03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28 NİSAN 2006 CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN ERZİK, TÜRK FUTBOLUNDA YAŞANAN OLAYLARI ÜZÜNTÜ VERİCİ BULDUĞUNU SÖYLEDİ C 19 ‘İmajımız bu olmamalı’ GAZİANTEP (Cumhuriyet) UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, ‘‘Ben ülkemin bu olaylarla, stadyumda seyirci olaylarıyla, kavgalarla dövüşlerle, koltukların kırılarak atılmasıyla ilgili anılmasını istemiyorum’’ dedi. Erzik, özellikle son 10 haftada her yerde bir olay çıktığını ve bu olayların taraftar olayları olduğunu ifade eden Erzik, şöyle konuştu: ‘‘Tabii ki bunun içine zaman zaman müdahale etmek görevi olduğu için emniyet kuvvetleri de giriyor. Yani görüntüler hiç hoş değil. Yalnız bizim için hoş değil dersek kendimizi kandırmış oluruz, dünya için de hoş değil. Ben ülkemin bu olaylarla, statta seyirci olaylarıyla, kavgalarla, dövüşlerle, koltukların kırılarak atılmasıyla ilgili anılmasını istemiyorum.’’ Erzik, Türk futbolunun onursal başkanı, futbolla birlikte çok güzel günler yaşamış bir insan olarak ‘yoktan var ettikleri’ bir futbol olgusunda olayların herkesten fazla kendisini rahatsız ettiğini ifade etti. ‘‘UEFA’nın birinci başkan yardımcısı olarak, FIFA İcra Kurulu üyesi ve FIFA İcra Kurulu’nun Fair play Etik Komitesi’nin başkanı olarak düşünün, yaşananlar en çok beni rahatsız ediyor’’ diyen Erzik, şunları kaydetti: ‘‘Önceki gün F.Bahçe ile G.Saray arasında büyük bir derbi oynandı. Bütün dünyanın ilgisini çekti. Maç üzerinde kimsenin söyleyecek bir şeyi yok. Hakem iyi, futbolcular, tabii bir taraf daha iyi olacak. Galatasaray bütün sezon başarılı futbolunu önceki akşam devam ettiremedi, olabilir. Futbol takımlarının hayatında olur, o günkü stresten olur, gerilimden olur. Saha içinde futbolcuların birbirleriyle olan münasebetleri fevkalade, dünya çapında örnek olabilecek bir olay, hakemler iyi, her şey iyi, ama seyirciler koltukları kırıp sokağa atıyor. Bu görüntü artık Türkiye’nin yurtdışındaki imajı açısından alışılmış bir görüntü haline geldi. Bu beni çok rahatsız ediyor. Buna üzülüyorum.’’ Erken Değil mi? B TRABZONSPOR Fatih’e büyük ödül BERLİN (Cumhuriyet) Dünyanın en iyi 2. golcüsü ödülüne layık görülen Trabzonsporlu ulusal futbolcu Fatih Tekke, Almanya’nın Wiesbaden kentinde düzenlenen törenle ödülünü aldı. Ödülünü Wiesbaden Belediye Başkanı Hildebrand Diehl’den alan Fatih, ödülü almaktan büyük gurur duyduğunu söyledi. Başarılı golcü Fatih Tekke, ‘‘Futbol yaşantımda bu kadar anlamlı ve önemli bir ödülü ilk kez alıyorum’’ dedi. Fatih, Bundesliga takımlarından teklifler aldığını, ancak kulübü izin vermediği için yurtdışına gidemediğini belirterek, ‘‘Ülkemi yurtdışında en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Hedeflerimin arasında yurtdışında oynamak da var’’ şeklinde konuştu. ÜLKERSPOR’U YENEREK 4 YIL ARADAN SONRA ZAFERE ULAŞTI Efes’in kupa keyfi CUMHUR ÖNDER ARSLAN Türkiye Kupası’nda Ülkerspor’u yenerek, 4 yıl aradan sonra zafere ulaşan Efes Pilsen’de, oyuncuların sergilediği özverili mücadele büyük sevinç yarattı. Lacivert Beyazlıların Genel Menajeri Engin Özerhun, çok eksiklerinin olduğunu belirterek, ‘‘Çeyrek final maçında Mersin Büyükşehir Belediyesi karşısında çok iyi oynayamadık. Ama özellikle F.Bahçe ve Ülker karşısında oyuncularımız çok iyi mücadele etti. Finalde Ülker karşısında farkı erken yakalamak planlarımız arasında yoktu. Bu biraz sıkıntı yarattı. Ancak son bölümde basketbolcularımız fedâkarca oynadı’’ dedi. Ülkerspor’la aralarındaki rekabete de dikkat çeken Özerhun, ‘‘Aynı sezonda rakibimize üçüncü kez yenilmek hoş olmazdı. Bu tabii ki oyuncularımızı motive etmiştir’’ diye konuştu. Menajer Engin Özerhun, gösterdiği performansla turnuvanın en iyi oyuncusu seçilen Granger’ı da kutlayarak, ‘‘Ödülü hak etti. Sadece skorer yönüyle takıma katkı yapmadı, savunmada da iyi işler yaptı. Onun da bir sakatlığı vardı. Ancak yürekten mücadele etti’’ şeklinde konuştu. Artık tamamen play off’ları düşündüklerini ifade eden Engin Özerhun şunları söyledi: ‘‘Önümüzde 3 maç var. İlk 8 için büyük bir yarış var. Ligdeki son maçımızı da Ülkerspor’la oynayacağız. Bu mücadele büyük ihtimalle eşleşmeleri de belirleyecek.’’ una dereyi görmeden paçayı sıvamak derler. Nedir o şenlikler, havai fişekler, caddelerde sabaha dek gösteriler? Aslında bunca sevincin nedeni geçen hafta verilen liderliğin yeniden elde edilmesi değil, ezeli rekabette bir adım daha öne geçilmesi. F. Bahçe’nin yine kazandığı ezeli rekabet maçından sonra Florya’da ağlayan bir taraftarın sözleri G. Saray yandaşlarının çoğunun dileğiydi: ‘‘Biz şampiyonluk değil, şu F. Bahçe’yi yenelim yeter.’’ Süper Lig’de daha üç hafta var, üç hafta da 3 final maçı demektir. F. Bahçe kurmay başkanı Daum, G. Saray’a karşı sahaya yanlış bir 11 çıkarırken belki G. Saray kurmay başkanının da sahaya yanlış bir 11 çıkaracağını ummuyordu. Daum rizikoyu seviyor, yine kumar oynadı. Son haftalarda büyük hatalar yapan Servet ile Rüştü’yü yine takıma aldı. Haftalardır oynamayan Selçuk’a forma verdi. Sahaya 3 ne yapacakları belli olmayan futbolcusunu sürerken 20 milyon dolarlık Anelka’yı kulübede oturttu. Nobre sakatlanmasaydı belki Anelka bu maçta oynamayacaktı. Peki, bu yanlışları Daum bilerek mi yaptı? Sihirbaz mı bu Alman? Sihirbaz ise Manisa’ya giderken tavşan çıkardığı şapkasını İstanbul’da mı unutmuştu yoksa? F. Bahçe’yi ligin bitmesine 4 hafta kala böyle bir rizikoya sokmaya kimse cesaret edemezdi. Ama kazandığı için Daum’un kumarı alkışlandı. Ancak Daum’un söylediği bir şey var: ‘‘Takımı taktik kazandırmaz, futbolcular kazandırır.’’ Doğrudur, önemli olan da futbolcuları oynatabilmektir. 40 Daum’un başarısı mı? Can ne güzel söylemiş; ‘‘F. Bahçe Daum’a rağmen’’. F. Bahçe’nin galibiyetindeki sır da bu işte. Bu hafta Trabzon seferine çıkıyor F. Bahçe. Daum yine kumar oynarsa Trabzon öyle pek şakadan hoşlanan bir takım değil. Üstelik Trabzon stadı her zaman F. Bahçe için sorun olmuştur. Otto Bariç’i birileri Daum’a anlatmalı. G. Saray Teknik Direktörü Gerets de sahaya yanlış 11 sürdü. İki stoper olarak iki genç oyuncusu Uğur ile Ferhat’a çok güveniyor olması belki iyi bir düşünceydi, ama Anelka, Alex, Appiah, Nobre gibi kurtlara karşı hem de 50 bin kişi önünde oynatmak bu gençlerin kaldıramayacağı büyük bir yüktü. Ezilmeleri kaçınılmazdı. Bütün bunlara rağmen ilk 10 dakikada G. Saray, biri Necati, diğeri Ayhan’la 20 öne geçebilirdi. Savunmadaki eziklik ve golcülerin beceriksizliği G. Saray için kötü bir gün olarak tarihe geçti. Ancak Gerets’in ‘‘Aynı takımı yine çıkarırdım’’ demesi onun takıntısını ortaya koyuyor ki, futbolda bu yanlıştır ve daha başka hatalara götürür. Her şey bitmiş değil, bu haftayı beklemek gerek. UEFA kupasına katılma mücadelesi ve düşme korkusu ligde yeni sürprizlere gebe. Geride bıraktığımız hafta, ligin düşme hattındaki takımlarının hepsi, haftayı galibiyetle kapadılar. Ne şampiyon belli ne de düşenler. Kimse ‘‘Yerim sağlam’’ demesin. F. Bahçe Başkanı Aziz Bey gerçekten işini biliyor, F. Bahçe’yi ekonomide zirve yaptı. 40’lık maçtan hemen sonra gece sabaha kadar atölyeleri çalıştırıp 40 markalı tişört bastırmış, kapış kapış gidiyormuş. İşadamı dediğin böyle olur. Olimpiyata bedel golf turnuvası İSMET AKTEKİN ANDERLECHTLİSERHAT, ESKİ TAKIMININ İPİ GÖĞÜSLEYECEĞİNİ SÖYLEDİ ‘F . Bahçe şampiyon olur’ İstatistikler lider diyor Spor Servisi Süper Lig’de şampiyonluk yarışı tüm hızıyla sürerken, son 10 sezonun istatistiklerine bakıldığında 31. haftayı lider tamamlayan takımın yüzde 90 ipi göğüslediği gözleniyor. BRÜKSEL (Cumhuriyet) F. Bahçe’de 6 sezon oynayıp 3 şampiyonluk gördükten sonra Anderlecht’e transfer olan Serhat Akın, 4. şampiyonluğu için gün sayıyor. Serhat Akın, Anderlecht ile 4. şampiyonluğun peşinde olduğunu ve pazar günü deplasmandaki Gent maçının çok önemli olduğunu belirtti. F.Bahçe ile Anderlecht takımları arasındaki farkları değerlendiren Serhat, Sarı Lacivertli kulübün çok büyük bir camiaya sahip olduğunu söyledi. F.Bahçe’nin baskın ve oyuncuya çok stres veren bir kulüp olduğunu kaydeden Serhat, ‘‘Anderlecht bu konuda daha rahat. Burada özel yaşantıma kimse karışmıyor. Ünlü olmama rağmen rahat davranabiliyorum. Türkiye’de bu konuda sorun yaşıyordum’’ açıklamasını yaptı. Türkiye’de F.Bahçe ve G.Sa ray’ın, kendilerinin de Standart Liege ile başa baş mücadele ettiklerini hatırlatan Serhat, ‘‘Ben buradayken eski kulübümün Türkiye’de aynı tür yarışı sürdürmesi çok ilginç. F.Bahçe bana göre şampiyon olur. Ancak Trabzonspor ile çok zor bir deplasmanları var. Trabzonlular, F.Bahçe’nin, Trabzon’da şampiyon olduğunu unutmadılar. Aralarında bir hesaplaşma var’’ şeklinde konuştu. H er zaman FenerbahçeGalatasaray kutsal rekabetinin bir kan davasına dönüştüğünü yazar dururum. Aynı düşüncemi geçen günlerde Cumhuriyet gazetesinin tertiplediği ‘‘fairplay’’ toplantısında da yineledim. Yanımda oturan değerli sütun arkadaşım Galatasaraylı Hasol, bu düşünceme karşı çıktı. Doğru. ‘‘Kan davası’’nı onun da benim de aklım almıyor ama böyle de bir gerçek var. ‘‘Kan davası ilkel toplumlarda olur’’ dedi. Doğrudur, klanlarda ve aşiretlerde görülür, bunu ben de biliyorum. Ama bir başka şey de biliyorum. Ülke sathının üçte birinde kan davası yaşanıyor. Her zaman değişik dramatik olaylar izliyoruz. Bir türlü de önüne geçilemiyor. Sık sık statlarda görüyoruz; ‘‘We are killed’’, ‘‘Sizi öldüreceğiz’’, ‘‘Buradan çıkış yok’’ gibi dövizler asılıyor. Avrupa kupalarında her iki kesim de birbirinin yenilgisini istiyorlar. Semtleri paylaşmışlar, oraya kimseyi sokmak istemiyorlar. İki kulüp sosyal lokallerini sanki utanç duvarı ile örmüşler. Bir GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Derbinin Düşündürdükleri Kışkırtmalar ve provokasyonlar olabildiğince çoktu. Sahada oynanan futbola diyeceğimiz yok. İki takımın futbolcularını kutlamak gerekir. Çok çaba gösterdiler. Ama bu defa bir sürpriz olmadı. Daha iyi oynayan kazandı. Bu defa top adaletli davrandı. Maç hakkında her şey söylenir ve yazılabilir. Herkesin görüşü ve mantığı ayrı ayrıdır. Buna saygı göstermek gerekir ama bir şey var ki yazmakla ve söylemekle ifade edilemez. Aziz Yıldırım’ın ve Özhan Canaydın’ın maç sırasındaki mimikleri... Birinin sevinci, diğerinin hüznü ve yıkılışı... Ressamlar bile bu görüntüyü tuvale yansıtmakta sıkıntı çekerler. Bu maç; tam benze birlerinin inşaatını şikâyet ediyorlar. Maç sonrası hepimizin bildiği gibi yaralanmalar hatta kurşunlanmalar oluyor. Kıskançlık protoplazmamıza kadar girmiş. Bu kin doğuruyor. İleri derecede kin de kan davasını getirmez mi? Yani FenerbahçeGalatasaray arasındaki bu gelişmeleri sporun doğası olarak kabul edebilir miyiz ve bundan gurur duyabilir miyiz? Benim kan davasından kastım, bir benzetmedir. Ama yine de doğruya yakın bir doğrudur. Maç öncesinde bir Galatasaraylı taraftar Fenerbahçeliyi kurşunladı.Bir Galatasaray maçı daha geldi ve geçti. Galatasaray 40 yenildi. Maç öncesi alınan önlemler, yapılan tartışmalar spor mantığı ile bağdaşır mı? mese bile bana eski bir maçı anımsattı: Yıl 1950. Galatasaray ile aynı puandaydık. Şampiyonluk averaja kalmıştı. İzmir’de Altay ile oynayacağımız maç şampiyonu belirleyecekti. Ancak 40 yenersek şampiyon olabilecektik. Aksi takdirde Galatasaray şampiyonluğu kazanacaktı. Altay maçının 90. dakikasında 30 ilerideydik. Radyo bu anonsu yapınca İstanbul’daki tüm Galatasaraylı taraftarlar kadeh kaldırmış ve bir anlamda şampiyonluğu kutlamaya başlamışlar... Top bu.. belli olmuyor. 90. dakikadan birkaç saniye sonra dördüncü golü attık ve şampiyon olduk. Galatasaray, cumartesi günkü maçta da şampiyonluğa konsantre olmuştu. Aynı yıllar önce Altay maçı esnasında olduğu gibi. Galatasaray nedense hep, şampiyonluk havasına erken giriyor. Bu durum da onların moralinin daha fazla bozulmasına neden oluyor. Şimdi artık, Fenerbahçe’nin beraberliğini veya yenilgisini bekleyecek. Özetle; biriki hafta daha bu iki takım arasındaki soğuk savaşı izleyeceğiz. ATLANTA Dünyanın en önemli 4 Golf turnuvasından biri olan US Masters, 6 9 Nisan tarihleri arasında ABD’nin Atlanta kenti yakınlarındaki Augusta kasabasında her zaman olduğu gibi yine inanılmaz bir organizasyonla gerçekleştirildi. Ve bu turnuvayı benzersiz kılan Augusta’nın havası değil, rekabetti. 4 günlük turnuvanın son gününün 2. yarısına kadar şampiyonun belli olmaması heyecanı ve tempoyu yükseltti. Ünlü golfçülerden Tim Clark ile 2. Tiger Woods, V.J. Sing ve Retief Goosen’e de 3 vuruş fark yapan Phil Mickelson 7 skorla bu ünlü turnuvayı kazandı. Turnuva favorilerinden Tiger Woods ise babasının çok ağır hasta olması nedeniyle beklenen başarıyı gösteremedi. Ancak diğer 4 oyuncu ile beraber üçüncülüğü paylaştı. Tiger Woods’un kendisini 3 yaşında golfe başlatan ve bugünlere gelmesinde büyük katkısı olan hocası, bir nevi antrenörü, Yazarımız İsmet Aktekin, dünyanın iki numaralı psikoloğu, yakın golfçüsü V.J. Sing’le görüştü. arkadaşı ve tabii ki her şeyi olan babasını görmek için ödül töreninelektrikli çağrı cihazları, fotoğraf den hemen sonra özel uçağıyla makinesi, radyo, video kamera, Kaliforniya’ya uçması ise dramateyp, telsiz, ruhsatlı olsa bile silah, tik bir sahneydi. Atlanta’ya 220 her türlü kesici alet, bayrak, ambkm mesafede olan Augusta kasalem, pankart, periskop, merdiven, bası, sahibi olduğu Augusta Natiher çeşit alkollü içki ve 25 cm x 10 onal Golf Kulübü sayesinde düncm’den büyük çantalar alana soyanın en önemli yerlerinden biri. kulmadı. Elbette böyle bir turnuvaBurada yapılan Masters turnuda golfsever bedensel engellilere vası gerek organizasyonu, gerek sahanın en güzel yerleri ayrılmışdüzeni ve gerekse alınan güvenlik tı. Eisenhower da dahil tüm golf önlemleri sayesinde dünyanın en oynayan Amerika başkanlarının sorunsuz, problemsiz seyredilen uğrak yeri olan bu ünlü golf kulüspor müsabakaları arasında dabünün tarihçesi de ilginç. Augusima en ön sırayı aldı. Hatta olimta National Golf Kulübü ünlü Amepiyat kentleri bile bu küçük kasarikalı golfçü Bobby Jones ve Clifbayı taklit etmekte. ford Roberts tarafından 1931 yılında kurulmuştur. İlk Masters turnu300 BİN KİŞİ İZLİYOR vası ise 22 Mart 1934’te yapılmıştır. 1943 44 45 yılları olan savaş İki antrenman günü ve dört müyıllarında gof sahasında ihtiyaç sabaka günü yalnız davetiye ile iznedeniyle koyun, sığır ve hindi lenebilen ve 300 bin kişinin seyrebeslenmiş ve 1946’dan sonra tekdebildiği bu turnuvanın nasıl bu rar golf oynanmaya başlanmıştır. kadar problemsiz gerçekleştirildiğine dağir ilginç ve çarpıcı uygulamaları şöyle sıralayabiliriz: 1 Seyirci kalitesini kontrol için bilet satışı uygulanmadı, tüm izleyiciler davetiye ile bu müsabakayı izlediler. 2 Sahaya basın ve özel davetliler elektronik dedektörlü 10 kapıdan, diğer davetliler ise dedektörlü 35 kapıdan girdi. 3 Her bakımdan kaliteli ve sorunsuz bir izlenim sağlayabilmek için belirli kurallara uyulma zorunluluğu getirildi. Uymayanlar statüleri ne olursa olsun hemen saha dışına davet edildiler ve hem o kişi, hem de bu kişiye davetiye verenler bir daha Masters seyretme şanslarını yitirdiler. 4 Yasaklı olan madde ve malzemeler, örneğin cep telefonu,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle