün, ruhsatsız Yani 2007’inin 7. ayının 7 günü terör silahı Glock ile ‘1 numakaos yaratılacaktı! ralı terörist’ damgası yemeyeBu nedenle Ümraniye’deki cek miydi? Yoksa Ümranigecekonduya 27 el bombası, ye’deki el bombaları da mı Aygün’ün bürosundaki banböyle tohumlandı?” Ne dersiyoya Glock marka tabanca niz? “E Anlayışsız Gelinler! 29 Haziran’da işadamı Rah Karamehmetler, TÜSİAD’çılar mi Koç Hürriyet’e “Sakallı, bı hâlâ kendilerine karşı güçlendiyıklı adam katiyen almam. Kirli rilen ‘Yeşil Sermaye’nin destesakal da sevmem. Her gün tıraş ğindeki iktidarın gerçek niyetini olacak bir kere. Blucin de giyil algılayamadılar. ‘Bizans Sermez. Kadınlar da mini giye mayesi’, Aygün olayını çok iyi irmez.” dedi. Başbakandan bir delemelidir.” Erdoğan, Koç’a bir hafta hafta boyu tepki gelmedi. Bu sonra ve yazıarada ETÖ temızın çıktığı röristleri gözgün “Bunlar altına alındıayrımcılığın ta ğında Aygün kendisidir. Buhakkında 4 gün dünyanın Temmuz’da neresinde bu köşede böyle ilkel anşöyle yazdık: layış var?” “O bir asker sözleri ile tepdeğil. Gazeteki gösterdi. lerde yazılar Aygün olayı ile yazsa da, so“ kızım sana nuçta bir iş adamı. Ay Rahmi Koç ve Tayyip Erdoğan söylüyorum, gelinim sen gün’ün gözaltına alınması İstanbul’daki ‘Bi anla” diye uyarılmışlardı ama zans Sermayesine’ önemli bir Koç anlamamıştı! Yargıtay, bıileti… ‘Bu kez sizlere dokunma yıklı işçi istemeyen patronu dık, Ankara’dan bir işadamını al haklı bulmakla kalmamış, ihbar dık… Ayağınızı denk alın. Yok ve kıdem tazminatını bile ödetsa sıra size de gelir!’ Bugüne memişti. Ama Koç’un işe almadeğin Koçlar, Sabancılar, Do dığı bir adam, Türkiye’de başğanlar, Şahenkler, Özyeğinler, bakan olmuştu! rof. Dr. Süheyl Batum’un perşembeyi cumaya bağlayan geceki Siyaset Meydanı’nda, “Artık yeter!” dediğinde saat 02.00’yi gösteriyordu. Tepkisi, karşısında oturan, konuşulan konu, ‘Ergenekon soruşturmasına ilişkin hukuk ihlalleri’ iken söyleyeceği sözü olmadığından ikide bir, “27 Mayıs bir darbe midir, değil midir? Söyleyin!” diyen konuşmacıydı. Kadrosunun bir bölümü eski solculardan devşirilmiş, sağda solda bedava dağıtılan gazetelerden birinin ‘laikçilik’ sözcüğünden yeni bir ‘ideoloji’ yaratıldığı gibi tuhaf düşünceler savunan yazarına tepki duymamak için insanın sinir sisteminin çelikten olması gerekirdi. Prof. Batum hukuk öğrenimini Paris, Sorbonne Üniversitesi’nde tamamlamış, ‘Siyasal Katılma Aracı Olarak Referandum’ konulu teziyle İstanbul Üniversitesi’nde doktor, ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Anayasal Sistemine Etkileri’ konulu çalışmasıyla doçent, ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Türkiye Üzerine Etkileri’ başlıklı teziyle de profesör unvanını almıştı. Önce Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin, sonra Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin dekanlıkların P PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Yeter Artık da bulunmuş, daha sonra da Bahçeşehir Üniversitesi Rektörlüğü yapmış değerli bir bilim adamıydı. Karşısındaki konuşmacı ise şurdan burdan topladığı bilgi kırıntılarıyla gele gele ancak “Fettullah Gülen Türkiye’dir!” noktasına gelebilmiş, bunu da ‘demokratik anlayış’ sanan bir garip âdemdi. ??? Ne çare ki insan kimi koşullarda kerametleri kendilerinden menkul bu tiplerle bir arada olmak durumunda kalıyor. Oysa bunların hangi konuda ne söyleyecekleri ya da ne söyleyebilecekleri daha başından biliniyor. Ne konuşuluyorsa o konuda daha önce de yazıp söylediklerini temcit pilavı gibi ortaya sürüyorlar. Kendi geliştirdikleri ortak bir terminolojileri var ve olabildiğince sık ‘demokrasi’, ‘özgürlük’, ‘insan hakları’, ‘faşizm’, ‘militarizm’, ‘laikçilik’, ‘ötekileştirme’, ‘modernite’ vb sözcükle ri kullanarak izleyenlere, ‘çağını anlamış bilge kişi’ görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Ortak hareket noktaları ülkenin antiemperyalist ve sosyalist güçlerine şiddetle karşı çıkmak; ‘yurtseverlik’, ‘ulusallık’, ‘sosyalizm’ gibi kavramlar karşısında çılgına dönüyorlar. İçlerindeki soldan devşirmeler, bırakın Marx’a, Engels’e, Rosa Luxemburg ya da Antonio Gramsci’ye sırt çevirmeyi, artık ‘liberal’ olmuşlar ya, Ernst Bloch, Louis P. Althusser, Georg Lukacs, Fredric Jameson gibi çağcıl Marksçıların da adlarını anmıyorlar. Hal böyleyken bunları hâlâ ‘solcu’ sananlar çıkıyor, o zaman insan ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemiyor. Mustafa Kemal Atatürk adı bu takımın sinir sistemlerinin altüst olmasına yol açıyor, öyle ki, her olayın kendi tarihsel koşullarında, zamanı ve mekânı gözeterek iredelenmesi ge rektiği gerçeğini unutuyorlar, “Ama niçin demokrasi getirmedi?” Atatürk’e saldırıyorlar. ??? Bunlar için ulusallık, yurtseverlik diyen herkes ‘gözünü kan bürümüş milliyetçi’, Atatürk diyen herkes ‘taşkafa Kemalist’, her sosyalistim diyen ‘Stalinci Bolşevik’, şeriat tehlikesine karşı çıkan herkes de ‘laikçi’; istedikleri kadar entelektüeldemokrathoşgörülü havalara bürünsünler, ağızlarını açar açmaz kafalarındaki yetkecilik/topyekuncülük derhal kendini gösteriyor. Bir de ‘Müslümanım’ diyen insanların hayatlarına, hayatlarının her alanına müdahil olma hakkını kendinde gören İslam ile demokrasiyi bağdaştırma çabaları var ki, akıllara seza! Bunun nasıl olacağı, bir dogmalar bütünü olan din ile demokrasi, özgürlük, çoğulculuk ve insan haklarının bağdaşmasının nasıl mümkün olacağı kendilerine sorulduğunda, öfkeleniyorlar, ‘Bu laikçilik işte!” diyerek hiddetleniyorlar. Bunlarla ne konuşup, ne tartışacağız? Süheyl Batum haklı, gerçekten yeter artık! www.denizkavukcuoglu.blogspot.com [email protected] Bellek Yanılgısı ir bellek yanılgısı olarak İlhan Selçuk’a 12 Eylül sonrasında Ziverbey Köşkü’nde işkence yapıldığını yazmışım. 12 Mart sonrası olacaktı. Oysa o günleri bilen bir kişi olarak, başta Nadir Nadi ve Selçuk’la birlikte 11 kişi İstanbul’da gazeteden B uzaklaştırılınca, ben de Ankara’da istifa etmiştim. Selçuk’tan ve okurlardan özür dilerim. Kalp ameliyatı ile yeni üyemiz İlhan Ağabey’e “Fermuarlar Kulübüne” hoş geldin, diyorum. oacar?superonline.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle