28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEMMUZ CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Şike tartışması büyüyor Spor Servisi Turkcell Süper Ligi’nde Malatya ile G.Antep arasında oynanan karşılaşmada şike yapıldığı iddialarının ardından SamsunA.Gücü maçıyla ilgili olarak da böyle bir girişimin söz konusu olduğunun ortaya çıkması Türk futbolunun geldiği yeri ortaya koyması açısından önemli veriler olarak duruyor. Su yüzüne çıkan her iddiayla düğüm sıkılaşırken, olayların muhataplarının açıklamaları ve ilginç gelişmeler birbiri ardına geliyor. 1 puan farkla ikinci lige düşen Malatyaspor’da eski başkan Hikmet Tanrıverdi, Denizlispor Başkanı Ali İpek’ten Türkiye Futbol Federasyonu’na kadar pek çok yetkiliyi adeta yaylım ateşine tuttu. İPEK’E KARGALAR BILE GÜLER Şike iddialarının belgelerle ortada olduğunu ve bu konuda vakit geçirilmeden karar verilmesi gerektiğini belirten Tanrıverdi, ‘‘ Burada önemli olan Ali İpek’in evinde görüşmenin yapılıp yapılmamış olmasıdır. Kulüp başkanı böyle bir görüşme oldu, bu kişi benden borç para istedi diyor. Bir kişi Çek Cumhuriyeti’nden gelecek, MalatAli İpek. yasporlu oyun C İYİK DE RANT KURBANI 19 Rantiyecilerin Eline Kaldık Çelişkili açıklamalar Vatan gazetesinde yer alan ve SamsunsporA.Gücü maçı öncesi Samsun eski başkanı Adnan Ölmez, şu anki Futbol Federasyonu Asbaşkanı M.Kemal Ünsal ve Eski MHK Başkanı Bülent Yavuz arasındaki diyalogları aktaran habere Yavuz’dan sert tepki geldi. Yazılanları iftira olarak değerlendiren Yavuz, ‘‘Bu iftiraları atanlara hukuk platformunda hesabını soracağım’’ dedi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Yavuz, geçen sene SamsunsporAnkaragücü maçı öncesinde yaşanan olaylarla ilgili olarak ‘‘Ben hiçbir zaman eski Samsunspor Kulübü Başkanı Adnan Ölmez, eski Ankaragücü Kulübü Yöneticisi Kemal Ünsal ile hiçbir ortamda cuların tercümanının ağabeyi olacak, Denizli’ye gelecek, Ali İpek’in evinde görüşecek ve bu insan ilk kez karşılaştığı kişiden borç isteyecek. Buna kargalar bile güler’’ diye konuştu. Tanrıverdi, ‘‘Federasyonun bu konuda çok etkili olacağını düşünmüyorum. Zaten geçmişte verdiği kararlarla tavrını ortaya koymuştur. Kim olursa olsun cezasını çekmeli” dedi. Tanrıverdi adı şike iddialarına karışan Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi M. Kemal Ünsal’ın derhal istifa etmesi gerektiğini söyledi. Şike iddialarıyla ilgili mektup yazan Özcan Kore’nin, korkarak geri adım atmasından endişe ettiklerini de ifade etti. Malatyaspor Kulübü Yönetim Kurulu ise, Senkerik’i süresiz kadro dışı bırakırken Toth Balazs’a ise ceza vermedi. Kulüp başkanı Haşim Kabir araya gelmedim. Böyle bir toplantı yapmadım. Bu 3 kişi hiçbir zaman bir araya gelip konuşmadık’’ diye konuştu. Samsunspor eski başkanı Adnan Ölmez ise bu kirli sektöre daha fazla dayanamadığı için istifa ettiğini belirterek, ‘‘Bütün organizasyonu Ünsal’ın yaptığını gördüm, hissettim. Bülent Yavuz para pazarlığı içinde olmadı ama ortamda bulundu. Ünsal, Bülent Bey adına, kendi kulübü adına ve futbolcular adına para istedi’’ dedi. radağ, Ali İpek’i istifaya davet etti. Denizlispor Başkanı Ali İpek ise kendisine ve Denizli’ye komplo düzenlendiğini belirterek ‘‘Bu işin altından İstanbul’dan biri de çıkabilir’’ dedi. Hikmet Tanrıverdi. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı ise iddialarla ilgili inceleme başlattı. CHP’Lİ ERSİN FUTBOLDA ‘TEMİZ ELLER’ İÇİN BİR ‘AF’ DÜZENLEMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ ‘Araştırma engellendi’ Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin Konya’da futbol oynadı. AYŞE SAYIN ANKARA CHP İzmir Milletvekili ve görevini tamamlayan TBMM Sporda Şiddet ve Şike İddialarını Araştırma Komisyonu Üyesi Ahmet Ersin, son günlerde yeniden gündeme gelen futboldaki kirlenmenin boyutlarının ortaya çıkmasını, futbol sektörünün içindeki kişilerin engellediğini söyledi. Konuşması gereken kişiler konuşmadığı ya da engellendiği için somut sonuçlara ulaşamadıklarını belirten Ersin, ‘‘ Komisyon, çalışmalarına başlamadan önce konuşacak kişilere belli güvenceler verilebilir. Birincisi, konuşacak kişiye geçmişte ne yaptıysa yapsın, somut deliller ve bilgiler sunmak koşuluyla cezalandırılmayacağı güvencesi verilerek, artık bundan sonraki dönemi kurtarmak için konuşması teşvik edilmeli. İkincisi de isteyen herkesin can güvenliğini sağlayacak bir mekanizma getirilmeli ki herkes bildiğini anlatsın’’ dedi. Ersin, futboldaki kirlenme ile ilgili özel bir yargılama sisteminin getirilmesini de önerirken, ‘‘Futboldaki kirlenmenin başlıca nedenlerinden biri de bahis oyunları. Bu oyunlarla ilgili mutlaka belli sınırlamalar, getirilmeli’’ diye konuştu. Taslak hazırlığı Spor Servisi Futbol Federasyonu, son günlerde gündemde olan şike ve teşvik primi konusunda açıklama yaparak yasa taslağı hazırlıklarına başlandığını bildirdi. Taslağın bakan Mehmet Ali Şahin’e iletileceği kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: ‘‘Futbol Federasyonu, kirlenme iddialarını tümüyle ortadan kaldırmak amacıyla hukuki düzenlemeleri yapıp sadece geleceğe dönük önlem alma düşüncesinde de değildir. Yönetim kurulu üyesi Kemal Ünsal ise bir gazetede çıkan iddiaların asılsız olduğunu bildirmiş ve yasal haklarını kullanacağını ifade etmiştir. Ünsal, federasyona bir dilekçe vererek konuyla ilgili inceleme yapılmasını ve inceleme sonuçlanıncaya dek mazeretli sayılmasını istemiştir. Şu gerçek de bilinmelidir ki Futbol Federasyonu yetkisini ayrım yapmadan kullanma kararlığındadır.’’ Toplum olarak ahlak, kültür ve sosyal erozyon devam ediyor. Her yere el koyan, her işten parasal çıkar bekleyen, her fırsatta kendine bağlı kurumları ihya etmeye çalışan zihniyet, örümcek ağı gibi her yanı sardı, mantar gibi yerden bitercesine üreyen çıkarcı ve rant bölüşümcülerinin önüne kim çıkacak, bu erozyon nasıl önlenecek bilen yok. Sadece nasıl ederim de bu ülkenin değerlerini ranta çeviririm diyenlerin eline kaldı bu ülke. Bir resmin, bir fotoğrafın, bir heykelin renklerini, çizgilerini ve kıvrımlarını erotik gözle değerlendiren yoz kafaların, sanatın güzelliklerine balta ile saldıracak kadar gözü kararmış örümcek kafalı insanlara karşı ne yapılabilir ki?.. Spor gibi evrensel bir olayı 50 yıla yakın sömüren, gerek parasal gerek siyasi çıkarları için kullananlara kimse engel olamamış ve şike, rüşvet, şantaj hatta mafya örnekleri ile karşı karşıya geldiğimiz bugün için elimiz kolumuz bağlı duruyoruz. Bunların çoğunun demokrasi adına yapıldığını söyleyenlerin de artık iplikleri pazara çıkmıştır. Bu söylemlere kimse inanmıyor, kimse kanmıyor. Hele hele tüm umutlarımızı bağladığımız spor dünyamızdaki değerli insanlarımızın olayları sadece üzüntü içinde gözlediklerini, ancak en ufak bir tepki gösteremediklerini de görünce gelecekten daha fazla kaygı duyuyoruz. Devlet adamlığının artık ayağa düştüğünü görmek ise daha da düşündürücü. Parlamenterlerimizin içinde öylelerini anımsıyoruz ki konuşmalarının odak noktasında vatan millet Sakarya değil, çağdaşlık, evrensellik vardı. Hedefi belirleyen konuşmalarında, hedefe ulaşmanın projeleri, programları vardı. O raporlar, projeler ‘‘plan değil pilav istiyoruz’’ teraneleri ile silinip gitti, o adamlar, o vatansever insanlar da silinip gittiler. Bugün ülkenin çıkarını düşünen, kamu adına konuşan ve yazanların çoğunu da unuttuk mu yoksa? Köşelerine çekilmişler, bu toplumsal erozyonu üzüntü içinde izlediklerinden asla kuşkum yok. Dikkat edin, artık medyada da herkesin gündemi ayrı. Gazete manşetleri bir gün yazdıklarını ertesi gün unutuyor. Nerde kaldı ülkenin çıkarı, toplumun men faati adına davayı izlemek, olayların altını kazıyarak gerçeği öğrenmek ve kamuya anlatmak gibi bir sorumluluk yüklenmiş gazeteci meslektaşlarımın gayretleri?.. Nerde kaldı o gayretli, vefakâr ve cefakâr arkadaşlarım? Unutkan bir toplum olduğumuzun en basit örneği gazetelerimizin manşetleridir. Herhangi bir gün gazetelerin manşetlerine göz atın, hepsinin gündemi ayrıdır. Kimi gazeteler iktidarı pompalar, kimliği tartışılan kimi gazeteler suya sabuna dokunmazlar, eyyamcıdırlar, kimileri de gündemi kendi penceresinden çizer. Bu manşetlerin hemen hepsi ertesi gün bambaşka bir konuyu gündemine taşır. Devamlılık, araştırmacılık yoktur. Unutkan bir toplum olduğumuz için de medyadaki bu çeşitlilik gözü görmeyenlerin fili tarif etmelerine benzer. Sporumuzu bu erozyondan soyutlamamız olası değil. Rant paylaşımı orada da var. Kamu adına yapılan kavga, sonunda gelip sporun ve sporcunun başına patlıyor. Son örnek, İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün başına gelmiştir. 1943 yılında kurulan İYİK, tarihi geçmişi içinde yüzlerce, evet yüzlerce sporcu yetiştirmiş bir kulüptür. Benim de meslek yaşamımda ilk röportaj yaptığım ihtisas kulübüdür. Kurucusu ve başkanı olan rahmetli Suat Erler ve arkadaşlarının bu kulübü kurarken çektikleri sıkıntıyı bugün anımsayanlar olmayabilir, ama bu kulüpler de tarihi mirastır, korunmaları gerekir. İstanbul İl Özel İdaresi ile yapılan 35 yılık sözleşme sona ermiş olabilir, ama sporcuların sokağa atılması anlamını taşımaz, sözleşmeler süresi bitince yenilenir. Ama işin rant meselesi olduğu söyleniyor. İYİK’in hemen yanındaki Gazi Osman Paşa Ortaokulu birkaç yıl önce çıkan yangında harabe haline gelmişti. O günlerde okulun bulunduğu köşkü otoparkçı mafyanın yaktığı söylenmişti. Bugün ise yakılan ortaokulun arazisi ile İYİK’in bulunduğu arazinin birleştirilerek Arap şeyhlerine satılması konuşuluyor. Yakında Dolmabahçe Sarayı’nı da satarlarsa hiç şaşmam. Onlarda dolar bizde bu ense varken daha çooook şamar yeriz. MHK’den hakem isteyen başkan ARİF KIZILYALIN İtalya’da ‘zenginler kulübü’ Juventus başta olmak üzere Fiorentina, Lazio ve Milan’ı ‘ipe’ götüren şike skandalı, Türk futbolunu da tetikledi. Son 5 sezona ilişkin iddiaların medya tarafından gündeme getirilmesi ve özellikle geçen yıl küme düşme hattında yaşandığı varsayılan ‘çirkin’liklerin ‘ses bulması’ eski dosyaların da yeniden açılmasına neden oldu. Futbol dünyası özellikle Malatyaspor’un Çek futbolcusuna başka kulüplerce ‘kötü oynayıp gol atmaması için’ para gönderildiği dedikodusunu konuşurken 20042005 sezonundaki bir derbi maç öncesi ‘saygın’ bir kulüp başkanının MHK’ye ‘hakem ricası’nda bulunduğu ortaya çıktı. Levent Bıçakcı Federasyonu tarafından ‘atama’ ile Merkez Hakem Komitesi Başkanlığı’na atanan Ufuk Özerten’in başından geçen bu olay, kamuoyundan gizli tutuldu. Hakem hatalarının gündeme geldiği 20042005 sezonunun sonlarında bir derbi maç öncesi kulüplerimizden birinin ‘centilmenliği’ ve ‘fairplay’ davranışları ile dikkat çeken başkanı, Ufuk Özerten’i makam telefonundan aradı. Özerten’e, hakem hatalarından dert yanan ‘centilmen başkan’, ‘‘Önümüzde derbi maç var. Bu maçı kim yönetecek? Merak içindeyiz. Tarafsız, deplasmanda bizi ezdirmeyecek ve ters gelmeyen bir hakem istiyoruz’’ ifadesini kullandı. Bu konuşma üzerine sinirlenen Özerten, kendisinden yaşça büyük başkanı sert bir dille azarladı. Görüşme sonlanırken de, ‘‘Eğer beni bir daha ararsanız bu konuşmayı medyaya açıklarım’’ uyarısında bulundu. Olay Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı’nın da kulağına gittiği halde, söz konusu kulüp ve başkanı hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı. Komisyon kurulacak KONYA (Cumhuriyet) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Türk futboluyla ilgili ortada ciddi olarak değerlendirilecek bazı iddiaların olduğunu söyledi. Konya’da birçok organizasyona katılan Bakan Şahin, ‘‘ Eğer bir iddiayla hareket edersek ne komisyona ne yargıya gerek kalır’’ dedi. Ortada bir iddianın olduğunu, iddia ispat edilip şike yapıldığı açıkça belirlenmeden hiç kimsenin ‘şike yaptın’ şeklinde suçlanamayacağını vurgulayan Şahin, ‘‘Kesinleşmemiş yargı, kurul, yada komisyon kararı olmadan, hiçbir kulübü ya da kimseyi iddialar nedeniyle mahkum edemeyiz. Türk futboluyla ilgili ortada ciddi olarak değerlendirilebilecek bazı iddialar var. Federasyon harekete geçmelidir. Mutlaka şike Tahkik Komisyonu kuracağız. Şike varsa bile, bunu tespit etmede sorunlar yaşıyoruz. Çünkü iddiayı ortaya atanlar, iş ciddiye bindiğinde geri adım atıyor’’ dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, büyük Önder Atatürk’ün sözünü hatırlatarak, ‘‘Sporcular zeki, çevik, çalışkan ve illa ahlaklı olacak’’ dedi. Şahin bu sözün sadece sporcular için değil yöneticiler için de geçerli olduğunu belirtti. L amı cimi yok. Şike ve teşvik primi sportif bir ahlaksızlıktır. ‘‘Spor, yürüyen ahlaktır’’ diye tanımlanan felsefeye aykırıdır. Ne var ki bu hastalık protoplazmamıza kadar girmiş, adeta kronikleşmiş durumda. Üstelik yeni de değildir. Yıllardan beri devam eder, gider. Ama hastalığın ateşi son yıllarda giderek yükseldi. Bütün ülkeyi sardı. Neredeyse elle tutulur hale geldi. Halk da artık benimsedi şikeyi, neredeyse onsuz yaşayamaz hale geldik. O kadar ki, ‘‘En iyi başkan, zamanında parayı bastırıp maçı alan başkandır’’ diye düşünenlerimiz bile var. Örneğin, DenizlisporF.Bahçe maçında, Denizlispor’un karşılaşmanın ikinci yarısında ligde kalmasının garantilendiği, F.Bahçe’nin şampiyonluğu kaybettiği maçta Aziz Yıldırım para vermedi diye eleştirenler bile olmuştu. Kimse ‘‘Ben şike yaptım’’ demez, diyemez. ‘‘Ben ahlaksızlık yaptım’’ diyen insan gördünüz mü? Şike yapanlar kabul etmedikleri gibi bir de üste çıkarlar. Savunmaları da ‘‘O halde belge gösterin!’’ şeklinde olur. Peki gözle görülmeyen her şey yok mu demektir. Havadaki azot ve oksijen de görülmez ama onları solumadan yaşayamayız. 65 yıldır futbolun için GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR deyim. Benim yaşımda olan futbolculardan herhangi birisi ‘‘Takımlarımızda şike yoktur’’ diyebilir mi, merak ediyorum. Eğer bu ifadeyi kullanırlarsa ya hafızalarını kaybetmişlerdir ya da eyyamcıdırlar. Bazı şike olayları halk arasında çok konuşulur. Üstüne espriler de yapılır. Örneğin, eski ve ünlü kalecilerimizden biri, zamanında rakip takımla gol yemek için anlaşır. Ancak rakip takımın oyuncuları bir türlü gol atamaz. Maç sonrası kaleciye ilerigeri konuşurlar. O da ‘‘Ne yapayım kardeşim. Ben sola yatıyorum, onlar boş tarafa atmıyor, benim ayaklarıma atıyor. Topu elime alıp da benim atacak halim yoktu ya...’’ diye kendini savunur. Geçen günlerde F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ülkeyi sarsacak bir açıklama yaptı. ‘‘Geçen sezonun son maçları İtalya’da Temiz Eller Kirli Eller olduğu gibi mercek altına alınsın’’ dedi. Bir anlamda şike yapıldığını ima etti. Federasyon Başkanı bu açıklamaya cevap vermekte gecikmedi... ‘‘Evet ama daha önceki maçlar da mercek altına alınsın!’’ diyerek tencere dibin kara seninki benden kara, eskiden siz de yapmıştınız anlamına gelen bir açıklamada bulundu. Fakat nedense Aziz Yıldırım hodri meydan demedi. Atışmalar birdenbire kesiliverdi. Asıl kavga haklıysak burada yapılmalıydı. Bunun arkasından Vatan gazetesinde boylu boyunca Ersun Yanal’ın fotoğrafı ve yanında ürkütücü ve utandırıcı açıklamalar dikkat çekti. Sözde F.Bahçe, geçen yıl AnkaragücüGalatasaray maçında karşılaşmayı kazanmaları için Ersun Yanal’a teşvik primi olarak çantayla para göndermiş. Ersun Yanal da bunu çalışanlarına dağıtmış. Ne derece doğru bilmiyoruz. F.Bahçe Kulübü bu açıklamaya da reaksiyon göstermedi. İsterdik ki içlerinden birisi, ‘‘Arkadaş bunu ben yaptım’’ desin veya diyebilsin. Çok daha onurlu bir iş yapmış olurduk. Ne dereceye kadar doğru, bunları bilmiyoruz. Eğer gerçekten doğruysa bir Fenerbahçeli olarak utanıyoruz. Bir temiz eller operasyonudur söylenip gidiyor. İtalya örneğinde olduğu gibi bizde de yapılmalı. Doğru ama temiz el mi kaldı ki ülkemizde? Bazı eller o kadar kirlendi ki deterjan firmaları karma yapsa yine bu kirliliği temizleyemez. Daha önce heves edilip siyasette de bu örnek alınmak istedi. Ama iş tersine tepti. Eller daha da fazla kirlenmeye başladı. Hem de bazı devlet yöneticilerine kadar. Yine futbolda yeraltı dünyasının da karıştığı şike olayları gündeme geldi ama bir sonuç alınamadı. Umarız bu defa bütün gerçekler ortaya çıkar ve kirli bir tek el kalmaz... Özetle konuşmalardan, suçlamalardan ve elle tutulur şekle gelen şikelerden öyle anlaşılıyor ki şimdiye kadar alınan bütün şampiyonluklar tartışmalı ve de benekli. Ne kadar korkunç bir olay! Deniz’in acı günü Spor Servisi F.Bahçe’nin başarılı futbolcusu Deniz Barış’ın eşi Frauke, Hamburg’da vefat etti. Hollanda kampının son günü teknik heyetten izin alarak 1 günlüğüne Almanya’ya ailesinin yanına giden Deniz, ailesi ve çocuklarıyla hasret giderdikten sonra Türkiye’ye döndü. Deniz, aldığı acı haberle ilk uçakla Hamburg’a hareket etti. Sarı Lacivertli kulüpten yapılan açıklamayla Deniz’e başsağlığı dilendi. İlk doktor raporuna göre Deniz Barış’ın eşinin merdivenden düştüğü ve boynunun kırıldığı öğrenildi.Bu arada Deniz Barış’ın eşinin ölümü, spor camiasında da üzüntüyle karşılandı. Beşiktaş ve G.Saray, yayımladıkları mesajla oyuncuya başsağlığı diledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle