06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AĞUSTOS CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN ESKİ BAŞKAN LEVENT BIÇAKCI YABANCI FUTBOLCULARIN ‘TÜRK OLMASINI’ YORUMLADI: C 19 Futbolda gidişat kötü NEVZAT DİNDAR Önce Mehmet Aurelio.. Sonra Mert Nobre... Sırada diğer Anadolu kulüplerinde top koşturan Wederson, Jaba, Tita, Ayman, Isaac, Agali, Santos ve Anderson gibi isimler var. Kulüplerin yabancı futbolcularını ‘Türk vatandaşlığına’ geçirme modası anlaşılan önümüzdeki günlerde sıkça tartışılacak. Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’un buradaki tutumu elbette ki önemli. Kamuoyuna yansıyan Ulusoy’un ‘Aurelio’nun Milli Takım’a girmesine karşı olduğu’ şeklindeydi. Ulusoy, konu kendisine sorulduğunda ise topu eski Federasyon’a atmıştı. Böyle olunca, önceki dönemde Futbol Federasyonu Başkanı Dr. Levent Bıçakcı’nın neler söyleyeceği önem kazandı. Bıçakcı, gündemdeki konuyu gazetemize yorumladı... ‘‘Bizim dönemimizde alınan bir karar olduğu doğru. Kıbrıs Türkü ve İngiliz vatandaşı olan Ömer Rıza’nın Ulusal Takım’a seçilme ihtimali vardı. Kendisinin Ulusal Takım’a çağrıldığı takdirde yabancı statüsünde oynamasının sakıncalı olduğunu düşündük. Bu durumu gi Tigana: Ağlayan Adam! MONDRAGON TÜRK OLAMIYOR Galatasaray’ın Mondragon’u Türk statüsünde oynatma planları suya düştü. Sarı Kırmızılıların Fenerbahçeli Aurelio ve Beşiktaşlı Nobre’den sonra Türk vatandaşlığına geçirmek istediği Kolombiyalı file bekçisinin, ülkesinin ulusal takımında oynadığı için statüden yararlanamayacağı ortaya çıktı.Bu arada G.Saray’da kavga eden Hasan Şaş ile Necati’ye verilmesi düşünülen ceza yönetim tarafından geri alındı. Ü dermek için karar alındı. FIFA hükümlerine göre de ulusal takımlarda oynayanlar yabancı statüsünden çıkarılıyordu. 5 yıllık bir süreden sonra bu hak kazanılıyordu. Burada tek istisnai durum var o da Vatandaşlık Kanunu’nun 7. maddesine göre Türkiye için faydalı olacak kişilerin vatandaşlıkları daha önce kabul ediliyor. FIFA 2004’te Katar’daki toplantısında iki yıl o ülkede kesintisiz oynayan futbolcular için vatandaş olsalar bile ‘Milli formayı giyemezler’ diye bir karar almıştı. Burada Bakanlar Kurulu’nun nasıl bir tutum sergileyeceği çok önemli.’’ ‘‘Futbol adamı olarak sınırların kapanmasını doğru bulmuyorum. Avrupa’da sınırlar birbirlerine açılmış durumda. Futbolumuz için artı durum sağlayacaksa biz de ona uymalıyız. Ancak bir hukukçu olarak gidişatı iyi bulmuyorum. Futbol Federasyonu’nun bu konuda güzel bir çalışma yapıp gerekirse Bakanlar Kurulu’yla birlikte önlem alması gerekir. Bakanlar Kurulu’nun nasıl bir tavır sergileyeceği de çok önemli. Türk Milli Takımı’nın bir tane olduğu unutulmamalı. Herkese bu kapıyı açmamamız gerekir. Terim’i eleştirmek doğru değil. Irkçılığın yaygınlaştığı bir dönemde aldığı karar çok olumlu etkiler yapacaktır. Ülke federasyonunun yanı sıra kulüplerin de katkıda bulunması gerekir.” ERKEN BAŞLAYAN LİGLERE SAHALARDA ART ARDA YAŞANAN SAĞLIK SORUNLARI DAMGASINI VURDU Futbol sıcakta eridi Spor Servisi Türkipılan maçın 82. dakikasınye’de futbol ligleri başda saha ortasında fenalalayalı daha bir ay bile olşarak cankurtaranla hasmadı. Ağustosun sıcak taneye kaldırıldı. Medugünlerinde başlayan na’ya yapılan anjiyo sonuyorucu maraton, özelcu kalbi besleyen ön böllikle sporcular için risk gedeki damarlardan birisianlamına geliyordu. nin adalenin içinde seyretTurkcell Süper Ligi, İdtiği anlaşıldı ve anatomik daa Lig (B) ve Türk Teyapısıyla ilgili yüzde 1 rastlekom Lig (A)’da sıcak lanan bir durum tespit edihavalarda oynanan ldi. V. Manisaspor maçlar için federasyon Yaşanan bu istenmeyen yönetimi sezon karşılaşmaların saatleolaylarda ortak nokta, aşıöncesi rini ileriye alarak çözüm rı sıcak ve yüklenme olaMeduna’nın bulmaya çalıştı. rak dikkat çekiyor. Liglerin sağlık kontrolAncak geride kalan erken başlamasının başlerinin yapıldığını haftalara bakarsak futlıca nedeni ise ulusal takıaçıkladı. boldan çok sahada yamın 2008 Avrupa Şampişanan sağlık sorunlarıyonası Elemeleri’ne katının gündeme damgasılacak olması... Anımsananı vurduğunu görüyoruz. İlk önce Türk cağı gibi teknik direktör Fatih Terim, Telekom Lig (A) takımlarından Elazığsoyuncuların hazır olmasını isteyen porlu Gökmen Yıldıran antrenmanda isimdi. aşırı sıcak nedeniyle yığılıp kalmış, yapılan müdahalelere karşın kurtarılaFEDERASYON: YAPACAK BİR ŞEY YOK mayarak yaşamını yitirmişti. Amatör Lig takımlarından SelimiFutbol Federasyonu Sağlık Kurulu, yespor’un kalesini koruyan 15 yaşınAnkara’da 2. başkan Kemal Kapulludaki lisanslı oyuncu Emre Aydın da oğlu yönetiminde toplandı. Kapulluantrenman sonrası “Su istiyorum” dioğlu, ‘‘Yapacak bir şey yok. Tüm kuyerek fenalaşmış ve o da hayata gözlüpler sağlık tedbirlerini arttırmalı’’ lerini yummuştu. Son olarak ise V. Manisaspor’dan Meduna, G.Saray’la yadedi. lkemize gelen teknik direktörlerin futbolumuza katkıları, bir takıma ne verip ne vermedikleri hep tartışılan bir konudur. Daha lig başlayalı üç hafta oldu, kimi teknik direktörlerin suyu ısınmaya başladı bile... Bugün, geçen sezon gelen Beşiktaş’ın teknik direktörü Tigana’dan edindiğim izlenimleri anlatmaya çalışacağım. Tigana, Malili babadan ve Fransız anneden doğmuş, Fransa ulusal takımının orta sahasında 52 kez forma giymiş; İngiltere’de Fulham takımının teknik direktörlüğünü yaptıktan sonra yılda 2 milyon Avro (Türkiye’nin en pahalı antrenörü) alarak Beşiktaş’a gelmiş bir futbol adamı... Jean Tigana geldiği yıl teknik direktörlük kariyerine iki büyük imza eklemiş, Beşiktaş’ı UEFA Kupası’na götürürken G. Saray’ı yenerek Süper Kupa’yı da kazandırmış. Onu futbol sahalarının kenarında görüyoruz. Genellikle stresini ağzından eksik etmediği kürdanı ile gidermeye çalışırken kafasındaki futbol problemlerinden çok başka kaygılar taşıdığını sanıyorum. Bu benim kişisel görüşüm, ama aldığım duyumlara göre her maçtan sonra ister kazanılan isterse kaybedilen maç sonralarında dile getirdiği konu, takımın takviyeye gerek duyduğuna ilişkin ağlama ve sızlamaları... Ağlamayan bebeğe süt vermezler, ama Tigana’nın ağlaması, artık Beşiktaş camiasında da sıradan hale gelirse o zaman Fransızın oturup kendini sorgulaması gerekir. Tigana için düşündüklerim Denizlispor maçın dan önce ne ise 3 puan alındıktan sonra da aynı. Zaten 34 maçlık bir maratonda inişli çıkışlı bir grafiğin anormal bir yanı yok. Üstelik çöl sıcaklarının yaşandığı son haftalarda futbolu eleştirmenin bir anlamı da yok. Ancak 3 hafta sonunda 3 puan yitiren Beşiktaş’ın teknik patronu mızıldamayı bırakıp adeta tam bir yeni takım oluşturduğu kadrosuna sahip çıkmalıdır. Her an yeni ‘‘isterim’’lerle Beşiktaş camiasının da kafasını karıştıran Tigana, Fulham’da iken sürekli futbolcu isimlerini kendi ortak olduğu bir şirket üzerinden yapması ile İngiliz piyasasında bıraktığı olumsuz izlenimi silmeye baksın. Juventus’u bitiren Moggi gibi Tigana da Beşiktaş’ın başına dert açmasın. Çöl sıcakları sürüyor, futbolcular sapır sapır dökülüyor, Futbol Federasyonu yayıncı kuruluşun dümen suyundan gidiyor, yaptığı en büyük iş 19.00’daki maçı 20.00’ye almak. Gazeteleri okuyorum, bunalan sporcular için su kaybından söz ediliyor. Su kaybı ne denli önemliyse ter ile birlikte çıkan tuz kaybı da o denli önemlidir. Bir yaşanmış olayla konuya noktayı koyalım. İkinci Dünya Savaşı’nda Afrika çöllerinde savaşan Alman birlikleri savaş gücünü yitiren birliklerin durumunu tespit ederken İngilizlerin arada bir ağızlarına tablet attıklarını tespit etmişler, sonra da bunun tuz tabletleri olduğunu anlamışlar. Tuz eksikliği tansiyonu düşürdüğü gibi insanı komaya da sokar. Bunu ben değil hocalarımız söylüyor. Avrupalı Türk Elvan Spor sahalarındaki ölümler 1984: Jim Fix (Sağlıklı Hayat İçin Spor sloganını başlatan atlet). 1989: Candan Tarhan (Sarıyer Teknik Direktörü/kalp krizi). 1986: Flo Hyman (ABD’li ünlü voleybolcu). 1990: Hank Gathers (Basketbolcu). 1993: Kayhan Kaynak (F .Bahçe ve Adanasporlu ulusal futbolcu, Orhan Kaynak’ın ağabeyi). 1993: Reggie Lewis (ABD’li atlet). 1993: Heinz Hautzinger (kalp krizi) 1994: Bruno Pezzey (yüksek tansiyon). 1996: Sarrabayrouse ve W.Disciullo (kalp krizi) 1997: E. Nwanegbou (Kalp krizi). 1998: Florence GriffithJoyner (Olimpiyat şampiyonu ABD’li atlet). 1999: S. Vrabioru (kalp krizi). 2000: Conrad McRae (F .Bahçe ve Efes’te de oynayan ABD’li basketbol oyuncusu). 2001: Hakem Mike Horth (kalp krizi). 2001: Hasan Özaydın (Fenerbahçe eski başkanı, halı sahada vefat etti). 2003: MarcVivienFoe(Kamerunlu futbolcu). 2003: Miklos Feher (Macar futbolcuBenfica). 2003: Caner Erdoğru (ulusal sutopçu). 2003: Arkan Vuran (ulusal tenisçi). 2003: YılmazBayram(O.Renaultlu futbolcu). 2004: JiangTaoSchici(Singapurlu futbolcu). V. Manisalı Meduna Futbol yaşamı tehlikede imdiye dek futbolda yabancı transferlere yatırdığımız dövizler ile belki de bir Afrika ülkesi kalkınırdı. Bunu, her zaman yazıyorum. Belki de okuyucularım bıkmışlardır. Ama dönüp de geçmiş yıllara bir bakın. Bu futbolcuların hangisinden, istediğimiz gibi yararlanabildik. Ne verdiler ki!.. İşte çarpıcı iki örnek. Beşiktaş’ın Ailton’u, Fenerbahçe’nin Anelka’sı.. sözüm ona her ikisi de Avrupa’nın starlarından... Takımlarında, gol kısırlığını gidereceklerdi sözde... İkisi de Türkiye’de adeta bir fenomen oldular. Formalarının arkalarına isimleri yazıldı. Ama bu starlar geldiklerinden bu güne, bırakın takımlarını kurtarmayı, takımlarına yük olmaya başladılar. Adamlara servet vermişler. Şimdi de satsalar satamıyorlar. Kimler aldı? Neye göre aldılar? Kaç trilyon ödediler? Bilen varsa beri gelsin. Bu ve bundan önceki örnekler ortadayken Türk futbolunda yabancı sınırlamasını kaldırmak için mücadele Spor Servisi Vestel Manisaspor Galatasaray maçının 81. dakikasında fenalaşan V.Manisasporlu Meduna’nın futbol yaşamının tehlikede olduğu bildirildi. Vestel Manisaspor Kulübü Sağlık Kurulu Başkanı ve Sağlık İşlerinden Sorumlu üyesi Uzman Hekim Mustafa Gürcan, Çek futbolcunun bilincinin yerinde olduğunu ve bir süre daha kontrol altında tutulacağını belirtti. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde anjiyo uygulanan Meduna’nın damarlarında tıkanıklık bulunmadığını ve hayati tehlikenin söz konusu olmadığını anlatan Gürcan, şu bilgileri verdi:‘‘Futbolcu bir enfarktüs geçirmedi, kalp ritim bozukluğuna bağlı bilinç kaybı söz konusu oldu. Büyük ihtimalle bundan sonra futbol yaşamına devam edemeyecek.’’ Bu arada TBMM Başkanı Bülent Arınç hastanede tedavi gören Meduna’yı ziyaret etti. Spor Servisi 19. Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda Türkiye’ye tek madalyayı kazandıran Elvan Abeylegesse’ye bir sevindirici haber de Avrupa Atletizm Federasyonları Birliği’nden (EAA) geldi. Ulusal atlet, 1617 Eylül tarihlerinde Yunanistan’ın başkenti Atina’da yapılacak Dünya Kupası’nda mücadele edecek Avrupa takımına davet edildi. EAA’dan Türk federasyonuna yapılan davette, Elvan Abeylegesse’nin Avrupa takımına dahil edildiği ve ulusal atletin 3 bin metrede koşacağı bildirildi. Göteborg’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda 5 bin metrede bronz madalya kazanan Abeylegesse, sadece birinciler davet edildiği için Dünya Kupası’nda mücadele etme şansını kaybetmişti. Ancak, Göteborg’da 5 bin metrede altın madalya kazanan İspanyol Marta Dominguez, Dünya Kupası’nda yarışmayacağını açıkladı. Terim topun ağzında Spor Servisi Ulusal Takım’ın Lüksemburg karşısındaki futbolu otoriteleri ikiye böldü. Yapılan yorumlarda genellikle eleştiriler söz konusu olurken, geleceğe umutla bakanlar da oldu. Ancak bir gercek var ki Fatih Terim ve ulusal takımı önümüzdeki günlerde zor bir maraton bekliyor, ONUR BELGE (Eski TSYD Başkanı ve spor yazarı): Milli Takım, takım görüntüsünden uzak ve oyunuyla tat vermeyen bir görünüşte buldum. Bizim futbolumuz bu görüntüye layık değil. Ayrıca geleceğin milli takımını kuralım derken yaş ortalaması yüksek oyuncuların tercih edilmesi, Nuri Şahin gibilerin kenarda oturtulması hiç doğru değil. Fatih Terim’in derhal ‘asıl Fatih Terim’ olması gerek. Bu herhalde klonlanmışı! TURGAY ŞEREN (TPFD Başkanı): Ulusal takımımızı iyi bulan var mı sizce? Ben hiç zannetmiyorum. Çok pasif bir görüntü çizdiler. Lüksemburg gibi zayıf bir rakip önünde Rüştü’nün iki pozisyondaki kurtarışları olmasa beraberlik ve hatta yenilgiyle dönebilirdik ordan. Fatih Terim ne yapmak istiyor, anlamış değilim. Bir kararsızlık içinde, önce karar vermeli kaç forvet oynatacağına. Ben baştan beri yabancıların Türk olmasına karşı değilim ama hemen de yabancı bir futbolcuyu ulusal takımda oynatmak, bu konuda Fatih’i ayıplıyorum. RIZA ÇALIMBAY (Teknik direktör): Ulusal Takım’ı beğenmedim. Ancak Lüksemburg karşılaşması ölçü olamaz. Ulusal Takım zayıf rakibi karşısında etkili olabilirdi. Mehmet Aurelio yararlı olabilir. Ancak o bölgede oynabilecek Türk futbolcusu kesinlikle çıkar. Bu arada grubumuzdaki Yunanistan’ın İngiltere ile oynarken bizim Luksemburg’la oynamamızı garipsedim. LEVENT TÜZEMEN (Spor yazarı) : ‘‘Milli Takım’ı beğenmiyorum’’ diyenlerin Fatih Terim’e karşı kişisel bir kin beslediklerini düşünüyorum. Lüksemburg karşısında bol gollü bir galibiyet alamamamızın nedeni konsantrasyon eksikliğiydi. Fatih Terim’in elinde bir şablon var. Tecrübeli oyuncular giderek forma giriyorlar. Dolayısıyla iyi bir jenerasyon var. ÖZCAN OAL (Eski FIFA Kokartlı Hakem): İlk önce dünkü takım bize rakip olacak bir takım değil. Amatör bir takım. Bu tip maçlarda da esas gücümüz belli olmaz. Ulusal takımımız iyi futbol oynamadı. Aurelio’ya futbolcu olarak hiçbir lafım yok. Çok iyi bir oyuncu ama benim ulusal hislerimden dolayı yabancı asıllı bir futbolcunun ayyıldızlı takım formasını giymesini kabul edemiyorum. Ş GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Gereksiz Ulusalcılık Mütevazı bütçeler ile büyük takımlara kafa tutuyorlar. Yetişen futbolcular, büyük takımlarımızın avuç dolusu para dökerek aldığı yabancı futbolculardan, çoğu zaman daha iyiler. Ama bir türlü kendimize güvenemiyoruz. Ne kadar yabancı futbolcu alıyorsak, onların yerine oynayabilecek gençleri kaybediyoruz. Bakıyorum da büyük takımlarımız, yıllardır bir vurucu santrfor arıyorlar. Ülkede, bir türlü yetiştirilmiyor! Bizim kuşak 1940 yıllarında futbol oynadı. O yıllar, çok iyi santrforlar vardı. Aklıma hemen geliverenler Fenerbahçe’de Melih , Suphi , G.Saray’da Gündüz , Şahap’lar,Reha’lar ve Metin’ler. Beşiktaş’ta; Baba Hakkı’ verenler var. İşin en ilginç yönü de Türk futbolunu melezleştirmek ve hatta bazılarını Türkleştirip ulusal takıma almak isteyenler, kendilerini Atatürk milliyetçisi olarak gösteriyorlar. Ama bu molozlara bu trilyonları vermeyin, ülkede gençleri de yetiştirin diyenleri kafatasçı olarak nitelendiriyorlar... Ne kadar yozlaşmışız.. ulusalcı geçinenlerin hiçbirinden, Türkiye toprakları parsel parsel yabancılara satılmak istenirken ses çıkmıyor!.. Türkiyemizin nüfusu 75 milyon oldu. Futbol, her şeyin önüne geçti. Adeta bir yaşam biçimi oldu. Ve de sanayileşti. Anadolu’da şahane futbolcular yetişiyor. lar,Kemal’ler, Şükrü’ler,Şevket’ler... Diğer arkadaşlarım kusura bakmasınlar. Onlara yakın futbolcular da vardı. Ama teker teker saymaya köşem müsait değil. Bu santrforların içinde, kamuoyunun en çok beğendiği santrfor Metin Oktay’dı. Ama bana göre değil. Benim favorim, Beşiktaşlı Kemal Gülçelik’tir. Onları izlemiş olanlar, izlemeyenlere anlatsın. Hepsi de birer ayrı değerdiler. Beşiktaş için Karakartallar diyoruz. Kemal’in futbolu, sanki bu kelime ile özdeşleşmişti. Tam bir kartal idi.Ne var ki Kemal’in futbol ömrü çok uzun sürmedi. Bu değerli futbolcu ulusal takıma bile seçilemedi. Futbolun Beethoven’i Cihat bile Kemal’den çekinirdi. Şimdi, bir Ailton’a bir Anelka’ya bakın.. Bir de bizim zamanımızın santrforlarına... 75 milyon Türkiye’de bu tip futbolcular neden yetişmesin ki... Hem de bugünkü zengin şartlar altında. Yetişmiyor değil, yetiştirilmiyor!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle