05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 ‘Hükümet Türkiye’yi kandırdı’ Baştarafı 1.Sayfa’da sü’nün ABD tarafından İsrail’e acil silah yardımı amacıyla kullanıldığına ilişkin haberi TBMM gündemine taşındı. CHP Milletvekili Gazalcı ve Seyhan, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdikleri soru önergesinde, bu konuda ABD hükümeti ile bir anlaşma yapılıp yapılmadığını öğrenmek istediler. Önergede Erdoğan’a şu sorular yöneltildi: ‘‘Üssün kullanılmasına izin verilmiş midir? Eğer bu izin verilmişse; sizin Ortadoğu’da İsrail saldırısının durdurulması için kamuoyunda yaptığınız barış çağrısıyla çelişmiş olmuyor musunuz? İncirlik Üssü’nün savaş amacıyla ABD tarafından kullanılması, ülkemizin komşularıyla ve dünya ülkeleriyle izlediği barış politikasını bozmaz mı? Bu durumun ortadan kaldırılması için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?’’ Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan’ın sevk edilen silahların ihtiyaç fazlası olduğunu açıkladığı belirtilen önergede, ‘‘Hangi siyasi irade yaklaşık 300 konteynerlik başka bir ülkeye ait ihtiyaç fazlası silahı Türkiye gibi stratejik bir ülkede bulundurmaya izin verir. Neden ihtiyaç fazlası silahlar Türkiye’de bulunuyor. Türkiye ABD’nin silah deposu mudur? Hükümet neden ihtiyaç fazlası silahın İncirlik’te konuşlandırılmasına izin verdi. Bunu açıklamak zorundalar’’ görüşüne yer verildi. ‘KATLİAMA ORTAK OLMAKLA EŞDEĞER’ Tan’ın silahların İsrail’e gitmediği yönünde bir açıklama yapmadığının kaydedildiği önergede, şu görüşlere yer verildi: ‘‘Masum insanların ölmesine neden olan silahların Türkiye üzerinden gönderilmesi, bu katliama ortak olmakla eşdeğerdir ve bu silahlar kesinlikle İsrail’e gitmektedir. Kendi vatanını sorgusuz sualsiz sevkıyat merkezi haline getiren bir anlayış, ülkesinin ulusal bağımsızlığını tehdit eden bir yapının ortaya konulmuş olmasına da izin veriyor demektir.’’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek de sevkıyatın üzerindeki kuşkuların kalkmadığına dikkat çekerek ‘‘Resmi açıklamalar inandırıcı değil. ABD, İsrail’i Filistin ve Lübnan’a yönelik saldırılarda desteklediğini açıkladı.’’ Türkiye’nin silah sevkıyatına aracı olmasının sorun yaratacağını belirten Özyürek, Başbakan’ın zaman zaman yaptığı açıklamalarla Ortadoğu ülkelerinin ortak duyarlılığına katılır gibi yaptığına dikkat çekti. Özyürek, ‘‘Şimdi bütün dünyanın bitmesini istediği bu savaşa, sevkıyatla aracılık yapılmış olmuyor mu? Saldırılara tepki gösteren hükümetin inandırıcılığı bu sevkıyatla bitmiştir. Nereden bakılırsa bakılsın bu sevkıyat kabul edilemez bir durumdur’’ diye konuştu. C haberlerin devamı YABANCILAR TÜRKİYE İÇİN SIRAYA GİRDİ AĞUSTOS CUMA GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Bağımsızlığın anahtarı NECDET ÇALIŞKAN Dünya enerji devleri bir yandan Türkiye’de petrol rafinerisi kurmak için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun kapısını aşındırıp enerji ihalelerini yakından takip ederken; diğer yandan BP, Shell, Chevron başta olmak üzere büyük şirketler tarafından ‘‘ABD’de son 30 yılda bir tek rafineri’’ bile inşa edilmedi. Hatta gelişmiş ülkelerdeki üretimlerini sonlandırma noktasına gelen bu şirketler, bu bölgelerdeki tesislerinde yenileme çalışmalarını bile erteliyor. Alternatif enerji kaynaklarını değerlendirip harekete geçen ülkeler ‘‘enerjide dışa bağımsızlığını’’ ilan etmeye hazırlanırken; dünyada artan tüketim ve azalan kaynaklar karşısında enerjide yol haritasını erken çizen ülkeler kazançlı çıkıyor. Okyanus kıyısında olma avan nerjide yol haritası olmayan Türkiye’nin yaşadığı darboğazlar gittikçe artarken dünya ‘‘petrolden kaçış, alternatifi keşfediş’’ süreci yaşıyor. Alternatif enerjiyi ‘küçümsemeyen’ Brezilya, İsveç ve İskoçya gibi ülkeler, enerji sorununu kendi kaynaklarıyla çözüme kavuşturuyor. Türkiye ise gelişmiş ülkelerin vazgeçtiği yöntemleri ülkeye çekmek için yabancılara ‘cazip’ seçenekler sunuyor. tajını kullanan İskoçya, dalgalardan elde ettiği enerji ile toplu taşımaya yönelik otobüslerin bile ihtiyacını karşılayabiliyor. 1970’lerde petrol krizini kendi iç kaynaklarına dönerek değerlendiren Brezilya ise şekerkamışıyla en geç 2007’de ‘‘enerjide bağımsızlığını’’ ilan edecek. Türkiye’de ise petrol ve doğalgaz ba E ğımlılığı gittikçe artarken; alternatif enerjiler göz ardı edilmeye devam ediliyor. Özellikle hayvansal ve bitkisel atıklardan elde edilen biyodizelde yerli üreticilerin hükümetten beklediği destek gelmeyince, ‘‘10 Ağustos Dünya Biyodizel Günü’’ yerli tüketimden önce, yerli üreticinin ihracata yönelmesine yol açtı. Vergi yükü açısından da Türkiye, biyodizelin normal dizelden pahalı olduğu tek ülke. Türkiye’de şu anda sadece özelleştirilen TÜPRAŞ aracılığıyla KoçShell ortaklığı ham petrol işletmeciliği yapıyor. Dünyanın dört bir tarafından Türkiye enerji piyasasına girmek için EPDK’ye yapılan başvuruların toplam tutarı 10 milyar doları bulurken; Türkiye’de Ceyhan, Samsun ve Zonguldak’ta rafineri kurmak isteyen şirketlerin başında, Hindistan’dan Indian Oil, Rusya’dan Lukoil, İtalya’dan ENI, Japonya’dan Marubeni, Kazakistan’dan Kazmunaigas geliyor. Türkiye’de petrol ve doğalgaz aramayla ilgilenen diğer enerji devleri ise şunlar: Avusturya’dan OMV, Brezilya’dan Petrobas, Rusya’dan Gazprom, ABD’den ChevronTexaco. AKP’nin Yılı! Ağustos 2001’de Afyon dolaylarında kurulan AKP, 5. yılını dol14 durdu. AKP’nin 5 yıllık geçmişini iki bölümde irdelemek uygun olur: İktidardan önce (İ.Ö.), iktidardan sonra (İ.S.)... AKP’nin kuruluş sürecinde Türkiye’nin siyasi tablosu şöyleydi: Şubat 2001 krizi bütün yıkıcılığıyla devam ediyor. Koalisyon hükümetinin ülkeyi kısa sürede düzlüğe çıkarması güç. Ekonomi yönetiminin başına getirilecek bir kişi bulunamadığı için Kemal Derviş ithal ediliyor ve dönemin deyimiyle ‘‘koalisyonun 4. ortağı olarak’’ koltuğa oturuyor. Başbakan Ecevit’in sağlığı, sağlıklı bir açıklamanın da yapılmaması nedeniyle giderek ülke gündeminin üst sıralarına tırmanıyor. ABD, Irak’a müdahalede kararlı, Türkiye’yi yanında görmek istiyor. Ecevit, buna karşı çıkıyor ve kendi deyişiyle ‘‘ABD’yi oyalıyor’’. ABD, koalisyona bozuk! Koalisyon ortakları, merkez sağ, milliyetçi sağ ve demokratik sol partiden oluşuyor. Üçünden umut kesilince toplum ‘‘denenmemiş’’ birini arıyor. ??? AKP bu dönemi kendisince iyi değerlendirdi, içdış sözlerini gerekli yerlere verdi. 3 Kasım 2002 seçimlerinde yüzde 35’le iktidara geldi. Sandığa gitmeyenlerin oranı AKP’ye oy verenlere yakındı ama, asıl olan sonuç... AKP, İ.Ö. döneminde tüm merkez sağı hatta 1999’da DSP’ye oy verenlerin bir bölümünü yukarıda aktardığımız zeminde yanına çekti. İ.S. döneminde arkasına iki önemli dış destek aldı: ABD ve AB... Her ikisi de AKP’den büyük beklentiler içindeydi. ABD, 1 Mart 2003’ten sonra hükümetle arasına mesafe koydu ama, yine de ‘‘Madem ki yönetimde AKP var, bunlarla çalışacağız’’ tezi öne çıktı. AB genel olarak hükümetten memnundu. Başta Kıbrıs olmak üzere pek çok konuda istediği ödünü aldı. Önümüzdeki ekim ayından itibaren ABAKP ilişkilerinin gerçek zeminini göreceğiz! İçeride ise AKP’nin 4 yıllık icraatı şöyle özetlenebilir: 1 Terörü yeniden ülke gündemine soktu. İktidara geldiğinde büyük ölçüde sindirilmişti. Öcalan’ın yargılanmasından sonraki dönem daha iyi kullanılabilirdi. 2 Ekonomide iki kesime kulak verdi; IMF ve büyük sermaye. IMF, borçlar ödendiği, devlet küçültüldüğü ölçüde memnundu. Büyük sermaye de özelleştirmeler tökezleyerek de olsa yapıldığı için memnundu. Bu iki kesimi ürkütecek adım atmamaya özen gösterdi. 3 AKP’nin toplumsal kesimlere bakışı şöyleydi; sürekli 2001 krizini anımsatmak, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek. Başbakan Erdoğan, 5. yıl hutbesinde bile çıkışı 5 yıl öncesine gönderme yapmakta buldu. 4 AKP için devlet ve devlet kurumları sürekli ‘‘ele geçirilmesi gereken yerler’’di. Zaman zaman gerilime neden olsa da bu hedefinden vazgeçmedi. Çok sıkışınca geri adım attı, bekledi! ??? AKP’nin siyasetteki 5 yıllık geçmişi böyle. Geleceği ne olur? Tepki oylarına dayalı olarak iktidara gelen, oylarını yükselten partiler, hep bunun kalıcı olacağını düşünür, şöyle der: ‘‘Artık merkez ve merkez sağ biziz...’’ Yakın geçmişte bunun pek çok örneğini gördük. Bizce AKP de böyle bir psikolojinin içinde! Bugün Türkiye siyasetinin birinci sorusu şudur: AKP’nin karşısına nasıl bir hareket çıkacak? Bu soru yanıtlanamazsa, AKP sahneden inmez! TÜRKİYE RÜZGÂR ENERJİSİ KONUSUNDAKİ POTANSİYELİNİ YETERİNCE KULLANMIYOR Rüzgârın önü kesiliyor ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak ve fosil yakıtlara karşı enerjide çeşitlilik sağlanması için başlatılan rüzgâr santrallarında işler bir türlü rayına oturmuyor. Uzmanlar ise Türkiye’nin yenilenebilir enerji ile ilgili politikasının olmayışından yakınıyor. Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Tanay Sıtkı Uyar, EPDK ve Enerji Bakanlığı’nın Türkiye’nin rüzgâr enerjisine geçmemesi için elinden gelen tüm zorlukları çıkardığını söyledi. Uyar, ‘‘Hükümetin rüzgâr enerjisi ile üretilen elektriğin alış fiyatını yüzde 20 azaltma yetkisi önerisi TBMM tarafından uygun görülmedi. Ancak tüm elverişsiz koşullara ve engellemelere rağmen rüzgâr güç santrallarının kurulması gerçekleşmekte. Bunun üzerine EPDK 1 Mart 2007’ye kadar lisans müracaatlarını durdurdu. Yurtdışından kredi alınarak gerçekleştirilen fosil ve nükleer enerji santrallarının kurulmasını tüm gücüyle destekleyen yetkililer, rüzgâr güç santrallarının yerli üretimini ve kullanımını kolaylaştıracak hiçbir adım atmamaktadırlar’’ dedi. Uyar, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi konusundaki potansiyellerini yeterince kullanmadığına işaret ederek, 1113 Eylül’de Dikili’de rüzgâr enerjisi ile ilgili olarak bir çalışma grubu toplantısı gerçekleştireceklerini bildirdi. Rüzgâr Enerjisi ve Santralları İşadamları Derneği (RESSİAD) Başkanı Tolga Bilgin de rüzgâr santralları için rüzgâr ölçümünün çok önemli olduğunu kaydederek, EPDK’nin bu konuda her önüne gelen firmaya lisans vermemesi gerektiğini dile getirdi. TRT’de türbanlı stajyerler! ESRA YAZDIÇ ANKARA Son dönemdeki dini yayınları ile dikkat çeken TRT’de türbanlı stajyerler görev yapmaya başladı. Kurumun 4 biriminde 6 türbanlı stajyer görev yapıyor. HaberSen Genel Başkanı Baki Çınar, AKP hükümeti göreve geldiği günden bu yana TRT’de laiklik kavramının tartışıldığını belirterek birim amirlerinin konuya müdahale etmediklerini ve kurum içinde ‘‘Biz yaparsak olur’’ anlayışının hâkim olduğunu söyledi. AKP hükümetinin iktidara gelmesi ile kurum içi yapısı değişen TRT’de, imam kökenli Genel Müdürvekili Ali Güney ve dini içerikli yayınların ardından şimdi de türbanlı stajyerler görev yapmaya başladı. TRT içerisinde rahatça dolaşan stajyerler, kurum içindeki bazı çalışanların da tepkisine neden oluyor. TRT Ankara Televizyon Müdürlüğü’nün Aktüel Kamera Servisi’nde bir, Seslendirme Müdürlüğü’nde üç, Belgesel Programları Müdürlüğü’nde bir, Televizyon Dairesi Başkanlığı’nın Yurtdışı Yayınlar Müdürlüğü’nde de bir kişi olmak üzere toplam dört birimde al İdris Arslan’a savcılık incelemesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Danıştay ve gazetemize yönelik saldırıların faili Alparslan Arslan’ın babası emekli ilköğretim müfettişi İdris Arslan’ın tehdit içeren sözlerine ilişkin inceleme başlattı. İdris Arslan’ın oğlunun ilk duruşması sırasında mahkeme önünde ve daha sonra da bir gazeteye yaptığı açıklamalar, Milli Eğitim Bakanlığı ile cumhuriyet savcılarını harekete geçirdi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, uzun yıllar ilköğretim müfettişliği yapan İdris Arslan’ın sözleri üzerine inceleme başlatıldığını açıklamıştı. Bakanlık, müfettişin hazırlayacağı rapor doğrultusunda, Arslan’ın yargılanması için savcılığa da suç duyurusunda bulunabilecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da, Nurettin Kaptan isimli bir yurttaşın yaptığı suç duyurusu üzerine İdris Arslan’ın açıklamalarını incelemeye başladı. Savcılık, Arslan hakkında yeni Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 2 yıla kadar hapis öngören 215. maddesindeki ‘‘suç olan eylemi övdüğü’’ gerekçesiyle dava açabileceği gibi, takipsizlik kararı da verebilecek. Arslan, ‘‘Saygılı olmayana, milletin değerlerine hakaret edene bu millet gereken dersi verir, bunu herkes bilsin... Laiklik adı altında bu ülkenin değerlerine düşmanlık etmektedirler’’ demişti. tı türbanlı stajyerin görev yaptığı öğrenildi. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’in 5. maddesinde, ‘‘Elbiseler temiz, düzgün, ütülü, sade; ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar taranmış ve toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır’’ deniliyor. Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararlarına göre de kamu kurum ve kuruluşlarında türbana izin verilmiyor. HaberSen Genel Başkanı Baki Çınar, AKP hükümetinin göreve geldiği günden bu yana, TRT’de laiklik kavramının tartışıldığını belirterek birim amirlerinin konuya müdahale etmediklerini ve kurum içinde ‘‘Biz yaparsak olur’’ anlayışının hâkim olduğunu söyledi. Kamusal alanda uyulması gereken kuralların TRT içerisinde bir bir ‘‘ezildiğine’’ işaret etti. ‘Ülke girdaba sürükleniyor’ Baştarafı 1.Sayfa’da rumun da Türkiye’nin uluslararası güce katılım konusunda çekimser kalacağı öğrenildi. Türkiye, bunlara ek olarak Hizbullah’ın silahsızlandırılması misyonunu yürütmek ya da çatışma ortamı içinde kalmak da istemiyor. Diplomatik kaynaklar, güce şimdiye kadar içlerinde Fransa, İtalya, İspanya’nın da içinde bulunduğu 22 ülkenin katılmaya istekli olduğunu da belirtiyorlar. Gül, ülkelerin dışişleri bakanları dışında, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile de bir araya gelecek. Gül’ün 31 Ağustos1 Eylül’de Stockholm’de düzenlenecek olan Lübnan’ın imarı ve Filistin’e yardım konferanslarına da katılması öngörülüyor. Lübnan’a gönderilmesi kesinleşen BM Gücü’nün gidiş rotası da belli olmaya başladı. Lübnan’a taşınması, Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden gemi ve uçaklar ile yapılacak. Bu durum Ankara’da tepki ile karşılanırken Türkiye’nin askerlerini BM’nin saptadığı güç ile birlikte değil, doğrudan Mersin Limanı üzerinden göndereceği ifade ediliyor. ABD’den PKK’ye çağrı Baştarafı 1.Sayfa’da ratik ve güvenli bir gelecek ihtimalini zayıflatmakta ve PKK’nin, temsilcisi olduğunu iddia ettiği Türkiye’nin Kürt kökenli vatandaşlarının beklentilerini önemli ölçüde geriletmektedir’’ ifadelerini kullandı.Irak hükümetinin PKK bürolarının yasaklandığını açıklamasına karşın büroların faaliyetlerini sürdürdüğü bildirildi. PKK’nin Irak’taki partisi olan Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi genel merkezinden yapılan açıklamada, Bağdat’taki bürolarının kapatılması kararı alındığı yönündeki haberler yalanlandı. Parti yetkilileri, kendilerine Bağdat yönetimi tarafından tebligat yapılmadığını, ancak faaliyetlerini yürüten partinin tabelasını indirdiği bildirildi. Bağdat’ta bulunan ve terör örgütü tarafından ofis olarak kullanıldığı belirtilen Abdullah Öcalan Kültür Merkezi’ndeki eşyaların boşaltıldığı ancak binadaki tabelanın ve bölücü örgüt liderinin posterlerinin kaldırılmadığı kaydedildi. En az Türkler inanıyor Baştarafı 1.Sayfa’da İzlanda’yı Danimarka, İsveç ve Fransa izlerken Amerikalıların Avrupalılara nazaran evrime daha az inandığı ortaya çıktı. Japonlar yüzde 78 oranıyla Avrupalıların ardından geldi. Türklerin ise yarısının evrime inandığı ortaya çıktı. Dergide konuyla ilgili çıkan yazıda, Türkiye’nin Müslüman nüfusuna vurgu yapıldı. Araştırmayı yapan Miller, evrime inancın Amerikalılarda düşük olması konusunda, dinciliğin ve ABD’de muhafazakârların evrim karşıtlığını parti politikası olarak kullanmasının etkili olduğunu belirtiyor. Araştırmada ayrıca genetik bilime ilgisiz olmanın ve kadınların kendi bedenleri üzerinde seçme hakkı bulunduğunu savunanlara karşı geliştirilen politikaların da ABD’de oluşan evrim karşıtlığında belirleyici olduğu vurgulanıyor. AKP ayak sürüyor Baştarafı 1.Sayfa’da Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde ‘‘İki sanık hakkındaki iade talebinin geçerli sayılmamasının gerekçelerini’’ sordu. Hangi evrakların ve bilgilerin eksik iletildiğini soran Gülçiçek şu sorulara yanıt istedi: ‘‘Alman hükümetinden iadesi talep edilen bir şahıs hakkında suç unsuru ihtiva etmeyen bir evrakta iade talebinde bulunulmasının gerekçeleri nelerdir? Bu eksikliklerin ivedi olarak giderilerek iade talebinin ne zaman yenilenmesi düşünülmektedir? Almanya’da ikamet ettiği kabul edilen diğer sanıklar hakkında yeni iade taleplerinin ne zaman yapılması düşünülmektedir.’’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle