29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 EYLÜL 2007 CUMA söyleşi Ülker şirketler topluluğu sözcüsü ve istişare kurulu üyesi Yurdagül’le küresel ısınmanın etkileri üzerine: C T R E 11 En çevreci Ülker SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Bugün Türkiye’nin gıda sektöründe en tanınmış markalarından olan Ülker 63 yaşında. Temeli tek çeşit bir bisküviyle atılan Ülker Şirketler Topluluğu bugün geleneksel alanı olan bisküvi ve çikolata başta olmak üzere dört ayrı grup çatısı altında 65 şirketiyle faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin en eski gıda üreticilerinden olan Ülker’in yurtiçi ve dışında toplam 42 fabrikası ve 23 bin 500 çalışanı bulunuyor. Bugün Ülker şemsiyesi altında 200’e yakın markası ve 1500’ü aşkın çeşidi var. Türkiye’de kişi başına 93 adet Ülker ürünü üretiliyor. Topluluk bünyesinde bulunan bisküvi fabrikaları, iki haftalık üretimleriyle dünyadaki her insana birer bisküvi sağlayacak kapasitede. Ülker’in en önemli ürünlerinin başında da süt ve süt ürünleri geliyor. Ülker’in istişare kurulu üyesi ve grup sözcüsü Metin Yurdagül’le Türkiye’yi vuran kuraklığın gıda, özellikle de süt ve süt ürünleri sektörüne etkilerini konuşuyoruz. Türkiye’de yaşanan kuraklık gıda sektörünü özellikle de süt ve süt ürünleri üretimini nasıl etkiledi? Perakende satış fiyatları bundan nasıl etkilenir? METİN YURDAGÜL Kuraklığın sonucu yeşilliğin etkilenmesi ve bundan dolayı da süt daralması olduğu bir gerçek. Yaz aylarında ineklerin süt verme süreleri de kısaldığı için bundan dolayı da süt üretiminde bir düşüş meydana geliyor. Kuraklığın küresel ısınmanın sonucu olduğundan da pek emin değilim. Bir taraftan dünyanın çeşitli yerlerinde seller götürürken öbür yanında böyle kuraklıklar olması bu kuşkuları doğuruyor. Ancak bu kuraklıktan birçok hammaddenin etkilendiğini görüyoruz. Bu yalnız ineklerin meselesi değil. Buğday, kakao, yağ, mısır fiyatları yükseldi. Trakya’da tarlalara indim. Ayçiçeklerinin yandıklarını gözümle gördüm. Süte dönersek… Temmuz ayından bu yana baktığımız zaman süt arzında yüzde 1015 arası bir gerileme var. Bu durum bütün firmaları etkiledi. Biz de aşağı yukarı yüzde 8590 kapasiteyle çalışıyoruz. Oysa biz her zaman full kapasite çalışan bir kuruluşuz. ‘ Kuraklığın nedeni çevre sorunları. Bu çevre sorunlarına mutlaka önlem alınması gerekiyor. ’ tutularak hiç önlem alınması düşünülüyor mu? Bu kuraklığın nedeni çevre sorunları. Bu çevre sorunlarına karşı mutlaka etkili önlemler alınması gerekiyor. Su da bir çevre sorunu. Bir kere mutlaka bütün sanayi kuruluşlarının çevre sorunlarına hassasiyet göstermeleri zorunlu. Ülker Grubu olarak çevre sorunlarına karşı bir hayli hassas olduğumuzu düşünüyorum. TEMA Vakfı’nın 1992 yılında kuruluşunda Hayrettin Karaca, Nihat Gökyiğit’le birlikte 25 kişinin arasında Ülker Onursal Başkanı Sabri Ülker de yer aldı. Halen TEMA’nın mütevelli heyetindedir. Çevreyi korumaya verdiğimiz önem; Sabri Ülker’in de mütevelli heyet üyesi olması nedeniyle TEMA’yla ortak çevre projelerimiz vardır. Köy kalkınmalarının projelerini yaptık. Trakya’da hangi köyler bunlar? 2001 yılında TEMA’nın Kırsal Kalkınma Projesi kampanyası verilen aile planlaması eğitimlerinin ardından doğum oranında ciddi düşüşler yaşandı. Artık Azatlı köyünde tek çocuklu aileler gittikçe çoğalıyor. ÇEVRE STANDARTLARI Peki, siz Ülker olarak kendi içinizde neler yapıyorsunuz? Otuz ikisi Türkiye’de olan 42 fabrikamız var. Yurtdışındakiler oraların şartlarıyla ilgili. Ama Türkiye’deki fabrikalarda atık su tesisleri yaptırdık. Yani bir fabrika kurulmadan önce ilk yaptığımız şey, arıtma tesisi kurmak. İnsanlar çevreye duyarlılığı sadece ağaç dikmek ya da TEMA’ya yardım etmek gibi algılıyorlar. Bu böyle değil tabii. Bu tesisler büyük projeler. En küçük tesisin maliyeti 1 milyon dolardan aşağı değildir. Bunun 34 milyon dolara çıkan oranları vardır. Siz 32 fabrikadan Evet. Yurtiçi ve yurtdışında toplam 23 bin 500 çalışanımız var. Yurtiçinde bu rakam 20 bin 500. Hemen hemen bütün şirketlerimizde kullanılan kâğıtlar geriye dönüştürülmek üzere toplanır. Bu kâğıtlar satılır. Toplanan parayla da TEMA’nın ağaç dikme kampanyalarında ağaç dikilir. Bunlar bizim yapmaya çalıştıklarımız. Herkes, her kuruluş, her şirket kendi payına düşeni yaparsa tabii ki çevre sorunlarının önünü almak ya da kayıpları en aza indirmek mümkün. BAŞA GÜREŞİYORUZ Peki, grubun en yüksek ciroya sahip kuruluşları hangileri? Öncelikle tüm grubun yıllık cirosu 2006 rakamlarına göre 7 milyar 432 milyon dolar, ihracatı da 461 milyon dolar. yatırımların fizibilitesinden de sorumlu olan grup şu anda dokuz ayrı ülkedeki yatırımların sevk ve idaresini de gerçekleştiriyor. Topluluğun temel faaliyet alanları dışında kalan yatırımları ise oluşturulan İştirakler Komitesi içinde toplanmıştır. Daha açık söylemek gerekirse topluluk şirketlerinin iştirakleri olan ticari şirketler, bilişim teknolojileri şirketleri, finansal şirketler, gayrimenkul ve inşaat şirketlerinden İştirakler Komitesi sorumludur. Topluluğun Yıldız Holding AŞ adlı şirketi ise iştiraklerin tek bir şemsiye altında toplanmasını ve onların kılavuzluğu rolünü üstlenmektedir. Peki, ne kadar vergi ödüyorsunuz? Geçen yıl 290 milyon dolar vergi ödedik. Yine geçen yıl 175 milyon dolar da yatırım yaptık. Pazar paylarımız da çok yüksek. Çikolatada pazar payımız yüzde 57. P O R METİN YURDAGÜL 1938 doğumlu. Yükseköğrenimini İÜ Kimya Fakültesi’nde kimya yüksek mühendisi olarak tamamladı. Meslek yaşamına Sümerbank Konya Ereğli fabrikasında başladı. Henkel Turyağ’da 25 yılı aşkın süre çeşitli görevlerde bulunduktan sonra bir süre Turset Genel Müdürlüğü yaptı. 1992’de teknik genel müdür yardımcısıyken Ülker Grubu’na katılarak Besler Yağ ve Margarin Fabrikası’nı kurdu. Ülker Grubu içinde bugüne kadar Besler, Merkez, Eksper ve Pendik Nişasta şirketlerinin genel müdürlüğü ve beş yıl da Ülker Gıda Grubu Başkanlığı ve İcra Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Şimdi Ülker İstişare Konseyi üyeliği ve Grup Sözcülüğü’nün yanı sıra Ülker Grubu içinde çeşitli şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ya da üyeliğini yürütüyor. Aynı zamanda MÜMSAD’ın (Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği) başkanı. ‘ TEMA Vakfı’yla ortak çevre projelerimiz var. Köy kalkınmalarının projelerini yürütüyoruz. ’ KURAKLIK ÜRÜNÜ VURDU Kuraklıktan başka hangi ürünleriniz etkilendi? Bir kere Türkiye’de buğday üretiminde yüzde 15’e yakın bir düşüş var. Fiyatlarda da dünya piyasalarında yüzde 70’e varan artış oldu. Sütten söz edersek… Kooperatiflerin açtıkları ihaleler üç aylık dönemler için yapıldığından bu son üç ay içinde çiğ sütte yüzde 12 kadar bir fiyat artışı söz konusu oldu. Ama bunun fiyatlara yansıması yüzde 45 dolayında oldu. Dolayısıyla kâr marjında bir daralma meydana geldi. Burada bakıyoruz, süttozu yüzde 142 etkilenmiş. 2000 dolardan neredeyse 5000 dolara çıkmış. Susam yüzde 47, soya yağı yüzde 64, ayçiçek yağı yüzde 77 etkilenmiş. Türkiye’nin 2030 yılında çölleşmeye başlayacağı söyleniyor. Bu felaket senaryoları göz önünde ‘ Yeşillenme artınca su miktarı da artıyor. Buna paralel olarak yağış oranı da yükseliyor. ’ çerçevesinde Azatlı köyüne 170 bin dolar kaynak sağlayan Ülker, Kuzuçardağı ve Karacaoğlan köylerinin dönüşüm projelerine de 300 bin YTL’ye yakın bütçe ayırdı. Böylece Ülker’in bugüne kadar kırsal kalkınma projelerine verdiği destek 500 bin YTL’yi aştı. Peki, oralarda neler yaptınız? Çalılar temizlendi. Oralara yüksek verimli bitkiler getirildi. Süt üretimi yüzde 50 arttı. Biz bir ilki gerçekleştirdik. Bu sadece süt meselesi değil. Meyve bahçeleri geliştirildi. Alternatif gelir kaynakları yaratıldı. Yani Ülker’in desteğiyle gerçekleştirilen çalışmalarla gerek tarımda, gerekse sosyal alanda dönüşüm yaşayan köylüler, bir yandan ciddi ek gelire kavuşurken öbür yandan hayata bakış açılarında da ciddi değişimler geçirdi. Yeşillenme artınca su da artıyor. Buna paralel olarak yağışlar artıyor. Örneğin 2005 yılında tamamlanan Azatlı Köyü Projesi’yle köylüler daha ilk yıl 500 bin YTL’yi aşkın bir ek gelire kavuştu. Projenin maksimum verime ulaşması durumunda bu rakamın yıllık 2 milyon YTL’ye ulaşması öngörülüyor. Ayrıca, köylülere hesap yapın. Bunların hepsi, hiçbir zorlama olmadan daha işin başlangıcında yapılmıştır. Su kullanımında su temizlenir, atık su gönderilir, sonra su yeniden temizlenerek ayrıca su tasarrufu yapılır. Bir de bizim çevre standartlarımız var. Bu standartları ilk alanlardan birisi Ülker’dir. Şimdi en yenisi olan 14001 standardı birkaç şirketimizde var. Bütün çevrenin korunmasıyla ilgili alınacak her türlü tedbiri içerir. Bizim bir de ambalaj grubumuz var. Bu grup her yıl 120 bin ton atık kâğıdı işliyor. Böylece geri dönüşümlü kâğıt da üretmiş oluyoruz. Başka ambalaj malzemesi üretiliyor mu? Manisa’da bir fabrikamız var. Ambalaj filmi üretiyor. Bu ürünler tamamıyla çevreye uyumlu. Ayrıca karton kutu, koli üretiyoruz. Ambalaj grubu bugün yurtiçi ve yurtdışı ambalaj pazarının önemli oyuncuları arasında yer alan şirketler barındırıyor. Ambalaj grubunun 2006 yılı cirosu 400 milyon dolardır. Bir de şirketlerinizde geri dönüşüm için kâğıt topladığınızı biliyoruz … Ülker Şirketler Topluluğu’nun geleneksel ürünleri olan bisküvi, çikolata ve şekerleme ürünlerinin yanı sıra kek, un, sakız ve bebek maması gibi ek ve bağlantılı ürünlerin üretim, pazarlama, satış ve dağıtımından sorumlu olan Bisküvi, Çikolata, Şekerleme Grubu’dur. Grup 3 milyar dolarlık cirosuyla topluluk içinde en yüksek ciroya sahiptir. Gıda Grubu yağ, margarin, süt ve sütlü ürünler, alkolsüz içecekler, nişasta bazlı şekerler, hazır çorba ve pişirme malzemeleri, hazır yemek, kahvaltılık gevrek ve fonksiyonel gıda üretimi ve satışı konusunda faaliyet gösteriyor. Gıda Grubu 2006 sonu itibarıyla 2 milyar dolar ciroya ulaşmış ve topluluk içinde ikinci büyük grubu oluşturmuştur. ArGe, İş Geliştirme ve Yurtdışı Yatırımlar Grubu ve İştirakler Komitesi’yle ilgili bilgi verir misiniz? ArGe, İş Geliştirme ve Yurtdışı Yatırımlar Grubu topluluk için yeni stratejik ilgi ve yönetim alanlarının neler olabileceğine dair çalışmalar yapıyor; stratejik planları hazırlıyor. Mevcut grup şirketleri için gerekli iş çeşitlendirme olanaklarını araştırmanın yanı sıra sınır ötesi Bisküvide yüzde 60’ın üzerinde. Yağda, özellikle de paket margarinde yüzde 43 dolayında. Süt işlemede pazar birincisiyiz. İçim Süt markamızda ve yoğurtta ise pazar ikincisiyiz. Marka araştırmasında yüzde 65 Ülker markaları sayılıyor. Biraz daha topluluğun başarısını anlatmam gerekirse… Türkiye’nin 4. tüketim markasıyız, 5 ürün kategorisinde lider markayız. Günlük 1500 tonluk hacmiyle Türkiye’nin en büyük süt üreticisiyiz. Türkiye’deki en büyük 500 sanayici listesinde 15. sıradayız. Türkiye’de sermaye yoğunluklu teknoloji kullanan ilk bisküvi üreticisiyiz. Tüm Türkiye’de dağıtım ağı sağlayan ilk gıda şirketiyiz. Ciddi krizler sırasında tüm Türkiye’de kesintisiz dağıtım ağı sağlayan tek gıda şirketiyiz. Bir de önemli nokta olarak şunu eklemeliyim. Tüm dünyada aynı çatı altında en büyük BOPP ambalajlama filmi üretim kapasitesine sahip ilk gıda grubuyuz. Türkiye’de hijyen departmanı oluşturan ilk şirketiz. Her yıl Türkiye’nin en beğenilen şirketleri listesinin en üst sırasında, ilk beş içinde yer alıyoruz. ANAYASA TASLAĞI Murat KIŞLALI/ Emine KAPLAN ANKARA AKP’nin “sır” gibi sakladığı yeni anayasa taslağında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi 5 yıla düşürülüyor. Cumhurbaşkanının “5+5” formülüne göre halk tarafından seçilmesinin öngörüldüğü taslakta, Gül’e ikinci kez aday olma fırsatı tanınıyor. Genel seçimlerin 4 yılda bir yapılması öngörülürken, söz konusu hükmün bu yasama dönemine uygulanması öneriliyor. Buna göre, genel seçimler 2012 yılında değil 2011 yılında yapılacak. AKP’nin üzerinde çalıştığı, akademisyenlerce hazırlanan yeni anayasa taslağında, şu düzenlemeler öngörülüyor: c Seçim yasalarının temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenleneceğine ilişkin hüküm metinden çıkarıldı. Seçim yasalarında yapılacak değişikliklerin 1 yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacağına ilişkin hükme, “seçim yasalarında seçim sistemine ilişkin değişiklik” kriteri eklendi. Taslakta, bir siyasi partinin kapatılması için sayılan gerekçelerde sınırlandırmaya gidildi. Mev Gül’ün görev süresi 5 yıla düşürülüyor cut anayasada “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz, suç işlenmesini teşvik edemez” hükmü, “siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, insan haklarına, devletin bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğüne, demokrasiye, cumhuriyete ve laikliğe aykırı olamaz” biçiminde düzenlendi. HÜKÜMETE KADROLAŞMA YETKİSİ Partinin tüzük ve programının bu ilkelere aykırı olması durumunda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi üzerine Anayasa Mahkemesi’nce partiye ihtarda bulunulacak. İhtarı izleyen 2 ay içinde aykırılık giderilmediği takdirde ilgili parti hakkında dava açılacak. Siyasi partilerin “odak” olmasının koşulları da ağırlaştırılıyor. Cumhurbaşkanı, sadece Genelkurmay Başkanı, vali ve büyükelçileri atayacak. Bunun dışındaki atamaların hangi şekilde yapılacağı yasayla belirlenecek. TBMM’nin tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu nedenle silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması durumunda başbakana yetki veriliyor. TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığı seçimi de dahil olmak üzere bütün birleşimlerde üye tamsayısının en az üçte biri (184) ile toplanacak. Bakanlar Kurulu’nun düşürülmesi, TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğuyla yeni bir başbakan seçmesine bağlı olacak. Cumhurbaşkanı, TBMM’nin gösterdiği adayı başbakan olarak atamak zorunda olacak. Taslakta, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin seçenekli öneriler sunuldu. İlk seçenekte, halkoylamasına sunulan metin korunurken; ikinci seçenekte cumhurbaşkanının 57 yıllık bir süre için halk tarafından seçilmesi, cumhurbaşkanı adayının 20 milletvekilinin imzası ya da 200 bin seç menin noter tasdikli dilekçesiyle gösterilmesi önerildi. Devlet Denetleme Kurulu, Yüksek Denetleme Kurulu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu kaldırılıyor. Anayasa Mahkemesi, TBMM İçtüzüğü’nü sadece öndenetim yoluyla inceleyebilecek. Anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasi parti davalarında kapatmaya karar verilebilmesi için üye tamsayısının üçte ikisinin oyçokluğu aranacak. Mahkeme, yasaların yürürlüğünü ancak üçte iki çoğunluk ile durdurabilecek. Cumhurbaşkanının Yargıtay cumhuriyet başsavcısı ve başsavcı vekilini atama yetkisi kaldırılıyor. Danıştay’ın üyelerinin dörtte birini de cumhurbaşkanı yerine Bakanlar Kurulu belirleyecek. Taslağın bu haliyle yürürlüğe girmesi durumunda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi, 5. yılın sonunda sona erecek. Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte YÖK üyesi olanların bu sıfat ve görevleri, seçildikleri tarihten itibaren 3. yılın sonunda, 3 yılını doldurmuş olanların ise derhal sona erecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle