29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 MART 2008 CUMA smanlı İmparatorluğu’nda “tebayı sadıka” olarak nitelenen Ermenilerin sonu trajediyle bitecek olan başkaldırışları, “93 Harbi” denen 187778 Osmanlı Rus Savaşı ertesine rastlar. Rusların Anadolu’nun doğu ve güneydoğusunda etkinliklerini arttırmaya yönelik girişimleri, İngilizlerin, Hindistan yolu üzerinde daha kolay denetleyecekleri bir bölge elde etme arzuları, bölgedeki Ermeniler ile Kürtler arasında, 1880’lerde artmaya başlayan sürtüşme ve çatışmalara bir de Ermenilerin bağımsızlık isteklerinin yeşermeye başlaması eklenince, artık İmparatorluğun nevraljik bölgesi Balkanlar’dan buraya kaymaya başlar. 93 Harbi’nin başlangıcında, Cenevre’de kurulan Hınçak Partisi’ne, 1890’da Tiflis’te kurulan Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun, Taşnak Partisi) katılır. Bu iki kuruluş Ermenilerin özgürlüğünü sağlamak, Rusya ile İran’daki Ermenileri de birleştirip bu devletin kanatları altına almak amacını gütmektedir. Söylemlerine bakılırsa sosyalizmi benimsemişlerdir. Yöntemleri terördür, dayandıkları güvence ise Avrupa’nın yardımı... 1890 15 Temmuzu’nda, Hınçaklar Kumkapı’daki Ermeni Patrikhanesi’ni basarak, Patrik’i, kendileriyle birlikte, Sultan’a “reformları kabul etmesini” isteyen bir bildiriyi götürmeye zorlarlar. Onu, 1894 yazında Sason’daki Ermeni ayaklanması, daha sonra da 1896 27 Ağustosu’nda, İstanbul’daki Osmanlı Bankası baskını izler. Bu olaylarda binlerce kişi ölür ve ondan sonra her şey çorap söküğü gibi gider... ??? Özetlemek gerekirse, bağımsızlığı amaçlayan, amacına terörle yürümek isteyen bir hareket söz konusudur. Nitekim Osmanlı kuvvetleriyle Ermeni “devrimciler” arasında, Van’da ciddi savaşların ya haberler DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN rülmesi talep edilmektedir...” ??? Aradan 110 yıl geçmiştir ve yukarıda sayılan vilayetlerin bir bölümünde durum yeniden karışıktır. Bölgede, nihai amacı bağımsızlık olan, ondan sonra da Irak ve İran’daki soydaşlarını da birleştirerek büyük bir devlet kurmayı amaçlayan, gayesine ulaşmak için terör yöntemini seçen, güvence olarak da Avrupa ve de özellikle ABD’yi gören bir hareket vardır. Tabii bazı açılardan değişmiştir. Hareket, artık o bölgede kalmamış olan Ermenilerin değil, “Kürtler”in bağımsızlığını amaçlamaktadır. Artık başı çeken dış güç İngiltere değil, ABD’dir. Ama taleplerin özü aynıdır. Bölgede bir reform öngörülmekte, yeni bir idari yapılanma talep edilmekte, tutuklu ya da mahkum olarak içerde bulunan PKK’lilerin affı istenmektedir. Artık sınır ötesi, süre ve saha olarak kısıtlı hava ve kara operasyonlarının da Bush ile Erdoğan’ın 5 kasım 2007’de Beyaz Saray’da vardıkları mutabakata uygun büyük bir planın parçası olduğu kesinlikle ortaya çıkmıştır. Planın içeriğini ve boyutlarını Ankara’yı ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Robert Gates bir kez daha AKP iktidarının en yetkili ağızlarından dinlemiştir. Henüz Türkiye kamuoyuna yapılmış bir açıklama yoktur. “Demokratik!” sistemimiz içinde kamuoyunun; tıpkı 110 yıl önce Londra’da hazırlanmış reform planına benzeyen 110 yıl sonra Washington’da hazırlanmış olan reform planının içeriğinden ne zaman haberdar edileceği de belli değildir. İşte 110 yıl önce ve 110 yıl sonraki Türkiye’den insan manzaraları. 110 yıl önce hiç değilse “mülkünü” korumaya çalışan Abdülhamid vardı. O 110 Yıl Önce 110 Yıl Sonra... şandığı 1896 yazının 26 Ağustos günü, Ermeni militanların gerçekleştirdiği Osmanlı Bankası baskınının önderi olan Garo, “Kurban sayısı ne kadar fazla olursa, o kadar yararlı olur” diyerek, terör yöntemlerine bel bağladıklarını açıklayacaktır. Tabii ki Hınçaklar da, Taşnaklar da kendi başlarına, ne kadar zayıflamış olursa olsun, Osmanlı Ordusu’nu yenerek amaçlarına ulaşamayacaklarını bilirler. Onların yöntemi, Avrupa’nın desteğiyle, bölgede kendi amaçlarına yönelik yeni bir idari yapılanma oluşturmak, reform adıyla bazı ayrıcalıklar elde etmek ve sonra da amaçlarını gerçekleştirmekti. 110 yıl önce, François Georgeon’un ifadesiyle durum şuydu: “... Büyük güçler, en başta da İngiltere on yıldır rafa kaldırılmış durumdaki Doğu Anadolu’da reform yapılması fikrini yeniden gündeme getirdiler... Erzurum, Bitlis, Van, Sıvas, Mamurettü’l Aziz (Elazığ) ve Diyarbakır’da yapılacak reformlarla ilgili bir tasarıyı mayıs ayında Babıâli’ye sunarlar. Tasarıda, Doğu Anadolu’nun idari yapılanmasının yeniden düzenlenmesi öngörülmekte, siyasi nedenlerle hapiste bulunan Ermeni tutuklular için af çıkarılması istenmekte... Ermeni milleti ve ruhbanının hak ve ayrıcalıklarının sürdü asirmen?cumhuriyet.com.tr ethullah Gülen, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’e mektup yazıp, The Economist dergisinde çıkan değerlendirme yazısına değinerek şöyle demiş: “Bana peygamber demişler hâşâ!” ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ayağında olan Fethullah Gülen on yıldır ABD’de yaşıyor... 90 ülkede 500 okul... Irak’ın kuzeyinde okullar, bir hastane ve üniversite kurma hazırlığı... Pensilvanya’da “Altın Nesil” villalarında müritleriyle yaşayan Fethullah, BOP’un Türkiye ayağında önemli bir görev üstlendi; AKP’nin Güneydoğu’da güçlenmesi için yoğun çaba harcadı, Kurban Bayramı’nda Fethullahçılar Diyarbakır’dan Siirt’e dek kapı kapı dolaşıp gıda paketi dağıttı... Fethullahçıların ünlü “Abant Plaftormu” bu kez 2829 Mart’ta Diyarbakır’da yapılacak... Fethullahçılar, İlhan Selçuk’un deyişiyle, artık küresel bir güce dönüştü... Şaka değil, 78 milyar doları bulan sermaye onların yönetiminde bugün... Serdar Akinan, Akşam gazetesindeki köşesinde bir soru yöneltmişti Fethullah’a: “Fethullah Gülen, eli kanlı katil Dick Cheney’ye adam yolladı mı, yollamadı mı?” Turkish Cultural Center Başkanı Recep Özkan, Dick Cheney’nin özel danışmanı Christopher Haave’yle New York’ta (ocak ayının son haftası) baş başa bir görüşme yapmıştı... Sky TV’nin Genel Yayın Yönetmeni olan Akinan’a Fethullahçılar dört koldan saldırıp hakaret etmeye başladılar: “Gazeteci değil, kendi nefsinin ajanı!” F POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Fethullah Her Yerde... ??? Bazı okurlar sordular: “Fethullahçı okullar Rusya’da niçin kapatılıyor?” Fethullahçıların Rusya’da Serhat, Eflak, Toros, Tolerans ve Ufuk gibi dernekleri bulunuyor... Görevini Medvedev’e devretmeye hazırlanan Rusya Devlet Başkanı Putin, Fethullahçı derneklerin CIA’yla işbirliği yapıp birlikte istihbarat çalışmalarında bulunduklarını açıkladı birkaç kez... Okullar, adlarını saydığım dernekler ya da vakıfların... SahaYakut, Buryatya, Başkurdistan, Dağıstan, KaraçayÇerkesk, Tuva ve Hakasya gibi büyük bölümü Türk asıllı ve Müslümanların oluşturduğu Rusya’ya bağlı özerk cumhuriyetlerde de Fethullahçı okullar kapatıldı... Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Fethullahçı okulların “aşırı dinci” eğitim verdiklerini, CIA’yla işbirliği içinde olduklarını açıkladı. FSB Başkanı Nikolay Putruşev, 1990’lı yılların başlarında kurulan Fethullahçı okulların Moskova’dan Kafkasya ve Sibirya’ya dek geniş bölgede eğitim verdiğini belirtip şu açıklamayı yaptı: “Şu anda Moskova’da bir, St. Petersburg’da iki Türk okulu var. Bunlar çok sıkı denetleniyor. Sibirya YakutSaha Cumhuriyeti’nde eğitim veren okul yönetimi Fethullahçılardan alındı.” Rusya her fırsatta Fethullah Gülen’den duyduğu rahatsızlığı Türkiye’ye iletiyor... Vladimir Putin, Türkmenistan ve Özbekistan’da yapılan askeri darbe girişimlerinde ve birçok ülkedeki iç karışıklıklarda Fethullah Gülen’in parmağı olduğunu öne sürüyor... Moskova, Fethullah Gülen’in müritlerini 2000 yılından beri yakından izliyor... ??? Fethullahçılar eski Marksist döneklerle, liboşlarla, faşistlerle el eledir... Fethullah Gülen Türkiye’ye döner mi? Henüz çok erken!.. Biraz bekler, gelişmeleri izler!.. Türkiye’de 2 bin 500 dershanenin 2 bini Fethullahçıların elinde, 1500’e yakın özel okulun üçte ikisi Fethullahçıların yönetiminde... Devletin duyarlı kurum ve kuruluşlarında Fethullahçılar bulunmuyor mu? ABD emperyalizminin buyruğunda olan Fethullahçılar bugün her yerde soluk alıp veriyorlar... Washington’dan Ankara’ya; Londra’dan Moskova’ya dek içeride ve dışarıda ABD’nin buyruğunu yerine getiriyorlar... Fethullah peygamber değil, hâşâ!.. BOP’un Türkiye ayağı, ABD emperyalizminin İslamcı kanadı!.. Ne dersiniz? hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69 C 3 Ailede şiddet gören dövüyor Sibel BAHÇETEPE BURSA Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun 10 bin 799 erkekle yaptığı çalışma erkeklerin yüzde 32’sinin eşlerine şiddet uyguladığını ortaya koyuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayımladığı raporlar ise şiddetin en fazla aile ortamında kadına ve çocuklara yönelik olduğunu gösteriyor. Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, aile içinde güçlü olanların güçsüzlere şiddet uyguladığını belirterek çocukken şiddet gören erkeklerin, yetişkinlik dönemlerinde de şiddet uyguladıklarını söyledi. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Psikiyatri Kliniği’nin 1996 yılından bu yana 3 yılda bir düzenlediği “Anksiyete Kongresi”nin beşincisi 59 Mart tarihleri arasında Bursa’da Uludağ Karinna Otel’de gerçekleştirildi. DÖVÜLEN DÖVÜYOR Çocukluğunda babası tarafından hem kendisine hem de annesine şiddet gösterilen ailelerde yetişen erkeklerde şiddetin fazla olduğunu vurgulayan Kongre Başkanı Dilbaz, Aile Araştırma Kurumu’nun yaptığı çalışmada çocukların babaları tarafın dan dövülme sıklığının yüzde 11, anneleri tarafından dövülme sıklığının ise yüzde 22 olduğunu, yani aile içinde çocuklara anne tarafından daha fazla şiddet uygulandığının ortaya çıktığını söyledi. TBMM Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre, gençlerin yüzde 29.3’ünün şiddet uyguladığının, yüzde 18.9’unun ise şiddete uğradığının saptandığını anımsatan Dilbaz, “Rapora göre gençlerin yüzde 7.7’si çete üyesi ve yüzde 9’u delicikesici alet taşıyor. Madde kullanımıyla şiddet davranışının yakından ilişkisi olduğu göz önüne alındığında gençlerde madde kullanımı sıklığı da şiddet açısından önem kazanmaktadır. Kullanılan maddeler; dürtüselliği arttırma, duygusal dalgalanma oluşturma, huzursuzluk, davranış, algı ve düşünce bozuklukları oluşturarak şiddete yol açmaktadır” diye konuştu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre 2007 yılında İstanbul’da 7 bin 128 çocuğun işlem gördüğünü ifade eden Dilbaz, bunlardan 622’sinin yaralama, 549’unun darp ve 258’inin cinsel suç kapsamında olduğunu anlattı. Dilbaz, “Buradaki önemli veri de bu çocukların yüzde 88’inin aileleri ile yaşamakta olduğudur” dedi. renkli ilan ‘Madımak Oteli müze olsun’ Burak ALİÇAVUŞOĞLU İnternetteki sosyal paylaşım platformu Facebook’taki “Madımak Oteli Müze Olsun” grubu mektuplu imza kampanyası başlattı. 42 bin üyesi olan grup, Sıvas’ta 15 yıl önce gericiler tarafından ateşe verilen ve 35 aydın ve sanatçının yaşamını yitirdiği Madımak Oteli’nin bugünkü durumundan rahatsız olan herkesi kampanyaya katılmaya ve imza toplamaya davet ediyor. İmza metnine grubun Facebook’taki sayfasından ulaşılabiliyor. Kampanyanın katılımcıları her sayfada 20 kişinin imzalayabileceği şekilde hazırlanan metinden çıkış alarak metni imzalayabiliyorlar ve de çevresindeki kişilere imzalatabiliyorlar. İmzalar kargo ve posta yoluyla Karacaahmet Cemevi’nin yayın organı Karacaahmet Dergisi’nin adresine gönderiliyor. Metin aynı zamanda Kartal Cemevi’nde de imzaya açıldı. Haziran ayına kadar toplanacak imzalar Sıvas katliamının 15. yıldönümü öncesinde TBMM’ye ulaştırılacak. İmza kampanyasının düzenleyicileri, “İsteyen herkes bu kampanyanın imza toplayıcısı olacak. Bu insanlık utancına son verilmesini isteyen herkesi metni, arkadaşlarına, komşularına, akrabalarına imzalatmalarını davet ediyoruz” diyor. Facebook’taki grubun üyesi olmayanlar imza metnini “[email protected]” adresinden talep edebiliyor. Stuttgart’ta tartışmalı söyleşi ‘Türkiye Çökerse, Almanya Altında Kalır mı?’ STUTTGART (Cumhuriyet) Türkiye’deki kriz ortamının Almanya üzerindeki etkisi Stuttgart’ta düzenlenen bir toplantıda tartışmaya açılıyor. Cumhuriyet Hafta yazarı Osman Çutsay’ın konuşmacı olarak katılacağı “Türkiye Çökerse, Almanya Altında Kalır mı?” başlıklı toplantı, faaliyetlerini sürdüren Stuttgart’ta Şirin Türk Kitabevi tarafından düzenleniyor. Geleneksel “edebiyat toplantıları” kapsamında yer alan bu söyleşi, 16 Mart 2008 pazar günü, Sophienstr. 23a, Stuttgart Stadtmitte adresinde gerçekleştirilecek ve saat 14.00’te başlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle