Katalog

Nr. 28/ 2008 11 JULI 2008 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADI (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf Aydınlar ve gazeteciler izleniyor, sağlıklı giren ölüm döşeğinde çıkıyor, iktidar medyası hedef gösteriyor Ergenekon Soruşturması Cumhuriyet gazetesini Atatürk kurdu. Bu noktanın iyi anlaşılması gerekiyor. İlk imtiyaz sahibimiz Yunus Nadi Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanını Meclis kürsüsünden bütün dünyaya duyurmuş kişidir. Yunus Nadi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na katılmak için gazetesi Yeni Gün’ü Ankara’ya taşımıştı. Zaferden sonra İstanbul basını Ankara’ya zıt, Atatürk’e karşıt bir havaya bürününce, Cumhuriyet devrimini savunmak için bir gazeteye ihtiyaç görüldü. Yunus Nadi, Atatürk’ün isteğiyle İstanbul’a geçip Cumhuriyet’i kurdu. Elinizde tuttuğunuz gazete işte o gazetedir. Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla temelleri atılan ülkede, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte uygarlığın Aydınlanma devrimini savunmak kolay bir iş değildir. Bu süreç Batı tarihinde de kolay olmamış, yüzlerce yıl sürmüş, nice kurban verilmiştir. Cumhuriyet tüm zorluklara, engellere, tuzaklara karşın yolunda yürüyecektir. Ergenekon soruşturması adı altında yürütülen eylemi de bu tarihsel bilincin terazisinde tartıyoruz. ? Ergenekon soruşturması ne yazık ki hukuk ve yasa kurallarını kimi zaman hiçe sayarak yürütülüyor. Neden suçlandıklarını bilmeden bir yıldan beri içerde yatan tutuklular, sağlık ve ruh dengelerini nasıl koruyacaklardır? Ortada iddianame yoktur. İktidara bağlı medyada sürekli suçlama kampanyaları yürütülmektedir. Bu alanda yasalar hiçe sayılmakta, polisin ve savcının soruşturmalarında saptanan ifadelerin bölük pörçük zabıtları yayımlanmakta, karalama yayınlarının dışında neyin ne olduğu belirsizleşmektedir. Yalnız dinci medya ile siyasal iktidarın somut işbirliği ayan beyan ortadadır. ? Ancak her şey bu minval üzere seyrederken ve aradan bir yıl geçmişken, son günlerde yeni bir durum ortaya çıkmış, soruşturmalar birdenbire tırmandırılmış, 20032004 yılına ilişkin bir darbe iddiasının söylentileri üzerine kurgulanmış yeni adımlar atılmıştır. Bu yeni adımlar üzerine bir ek iddianameden söz edilmektedir. Aradan bir yıl geçmişken, daha ortada bir iddianame yokken, ek iddianameden söz açılması soruşturmanın ne kadar gayri ciddi zeminlerde yürütüldüğünü sergiliyor. Peki, bütün bu keşmekeşin ve karmaşanın arkasındaki gerçek nedir? ? Ergenekon soruşturmalarının birdenbire tırmandırılması ve yayılması, Anayasa Mahkemesi’nin iktidar partisine ilişkin kapatma davasını açmasından sonra olmuştur. Bir yıldan beri belirli bir düzeyde seyreden soruşturmalar hızlandırılmış, siyasal yaşamı, iş hayatını, orduyu ve tüm kurumları kapsayan boyutlara ulaşmıştır. Bu tırmanış nerede duracaktır? Soruşturma siyasal ve askeri içerik kazandığına göre soruyu yanıtlamak güçleşmektedir. Savcılığın şimdiye dek sergilediği manzara konuya olumlu yaklaşımı engelliyor. Üstelik ordunun en yüksek kademesindeki sorumluları suçlayan darbe iddiasında sanıkların sınırlarını çekmek sanıldığınca kolay değildir. ? Bu noktada yine yazımızın girişindeki Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE Ergenekon soruşturmasında uygulanan yöntemlerin, Türkiye’de bir “korku imparatorluğu” oluşturmaya başladığı belirtildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan eski asker, akademisyen ve yazar Erol Mütercimler, gözaltı sürecini anlattığı TV programında, “Nefret ettim. İnternetten de nefret ettim, cep telefonundan da. Artık cep telefonu kullanmayacağım” dedi. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Ergenekon soruşturmasında gelinen noktayı, “Ülkemiz gerçekten bir korku imparatorluğuna mı dönüştürülüyor” sorusuyla değerlendirdi. Özkök, bazı sorgulamalarda belge diye ortaya konan şeylerin, sorulan soruların samimi bir araştırmadan çok, etkili bir “sindirme” operasyonu izlenimi yarattığını belirtti. Haberi 18.Sayfada Fotoğraf: REUTERS G8 doruğunun yapıldığı Hokkaido ilginç protesto gösterilerine sahne oldu. Korku imparatorluğu TTB BAŞKANI GENÇAY GÜRSOY Rusya ABD çekişmesi ‘Tıbbi ve hukuki ihmal öldürdü’ Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitiren Ergenekon zanlısı Kuddisi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, eşiyle ilgili işlem yapan, karar veren hâkim ve savcılar hakkında HSYK’ye şikâyette bulunduklarını söyledi. Haberi 18.Sayfada TTB Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, “Kanser, günümüzde erken teşhis edilebilecek bir hastalık haline gelmiştir. Hastanın ölümünün ihmalden kaynaklanabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu. MELTEM YILMAZ’ın haberi 18. Sayfada G8 doruğunda soğuk tanışma Kremlin’deki koltuğuna yeni oturan Rus lider Medvedev ve Beyaz Saray’daki günleri sayılı olan ABD Başkanı Bush, Japonya’da yapılan G8 zirvesinde ilk kez bir araya geldi. İki liderin kameralar karşısında dostane pozlar vermesine karşın, Rus yönetiminden yapılan açıklamada, ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde kurmayı planladığı füze sistemi konusundaki anlaşmazlığın sürdüğü vurgulandı. Haberi 11.Sayfada Beş gün süren gözaltı sonrasında serbest bırakılan Mustafa Balbay yaşadıklarını anlattı ‘Terörist yaftası bana yapışmaz’ ‘Kendini dokunulmaz sananlar’ Ankara temsilcimiz Mustafa Balbay, Ergenekon soruşturmasında sürecin bu şekilde devam etmesi durumunda akla hayale gelmeyecek kişilerin bile gözaltına alınabileceğini belirtti. Balbay, “Kendini dokunulamaz sırça köşkte sananlar, hükümeti eleştirmeyeyim, durumu idare edeyim diyenler ayaklarını denk alsınlar. Bu yapı AKP’nin ya bendensin, ya teröristsin anlayışına gidiyor” dedi. Hollanda da izlemede Fethullah soruşturması Özgürlük Partisi’nden Halbe Zijlstra ile Sosyalist Parti’den Saadet Karabulut, Gülen’e ait olduğu ileri sürülen “Cosmicus College” adlı okul, “Hogiaf” adlı işveren örgütü ve Zaman gazetesine aktarılan milyonlarca Avro’nun kaynağı hakkında meclis araştırması yapılacağını söyledi. Haberi 4.Sayfada Hrant Dink davası ‘TSK’yi yıpratmak istiyorlar’ Ergenekon terör örgütüne üye olmak ve halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik etmekle yargılanacağını ifade eden Mustafa Balbay, “Bu terörist yaftası bana yapışmaz, ama bu durum, Türkiye’nin nasıl bir durumda olduğunu ve yargının hükümet tarafından nasıl kullanıldığını da gösteriyor” diye konuştu. Balbay, operasyonun bir hedefinin de TSK’yi yıpratmak olduğunu vurguladı. Haberi 5. Sayfada Fotoğraf: VEDAT ARIK ‘Öldürüleceğini bildirdim’ Dink cinayeti duruşması Ogün Samast’ın yaşı 18’i doldurduğu için basına ve izleyicilere açık olarak yapıldı. Duruşma sırasında sanıkların devamlı birbirleriyle şakalaşıp gülüşmeleri, sorulara gayri ciddi yanıtlar vermesi tepkiye neden oldu. Hayal, Samast’a “Dink’i bulamadığını söyleyince, ‘gazeteye gir herkesi tara’ demediğini” belirterek, “Orada masum insanlar da bulunabileceğini söyledim” dedi. Samast ise “Hayal bana içeridekilerin kafasına sık dedi” diye konuştu. Hilal KÖSE’nin haberi 4. Sayfada ‘TERÖR YARALISIYIM’ Adliye çıkışında sorular üzerine “sarı basın kartı”nı çıkararak konuşan Mustafa Balbay, “İçeriye gazeteci kimliğimle girdim, gazeteci kimliğimle çıkıyorum... Uğur Mumcu bizlere nereden gelirse gelsin teröre ‘hayır’ demesini öğretti. Ben de bunu çok yazdım. Ama ben bir terör örgütü zanlısı olarak gözaltına alındım. Bu bağlamda terör yaralısıyım” dedi. Gazetemizin bahçesinde çiçeklerle karşılanan Balbay, başyazarımız İlhan Selçuk’un odasında yöneticiler ve çalışanlarla sohbet etti. Devamı 18. Sayfada C Hasan Doğan uğurlandı Bodrum’da geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan geniş katılımlı törenlerle son yolculuğuna uğurlandı. Doğan için ilk tören, Futbol Federasyonu’nun merkez binasında düzenlendi. Tören siyaset, iş ve spor dünyasını buluşturdu. Haberi 19. Sayfada Güiza rekor fiyatla F. Bahçe’de Fenerbahçe’nin resmi internet sitesinde İspanyol oyuncu Daniel Gonzalez Güiza ile 4 yıllık anlaşma imzalandığı duyuruldu. Güiza için kulübü Mallorca’ya 17.4 milyon Avro bonservis bedeli ödendiği belirtildi. Öte yandan İspanyol basını Marco Aurelio’nun Real Betis’le anlaştığını iddia etti. Haberi 19. Sayfada Enerji için çatışma çıkar Çin’in Ankara Büyükelçisi Guoxiang, Türkiye pazarına Çin mallarının darbe vurduğu eleştirisini, “İkili ticaretin Çin lehine gelişmesinden memnun olmadıklarını” belirterek yanıtladı. Leyla TAVŞANOĞLU’nun söyleşisi 12. Sayfada