Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nr. 39 / 2007 28 SEPTEMBER 2007 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf Yoğunlaşan Huzursuzluk! 22 Temmuz seçiminden bu yana iki ay geçti. İlk bakışta AKP’nin sandıktan yüzde 46 oy oranıyla çıkması, tek başına hükümetini kurması, tek başına cumhurbaşkanını seçmesi, tek başına yeni anayasa girişimine geçmesi, toplumda demokratik bir otoritenin oluşması gibi görünebilir ve bu gelişmenin topluma huzur sağlayacağı düşünülebilirdi. Ne var ki toplum, huzura kavuşacağı yerde, derin bir gerilimi yaşıyor. Bu gerilimde CHP ve MHP’nin payı yok gibidir; muhalefet partileri alabildiğine edilginlik içinde yaşıyorlar. Ama toplum daha değişik bir havayı teneffüs etmektedir; son günlerde huzursuzluk ve gerginliğin dışavurumu, dönüp dolaşarak bir soruda odaklaşıyor: “Türkiye Malezya olabilir mi?” Soru açık, kesin, somuttur ve 22 Temmuz seçimlerinin üstünden iki ay sonra ülke gündemine ağırlıkla oturmuştur. Yeni Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın toplumdaki huzursuzluğu yatıştırma çabaları ve açıklamaları etkili olamıyor. Neden? Çünkü bunalım daha da derindedir. ? Türkiye Cumhuriyeti’nin 21’inci yüzyılın ilk on yılındaki hali, Osmanlı Devleti’nin 20’nci yüzyılın başlangıcındaki durumunu hatırlatmaktadır. Osmanlı Devleti, çöküş yıllarında, zamanın büyük devletlerine teslim olmuştu; alabildiğine dış borçlanmayla, ekonomisini gözden ve elden çıkarmıştı. Sınırları sürekli tartışma konusu yapılagelen ve ülke haritası Batı’da sorunlaşan Osmanlı Devleti’nin başını YunanRumErmeni davaları sarmıştı; zamanın büyük devletleri bu davaların içinde yerlerini almayı ihmal etmiyorlardı ve özçıkarlarını bu davaların arkasında durarak savunmayı, yöntem olarak benimsemişlerdi. İçerde çöküntüye uğramış devlet kapsamında İslamcılık, Türkçülük, Osmanlıcılık akımlarıyla birbirine giren yöneticiler, ne yapacaklarını bilemiyorlar, Batı’nın “Büyük Devletleri” karşısında birlik ve bütünlük gösteremiyorlardı. ? Bugün de Türkiye’de benzeri bir durum geçerlidir. Batı’da, Türkiye’ye olumlu bakan bir tek “Büyük Devlet” yoktur; 1915 olayları, aradan neredeyse yüzyıl geçmesine karşın, hortlatılmıştır; en “büyük müttefikimiz” sayılan Amerika, Kuzey Irak’ta PKK terörünü himayesine almıştır. Avrupa, Ege’de Yunan, Kıbrıs’ta Rum davalarının arkasında durmaktadır. ? Türkiye’de AKP iktidarı, bu inanılmaz tablo karşısında bile, muhalefetle uzlaşacağına, ülkeyi alabildiğine huzursuzlaştıran davasının peşinde koşmaktadır. Dış güçlere dayanarak, içerde amacına ulaşacağını sanan AKP iktidarı, tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Çünkü dış güçler, Osmanlı’nın son dönemindeki gibi, “hem oyalamak, hem vurmak, hem almak” yöntemini yürütüyorlar. ? Toplum, olanbitenleri tüm boyutlarıyla kavramasa da, tarihsel bilinciyle gerçekleri sezdiğinden, alabildiğine huzursuzdur. Ülkede durumu kavrayan kimi devlet kurumları da huzursuzdur. AKP iktidarı da bu ortamda ister istemez huzursuzdur. Huzursuzluğu gidermek için ne yapılmalıdır? Her şeyden önce içerde iktidarın ve muhalefetin, işin ciddiyetini görerek, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısında Devamı 18. Sayfada Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Başbuğ kaygılarını dile getirdi AKP ve ABD’ye askerden uyarı Laiklik tartışılamaz İlker Başbuğ, laikliğin ulus devlet, demokrasi ve Atatürk milliyetçiliği anlayışlarının olmazsa olmaz koşulu olduğunu vurgulayarak anayasadaki laiklik ilkesine ilişkin işlevsel tanımların tartışma konusu olmaması gerektiğini belirtti. Cumhuriyetin temel niteliklerine sahip çıkmanın herkesin görevi olduğunu kaydeden Başbuğ, TSK’nin de bu nitelikleri korumada taraf olmaya devam edeceğini söyledi. PROF. GEMALMAZ: SÜREÇ ANTİDEMOKRATİK Türkiye’nin gücü var ABD’nin, K. Irak’taki terör varlığı konusunda söz değil, eylem zamanı olduğunu anlaması gerektiğini belirten Başbuğ, “Türkiye’nin Irak’taki gelişmeleri engelleyebilecek, maliyetlerini artırabilecek bir güce sahip olmadığı söylenemez” dedi. K. Irak’taki Kürtlerin güç kazandığını vurgulayan Başbuğ, “Bu durumun, vatandaşlarımızın bir kısmı üzerinde yeni bir aidiyet modeli yaratabileceğine dikkat edilmelidir” diye koHaberi 4. Sayfada nuştu. ALEVİLER DE ANAYASA TASLAĞINA TEPKİLİ Anayasa tuzağı Gemalmaz, din ve vicdan hürriyetinin türbana indirgenmesinin bir tuzak olduğunu belirterek “anayasanın hazırlama süreci baştan aşağı antidemokratiktir” dedi. Topluma anayasanın ‘tartışılıyor’ gibi yutturulmasının büyük bir rezalet olduğunu vurgulayan Gemalmaz, Erdoğan’ın “Anayasa konusunda herkes görüş açıklasın” sözlerini ise “kandırmaca” olarak değerlendirdi. Berivan TAPAN’ın haberi 5. Sayfada Medreseye dönüş Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Emel Sungur, taslağa ilişkin Alevilerin kaygılarını ve taleplerini içeren bir dilekçe hazırlayarak TBMM Dilekçe Komisyonu’na teslim etti. Türbanlı eğitim hakkının medrese eğitim düzenine geri dönmek olacağını belirten Sungur, taslağın laikliği tamamen “kazıma” amacıyla hazırlandığını ileri sürdü. Haberi 5. Sayfada KOMİSYON İSTEMEDİ Türkiye Avro’ya giremedi Komisyonun yeni madeni Avro’lar için hazırladığı harita AB Konseyi’ne takıldı. Karara tepki gösteren Avrupa Parlamentosu’nun iki İtalyan liberal milletvekili, “Konsey, gizlice ve kasten Türkiye’yi Avro’dan sildi” dedi. Financial Times gazetesi, AB Konseyi’nin “sömürgeci” bir mantıkla çizdiği yeni haritaya uyacak şekilde Kıbrıs’ın da yerinin değiştirilerek yüzlerce kilometre Batı’ya, Girit’in yanına taşındığını kaydetti. Haberi 18. Sayfada Promosyon çılgınlığı Yaşar Kemal La Scala’da alkışlarla karşılandı. (Fotoğraf: AA) C ‘Teneke’ tam not aldı MİLANO La Scala Operası’nın kat kat yükselen altın sarısı balkonları, locaları, kırmızı kadife koltukları ağzına dek doluydu... Millet akın akın gelmişti “Teneke” operasının prömiyerine... Şeref locasında Yaşar Kemal, heyecanını gizlemeye çalışan kocaman bir çocuk... Hemen yanında neredeyse ev sahibi rolünde Leyla Gencer... Kristal avizelerin ışığı sönerken La Scala Orkestrası çoktan yerini almıştı. Alkışlar arasında Şef Roberto Abbado göründü, yerini aldı, bagetini kaldırdı... Sessizlik... Zeynep ORAL’ın haberi 18. Sayfada Avrupa’nın en büyük elektromarket zinciri Media Markt’ın Türkiye’deki ilk mağazasının açılışında izdiham yaşandı. Ümraniye’deki mağazanın açılışı dolayısıyla gerçekleştirilen kampanyada ürünler birkaç saat içinde tükenirken 28 Eylül 2007 Cuma gününe kadar sürdürülmesi planlanan kampanya, promosyonlu ürün stoklarının tükenmesi sebebiyle ilk gün sonlandırıldı. Binlerce yurttaş ürünlerden alabilmek için gece boyunca kuyrukta bekledi. Yoğun kalabalık nedeniyle kuyrukta yer yer kavgalar yaşandı. Ürün kapma çabası yağma görüntülerini anımsattı. Haberi 8. Sayfada ‘Die Brücke’: Şaşırtıcı bir ‘köprü’ Türkiye’den Almanya’ya entelektüel göçün sessiz ve çalışkan kahramanlarından Necati Mert, “Die Brücke”nin işlevi, Almanya’daki yabancıların entelektüel konumu, kökleri çok derinlerdeki Alman ırkçılığının yeni girişimlerine karşı mücadelede yapılması gerekenler ve Almanca yazan Türkiye kökenli aydının zor rolü üzerine Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Osman ÇUTSAY’ın haberi 16. Sayfada ATAD’ın aldığı karar emsal oluşturuyor Mimin büyük ustası öldü Dünyanın en ünlü pantomim sanatçısı Marcel Marceau 84 yaşında yaşamını yitirdi. Gerçek adı Marcel Mangel olan sanatçı, Etiene Decroux ve Jean Louis Berrault ile mim çalıştı. 1947 yılında beyaz suratlı palyaço tiplemesi “Bip” ile ün kazanmıştı. Haberi 11. Sayfada Vizesiz girişin yolu açıldı Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın (ATAD) aldığı bir kararla işveren, serbest meslek sahibi, öğretim üyesi gibi hizmet sektöründe çalışan Türklerin Avrupa Birliği üyesi 25 ülkeye vizesiz girmesinin yolu açıldı. 20 Eylül’de alınan bu kararla birlikte işadamı, esnaf, öğrenci, sporcu, gazeteci, avukat, doktor, şoför gibi hizmet sektöründe çalışan Türklerin, AB üyesi 25 ülkeye vizesiz girme hakkı doğdu. Haberi 3. Sayfada