03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) İSTANBUL 2010’DA, 10 MİLYON AVRUPALININ FOTOĞRAF ALBÜMLERİNDE YERİNİ ALACAK ÖZGÜR ERBAŞ/ESRA AÇIKGÖZ PROF. FARUK ŞEN: İ stanbul, Essen ve Pecs, 2010 yılında Avrupa Kültür Başkentleri olacak. Bu kararın İstanbul için anlamı, Essen ve Pecs’ten farklı. Çünkü, kültürler arası çatışmanın, diplomatik gerginliklerin kaynağı olduğu bir süreçte, Avrupa kültürüne başkentlik yapmak Türkiye için önemli bir adım. Üstelik, 2010, AB’ye tam üyelik sürecinde dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Türkiye’yi içinde görmek istemeyen Avrupa kamuoyu bu sayede kazanılacak. Gelmesi beklenen 10 milyon turistin, ekonomiye katkıları da cabası. Belki de Avrupalı’nın İstanbul’a bakışı değişecek, hatta İslam fobisi bu sayede tedavi edilecek... İstanbul’a Avrupa’dan bakıldığında her şey yolunda görünüyor, ama bu mutlu adımın İstanbullulara bedeli ne? Projenin Kentsel Dönüşüm planlarıyla birlikte yürüyecek olması, bedelin pek de hafif olmadığına işaret ediyor. Çünkü yeniden paylaşım söz konusu... Dolapdere ve Sulukule mevcut sahiplerinden alınırken Galataport’a, Haydarpaşaport’a, burgulu kulelere, yeni alışveriş merkezlerine kapı açıyor. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması için çalışanlar, karara sevinenler, temkinli yaklaşanlar ve kararın arkasında yatan ranta işaret edenler... 2010 İstanbul Girişimi Başkanı Nuri Çolakoğlu, Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Eyüp Muhçu, Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin başkanı.Prof. Faruk Şen, sorularımızı yanıtladılar... Sizi İstanbul’a bekliyoruz! İslamın en büyük kenti P rof. Faruk Şen, merkezi Essen’de bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin başkanı. İstanbul’un seçilmesinde yoğun çaba harcayan bir isim. Ona göre bu seçimde oryantalizmi aşan bir sonuç var, Avrupa artık İstanbul’u İslamın en büyük kenti görüyor. Bunda elbette ki politik tercihler büyük rol oynuyor. Şen’in tanımıyla Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği’nin “ciddi istek”leri bunun göstergesi. “Essen ve İstanbul’u karşılaştırma olanağımız yok” diyen Şen, iki kenti birbirine kültürel açıdan bağlayan unsurun İslam olduğunu düşünüyor. Essen ve çevresinin son dönemde Avrupa’da yükselen İslamofobiden etkilenen Müslümanlar için önemli bir merkez olduğunu vurguluyor. İslamofobiyi kırmak için üç başkent arasında bir köprü projesinden söz ediyor. “Essen’de 30 bin Müslüman yaşıyor, Pekş’te ise 280 bin nüfuslu küçük bir kent olamasına karşın iki cami var ve Zigetvar’ın çok yakınında yer alıyor. İstanbul da dinleri birleştiren bir kent” diyor Şen, “bu açıdan Türkiye Araştırmalar Merkezi olarak kültürlerin birleşimi Avrupa Kültür Başkentleri çerçevesinde İslam’ı ön plana çıkaran bir projeyi belki İslamofobinin bir miktar azalmasını sağlayacak”. Şen’in 2010 İstanbul’una ilişkin panoramasında kültür adamlarının yanı sıra politikacılar da var. Avrupalı elitin de uzun süreli hafta sonu tatillerini geçirmek üzere İstanbul’a geleceğini düşünüyor. Bir de örneği var: “2005’te Barselona’da tatil yapan Almanların sayısı 6 milyonu geçerken İstanbul’a sadece 290 bin Alman geldi.” vrupa Kültür Başkenti sıfatıyla İstanbulluları hareketli bir dört yıl bekliyor; yollar, evler, müzeler, hatta kentin renk ve kokusu da değişecek! Bunun için projeler hazır, kaynak da. Bu aslında bir “mutenalaştırma” hamlesi. Tepki çeken dönüşüm projeleri başkent olma sevincinin gölgesinde uygulanacak, binlerce insan yerinden olacak... İşte sevinenler ve eleştirenler... A Tanıtım, katılım ve dönüşüm Projenin bütçesi ne kadar? NURİ ÇOLAKOĞLU Kültür sanat etkinliklerinin tahmini bütçesi 67 milyon Euro. Bunun önümüzdeki üç yıl içinde artarak 100 ya da 120 milyon Euro’ya çıkabileceğini düşünüyoruz. Bu rakam 2010 yılında ve öncesinde Türkiye’den sanatçıları Avrupa kentlerindeki etkinliklere götürmek için harcanacak para. Tüm parayı İstanbulluların ödeyeceği doğru mu? Bu parayı sağlamak ve aynı zamanda projenin İstanbullulara kavratılması için şöyle bir yol düşündük: Avrupa Bakanlar Konseyi’nce karar onaylanınca çıkarılacak kararnameyle İstanbul sınırları içinde akaryakıttan litre başına bir kuruş alınacak. Yani bir depo benzin alan 25 ile 40 kuruş arası bir para ödeyecek. Bu vesileyle benzin istasyonları, aynı zamanda İstanbul 2010’un iletişim platformu olacak. Turizme katkının dışında, hedef İstanbul’u cazibe merkezi haline getirmek denilebilir mi? İstanbul’a 10 milyon turist getirmek en baştaki hedefimiz ve bunun ekonomiye yapacağı katkı ödenen parayı fazlasıyla karşılayacak. Ayrıca 2010, Türkiye’nin AB’ye katılımında kritik bir yıl. Çünkü 2014 ya da 2016’da Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği söz konusu olduğunda 2530 hükümeti ikna etmek yeterli olmayacak, halk oylamaları yapılacak. Kamuoyunda Türkiye lehine bir hava estirebilmek için elimizdeki en iyi aracın kültür sanat olduğuna inanıyorum. İstanbul 10 milyon turisti kaldıracak altyapıya, otele sahip mi sizce? Şu anda 5.2 milyonu kaldırıyor. Bu rakam iki katına çıkacak... Paris yaklaşık 60 milyon kişiyi kaldırıyor. İstanbul’un bu rakamı ve daha da fazlasını taşıması lazım. Bu kaygı İstanbul’daki otelleri kafamızda beşe indirdiğimiz için oluşuyor bence. Sadece Harbiye dolaylarında son bir yılda üç yeni otel açıldı. Anadolu yakasında Maltepe’ye kadar oteller yapılıyor, sahil şeridine de yapılacak... Avrupa Kültür Başkenti projesi Kentsel Dönüşüm Projesi’yle birlikte mi yürüyor? Projenin ilk ayağı 10 milyon turist, ikinci ayağı Türkiye’nin tanıtımı, üçüncüsü de kentsel dönüşüm. İstanbul’da Habitat sayesinde kaldırımda yürümeye başladığımızı unutmayalım. Tarihi binaların etrafını saran çirkinliklerden tutun, yaşatılması zorunlu, ama dökülmekte olan tarihi dokuya kadar pek çok yarım kalmış proje var. Örneğin Tarlabaşı’nın sol tarafı muhteşem bir eski İstanbul dokusu... Buranın elinin yüzünün düzeltilerek kullanıma açılması lazım. Osmanlı’nın gözde mekânları önce yoksullara terk edildi. Şimdi ise "Kentsel Dönüşüm Projesi" kapsamında, geri "kazanılıyor". Cihangir, Kuzguncuk, Beyoğlu ile başlayan süreç, Karaköy, Kumkapı, Dolapdere ve Cankurtaran’la sürüyor… NELER OLACAK? Üç Kent, üç kültür ve bir tutku Avrupa Kültür Başkenti olabilmek için hazırlanan projelerden bazıları şunlar: Tarihi yarımada, Beyoğlu, Boğaziçi yeniden ele alınacak. Üsküdar’dan başlanarak Anadolu yakası yeniden yapılandırılacak. Silahtarağa Elektrik Santralı, kültür sanat müzesine dönüştürülecek. Tekfur Sarayı klasik müzik inceleme merkezi haline getirilecek. “Analar, Tanrıçalar ve Sultanlar” sergisi ile Anadolu’da kadının dokuz bin yıllık tarihi anlatılacak. İstanbul’dan esinlenerek bestelenmiş üç opera İstanbul’daki tarihi mekânlarda sahnelenecek. Topkapı Sarayı’nın sanal müzesi açılacak. Aya İrini Kilisesi’nin Atrium bölümünde Aya Sofya Müzesi’nin bodrum katındaki ikonalar ve kutsal emanetler müzesi açılacak. “İslamiyet ve İnsaniyet” adlı büyük bir sempozyum düzenlenecek. “40 Gece 40 Konser” başlığı altındaki etkinliklerde, TIR üzerinde dolaşacak sahne ile konserler düzenlenecek. “Tango: Üç Kent, Üç Kültür ve Bir Tutku” gösterisi yapılacak. Sokak tiyatroları şenliği olacak. On yönetmen onar dakikalık İstanbul belgeselleri çekecek. İstanbul’un resimlerini yapmış ünlü ressamların resimleri toplanıp büyük bir Boğaz resimleri sergisi açılacak. Osmanlı’dan kalma 40 hamamın öyküsü anlatılacak. İstanbul’un ulaşım sistemi tek bir merkeze bağlanacak. Bütün vapurlar, trenler, otobüsler, dolmuşlar tek merkezden yönetilecek. Büyükada’daki Rum Yetimhanesi “Avrupa Yazarlar Evi” haline getirilecek. Şan Tiyatrosu yeniden inşa edilecek. Tarlabaşı’nın belirli bir bölümü konaklama ve alış verişmerkezi haline getirilecek. Başkentin yeni sahipleri... M imarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Eyüp Muhçu’ya göre, İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi kültürel zenginliklerin restore edilmesi, sağlıklaştırılması için pek çok olanağı, kaynağı birlikte getiriyor. Dikkat edilmesi gereken nokta ise, bu kaynakların doğru kullanımı. Aksi halde bir yıkım süreciyle karşı karşıya kalınabilir. Muhçu, tarihi yarımadayı kapsayan müzekent İstanbul için şimdiye kadar yapılan çalışmalardan pek umutlu değil. Neden mi? "Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan 1/5000 koruma amaçlı plan ve 1/1000 uygulama imar planları tarihi yarımadanın korunmasında önemli engel teşkil edebilecek kararlar içeriyor. Bununla ilgili bir dava açtık. Bu kararlar kaldırılmadan doğru bir çalışma yapılması mümkün değil. Ayrıca tescilli binaların restorasyonu Büyükşehir Belediyesi'nin konut yapımı için kurulmuş KİPTAŞ şirketi aracılığıyla sürdürülüyor. Şirket bu çalışmaları yapabilecek teknik donanıma sahip değil” diye yanıtlıyor. 2010 Avrupa Kültür Başkenti’ne hazırlık adı altında gündeme getirilen projelerden biri de, kentsel dönüşüm. ‘BU PROJELER İSTANBUL’A ZARAR VERİR’ Galataport, Haydarpaşaport, Zeyport, Dubai şirketlerinin yapması öngörülen Küçükçekmece ve Kartal kıyı alanı kentsel dönüşüm projeleri, Levent İETT Garajı’nda gündeme getirilen burgulu kuleler, Karayolları 17. bölge müdürlüğünde öngörülen kentsel dönüşüm projeleri... Muhçu, bunların dünya mirası İstanbul’un siluetine zarar vereceğini söylüyor. Olayın diğer bir boyutu ise, İstanbul’un kentsel donatılarına getireceği yükler ve ulaşım kaosu. Bu çalışmalar kentin ekonomik, sosyal, demografik yapısını da değiştirecek, “Kent merkezine beş milyona yakın nüfus davet edilecek. Kentin doğusunda Küçükçekme, batısında Kartal’da oluşturulacak cazibe merkezlerinin getirdiği nüfus yoğunluğunu da katarsak 10 milyona yakın bir nüfus, İstanbul nüfusuna ilave edilecek. Yani İstanbul nüfusu 25 milyona çıkartılacak. Nüfus 13 milyonken yaşanan sorunlar ortada” diyor. Projeler, kente eklenecek nüfusun sosyoekonomik düzeyi hakkında da ipucu veriyor. Çünkü dönüştürülen alanlarda kiralar ve daire bedelleri yüksek olacağından yerli halkın yaşama olanağı ortadan kalkacak. Muhçu için bu durum, geçmişte var olan dinsel ve etnik kökenli gettolaşmanın, bu kez ayrıcalıklı yaşam alanları ile gerçekleştirilmesi demek, “Kentin olanaklarının toplum tarafından paylaşılması artık mümkün olamayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle