Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ŞUBAT 2008 CUMA bilim/vaziyet 2008’de bilimde neler olacak? 1) İKLİME UYUM SAĞLAMA ÇABALARI Bilim adamları ve siyasetçiler küresel ısınmadan etkilenmemek için ne gibi değişikliklerin yapılması gerektiğini tartışadursun, okyanusların karalara saldırısını durdurmak için devasa duvarlar, susuzluğa karşı binlerce tonluk su depoları, ısıya ve susuzluğa dayanıklı ekinler, sıcak dalgalarına karşı soğuk odalar gibi çözümler için gerekli adımlar atılıyor. Küresel ısınma ile baş edebilmek için gerekli olan bütün bu yaygın, pahalı değişikliklere artık “uyum” adı veriliyor. Uzmanlara göre uyum çabaları, küresel ısınmanın kendini ilk hissettirdiği 1988 yılında başlamış olsaydı, bugün bu yönde çok yol almış ve çok kıymetli zamanı boşuna harcamamış olabilirdik. Bu arada bazı ulusların bu kadar pahalı önlemleri almaları ekonomik açıdan olası olmadığı için Bangladeş örneğinde olduğu gibi milyonlarca insan sular altında kalabilir. Böyle bir durumda iç kısımlarda yaşayan insanların “uyum” çabaları, ancak kıyıdaha önce yaptığımız işi 100 misli hızda yapabiliyoruz” diyor. 3) BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICISI MAYISTA ÇALIŞMAYA BAŞLIYOR Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın (Large Hadron ColliderLHC) mayıs ayında probant genişliği. Yıllardır bu 700 megahertz frekanslar, lisanslı olarak televizyonlarda bazı kanallara tahsis edilmişti. Yayıncılar nihayet dijitalleşmeye karar verince, bu yeri kapan herkimse kablosuz internetin geleceğini belirleyecek. Bu yeni şebeke, özellikle uzak bölgelerde yayınları daha iyi alacak, çünkü 700Mhz sinyalleri ormanların içinden hiç güç kaybına uğramadan geçebildiği gibi, bodrum katlarına ve metro istasyonlarına daha kolay işleyebiliyor. 1.800Mhz şebeke ile bir ülkeyi kapsama alanı içine alabilmek için 30.000 cep telefonu istasyonu gerekirken, 700Mhz ile bunun yarısı kadar istasyon yeterli olabilir.Bu yeni şebekenin tek avantajı kurulum kolaylığı ve ucuzluğu değil. Açık artırma kurallarına göre bu spektrumun büyük bir kısmı “açık erişime” tahsis edilecek. Bu da kilitli telefon döneminin son erdiği anlamına geliyor. Kısaca şebeke üzerinde istediğiniz yazılım ve cihazı kullanabileceksiniz. 5) DİĞER DÜNYALARI DAHA YAKINDAN TANIYACAĞIZ Gezegenlerarası keşifler açısından hızlı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Ocak ayının sonlarına doğru NASA'nın Messenger uzay aracı 3.5 yıllık bir yolculuğun ardından güneşe en yakın gezegen olan Merkür'ün üç kez yakınlarından geçecek. Merkür, şu ana kadar güneş sistemi içinde hakkında en az bilgi edinebildiğimiz gezegen niteliğinde. Üçüncü geçişten sonra Mesgörülebilecek bir kabus yaşanıyor. Çamaşır makinesi boyutlarında, 200 kilo ağırlığında, jelatin görünümünde, binlerce uzantısı olan milyonlarca dev denizanası 2006 yılından bu yana bu kıyıları istila etmiş durumda. Dünyanın başka yerlerinde de benzer görüntüler yaşanıyor. Temmuz ayında Latince adı Mnemiopsis olan deniz yaratıkları İsveç kıyılarında görüldü. Bu saldırgan türün tankerler aracılığı ile kuzey denizlerine taşındığı sanılıyor. Ve eylül ayında Pelagia noctiluca adı verilen milyonlarca mor denizanası İtalya kıyılarını istila etti. Bu beklenmedik ziyaretçilerin balıkçılığı engellediği ve tatilcileri kaçırttığı görülüyor. Tasmanya'dan Namibya'ya, Meksika Körfezi'ni de içine alan çok geniş bir alanda bu denizanası istilası yerel ekonomileri olumsuz etkiliyor. Plajların kullanılamaz hale gelmesi bu olumsuzlukların en hafifi. Çiftlik balıkçılığı, balıkçı tekneleriyle yapılan avcılık ve nükleer santraların su alma borularındaki supapların tıkanması diğer sorunların başında geliyor. Okyanuslarda yaşayan türlerin içinde denizanaları, bilim insanlarının en az inceledikleri hayvanlardan biri. Bunun nedeni, insanların bunlardan yararlanıyor olmaması ve tehlikeli oldukları gerekçesiyle uzak durulması Bu omurgasız yaratıkları tutmak çok zordur; balık ağlarıyla tutulduklarında parçalanırlar. Dolayısıyla bilim insanları yakalamakta ve doğal halinde tutmakta zorlandıkları bu türü, gerektiği kadar incelememiş . Denizanalarının en iyi bilinen özelliği fırsatçı olmaları ve değişken koşullara uyum sağlayıp, hızla çoğalabilmeleri. Çoğalmalarını tetikleyen en önemli değişiklik, yiyecek miktarındaki artış. Son günlerdeki popülasyon patlamasının nedenleri ise deniz sıcaklığındaki artış, asit düzeyinde yükselme, tarımsal kirlilik, aşırı avlanmaya bağlı olarak denizanası düşmanlarının azalması. Bu koşulların 2008 yılında ve sonrasında düzelmesi söz konusu olmadığı için denizanası istilasının denizlere kıyısı olan tüm ülkeleri etkilemesi bekleniyor. Bazı kurnaz insanlar bu olumsuzluktan yarar sağlamanın yollarını bulmuş.. Japon aşçılar denizanasından yeni mönüler üretirken, araştırmacılar hayvanın mukusunun kozmetik sanayinde kullanılabileceğini ileri sürüyor. 7) GIDA TERÖRİZMİNE KARŞI SAVUNMA HATTI ABD'deki Milli Güvenlik BD bayraklarını sallayarak bağımsızlığını ilan eden Kosova için “ABD’nin sondan bir önceki eyaleti” tanımını yapıyor Bülent Esinoğlu: “Yugoslavya’yı beş parçaya bölen Batı emperyalizmi bölmeye devam ediyor. Aslında Amerika için bölünmüş Yugoslavya’nın en önemli parçası Kosova’dır. Çünkü Rusya’yı, Avrupa’yı ve Kuzey Afrika’yı kontrol edecek Amerikan üssü buradadır. Bağımsızlığını ilan eden Kosova aslında bir Amerikan eyaletidir. Burada Türkler ve Müslümanlar çok zor şarlar altında yaşamaktadır. Amerikanlaşma ve Arnavutlaşma operasyonuna tabi tutulmuşlardır. ABD için Amerikan dolarının değişim aracı olarak devam edebilmesi için üsler hayati önemdedir. Kosova’nın Yağmur Ekim C Kosova bağımsızlığı diye bir şey yoktur. Kimse kimseyi kandırmasın. Amerikan üssünün meşrulaştırılmasıdır. Amerikanın bilmem kaçıncı eyaletinin kurulmasıdır. Rusya da buna misilleme yapacaktır. Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyacaktır. Kosova’nın bağımsızlığı meşru olmayan, moral gücü olmayan bir bağımsızlıktır. Amerikan yalakalığı ile bağımsızlık falan olmaz. Bağımsızlık eğer emperyalizme karşı kazanılmış ise değerlidir. İngiliz Parlamentosu Pakistan içinden bir Belucistan çıkarmak için karar almıştır. Bunlar için bir üs bulundurmak, sömürünün devamı ve üssün etrafındaki devletlere şantaj aracı olarak Kısa etekli öğrencilere kezzap: Demokrasimize şeriat makyajı 17 Gül türban değişikliğini neden onaylamıyor? İmzayı nereye konduracağını bilmediği için! A kullanılması bakımından çok önemlidir. Batı emperyalizminin Kosova, Doğu Timor, Filipinler, Kıbrıs, Arap ülkeleri ve Almanya, İtalya ve Türkiye’de üsleri vardır. Kosova meselesi ise oldukça tehlikelidir. Sırplar AB’ye gireceğim tuzağına düşerse Kosova’yı kaybeder. Ama rıza göstermez ise Rusya ağırlığını koyar. Ve işler karışır. Amerika Ukrayna’yı keten pereye getiremediğinden Kosova işini öne almıştır. Suriye Rusya ile iyi ilişkiler kurdu diye şimdilerde Suriye’ye abanmaktadırlar. Suriye’nin bölünmesi için Türkiye’den yardım istiyorlar. Bu kadar Amerikan üst düzey yöneticisi Ankara’ya babasının hayrı için gelmiyor. Doğru olmayan bir iş doğru olmayan zamanda yapılmak isteniyor. Ortadoğu yeniden ısınıyor.” lardan göç eden insanlar için barınaklar inşa etmekten öteye geçmeyebilir. Halihazırda New York, ve Seattle gibi kentlerin, Kaliforniya, Alaska ve Oregon gibi eyaletlerin uyum planları hazır. Alaska, su baskınlarından zarar görecek yerleşim alanlarını daha güvenli kısımlara nakletmeyi düşünürken, Kaliforniya'da orman yangınlarıyla mücadelede daha etkili yöntemlerin geliştirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Ayrıca sıcak dalgalarına karşı uyarı sistemlerinin kurulması ve yaşlı ve çocukların daha serin bölgelere taşınması için çözümler üretiliyor.Uzmanlar uyum ürecinde, küresel ısınmayı önleme sürecindekinden daha kararlı ve hızlı davranılması gerektiğine özellikle vurgu yapıyorlar. 2) İNSAN GENETİĞİNDE DEV ADIMLAR Cambridgeshire'daki Sanger Enstitüsü'nden genom bilimcisi Tim Hubbard ve ekibi, şu anda genomun çalışan tüm parçalarının ve bunların üstlendiği rollerin dökümünü çıkartmakla meşgul. ENCODE adı verilen projenin nihai ama cı, Alzheimer ve kanser gibi yaygın hastalıkların genetik kaynaklarına ilişkin ipuçları elde etmek. Hubbard, “Genomun pek çok özelliğini daha ortaya çıkartarak, insan biyolojisini daha iyi anlamayı, hastalıklarda ve sağlıkta genom elementlerinin rolünü belirlemeyi umuyoruz. Örneğin DNA'nın bir zamanlar 'çöp' olarak nitelendirilen uzantılarının şimdi çok önemli bir rol üstlenmiş olduklarını anlıyoruz” diyor. Bilim insanları, genom çalışmalarında en büyük desteği teknolojik gelişmelerden sağlıyor. İnsandan insana fark gösteren genom sapmaları için çok büyük çaplı örnekleme gerekir. Sanger Enstitüsü'nde bulunan DNA dizilimlerini çözen 30 makine, örneğin 6 milyon dolara mal olmuş. Hubbard, “Şu alda elimizin altında bulunan makinelerle tonları parçalamaya başlaması planlanıyor. Bilim adamları, devasa cihazın çalışmasıyla birlikte Higgs boson'ları adı verilen parçacıkların üretileceğinden eminler. “Tanrı'nın parçacığı” olarak bilinen Higgs bozonları kuramsal olarak evrendeki her şeye kütle kazandırıyor. Bunun dışında, bilim adamları cihazın üretebileceklerini yalnızca tahmin edebiliyorlar. İtalya'daki Padua Üniversitesi'nden Tommaso Dorigo, Higgs'in dışında hiçbir şey bulamayacağımızı iddia ediyor. Hadron Çarpıştırıcısı projesinde çalışanlar ise cihazın çalışmasıyla birlikte şu maddelerin bulunacağından umutlular: a)Higgs Bozonları: (Bulunma şansı 10'da 9): Bunların varlığı kütlenin kökenine açıklama getirecek. Higgs bozonlarının yarattığı alanda diğer tüm parçacıklar yol alıyor. Bu hareketlere karşı Higgs alan direnci parçacıklara kütle kazandırıyor. b)Kara madde (Bulunma şansı 5'te 3): Bilim insanları orada olduğunu biliyor, ancak ne olduğunu bilmiyor. Bunu bulmak LHC'nin işi. Bu cisim evrendeki maddenin %80'ini oluşturuyor. Ancak ışık yaymadığı için tümüyle görülemez halde. c)Süpersimetri (Bulunma şansı 7'de 3): Bazı fizikçiler evrendeki tüm parçacıkların birbirine uyumlu çiftler olarak varolduğunu düşünüyor. Bunların yarısı tanıdıktır elektronlar, kuarklar ve nötrinolarfakat bunların kuramsal eşleri henüz keşfedilmiş değil. d)İlave boyutlar (Bulunma şansı 25'te 1): Bilinen üç uzamsal boyutun dışındaki boyutlar evrenimizdeki kütleçekim kuvvetini “seyreltiyor” olabilir. e)Mini kara delikler: (Bulunma şansı 1.000'de 1): LHC zararsız kara delikler üretebilir. Bu deliklerin her biri bir tuz tanesi kütlesinin milyarda biri kadardır ve o kadar çabuk buharlaşırlar ki herhangi bir maddeyi tüketecek vakit bulamazlar. f)Paralel evrenler (Bulunma şansı 10 milyonda 1): Bazı kuramcılar kozmik görüntü üzerinde bizimki ile birlikte çok sayıda evrenin yan yana varolabileceğini düşünüyor. Bu evrenlerin her birinin kendi fizik yasaları ve doğal sabitleri vardır. g)İçeri doğru kozmik patlama (implosion): (Bulunma şansı 10 üzeri 100'de 1'dir): Evrenin temel vakum durumu tam anlamıyla istikrarlı değildir. LHC bunun bozunmasına yol açabilir. 4) MOBİL İLETİŞİMDE YENİ DÖNEM Mobil iletişimde yeni bir dönem başlıyor. Son on yıl içinde ilk kez internette yapılacak olan önemli bir açık artırma bu dönemin başlangıcı dolacak. 24 Ocak tarihinde telekom devleri radyo spektrumu içindeki son kalan yer için teklif vermeye başladı. Bu son yer bir gün kıtadan kıtaya mobil iletişimin, yüksek hızda ses ve veri şebekesinin gerçekleşmesini sağlayacak olan bir Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Artiz M. Alpaslan Yener: “Türban taktığı için sahneden indirilen öğrenciyi anında teselli eden yufka yürekli ‘artiz’ aynı duyarlılığı bacağı kezzapla yakılan öğrenciye neden göstermez?” senger 2011yılına kadar gezegenin yörüngesine dönecek. Bu keşif ne yazık ki çok büyük miktarlarda enerji, büyük bir titizlikle saptanmış bir rota ve radyasyon/sıcaklık kalkanı gerektiriyor. Messenger'ın göndereceği bilgiler sayesinde Merkür'ün güneş sistemindeki en yoğun kütleye sahip olmasının nedeni anlaşılabilecek. Bu yanıt, güneş sisteminin nasıl oluştuğuna ve evrildiğine ışık tutacak. Bu yıl Mars'ta yaşam olup olmadığı sorusu yine sorgulanacak. Mayıs ayında Mars yüzeyine inmesi beklenen Phoenix Lander isimli araç bu konuda ipuçları verecek. Phoenix robot kolları ile toprağın ve buzun üst kısımlarını kazarak, yüzeyden aldığı örnekleri analiz edecek. Bilim insanları bu yıl nihayet Mars'ta yaşam olup olmadığı sorusunun kesin olarak yanıtlanabileceğini umuyor. Uzay keşifleri çerçevesinde ayrıca Dünya'ya benzer gezegenlerin de peşine düşülecek. Bu yıl Fransız uzay araştırmaları merkezine bağlı Corot uydusunun gezegen avına tahsis edilmiş ilk uzay teleskopu uzayın uzak kısımlarında bulunduğu tahmin edilen 250 gezegenin varlığı hakkında bilgi toplaması bekleniyor. Ayrıca Kanarya Adaları'ndaki Gran Telescopio Canarias, uzak yıldızların çevresinde dönüp duran toz disklerini yeni gezegen sistemlerinin bir kanıtı olup olmadığını inceleyecek. 6) DENİZANALARININ SALDIRISI Japonya kıyılarında bugünlerde ancak korku filmlerinde ÖRDÜK, “Bölücü ve Ayrılıkçı Hareket”in çocukları nasıl kullandığını bir kez daha gördük ve hep görüyoruz. Erkek çocukları, ellerine taş verip önlerine katıyorlar. Peki, aynı yöntemi “İslamcı ve Şeriatçı Hareket” de kullanmıyor mu? Kız çocuklarını, başlarına türban sarıp önlerine katmıyor mu? Türkiye Cumhuriyeti ile “savaş” halinde olan bölücü ve ayrılıkçıların erkek çocukları kullanması gibi, Türkiye Cumhuriyeti ile “savaşım” halinde olan şeriatçı ve İslamcılar da kız çocuklarını kullanıyor. Ve her iki grup da çocuklarla oynuyor! Erkek çocuklarını ön saflara süren bölücü ve ayrılıkçılar “eylem”leri sırasında fırsat bulduğunda direkteki Türk bayrağını indiriyor. Kız çocuklarını ön saflara süren İslamcı ve şeriatçılar “eylem”leri sırasında direkteki Türk bayrağını indirmek için fırsat kolluyor! Erkek çocuklarını ön saflara süren bölücü ve ayrılıkçılar “eylem”leri sırasında fırsat bulduğunda Atatürk anıtına saldırıyor. Kız çocuklarını ön saflara süren İslamcı ve şeriatçılar “eylem”leri sırasında Atatürk anıtına saldırmak için fırsat kolluyor! Bölücü ve ayrılıkçılarla, İslamcı ve şeriatçıların ayrıldıkları G Çocuk oyunu noktalar da var tabii ki... “Bölücü ve Ayrılıkçı Hareket”in kullandığı erkek çocuklar, İslamcı iktidarın uyguladığı “sadaka politikası” ile kontrol altına alınabiliyor; çocuklara birer ayakkabı verdiğiniz zaman kolayca dağılıyorlar. Ama “İslamcı ve Şeriatçı Hareket”in kullandığı kız çocukları için aynı yöntem geçerli olmuyor. Çünkü “İslamcı ve Şeriatçı Hareket” yürürlükteki, “sadaka politikası”nın sahibi konumunda ve onlar ayakkabıları değil ihaleleri kapıyor! Onlar her geçen gün daha çok semirerek devletin en tepesinden kılcal damarlarına kadar her yere giriyor. Şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünelim: Türkiye Cumhuriyeti’ni “Ayrılıkçı ve Bölücü Hareket”e karşı Amerika Birleşik Devletleri destekliyor; hele şu sıralar Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın sağ kolu mesaisinin bir kısmını Ankara’da bir kısmını Washington’da yürütüyor! Ama aynı “ortak” Türkiye’de, “İslamcı ve Şeriatçı Hareketi” de destekliyor. Bu işte bir terslik yok mu? Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğü korunuyor diyorlar ama rejimi ne oluyor? Bu oyunu artık çocuklar bile fark edebiliyor! Gelişme Gülhan Elmas: “İbrahim Sadri kumar oynarken yakalanmış. Yaşasın! Muhafazakâr eşcinselimizde sonra, muhafazakâr kumarbazımız da oldu!” Dönüşüm Hasan Baş: “Şeriattan kaçacak patronların mal varlıkları da halkıma kömür olarak dönecektir inşallah!” Hakaret Macide Tanır: Kadınların başlarını bağlamaları bence, erkeklere yapılan en büyük hakarettir.” Kampanya Kemal Öncü: “Liboş tayfası ‘Bahşiş Alma Özgürlüğü’ için acaba ne zaman imza kampanyası başlatacak?” İkilem M. Alpaslan Yener: “Hem laik, hem Müslüman olunmaz diyenlerin laikliğin teminatı olduğu bir ülkede, şeriatın ne zaman geleceği değil, şeriattan nasıl kurtulunacağı tartışılmalıdır.” Sanat Avni Kurtuldu: “RTE, ‘Öfke de bir hitabet sanatıdır’ demiş. Tükürürüm böyle sanatın içine!” Münakaşa başlayacak mı? Bakanlığı (DHS), son yıllarda devreye soktuğu Ulusal Biyolojik ve Tarımsal Savunma Tesisleri ile potansiyel tarımsal terör tehditlerini inceliyor. Sayıları altıyı bulan bu tesislerde yiyecek stoklarını ve ulusal sağlığı tehdit eden terörist saldırılara karşı çeşitli silahlar geliştiriliyor. Tesislerde ayrıca insanlar için çok büyük bir risk oluşturan ölümcül, egzotik ve bulaşıcı hastalıklar araştırılıyor. Örneğin Malezya ve Avustralya'da son günlerde keşfedilen Nipah ve Hendra virüslerinin öldürücü olduğu saptandı. Derleyen: Reyhan Oksay Kaynak:www.popsci.com, Newsweek 31 Aralık 2007, www.msnbc.msn.com Yusuf Ziya bey, Köprülüzade Fuat beye inat, bir eser neşrine başladı. eçen sene iki müderris arasında bir münakaşa zuhur etmiş ve bu münakaşa aylarca devam etmişti. Müderris Köprülüzade Fuat beyle müderris Yusuf Ziya bey arasında zuhur eden ve Yunan medeniyetinden evvel Türk medeniyetinin mevcut olup olmadığı hakkında devam eden münakaşa nihayet unutulmuş ve bu mesele için Darülfünun’da teşkil edilen heyet de müsbet bir karar verememişti. Haber aldığımıza göre müderris Yusuf Ziya bey ahiren (son zamanlarda) bir kitap telif etmektedir. Bu kitap Yunan medeniyetinden evvel bir Türk medeniyetinin mevcut olduğu hakkındadır. Kitabın ilk forması intişar etmiştir (yayımlanmıştır). Bu kitabın intişarından sonra münakaşanın tekrar alevleneceğini tahmin ediyoruz. 12 Mart 1928 Pazartesi G stanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’nin kış sömestr imtihanları birkaç gün evvel icra edilmiştir. 100’ü mütecaviz İmtihanda dört genç muvaffak (aşan) samiin (dinleyici) bulunmuş olmuştur. ve gençler tezlerini muvaffakiyetle vererek fevkalade muvaffak olmuşlardır. eyeti mümeyyize imtihandan çok memnun kalmışlardır. Muvaffak bey tiyatro tarihini, Hatime hanım Divan kataloglarını, Semahat hanım Abdülhak Hamid’i, Fehamet hanım Ziya Gökalp’i tezlerine mevzu olarak intihap etmişlerdi (seçmişlerdi). Edebiyat Fakültesi’nin yeni mezunlarını tebrik ve memlekete müfid (faydalı) olmalarını temenni ederiz. Bu münasebetle mezunların fakülte reisi müderris Sırasıyla: Muvaffak Hüsnü Bey, Köprülüzade Fuat beyle Hatime Nuri Hanım, müderris beraber çıkardıkları bir resmi Köprülüzade Fuat Bey, Semahat Şevki derc ediyoruz. Hanım, Fehamet Hüseyin Hanım. 11 Mart 1928 Pazar Edebiyat Fakültesi’nde imtihanlar İ H