07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 C G erçekleşmeyecek bir düş olarak görülen BakuTiflisCeyhan petrol boru hattı 13 Temmuz’da hayata geçti. Ceyhan’da yapılacak musluk açma törenine uluslararası çapta ünlü şahsiyet katılımı olacak. Bu arada törenin baş konuklarından birisi de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev. Tarihçiliği, bilim adamlığının yanı sıra sporcu kimliği de olan, devlet adamlığında gittikçe daha fazla kendini kabul ettiren İlham Aliyev uluslararası siyaset alanında babası Haydar Aliyev’i geride bırakacak gibi görünüyor. BakuTiflisCeyhan boru hattının açılışı dolayısıyla Cumhuriyet ve bana bir demeç veren Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le Baku’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda konuştuk. Aliyev Kazakistan’ın boru hattı projesine katılarak projenin önemini arttırdığını da vurguluyordu. Azerbaycan’ın gittikçe daha fazla bir bölge gücü haline geldiğine işaret eden Aliyev Ermenistan’a, ‘‘Ya toprak bütünlüğümüze saygı gösterirsiniz, birlikte sorunlarımızı barışçı yollardan çözeriz ya da bu iş yeni bir savaşta biter’’ mesajını veriyordu. Azerbaycan’da renkli devrimlerin olamayacağının altını çizen Aliyev, Türkiye’yle Rusya’nın stratejik ortaklık arayışları için, ‘‘Biz bunu alkışlıyoruz’’ diyordu. BakuTiflisCeyhan Boru Hattı Projesi nihayet hayata geçiriliyor. Rahmetli babanızın deyimiyle ‘‘yüzyılın mukavelesi’’ olan bu projeye geçen hafta Kazakistan’da Cumhurbaşkanı Nazarbayev’le uzun zamandır beklenen son noktayı koydunuz. Böylece Kazak petrolünün de projeye eklenmesine olanak sağladınız. Resmi açılış öncesinde bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? ALİYEV BakuTiflisCeyhan Projesi’nin hem ekonomik, hem başka açılardan çok yararlı bir proje olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerinde çok uzun zaman çalıştık, uğraştık ve bu değerli projeyi hayata geçirdik. Bu proje, bize Hazar petrollerini geniş hacimli olarak dünya pazarlarına ulaştırma imkânı verecek. BakuTiflisCeyhan petrol boru hattı başka şirketlerin, başka ülkelerin de büyük ilgisini üzerinde topluyor. Kazakistan’ın bu projeye bizzat katılması da projenin önemini arttırıyor. Geçmişte bu projeyle ilgili çok çeşitli fikirler ortaya atıldı. Bu projeye tepkiler oluşmuş, eleştiriler gelmişti. Kimi çevreler BakuTiflisCeyhan’ın hiçbir ekonomik verimliliği olamayacağını ortaya atıyordu. Ama hayat ve gerçekler gösterdi ki bu olumsuz fikirlerin hiçbir aslı esası yok. Öte yandan bizim fikirlerimiz, bizim siyasetimizin geçerli olduğu ortaya çıktı. Artık Azerbaycan petrolünün bu projeyle birlikte iyice uluslararası alana taşınması bu işleri global hale getirdi. Bu konudaki görüşmeler bölgesel olmaktan çıkıp global arenaya taşındıkça bu gelişme Azerbaycan’ın çıkarına büyük ölçüde hizmet edecektir. Rahmetli babanız Haydar Aliyev, sağlığında Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le birlikte beşaltı ayda bir vesile oluşturup bölge coğrafyasının cumhurbaşkanlarını bir araya getirirlerdi. Demirel görev süresini tamamladıktan, babanız da rahmetli olduktan sonra bu ilişkiler dizi TEMMUZ CUMA Sezer ve Putin’i kutluyoruz CUMHURBAŞKANI ALİYEV: İlerleme olur ya da olmaz. Ama müzakereler tabii ki devam edecektir. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmelidir. Bölgede zaman zaman renkli devrimler oldu, ama son aylardaki gelişmeler bunların fiyaskoyla sonuçlanmakta olduğu izlenimini veriyor. Hatta Azerbaycan’da da bir renkli devrim denemesi yapıldı. Ama sonuç vermedi. Sizce bu renkli devrimler neden oldu? ALİYEV Burada cehalet çok. Acınacak bir etki yarattı. İnsanlar yaşadıkları koşullardan mutlu olmazlarsa bu tür devrimlere başvururlar. Bunlar iktidarla halk arasındaki uçurumun büyümesinden ileri gelir. Toplumsal ve ekonomik sorunlar insanları bu işlere sevk eder. Ama Azerbaycan’ın koşulları başka. Ekonomisi hızla gelişiyor. Geçen yıl ihracat yüzde 26, bu yılın ilk beş ayında da yüzde 40 arttı. Yani ekonomik gelişme sıralamasında dünyada birinci durumda. Sanayi üretimi bu yılın ilk beş ayında yüzde 40 yükseldi. Son iki yılda 400 bin işyeri açıldı. Halkın geliri yüzde 25 arttı. Yani burada böyle devrimler için zemin yok. Başka ülkelerde o devrimlerin olduğunu görünce burada da benzer hareketler yaratmaya çalıştılar. Ama halk bunları desteklemedi. Tarihte devrimler oldu. Ama bunların sonucunda insanlar eskiye kıyasla daha iyi yaşamak isterler. Ama devrimden sonra siyaset daha gerginleşir, ekonomik koşullar zorlaşır, toplumsal durum ağırlaşırsa o zaman insanlar, ‘‘Acaba biz doğru mu yaptık?’’ diye düşünmeye başlarlar. Her ülkenin kendi özel koşulları var. Özellikle de Azerbaycan başka hiçbir ülkenin iç siyasetine karışmamıştır. “PETROL ÜRETİMİ İKİ YIL İÇİNDE 65 MİLYON TON OLACAK’ Azerbaycan’ın özellikle petrol ve doğalgaz zenginlikleri öbür ülkelerin iştahlarını kabartmıyor mu? ALİYEV Tahminen iki yıl içinde ülkemizin petrol üretiminin miktarı tahminlere göre 65 milyon ton olacaktır. Şah Denizi’nden elde ettiğimiz doğalgazın hacmi bir trilyon metreküp. Başka yataklar da var. Şimdi onların işletilmesiyle ilgileniyoruz. Bu ülkeye milyarlarca dolar para getireceğiz. Dünya Bankası önümüzdeki 20 yıl içinde Azerbaycan Hazinesi’ne 140 milyar dolar gireceğini hesaplıyor. Ülke hızla gelişiyor. Gaz ve petrol boru hatları da Azerbaycan’dan geçiyor. Bu da bizim önemimizi daha da arttırıyor. Biz KarsAhılkelekBaku yolunu neden ısrarla istedik? Bizim topraklarımızdan Asya’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya bağlantı olacak. “DEMİRYOLLARI BİRLEŞECEK” Türkiye Azerbaycan’la demiryolu ile birleşecek. Burada Azerbaycan olmadan hiçbir şeyi halletmek mümkün değildir. Biz artık kendimizi Avrupa’ya yönlendiriyoruz. Bütün bunları yapmak için de halkın desteği lazım. Azerbaycan bugün ister dış, ister iç, bütün siyasetinde bağımsız. Biz bugün hiçbir ülkenin yardımına muhtaç olmadığımız için bağımsız siyaset izliyoruz. Bir zamanlar ekonomik bunalım, işsizlik, yoksulluk çekmedik mi? Çektik. Ama başardık. Hiç kimse de bize yardım etmedi. Bundan sonra Azerbaycan yardım veren ülke olacak. O gün uzakta değil. Bu gelişmeler ülkeye ilginin de artmasını doğurur. Bunun olumlu, olumsuz etkileri olacaktır. Biz bu ilgileri olumlu yöne çekeceğiz. Halkımız da bundan yararlanacaktır. “BİZLER ALKIŞLIYORUZ” Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in stratejik ortaklık arayışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? ALİYEV Biz bunu alkışlıyoruz. Çok olumlu karşılıyoruz. Böyle bir stratejik ortaklık... Özellikle Güney Kafkasya’da koşullar daha da olumlu yönde gelişecek. Böylece Türkiye’yle Rusya arasında hem ticari hem siyasi ilişkiler güçlenir. Bunlar bölgesel gelişme için çok olumlu etkiler. Böyle bir stratejik ortaklığı biz alkışlıyoruz. Türkiye bizim için dost, kardeş ülkedir. Rusya komşumuzdur. Böylece Rusya’yla ilişkilerimiz güçlenir. Biz de bundan büyük rahatlık duyarız. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU ‘SORUNLARIMIZI BARIŞÇI YOLLARDAN ÇÖZERİZ YA DA BU İŞ YENİ BİR SAVAŞTA BİTER’ Aliyev’den Erivan’a sert mesaj biraz yavaşlamadı mı? Hatta duraklamadı mı? ALİYEV Hayır, böyle bir şey yok. TürkiyeAzerbaycan ilişkileri çok hızlı gelişiyor ve en yüksek düzeyine ulaşıyor. Benim Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la saygı dolu ve samimi ilişkilerim var. Hem Baku’da, hem Ankara’da, hem başka ülkelerde bizim temaslarımız çok güçlüdür. Onun dışında Azerbaycan’a Türkiye’den periyodik olarak bakanlar, heyetler, milletvekilleri ziyaretler yapıyorlar. Bu ziyaretlerle bizim ilişkilerimiz daha da güçleniyor, sağlamlaşıyor. BakuTiflis Ceyhan, BakuErzurum boru hatlarının, gelecekte BakuTiflisKars demiryolunun hayata geçmesi ancak bizim çok sıkı çalışmamız sonucu mümkün olabilmiştir. Hazır demiryollarından söz etmişken Ermeni lobisinin engel olmak istediği başka bir demiryolu projesini size sormak istiyorum. KarsAhılkelek demiryolu projesi biliyorsunuz Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin katılımıyla gerçekleşecek. Ancak Ermenistan bu projeye her türlü uluslararası finansmanın, hatta AB ve ABD’den gelecek finansmanın durdurulması için hızlı bir çalışma içine girdi. Sizce Ermenistan’ın gücü böyle önemli bir projeyi engelletmeye yeter mi? ALİYEV Ermeniler tabii ki bu yolda çalışacaklar. Ermenistan ve Ermeni lobisi Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı düşman durumundalar. Bütün olanaklardan yararlanıp bize darbe vurmaya çalışıyorlar. Bu durum devam edecek. Bizler bütün bu davranışlara karşı inançla yaptığımız işlere sarılmalıyız. BakuTiflisCeyhan boru hattı böyle inançlı çalışmanın bir ürünüdür. Ermeni lobisi bu projeyi de engellemek için elinden geleni yapmıştır. Hatta uluslararası topluma, uluslararası finans kurumlarına, Dünya Bankası’na yazılı başvurular bile yapmışlardır. Çok ciddi tehditlerde bulunmuşlardır. Ancak bir sonuç alamadılar. Azerbaycan, Türkiye devletlerinin iradeleri, Gürcistan’ın bu projeye dahil olması Ermenistan’ın ve Ermeni lobisinin bu işi bozmasını engelledi. Buna olanak tanımadı. Dolayısıyla BakuTiflisKars demiryolunun hayata geçirilmesini engellemek için de ellerinden geleni yapıyorlar. Ama ben eminim ki biz bu projeyi de hayata geçireceğiz. Ermeniler çeşitli uluslararası kuruluşlarda var güçleriyle çalışıyorlar. Ama biz öyle bir durumdayız ki böyle kurumların desteğine muhtaç değiliz. Bizim imkânlarımız, paramız var. Ben, ‘‘Bugün Azerbaycan kendi parasal gücünü ortaya koyarak bu projeyi kendi başına yapar’’ diyorum. Ermenistan’ın güttüğü bu siyaset ona hiçbir çıkar sağlamayacak, bir sonuç alamayacak. Aksine, bölgede Azerbaycan gittikçe daha güçlenecek. Ermenistan bugün bütün uluslararası projelerden tecrit edilmiş durumdadır. Durumu gittikçe de ağırlaşacaktır. Siz geçenlerde Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’le bir araya geldiniz. Ermenistan olayının boyutlarını gündeme getirdiğinizde nasıl bir izlenim edindiniz? ALİYEV Biliyorsunuz, Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ sorunlarında uluslararası bir kuruluş olan Minsk Grubu etkin. Orada da Rusya, Fransa ve ABD’nin ağırlığı var. Ben Minsk Grubu’nun çalışmalarını olumlu olarak değerlendiriyorum. Ermeni tarafı Minsk Grubu’nda referandumla Dağlık Karabağ’ın kaderi tayin edilsin gibi bir tez ortaya attı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? ALİYEV Minsk Grubu geçenlerde bir açıklama yaparak onların tekliflerini duyurdu. Açıklanan noktalar onların teklifi. Çünkü biz hiçbir anlaşmaya varmadık. Azerbaycan ve Ermenistan anlaşmaya çok uzaklar. Belli teklifler var. Onlar da Minsk Grubu tarafından ileri sürülüyor. Biz son açıklamaya hiç itiraz etmedik. ‘MÜZAKERELER KESİLMESİN’ Neden? ALİYEV Çünkü biz hiçbir müzakerenin kesilmesinden yana değiliz. Biz sadece başka tarafların da tekliflerini göz önünde bulundurarak müzakerelerin gizliliğinin korunmasından yanayız. İlerleme olur ya da olmaz. Ama müzakereler tabii ki devam edecektir. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmelidir. O konuda hiçbir ödün verilemez. İşgal altındaki topraklar geri verilmelidir, Azerbaycanlı kaçkınlar da kendi topraklarına geri dönme imkânına kavuşmalıdırlar. Dağlık Karabağ’ın geleceği açısından oradaki Azeri ve Ermeni toplumunun oyu alınabilir ve alınmalıdır da. Çünkü Dağlık Karabağ’da savaştan önce hem Ermeniler, hem Azeriler yaşarlardı. Azerilerin Dağlık Karabağ’a geri dönmeleri ve oraya yeniden yerleşmeleri şarttır. Dağlık Karabağ, Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak bu yapıldıktan sonradır ki müzakereler yoluyla bir sonuca ulaşılmasına çalışılmalıdır. Bu müzakerelerin ne kadar başarıyla sonuçlanacağı ya da ne kadar çok zaman kaybedileceğini de gelecek gösterecektir. Yüzlerce yıl sonra Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bunu Minsk Grubu’nun üyeleri de bilirler. Bakın, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü müzakere edilemez. Şunu da açıkça söyleyeyim ki Dağlık Karabağ’a hiçbir zaman bağımsızlık statüsü verilemez. izler bütün bu davranışlara karşı inançla yaptığımız işlere sarılmalıyız. BakuTiflisCeyhan boru hattı böyle inançlı çalışmanın bir ürünüdür. Ermeni lobisi bu projeyi de engellemek için elinden geleni yapmıştır.” “B İLHAM ALİYEV 1961, Baku doğumlu. Yükseköğrenimini Moskova Uluslararası İlişkiler Üniversitesi’nde yaptı. Tarih alanında doktorasını aldı. 198590 arası Moskova Devlet Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler dersleri verdi. 19842003 arası Azerbaycan Devlet Petrol İşletmeleri SOCAR’ın başkan yardımcılığını yürüttü. İki kez Azerbaycan Milli Meclisi’ne milletvekili seçildi. 2003’te Azerbaycan Başbakanı oldu. 1997’den beri Azerbaycan Ulusal Olimpiyat Komitesi Başkanı. Olimpiyat ruhuna katkıları nedeniyle Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin en yüksek ödülüne layık görüldü. 2004’te Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi tarafından Avrupa değerlerine bağlılığı nedeniyle asamblenin fahri üyesi oldu. Babası Haydar Aliyev’in ölümü üzerine Ekim 2003’te Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’na seçildi. ‘O yasadışı suça batmış bir rejimin başkanıdır’ Dağlık Karabağ’ın siyasi lideri Arkadi Ğukasyan ise bölgenin kesinlikle bağımsız olacağında ısrar ediyor. Ermenistan’la da bir birliğe girmek istemediğini çeşitli vesilelerle dile getiriyor. Sizce Ğukasyan bu sözlerinde samimi mi? ALİYEV Ben onun sözlerini hiç önemsemem. Çünkü o yasadışı, suça batmış bir rejimin başkanıdır. Hiçbir uluslararası örgüt tarafından tanınmıyor. Dolayısıyla o adam hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Onun dediklerinin de hiçbir önemi yok zaten. Bakın, BM dahil bütün uluslararası örgütler Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıyor. Dolayısıyla Dağlık Karabağ’ın bağımsız statü elde etmesi diye bir durumdan kesinlikle söz edilemez. Dünyada belli deneyimler elde edilmiştir. Azınlıkların normal yaşaması durumu var. Azerbaycan’da da ulusal azınlıklar var. Onlar hiçbir baskı altında olmaksızın yaşamlarını sürdürüyorlar. Bütün haklardan yararlanıyorlar. Avrupa’da özerklik kurumu vardır. Azerbaycan’daki milli azınlıklar var, dedim. Neden Azerbaycan toprakları koparılıp buralarda bağımsız devletler yaratılsın? Size söylüyorum. Hiçbir uluslararası kuruluş, hiçbir ülke Dağlık Karabağ’ı tanımayacaktır. Azerbaycan bugün güçlü bir ülkedir. Daha da güçlenecektir. Ermenistan bizim gücümüzle boy ölçüşemez. Dolayısıyla da bu ısrarlarıyla zaman kaybettiriyor. Soruna adil ve uluslararası normlara uygun bir çözüm bulunmasını istiyoruz. Böylece Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü uluslararası alanda tescil edilmiş olacak. Bu bağlamda size sormak istediğim Ermenistan’la Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili bir barış olacağı söylentilerinin gerçeklik payının ne olduğu. Önümüzdeki günlerde St. Petersburg’da ve Slovenya’da Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’la görüşeceğiniz haberleri var. Bu konuda ne söylemek istersiniz? ALİYEV Böyle bir şey yok. Bir süre önce iki kez görüştük. O görüşmelerden hiçbir sonuç alınmadı. İlki Fransa’da oldu ve Ermenistan Başkanı o görüşmeyi yarıda bırakıp gitti. İkinci görüşme Romanya’da oldu. Orada da bir sonuca varılamadı. Bizim aramızda bir anlaşma yok. Zaman zaman çeşitli söylentiler çıkarılıyor. Ama bunların hiçbir aslı esası yok. Aramızda hiçbir anlaşma olmamasının nedeni de Ermenistan’ın işgalci siyasetidir. Biz kimsenin toprağını işgal etmedik; kimsenin malına göz dikmedik. Biz kendimize ait olan toprakları barışçı yollarla geri almak istiyoruz. Biz Ermenistan’a barışçı yollardan işgal ettiği topraklardan çekilmesi şansını veriyoruz. Kan dökülmeden, savaş başlamadan biz bu meseleyi çözeriz. Bu olduğu takdirde bölgenin bütün manzarası değişecek. Bugün bütün uluslararası projelerden tecrit olan Ermenistan yeniden bunlara dahil olma olanağını elde edecek. Böyle bir çözüm Ermeni halkına da çok yarayacak. Şu soruyu soruyorum: Bu toprakların işgalinin sürmesinden Ermeni halkının eline ne geçti? Aksine, Ermenistan şu anda dünyada Azerbaycan topraklarını işgali altında tutan ülke konumunda. Azerbaycanlılara karşı etnik temizlik siyaseti güden ülke olarak görülüyor. Yeniden bir savaş çıkmasına fırsat yaratılmadan barışçı bir çözüm bulunursa Ermeni halkının yaşamı da daha kolaylaşacak. Ama mesele sadece uluslararası ilkeler, uluslararası hukuk çerçevesinde hallolabilir. Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın kendisiyle birleşmesinin peşinde. Ben de çok şey isterim. Tarihi topraklarının Azerbaycan’la birleşmesini isterim. Ama bir de bugünkü koşullarda işin oluru var. Şimdi biz Ermenistan’a bir şans tanıyoruz. Barışçı yollarla bu mesele hallolsun. Olmazsa başka seçenekleri gözden geçirmeyi biliriz. Yani yeniden savaşı mı göze alırız, demek istiyorsunuz? ALİYEV O seçeneği de hiç göz ardı etmiyoruz. Bakın, bugünkü ateşkes rejimi çok hassastır. Bu müzakereler daha ne kadar sürecek. Müzakerelerde Ermenistan tarafı hiç geri adım atmıyor. O nedenle biz bütün seçeneklere hazır olmak zorundayız. Azerbaycan’ın artan ekonomik potansiyeli, savaş gücü, bölgedeki durum elbette bizi daha da güçlü ve üstün bir konuma getiriyor. Biz Ermenistan’a bir fırsat veriyoruz. Bu fırsattan yararlanıp yararlanmamak onların bileceği iş. Olacakların sorumluluğu da yine kendilerine ait olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle