28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AĞUSTOS CUMA haberler AYDINLANMA EMRE KONGAR HACI BEKTAŞ VELİ ANMA KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİKLERİ’NE SİYASİLERDEN YOĞUN İLGİ Barış ve hoşgörü zirvesi E SEZER’İN MESAJI: tkinliklerin açılışında konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Hacı Bektaş Veli’nin düşüncesi, sevgi ve hoşgörüsü içerisinde kucaklaşmanın sevincini yaşadığını dile getirdi. Türkiye ‘Kırk Katır mı Kırk Satır mı?’ Tuzağına Düşmemelidir aşırı saldırgan politikayı, İslamcı faşistlerin saldırısı var gerekçesiyle haklı göstermeye yarıyor. Örneğin, direnişçi İslamcı güçlerin, başta kadın hakları olmak kaydıyla, tüm insan haklarına karşı bir biçimde, toplum yaşamında koyu bir İslam şeriatı uygulamasına başladıklarını gözlerden gizliyor. (Afganistan’da Sovyetler’i yenen Taliban’ın kurduğu koyu Şeriatçı düzeni anımsayalım.) ??? Türkiye’nin bugün iki önemli ulusal sorunu var: Biri, sınırlarını ve güvenliğini tehdit eden etnik bölücülük. Öteki, rejimini ve yaşam biçimini tehdit eden şeriatçılık. Türkiye bütün dünya sorunlarına ve Ortadoğu sorununa da bu iki önemli tehdit açısından bakmak zorunda. Ortadoğu’daki savaş ne yazık ki bu iki büyük tehlike açısından da Türkiye’nin sorunlarına sorun katıyor: Irak’taki Amerikan işgali , Türkiye’deki etnik bölücü terörün siyasal ve lojistik desteğini arttırmış görünüyor. Amerikan işgaline karşı direnenlerin şeriatçı uygulamaları ve özellikle SünniŞii çatışması ise Türkiye’nin laik ve demokratik düzenine karşı olan tehditleri arttırıyor. Dolayısıyla Ortadoğu’daki çelişkinin, savaşan karşıt güçler tarafından ‘‘Emperyalizm mi Şeriat mı’’ biçiminde formüle edilmeye çalışılması, Türkiye açısından ‘‘Kırk katır mı istersin kırk satır mı?’’ sorusuna dönüşüyor. ??? Sorunun çarpıtılmasının temelinde, Amerikalıların ‘‘Uygarlıklar Çatışması’’ adı altında pompaladığı ‘‘Dinler Savaşı’’ kavramı yatmakta. (Huntington’un kuramlarını ve Danimarka’dan başlayan karikatür krizini anımsayalım.) Şeriatçılar da, işlerine geldiği için, bu çarpıtmayı pekiştiriyor. Dünyayı yeniden ortaçağa geriletecek olan böyle bir kavramlaştırma, herkesten önce Türkiye’yi zarara uğratacaktır. C 5 Ü Felsefesi günümüze de ışık tutuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi büyük düşün insanları ve inanç önderlerinin, öngörüleri ve her dönemde geçerliliğini koruyan öğretileriyle, Anadolu aydınlanmasını başlattıklarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve çağdaş kimliğinin oluşmasına katkıda bulunduklarını bildirdi. Sezer, Hacı Bektaş Veli’yi Anma Etkinlikleri nedeniyle yayımladığı mesajda, insanı temel alan, sevgi, barış ve hoşgörü gibi evrensel değerleri yücelten düşünce sistemlerinin, ortaya çıktıkları dönemi aşarak günümüze ışık tutmakta olduklarını belirtti. Gelişmeye açık, demokratik ve çağdaş devletlerin temelini, insana yalnızca insan olduğu için değer veren, temel hak ve özgürlüklere saygılı bu düşünce sistemlerinin oluşturduğunu vurgulayan Sezer, şunları kaydetti: ‘‘Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi büyük düşün insanları ve inanç önderleri, öngörüleri ve her dönemde geçerliliğini koruyan öğretileriyle, Anadolu aydınlanmasını başlatmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve çağdaş kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmuştur. Türk dili ve kültürünün korunmasına büyük önem veren Hacı Bektaş Veli, Anadolu’da ortak kültürel dokunun, toplumsal kimlik ve birliğin sağlanmasına öncülük edenlerden biri olmuştur. Düşünceleri ve yaşamıyla kendisinden sonraki kuşaklara kardeşlik, birlik ve barış çağrısı yapan Hacı Bektaş Veli, insan ve doğa sevgisine, hoşgörüye, uzlaşmaya dayandırdığı anlayışı ve yaşam felsefesiyle gönüllerdeki saygın yerini almıştır. Felsefesinin temelini ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ özdeyişiyle ortaya koyan, kadınların okutulması gerektiğini vurgulayan Hacı Bektaş Veli, bilgi ve bilimin ışığında doğruluk, dürüstlük ve çalışkanlığı öğütlemiştir.’’ Sezer, mesajında şöyle dedi: ‘‘Yarınlarımızın barışçı, sağlam temeller üzerinde biçimlendirilmesi için Hacı Bektaş Veli ve diğer düşün insanlarımızın engin dünya görüşlerinin yol göstericiliğinde, çatışma yerine uzlaşma, karanlık yerine aydınlık hedeflenmelidir. Sevgi, hoşgörü, iyi niyet, olumlu düşünce ve akılcı yaklaşımların bizleri daha güzel bir geleceğe ulaştıracağı unutulmamalıdır. Barışa, dostluğa, kardeşliğe inanan Hacı Bektaş Veli’yi saygıyla anıyor, geleneksel niteliğiyle her yıl onun yaşadığı topraklarda gerçekleştirilen anma törenlerinin, Hacı Bektaş düşüncesinin yaşatılmasında etkili olduğuna inanıyor, yurttaşlarımıza esenlikler diliyorum.’’ SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri’nde tüm dünyaya barış, dostluk ve hoşgörü mesajları verildi. Ancak düzenleme komitesinin kararı gereği, açılış töreninde AleviBektaşi kuruluşlarının temsilcileri konuşturulmadı. İlçedeki Atatürk Anıtı’na çelenklerin konulmasıyla başlayan törenler Cumhuriyet Meydanı’nda devam etti. Etkinliklerin açılışında konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Hacı Bektaş Veli’nin düşüncesi, sevgi ve hoşgörüsü içerisinde kucaklaşmanın sevincini yaşadığını dile getirdi. Selmanpakoğlu şöyle konuştu: ‘‘Hacı Bektaş Veli ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ derken, Batı ortaçağ karanlığında yaşıyor, ilim adamlarını yargılayıp yakıyordu. Hacı Bektaş Veli’nin ‘Düşmanının bile insan olduğunu unutma’ anlayışı, gelişmiş bireyden gelişmiş topluma gidişin öngörüsüdür. Bu, Hacı Bektaş Veli tarafından yüzyıllar öncesinden tüm insanlığa hediye edilen büyük bir anlayıştır. Kadını şeriatın ikinci sınıfından çıkarıp ana seviyesine, yani gerçek yerine ulaştırmıştır. Atatürk, gelişmiş insanı tarif ederken en önemli konuyu yurt ve vatanseverlik olarak tarif etmiştir. Hacı Bektaş Veli de aynı kanıdadır.’’ ‘ZORUNLU DİN DERSİ KALDIRILSIN’ Selmanpakoğlu, konuşmasının son bölümünü AleviBektaşi toplumunun sorunları ve isteklerine ayırdı. Selmanpakoğlu, öneri ve isteklerini şöyle sıraladı: ? Zorunlu din dersleri kaldırılmalı. Eğer kaldırılamıyorsa seçmeli hale getirilmelidir. ? Alevilik din derslerinde okutulmamalıdır. Bu SünniAlevi gerginliğine yol açar. Okutmak istiyorlarsa da felsefe grubu derslerinde okutulmalıdır. ? AleviBektaşilerin yoğunlukta oldukları yerlerde cem evleri yapılmalı ve bunlar yasal statüye kavuşturulmalıdır. ? Alevi köylerine cami yaptırma politikasından vazgeçilmelidir. ? Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Sünni anlayışın fetva kurumu konumundan çıkarılarak yeniden yapılandırılması sağlanmalı ve devlet bütçesinden kaynak aktarılmamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda AleviBektaşi bilim adamlarının etkinliklerinin arttırılması sağlanmalıdır. ? Hacı Bektaş Veli Müzesi tüm külliye olarak Hacıbektaş Belediye Başkanlığı’na devredilmelidir. ? Sıvas’taki Madımak Oteli insanlık müzesi haline getirilmelidir. İlçe Kaymakamı Elif Nur Bozkurt Tandoğan da yaptığı konuşmada, Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu insanını kurtarmak, Türk varlığını korumak, Türk kültürünün sonsuza kadar devam etmesi noktasında büyük mücadeleler verdiğini anlattı. Tandoğan, ‘‘Zaman içerisinde birçok şey yok olmasına karşın Hacı Bektaş Veli’nin öğretileri Türk milletinin gönlünde devam etmiştir’’ dedi. Nevşehir Valisi M. Asım Hacımustafaoğlu da Hacı Bektaş Veli’nin Türk kimliği ile İslam kimliğini birleştirdiğini belirterek ‘‘Hacı Bektaş Veli’nin görüşlerini uygulamak, dünyaya iyiliklerin egemen olmasını sağlar’’ diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ise düzenlenen etkinliklerin açılış bölümünde monotonluk yaşandığını belirterek şöyle konştu: ‘‘Ne olursa olsun bu tip toplantılarda yenilenmeye ihtiyaç vardır. Bu etkinlikleri önümüzdeki yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Hacıbektaş Belediyesi ortaklığında yapacağız. Ayrıca bir müjde vermek istiyorum. Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nin onarımı ve yenilenmesi için bakanlığımız gerekli bütün kaynakları sağlamıştır.’’ Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu da, Hacı Bektaş Veli’nin yüzyıllar ötesinden verdiği mesajların, bugün de insanlığa ışık tuttuğunu belirtti. Açılış töreninin ardından törene katılanlar Hacı Bektaş Veli Türbesi’ni ziyaret ettiler. Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen şiir ve öykü yarışmasında dereceye girenlere ödülleri Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ve Nevşehir Valisi M. Asım Hacımustafaoğlu tarafından verildi. Hacıbektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri’ne Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de katıldı. Bu yıl 13’üncüsü verilen Uluslararası Hacıbektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü, Devlet Bakanı Çubukçu tarafından gazetemiz yazarı Miyase İlknur’a verildi. (Fotoğraflar: SELAHATTİN ŞAHİNAA) nlü masalı bilirsiniz: Sultan, büyük bir suç işlemiş olarak karşısına getirilen kişiye sormuş: ‘‘Kırk katır mı istersin kırk satır mı?’’ Kırk satır ile idam edileceğini düşünen ve seçenek olarak kendisine kırk katır sunulduğunu sanan adam ‘‘Kırk katır!’’ demiş. Bedeninin her bir parçası bir katıra bağlanan adam, ayrı yönlere giden katırların kırbaçlanmasıyla büyük acılar içinde parça parça olarak ölmüş. ??? Bush Yönetimi’nin Ortadoğu’da, İsrail ile birlikte giriştiği geniş harekât, radikal siyasal İslamı bir direniş çerçevesinde örgütledi. Amerikan ve İsrail saldırılarına karşı, şeriatçı yönetim biçimlerini benimsemiş olan İslamcı örgütlerin direnişi ortaya çıktı. Birçok kişi Ortadoğu’daki bu savaşı ‘‘Emperyalizm mi Şeriat mı’’ biçiminde ifade etmek eğiliminde. ??? Tabii çelişki bu biçimde ifade edilince, İslam Şeriatçılarının kendi aralarında ortaya çıkan ve Irak’ta oluk oluk kan dökülmesine yol açan SünniŞii çatışması gölgeleniyor. Hem Amerika’daki hem İsrail’deki hem de İslam Dünyası’ ndaki aşırı dincilerin, yani hem Hıristiyan, hem Musevi hem de Müslüman köktendincilerin kendi varlıklarını ve tezlerini güçlendirdiği için körükledikleri bu ifade biçimi aslında sadece, Irak’ta her gün onlarca kişinin katledilmesine yol açan SünniŞii çatışmasını değil, pek çok başka gerçeği de gizlemekte kullanılıyor: Örneğin, Amerikan yayılmacılığının, dünya stratejisi ve Ortadoğu petrolleri açısından izlediği saldırgan politikayı, din savaşları ekseninde örtbas etmeye yarıyor. Örneğin, Bush Yönetimi’nin ABD’deki iç politikada izlediği aşırı muhafazakâr (ve hatta dinci) çizgiyi bile, ‘‘İslamcı faşistlerin saldırısı altındayız’’ sloganıyla gizlemeye hizmet ediyor. Örneğin, İsrail’in güttüğü ekongar?cumhuriyet. com.tr; www.kongar.org ‘En güzel inancın başkenti’ MİYASE İLKNUR NEVŞEHİR Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk, bazı kesimlerin Aleviler arasına nifak sokmaya çalıştığını belirterek ‘‘Hacıbektaş dünyadaki en güzel inancın başkentidir, bu başkenti başkent yapmak boynumuzun borcudur’’ dedi. Başyazarımız Selçuk, ünlü düşünür Hacı Bektaşı Veli’yi anma etkinlikleri kapsamında Hacıbektaş Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘‘Bilimsel Devrim ve Kemalizm’’ konulu panel öncesi bir konuşma yaptı. Hacıbektaş’ın dünyada en güzel inancın başkenti olduğunu belirten Selçuk, ‘‘Bugün ilk fabrikanın açılışı yapıldı, yakında açılacak fakültesi, bilim ve kültür merkeziyle buranın dünyanın en güzel inanç başkentine dönüşeceğine inanıyorum. Bunu yapmak bizim boynumuzun borcudur’’ diye konuştu. Reformun dindeki dönüşümü, Rönesansın ise yeniden doğuşu anlattığını belirten Selçuk, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘‘Aydınlanma devrimi ise Fransız devrimi ile ortaya çıkmış ve bunların her ikisini de kapsayan bir devrimdir. Atatürk, sanayi devrimini gerçekleştirmemiş bir ülkede, ilk kez Aydınlanma devrimini yaparak dünyada bir ilki gerçekleştirmiştir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın yanında bilimsel devrimi de eşzamanlı olarak yürütmüştür.’’ Son günlerde bazı basın organları ve çeşitli kesimlerde, Alevilerin arasında ayrılık ya da tabanda çok farklı bir düşünce varmış gibi hava estirildiğine dikkat çeken Selçuk, ‘‘Bunlar bilinçli yapılıyor. Aydınlanma devrimi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte gerçekleştiren Mustafa Kemal ile Aleviler arasına nifak sokmaya çalışıyorlar. Alevilerin tamamına yakını Atatürk’ün devrimine destek vermiş ve onu benimsemiştir. Ama son günlerde bazı aykırı sesler de çıkmaya başlamıştır. Duyuyorum, Atatürk konusunda kemküm eden Alevinin Aleviliğinden şüphe duyun’’ dedi. Selçuk konuşmasına şöyle devam etti: ‘‘Atatürk devrimini bir daha gerçekleştirebilir ve sağlamlaştırabilirsek, Türkiye dünyaya hükmeden bir ülke olur. Bilimsel devrim sanayileşmeyle birlikte olmuş ve yeryüzünü yeniden şekillendirmiştir. Hacıbektaş, dünyanın en güzel inancının başkenti demiştik. Dünyanın bu en güzel inanç sahipleri, inançlarına akıl ve bilimi de ekledikleri zaman yeryüzünü etkileyebilir. Bu konuda hiç alçakgönüllü olmayın. Belki bunun tasarımını Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu bugünden yapıyordur. Biz farkında değiliz belki ama, bütün inançların içinde Alevilik hem akla en yatkın hem de bilime yakın bir inançtır. Yeryüzünde inançlar incelendiğinde en insani inanç hangisi diye düşündüğümüz zaman, bu, Aleviliktir.’’ Prof. Ali Naki Selmanpakoğlu’nun yönettiği ‘‘Bilimsel Devrim ve Kemalizm’’ konulu panelde gazetemiz Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa Balbay, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay ile Gazi Üniversitesi Rektörü Kadri Yamaç konuştular. Kalabalık bir kitlenin bulunduğu salonda çok sayıda yurttaş da paneli ayakta izledi. Panelin oturum başkanlığını yapan Prof. Dr. Ali Naki Selmanpakoğlu da şunları söyledi: ‘‘Bilimsel devrim; yeni bilgiye ulaşmanın ve üretmenin yöntemleridir. Kemalizmin bilime verdiği önem gerçek anlamda üniversitelerin kurulmasında önemli bir unsur olmuştur.’’ 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay da üniversitelerin sorunlarına değinerek şöyle konuştu: ‘‘Bilginin inanılmaz büyüdüğü ve kirlendiği günümüzde bilimsel bilginin ancak üniversitelerde üretilebileceği unutulmamalıdır. Tüm üniversitelerin son yıllarda karşılaştığı güçlükler ne kadar özverili çalışırlarsa çalışsınlar istedikleri düzeyi yakalamalarına engel olmaktadır.’’ Gazi Üniversitesi Rektörü Yamaç da, Türk ulusunun bağımsızlığını, modernizasyonunu hedefleyen bir düşünce sistemi olan Kemalizmin günümüzde çağdaş bilimsel kurumlarla bire bir örtüştüğüne dikkat çekti. Banaz’dan tüm Türkiye’ye ‘barışa ve birliğe’ davet P ir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, 2 Temmuz 1993’te Sıvas Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen aydınların anısını, Pir Sultan Abdal’ın doğduğu köy olan Banaz’da yaşatacak. MAHMUT LICALI ANKARA Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Sıvas katliamında yitirilen aydınların anısına, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Pir Sultan Abdal’ın doğduğu Banaz köyünde ‘‘Sıvas Şehitleri Anıtı’’nın açılışını gerçekleştirecek. Vakıf, açılışa bütün aydınları, sanatçıları, demokratik kitle örgütlerini, katliamı lanetleyen siyasi partileri ve ‘‘Sıvas katliamının acısını yüreğimde hissettim’’ diyen tüm yurttaşları çağırırken; anıtın, katliamı yapan şeriatçı zihniyete karşı sanatla verilecek en güzel yanıt olacağını belirtiyor. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, 2 Temmuz 1993’te Sıvas Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen aydınların anısını, Pir Sultan Abdal’ın doğduğu köy olan Banaz’da yaşatacak. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde açılışı yapılacak ‘‘Sıvas Şehitleri Anıtı’’nın Türkiye’de barıştan yana olan herkesin katılımıyla gerçekleştirilmesini beklediklerini belirten vakfın başkan yardımcısı Emel Sungur, Türki ye’nin barışa olan ihtiyacını vurgulamak için açılış tarihinin 1 Eylül olarak belirlendiğini kaydetti. Sungur, ‘‘Toplumun her kesiminden ‘2 Temmuz’da Sıvas’ta yanan insanlarla aynı acıyı ben de duydum’ diyen herkesi Banaz’daki açılışa davet ediyoruz’’ dedi. Sungur, laiklik, demokrasi, insan hakları ve barış isteyen herkesi 1 Eylül’de Banaz’da olmaya davet etti. Vakfın yönetim kurulu üyesi Murtaza Demir, anıtın Banaz’a yapılmasının nedenini ise şöyle anlattı: ‘‘Pir Sultan Abdal Banazlı. 1993’te katliam da Pir Sultan Abdal Şenlikleri yapılırken gerçekleşti ve 35 aydınımız yaşamını yitirdi. Bu nedenle 1993 yılında Sıvas’ta yakılan insanlarla Pir Sultan Abdal’ın bir gönül bağı var. Biz hem Pir Sultan Abdal’ı, hem de Pir Sultan Abdal’ın yolundan giderken yakılan insanları coğrafi anlamda da bir araya getirmeyi istedik ve bunun anıta daha büyük bir anlam katacağını düşündük.’’ SİVAS ŞEHİTLERİ ANITI 1 Eylül’deki açılışa yurttaşların katılım sağlamalarını isteyen Demir, ‘‘İnsanlar, Türkiye’de ciddi bir tehdit halini alan şeriata karşı bir ses versinler. Bu yalnızca Alevilerin, Sünnilerin ya da sosyal demokratların sesi değil, Türkiye’nin ortak aklının bir sesi olsun’’ diye konuştu. 8 metre eninde, 4.5 metre yüksekliğinde tasarlanan Sıvas Şehitleri Anıtı’nın üzerinde katliamda yi tirilen aydınların isimleri yer alıyor. Anıtta ayrıca Nâzım Hikmet ve Pir Sultan Abdal’ın bazı şiirleri de bulunurken, ateş, toprak, su elementlerinin işlendiği yapıtta, kanatları yanan çeşitli renklerdeki güvercin figürleri ise hem katliamda yitirilen aydınları hem de barışı temsil ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle