29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 EYLÜL 2007 CUMA spor İki teker bir dünya T am tamına 116 bin 443 kilometre. Japon Daisuke Nakanishi, 9 yıl önce hayalini gerçekleştirmek için ailesini, arkadaşlarını, işini ve ülkesini geride bırakarak bisikletiyle dünya turuna başlamış. Bu turda dünyanın bin türlü halini de görmüş. Brezilya’da Pele’yle tanışmış, Afrika’da salgın hastalığa yakalanmış ama her şeyden önemlisi yüzbinlerce insanla tanışıp bir sürü dost edinmiş. Dediğine göre babası bunu tamamlaması gerektiğine inanıyormuş ve kendisine sınırsız destek veriyormuş. Annesi geçen bunca yıla karşın endişelenmekten vazgeçmemiş. Hesaplarına göre turu tamamlamasına 2 yıl kalan Daisuke Nakanishi, dünyayı gezerken Türkiye’ye de uğramayı ihmal etmedi ve uzun yolculuğunu bizimle paylaştı. Tura başlarken amacınız neydi? Bu benim hayalimdi. Öğrenciyken birkaç kez ufak turlara çıkmıştım ve çok güzel arkadaşlıklar kurmuştum. Hayalim bisikletle dünyayı gezmek, 120 ülkeyi ziyaret etmek ve 1 milyon arkadaş edinmekti. Bu yolculuğa ne zaman karar verdiniz ve nasıl bir yol izlediniz? Üniversiteyi bitirdikten sonra, 6 sene ekonomist olarak çalıştım. Bu süre içinde para biriktirdim. 13 Temmuz 1998’de Japonya’dan yola çıktım. Uçakla Alaska’ya gittim. Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika ve Orta Amerika’yı geçtikten sonra Güney Amerika turuna başladım. Kolombiya, Ekvator ve Peru’yu bisikletle geçtim. 1999’da Peru’dan uçakla İsveç’in başkenti Stockholm’e geçtim ve 2000’e kadar Batı Avrupa’da biskilet sürdüm. Oradan Güney Afrika, 2002’de Güneydoğu Asya, Tayland, Kamboçya, Avusturalya ve Yeni Zelanda yönünde gittikten sonra tekrar Amerika kıtasına döndüm. 2005’te oradan Avrupa’ya geçtim. Bu kez Moskova’dan başladım ve İspanya dahil Avrupa’daki birçok ülkeyi gezdim. Tunus ve Kuzey Afrika’dan geçtikten sonra 25 Temmuz’da Bodrum’a geldim. Oradan İzmir’e geçtim. Türkiye’de son durağım ise İstanbul oldu. Yolculuğunuz sırasında nerelerde konakladınız? Genelde geceleri çadırımda geçirdim çünkü oteller çok pahalı oluyor. Merkezde kamp yapmak tehlikeli olduğundan çadırımı şehrin dışındaki çiftlik ve ormanlarda kuruyorum. Sık sık kötü koşullarla karşılaşıyor olmalısınız... Değişik ülkelerde farklı durumlar ortaya çıkabiliyor. Afrika’da kalırken salgın bir hastalık vardı ve ben de bu hastalığa yakalandım. O sırada birçok insan yetersiz sağlık hizmetleri yüzünden ölmüştü ama ben şanslıydım. Patagonya’da ise müthiş bir rüzgar vardı. Bisikletimi sürmek için rüzgarın durmasını beklemek zorundaydım. Orta Afrika’daki polisler ve askerler çok kötüydü. Sizden devamlı para talep ediyorlar. Afrika’daki yaşam koşullarından büyük ve modern şehirlerdeki hayata geçişte neler hissettiniz? Üçüncü dünya ülkelerinden birinden zengin ve yaşam koyulları iyi olan bir başka ülkeye gittiğimde kendimi kötü hissettim. Çünkü fakir ülkelerdeki konukseverlik çok daha fazla. Yine de birkaç gün içinde oradaki hayata da alışmayı başardım. Özellikle Avrupa’da varolan sosyal yaşam ve dünyanın diğer yerlerindeki farkları görmek nasıl bir şey? Avrupa’da bana dostça davranan çok fazla insan yoktu. Güneyde daha sıcakkanlı insanlar var. Bazı ülkeler ise tehlikeliydi. Sonuçta hepsi ilginç deneyimlerdi ve bunları gördüğüm için memnunum. Türkiye’de insanlar çok samimi ama Yunanistan tamamen farklıydı. İngilizce bilenler bile çoğunlukla benle konuşmaya yanaşmadı. İnsanlara selam verdiğimde kimse karşılık vermiyordu. Açıkçası Yunanistan’dan hiç hoşlanmadım. Hiç festival ya da protesto yürüyüşü gibi etkinliklere katıldınızmı? Rio Karnavalı’nda bulundum ama genelde o kadar aktif ve katılımcı biri değilimdir. En çok nerede bulunmaktan keyif aldınız? Güney Amerika’yı çok sevdim. Oradaki insanlar Türklere benziyor. Arkadaş canlısı ve açık fikirliler. Birçok insan bir şeyler yemeye ya da içmeye davet etti. C Sevil ARINAN Dünyanın gözü onun smaçlarında. Öyle bir vuruyor ki karşısında kimse duramıyor. Son olarak 2008 Grand Prix Eleme maçlarında, Avrupa’nın şampiyon ülkeleri karşısındaki karşılanması imkansız smaçlarıyla kendini gösterdi. Ve tüm herkes bir daha gördü ki filenin üstünden karşı alana topa kimse onun kadar sert ve isabetli vuramıyor: Neslihan Demir Darnel... 11 yaşında Eskişehir’de başlayıp şu sıralar İspanya Tenerife takımına kadar uzanan başarıyla dolu bir kariyeri var Neslihan’ın... Ulusal takımımızın da değişmez parçası olan Neslihan ile Ankara’da zorlu maç trafiğinde konuştuk. Takım olarak performansınız nasıldı? Eleme maçlarında takım arkadaşlarımla birlikte çok iyi bir performans sergiledik. Zaten hazırlık dönemini yoğun antrenman programı ile geçirmiştik. Takımımız her maçı alacak güce sahip oyunculardan oluşuyor. Sahadan her zaman galibiyetle ayrılmak istedik. Bunu da büyük ölçüde gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Ulusal sporcular olarak ülkemizi iyi yerlere taşımanın çabasını verdik. Türkiye, zor maçları kazanmasını bilen bir takıma sahip. Belçika’da yapılacak Avrupa Şampiyonası finallerinde de iyi bir sonuç almayı hedefliyoruz. Benim performan 19 Demir smaç Neslihan sıma gelince iyi oynadığımı düşünüyorum. Zaman zaman fazla top aldığım için hep ön planda görünsem de aslında biz bir bütünüz bu başarı hepimizi ortak çabaları ile gerçekleşti. Türkiye’de voleybola ayrılan bütçeyi yeterli buluyor musunuz? Açıkçası yeterli bulmuyorum. Türkiye’de voleybol belirli bir yol kat etti fakat destekler hâlâ yetersiz. Sevindirici olan ise sponsorların yavaş yavaş artmaya başlaması. Bu olumlu gelişmenin ilerleyen yıllarda Türk voleyboluna daha iyi yansıyacağını düşünüyorum. Bu gelişmenin devamında uluslararası düzeyde başarımız da payını alacak. İspanya’ya transfer olduktan sonra voleybol tarzınızda değişiklik oldu mu? Teknik anlamda ve bu dalda kendime has bir tarzım olduğunu düşünüyorum. Devamında da Tenerife Marichal takımına gittim. Orada da kendimi geliştirmenin çabasını veriyorum.Yakaladığım performansın üzerine çıkmaya çalışıyorum. Ankara seyircisi sizi yalnız bırakmadı... Bizim bu başarımızda seyircinin büyük payı var. Maçlardaki atmosfer çok etkileyiciydi. Ankaralı taraftarlar çok bilinçli. Onların itici gücü ile maçlarımızı kazandık. Bu nedenle ben ve takım arkadaşlarım bizi destekleyen voleybol severlere teşekkür ediyoruz. Japon bisikletçi Daisuke Nakanishi, efsane futbolcu Pele’yle birlikte. Powell kendini aştı:9.74 RIETI (Ajanslar) Jamaikalı Asafa Powell 100 metrede yine uçtu ve kendisine ait olan 100 metre dünya rekorunu bir kez daha geliştirdi. İtalya’nın Rieti kentinde yapılan Grand Prix Yarışları’nda Powell, 100 metre elemelerinde 9.74’lük derecesiyle dünya rekoru kırdı. 9.77’yle kendisina ait eski rekoru kariyerinde 3 kez koşan Jamaikalı sprinter Asafa Powell, Osaka’daki Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 100 metrede 3. olmuştu. Asafa Powell 100 metrede 9.77’lik zamanı ilk kez 2005’te gerçekleştirmiş, daha sonra ABD’li olimpiyat şampiyonu Justin Gatlin de 2006’da rekoru egale etmişti. Bu başarının ardından Powell rekorunu geri aldı. Powell aynı yıl 2 kez 9.77 koşarak yeniden 100 metre rekorunun sahibi olmuştu. 100 metrede dünya rekoru kıran Powell’ın bu başarısı bazı otoriteler tarafından bekleniyordu. Çünkü Powell tek başına koştuğu zaman rekora daha kolay odaklanabiliyor. Jamaikalı sprinter kendine ait rekoru bir kez daha geliştirerek 100 metre rekorunu kırılması zor bir hale getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle