04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 ŞUBAT 2008 CUMA haberler OKURLARA İBRAHİM YILDIZ AKP’nin insan haklarını ‘türban’a indirgeyen tavrı liberallerde düş kırıklığı yarattı Koalisyon çatladı İstanbul Haber Servisi Türbanla ilgili anayasa değişiklikleri yaparak üniversitelere girişinin yolunu, “insan hakkı ve eğitim özgürlüğü” adıyla açmaya çalışan AKP’nin, ekonomi başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler, 301. madde, Kürt sorunu gibi birçok konuyu sürüncemede bırakması, partiye destek veren liberalleri uzaklaştırıyor. Türban tartışmasıyla son bir haftadır köşelerini bu konuya ayıran yazarlar da “AKP ile liberal kesim arasındaki Medyada Yeni Durum C 5 Üniversitelerde türbanı “insan hakları” adına serbet bırakan AKP’nin, 301. madde, Kürt sorunu gibi konularda aynı hassasiyeti göstermemesi, kendine destek veren liberallerle arasını açtı. Fehmi Koru getirdi. Fehmi Koru, “Koalisyon çatladı, ama sorun bakalım neden çatladı?” başlıklı yazısında, “Kim kimi terk etti, Ak Parti mi destekçi liberallere aldırmadı, yoksa liberallerin bir bölümü mü ‘Bizden buraya kadar’ dedi, henüz tam anlaşılmıyor. İlk girişim hangisinden gelmiş olursa olsun, fark etmiyor, var olan bir koalisyon çatladı” dedi. ‘TEK MÖNÜLÜ FAKIR BIR LOKANTA’ Bu tartışmaya Taraf gazetesindeki yazısıyla katılan Ahmet Altan, “Ortaklığımız, sizin özgürlükleri genişlettiğiniz kadardır. Siz, bazı özgürlüklere arkanızı döndüğünüzde, bunların sizi birlikteliğin bozulmaya yüz tuttuğu” görüşünde birleşiyor. “AKP ile liberaller arasındaki ittifakın çatladığını” gündeme ilk kez Yeni Şafak gazetesi yazarı ilgilendirmediğini düşündüğümüzde ortaklığımız biter” yorumunu yaptı. Mehmet Altan da Star gazetesindeki köşesinde ve Vatan gazetesinde kendisiyle yapılan söyleşide AKP’yi eleştirdi. Altan özetle şu görüşleri ifade etti: “Türkiye, tek mönülü fakir bir lokantaya döndü. Varsa yoksa türban... Madem özgürlükleri savunuyorsunuz, önce YÖK’ü kaldırın, üniversiteyi özgürleştirin. 301. maddeyi neden değiştirmiyorsunuz?” Tekirdağ, Yozgat, Sıvas’ta üç kişi donarak yaşamını yitirdi; Antalya’ya 15 yıl sonra ilk kar yağdı Kötü hava yaşamı felç etti Yurt Haberler Servisi Kötü hava koşulları tüm yurdu etkisi altına alırken, Tekirdağ, Yozgat ve Sıvas’ta üç kişi donarak yaşamını yitirdi. Yaklaşık 5 bin köy yolu ulaşıma kapanırken, 37 kentte ilk ve orta dereceli okullarda eğitime ara verildi. Antalya’da ise 15 yıl aradan sonra ilk kez kar yağdı. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Şeyh Sinan Mahallesi’nde oturan Nihat Kayalı (74), bahçesindeki ağacı keserken devrilen ağacın altında sıkıştı. Kayalı’nın uzun süre eve dönmemesi üzerine kendisini aramaya çıkan yakınları, bahçede Kayalı’nın cesediyle karşılaştı. Polis ekipleri, Kayalı’nın ağacın altında uzun süre kalması sonucu donarak öldüğünü belirttiler. Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinin Arslanlı köyünde oturan Niyazi Atik (72), önceki gün kar yağışı ve tipinin devam ettiği saatlerde evinden ayrıldı. Akşam saatlerinde Niyazi Atik’in eve dönmemesi üzerine jandarmaya haber verildi. Jandarma ve köylülerce bölgede yapılan aramada, PazarcıkHacivat köyleri arasında Atik’in cesedi bulundu. Gözleri yeterince görmediği belirtilen Niyazi Atik’in donarak öldüğü belirlendi. Sıvas’ta bir haftadır kayıp olan 67 yaşındaki alzheimer hastası Salih Çiftçi bir çiftlik evinde donmuş halde bulundu. ULAŞIMA KAR ENGELİ Şiddetli kar yağışı ve tipi yurt genelinde binlerce yerleşim birimiyle ulaşımı engelledi. Kar yağışının elektrik iletim haberleşme hatlarına zarar vermesiyle nedeniyle yaşam daha güçleşti. Kahramanmaraş’ta yoğun kar yağışı dolayısıyla KahramanmaraşKayseri karayolundaki Püren geçidine 6 kez çığ düştü. MuşKulp karayolu da çığ düşmesi sonucu ulaşıma kapandı. Muş’a 50 kilometre uzaklıkta bulunan Göl köyündeki kanamalı hasta Leyla Yalçın, paletli ambulansla köyden alınarak hastaneye kaldırıldı. Balıkesir’de kar yüzünden yolu kapalı olan köylerde doğum yapacak 2 kadın ile bir hasta ve çatıdan düşen bir kişiye ulaşılmaya çalışıldı. Türkiye’yi etkisi altına alan soğuk ve karlı hava yaşamı durma noktasına getirdi. Çok sayıda kişi yollarda mahsur kaldı. 5 bin köyün yolları kapandı. Kar altındaki Tekirdağ, Yozgat ve Sıvas’ta 3 kişi donarak yaşamını yitirirken 37 ilde eğitime ara verildi. İstanbul’da ilk ve orta dereceli okullar bugün de tatil edildi. Havaların soğumasıyla birlikte karbonmonoksit gazından zehirlenme olaylarında da artış görüldü. Eskişehir’de 4, Kayseri’de 10, Nevşehir’de 3 kişi karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle tedavi altına alındı. Antalya’da ise 15 yıl aradan sonra kent merkezine kar yağması sevinç yarattı. Türkiye donuyor ZEHİRLENMELER ARTTI Havaların soğumasıyla birlikte karbonmonoksit gazından zehirlenme olaylarında da artış görüldü. Eskişehir’de 4, Kayseri’de 10, Nevşehir’de 3 kişi karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle tedavi altına alındı. Yoğun kar yağışı nedeniyle Kayseri Erkilet Havaalanı da hava trafiğine kapatıldı. Atlasjet Havayolları’nın İstanbul’dan Tokat seferi de karşılıklı olarak iptal edildi. Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu beldesinden KKTC’ye yapılan feribot seferleri de olumsuz hava koşulları nedeniyle iptal edildi. Elazığ’da askeri aracın devrilmesi nedeniyle 2’si ağır 30 asker yaralandı. Karakoçan Kaymakamı Erdinç Yılmaz, askeri sevkıyat yapan otobüsün Karakoçan’ın Bulgurcuk köyü yakınlarında kayarak yoldan çıktığını belirtti. Kazada yaralanan 30 asker Karakoçan Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınırken daha sonra durumu ağır olan 2 asker Elazığ Asker Hastanesi’ne sevk edildi. edya oldum olası iktidarları ürkütmüş, rahatsız etmiştir. Yalnız Türkiye’de mi? Dünyanın birçok ülkesinde de durum bizden farksız. İktidarlar, medyanın eleştirilerini kimi zaman ağır bulur, içlerine sindiremezler. Bu nedenle yazarlar, çizerler sıkça mahkeme koridorlarında savcıların karşısında ter dökerler. Özgürlüklerin kısıtlandığı durumlarda bile gazeteciler görevlerini yapmak için mücadele etmişlerdir. Medya da gücünü, bağımsızlığından ve objektifliğinden alır. Ne var ki son günlerde Başbakan Erdoğan medyanın tutumunu beğenmemektedir. Bunu yaptığı konuşmalarında dile getirmekte, hatta işi daha da ileri götürerek “Gazetelerinizin tepelerine çıplak kadın resimlerini koydunuz, bir şey mi yaptık..’’ demiştir. Başbakan Erdoğan, türban eleştirileri nedeniyle medyanın büyük bölümünü sert ifadelerle hedef haline getirmiştir. Önümüzdeki günlerde medyada taşların yerinden oynayacağı görülmektedir. Şimdiden bazı yazarlar, yorumcular gazete değiştirmeye başladı bile.. Bir süre sonra yeni gazetelerin çıkacağı bilinmektedir. Medya sektöründe çok sayıda kişinin yeni mekânlarda, yeni patronlarla çalışacağı, sektörün hareketleneceği beklenmektedir. ??? Sermayenin medya sevgisi her dönemde olmuştur. Son günlerde yabancı sermayenin de medya sektöründe söz sahibi olma çabasını görüyoruz.Ülkemizde çok sayıda radyo, televizyon, gazete ve dergi bölgesel olarak ya da uydudan yayın yapmaktadır. Ulusal yayın yapan medya sahipliğini bir kez daha birlikte inceleyelim. ALBAYRAK GRUBU: 1997 yılında sektöre girdi. Yeni Şafak gazetesi, Yeni Şafak Online ve TVnet. AVRUPA AMERİKA HOLDİNG: Erol Aksoy’un sahip olduğu şirketler; Cine 5, Gala TV, Viva TV, Sper Sport, Radyo 5, Radyo Viva, Radyo Nostalji ve Show Radyo. BAĞIMSIZ GAZETECİLER YAYINCILIK: Sabah gazetesinden ekibiyle ayrılan Zafer Mutlu’nun kurduğu grup. Vatan gazetesi ve Vatan Dergi Grubu’ndaki Madam Figaro, Boxer, Tek Borsa, Fortune, Instyle’ı yayımlıyor. BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ: Prof. Mehmet Haberal sahipliğinde Kanal B televizyonu. CANWEST: Leonard Asper başkanlığındaki CanWest grubu Kanada başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde gazete, dergi ve televizyon kanalına sahip. Türkiye’de ise Süper FM, Metro FM, Joy FM ve Joy Türk olmak üzere altı radyo istasyonu bulunuyor. CİNER GRUBU: TMSF’nin Sabah ve ATV’ye el koymasından sonra Turgay Ciner başkanlığındaki grup, Kanal 1, Habertürk ve 12 derginin sahibi. ÇALIK HOLDİNG: Sabah ve ATV’yi TMSF’den satın alan Ahmet Çalık medyanın yeni patronu oldu. Grubun elinde ATV, Radyo M City, Sabah, Takvim, Günaydın, Yeni Asır, Pas, Fotomaç gazeteleri, Merkez Dağıtım ve 12 dergi bulunuyor. ÇUKUROVA HOLDİNG: Mehmet Emin Karamehmet’in şirketi; Akşam, Güneş, Tercüman gazeteleri, Show TV, Lig TV, Sky TV, Digitürk dışında çok sayıda dergi, radyo ve medya pazarlama şirketinin sahibi. DOĞAN HOLDİNG: Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Aydın Doğan’ın yaptığı grup; Hürriyet, Milliyet, Radikal, Posta, Fanatik, Fanatik Basket, Referans, Turkish Daily News gazeteleri dışında 27 dergi, Kanal D, CNN Türk, Star başta olmak üzere D Smart Yayıncılık ve 3 radyoları bulunmakta. DÜNYA GRUBU: Nezih Demirkent’in kurduğu şirket; Dünya gazetesi, Dünya Dağıtım ve Dünya Web Ofset’i bünyesinde bulunduruyor. FEZA GAZETECİLİK: İmtiyaz sahibi Ali Akbulut olan şirket Fethullah Gülen’e yakınlığıyla biliniyor. Zaman gazetesi dışında Aksiyon, Today’s Zaman, Cihan Haber Ajansı, Sızıntı dergisinin yönetimi bu grupta. DOĞUŞ GRUP: Yönetim kurulu başkanlığını Ferit Şahenk’in yaptığı, finans ve otomotiv alanında bilinen şirketin elinde NTV, CNBCe televizyonları dışında radyo ve dergileri bulunuyor. GÖKTUĞ YAYINCILIK: Ömer Ziya Göktuğ’un sahibi olduğu şirket Flash TV ile medya sektöründe faaliyet gösteriyor. İHLAS HOLDİNG: TGRT’yi News Corporation’a satan grup, TGRT Haber, Türkiye gazetesi, İhlas Haber Ajansı dışında çeşitli dergi ve radyolara sahip. KOZA İPEK HOLDİNG: Ali İpek tarafından kurulan ve Koza Davetiyeleri ile tanınan şirket Bugün gazetesini yayımlıyor. MNG ŞİRKETLER GRUBU: İnşaatçı ve turizmci Mehmet Nazif Günal’ın kurduğu şirket TV8 ve MNG haber ajansının sahibi. NEWS CORPORATION: Dünya medya devi Rupert Murdoch’un sahibi olduğu şirket Türkiye’de Fox TV ve Fox Live’la medyaya girdi. PROPERTY INTERNATIONAL: Ali Özmen Safa Kıbrıslı işadamı. Türkiye’de Star gazetesi ve Kanal 24 televizyonları Safa’nın üzerinde gözükmesine rağmen Başbakan Erdoğan’ın yakınlarınca yönetiliyor. SAMANYOLU YAYINCILIK: Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Samanyolu TV ayrıca Mehtap TV, Yumurcak TV, Burç Radyo, Dünya Radyo, S Haber Radyo, Samanyolu Haber.com şirketlerini bünyesinde barındırıyor. TERMİKEL GRUP: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kurduğu şirket Kanal A’nın yayıncısı. YAŞAM TELEVİZYON: Tuncay Özkan’ın başında bulunduğu şirket Kanaltürk ve Euro Türk’ü yayımlıyor. YENİ DÜNYA İLETİŞİM: Zekeriya Karaman’ın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı şirket; Kanal 7, Kanal 7 İnt, Haber 7, Radyo 7, İstanbul’un Sesi ve TVT yayınlarını çatısı altında bulunduruyor. Bitlis’te etkili olan kar yağışı yurttaşlara zor anlar yaşattı. Yolların kapanması nedeniyle araç sürücüleri zorlandılar. nternette müthiş cafcaflı haberleşme siteleri, ağları, grupları, ulusal ölçekte üst siteler... Herkes birbirine haberleri, ilginç konuları, hazırlanmış powerpoint’leri, olayları, yazıları, görüşleri, blog’ları vb. gönderip duruyor. Bir dizi laf! Hepsinin derdi, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği. Dinci iktidarın fütursuz ilerleyişi. Dinci siyasal yükseliş. Laikliğin mezarının kazılması vb. Bir gelecek korkusu, endişe. Bu durumda, yüz binlerce kişinin en kolay, en hızlı ve en ucuz yol olan internet üzerinden birbiriyle haberleşmeiletişim içinde olması çok doğal. Bu ağlar içinde bulunanlar veya mitinglere katılanlar ise, Türkiyenin düşünce ve bilinç olarak “kaymak” tabakasının üyeleri. Ancak durum ve olay, bir iletişim ağı içinde olmanın çok ötesinde bir nitelikte. “Sen, ben, bizim oğlan”ı aşacak başka bir durum ve ortamın yaratılması gerek. Bu ağlar şüphesiz ki genişlemeli, yaygınlaştırılmalı... Fakat, seçimlerde oy kullanan milyonlarca insan söz konusu. Onların davranışlarını, düşüncelerini, tutumlarını etkileyecek, onlara ulaşacak onlarcayüzlerce yeni yol ve yöntem bulunmalı.AKP ve bütün diğer dinci kuruluş ve derneklerin sadakayardımlaşma ve dayanışma ile, hele bugün iktidar güçlerini de ekleyerek kendi ağlarını genişlettiklerini düşünürseniz!.. İ CUMA YAZILARI ORHAN BURSALI Türkiye’de yoksulluk dizboyu. İşsizlik de. Okul sorunu, kız çocuklar sorunu... Bütün bunlar politikalar geliştirilecek temalar. Hele hele çalışanların da sendikal sorunları, Tuzla tersanelerinde görüldüğü gibi çalışma koşullarındaki rezaletler, sarı hükümet sendikacılığı... DİSK, tarihinin en zor koşullarıyla karşı karşıya. Bu yeni durum yepyeni, enerjik, cesur, atılgan politikalar ve eylemler gerektiriyor. İşsizlik ve yoksulluk, yüz binleri dinciliğe yönlendiriyorsa ve bu sorunları yaratanların kucaklarına itiyorsa, burada çok temel, yaman bir çelişki var! Üniversiteler, bu defa öğretim üyeleribilim insanları ve öğrenciler el ele, bilime, kaliteli öğrenime, özgürlüğe, eleştirel düşünceye daha geniş eylemler dizini halinde sahip çıkmalı. Daha iyi bilim, özgür düşünce, iyi öğrenimöğretim, dinci bütün baskılara son, YÖK’e ve baskılarına hayır, iktidarın üniversiteleri “inanç özgürlüğünün” yaşandığı yani medreselere dönüştürme eylemlerine karşı duruş... Öğ Ne Yapmalı? renci ve bilimci, evrensel üniversite istemeli! Türkiye çoktan dönüşmüştür: Artık laikler, özgürlükçüler, Cumhuriyetçiler, muhaliftir ve “zenci Türkler”dir! Devlet, iktidarındır! Gelecek, ne Anayasa Mahkemesi’nin ne de yargının tutumlarına, kararlarına bırakılamaz. Buralarda verilecek hukuki kararlar olumlu olsa bile! Gelecek, bütün muhaliflerin kendi ellerindedir! CHP, bu anlamda bir kitle partisi olabilecek ve halkı, muhalefeti örgütleyecek, kitlelere sahip çıkacak ve önderlik edecek bir nitelikten ne yazık ki çok uzaktır! CHP kendisini hâlâ devlet sanıyor! Baykal’ın kendini aşması ve partisini aştırması mümkün mü? Muhalefet, milyonlarca insana sahip çıkmalı. Bütün öğrencilere! Bütün işçilere! Bütün köylülere! Bütün varoşlara! Bütün gençlere! Burada temel bir açmazı var muhale fetin: Laik, özgürlükçü düşüncenin bireyleri olmak! Normal bir laik Cumhuriyette normal olan da budur. İnsan, ne kadar dayanışmacı olursa olsun, sonuçta bireydir! Oysa dinciler, düzeni İslamlaştırmak ve laikliği mezara gömmek için çalışanlar, ümmettir! Cemaatçidir! Dini, bu ümmetçiliğin ve cemaatçiliğin harcı olarak kolayca, binlerce yıllık gelenek, örf ve âdetin mayası olarak kullanıyorlar! Buna karşı, özgür bireyin, gelecek ve demokratik Cumhuriyeti korumak için yeni bir davranış biçimi geliştirmesi gerekir! Bu da, “ben” olmaktan çıkmak ve “biz” olmak gibi, kökten bir değişimdönüşümü gündeme getiriyor. Bu, gerektiğinde, ofis eşyaları satan ve her yıl Fethullah’ına 5 milyon trink parayı eğitim amacıyla hediye eden bir cemaatçinin davranışını örnek almak demektir! Tamamen halkı kazanmaya yönelik, irili ufaklı kaynakların bir ırmağa dönüşmesini sağlayacak, eğitimyurtburs projelerinden tutun, daha geniş kesimlerle çeşitli yardımlaşmaları gündeme getirecek, hedeflere odaklı geniş bir dayanışma sisteminin ortaya çıkması gerekir. Sözün kısası, internet üzerindeki iletişim –haberleşme ağları da, sanal âlemden gerçek âleme ayak basmalı, zeminde yürümeye başlamalı! Akman’ın eski kanalına ceza yok Fırat KOZOK ANKARA Kanal 7’de yayımlanan İskele Sancak adlı programda tüm dünyanın gıpta ile baktığı Ulusal Kurtuluş Savaşı, alaycı bir tavırla ele alındı. RTÜK uzmanları kanalın cezalandırılmasını istedi. Ancak RTÜK Başkanı Zahit Akman’ın uzun yıllar görev yaptığı kanala hiçbir ceza verilmedi. Kanal 7’de yayımlanan ve İbrahim Kıran’ın sunduğu İskele Sancak adlı programın 2 Kasım 2007’de yayımlanan bölümüne eski MHP Milletvekili Mehmet Gül, Yenişafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül, Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik, Bugün gazetesi yazarı Mehmet Metiner ile tarihçi Ayşe Hür katıldı. Katılımcıların terör, Kuzey Irak ve ABDTürkiye ilişkileri gibi konuları masaya yatırdıkları programda kullanılan ifadeler RTÜK uzmanlarını harekete geçirdi. Uzmanlar tarafından hazırlanan rapor, İzleme ve Değerlendirmesi Başkanı Nurullah Öztürk’ün de onayından geçtikten sonra RTÜK’e sunuldu. Uzman raporuna göre katılımcılardan Ayşe Hür, “Zaten, milli mücadelenin hiçbir aşamasında da ciddi bir savaş, emperyal güçlerle bir göğüs göğüse çarpışma hiçbir şey olmamıştır” ifadelerini kullandı. Hür, Bugün gazetesi yazarı Mehmet Metiner’in, “Yani, yedi düvel yoktu değil mi?” sorusuna da, “Yedi düvel yoktu kesinlikle... O da işin mitoloji tarafıdır” yanıtını verdi. Hür ayrıca, Misakımilli belgesinin de karmaşık ve sembolik bir belge olduğunu savunarak, “...Çeşitli sözler vermişler ve bu arada da ‘Misakımilli Sınırları İçinde Vatan Bölünmez Bir Bütündür’ demişler. Yani son derece karmaşık mesajları olan bir belge o. Çok güzel her uluslaşma tarihçesinde bu tür sembolik belgeler vardır. O sizin mitoslarınızdan bir tanesini oluşturur” diye konuştu. Uzman raporu ile İzleme ve Değerlendirme Dairesi’nin görüşünü değerlendiren RTÜK üst kurulu, televizyon kanalına herhangi bir ceza vermedi. Kurul Başkanı Akman’ın uzun yıllar görev yaptığı Kanal 7, CHP kontenjanından seçilen 3 üyeye karşılık, AKP’li 6 üyenin karşı oyuyla ceza almaktan kurtuldu. obursali?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle