08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 MART 2006 CUMA B U L M A C C A 17 Evde T ÜRKİYE’DEKİ İslamcı iktidar partisi AKP, Filistin’de seçimi kazanan İslamcı parti Hamas’ı Ankara’da ağırladı. AKP’nin açılımı; Adalet ve Kalkınma Partisi. Hamas’ın açılımı; İslami Direniş Hareketi. İslamcı olsalar da iki ‘‘siyasi örgüt’’ arasında diplomatik ortamda dağlar kadar büyük bir fark var: AKP, Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde Türkiye’de iktidar sorumluluğu üstleniyor; henüz iktidar sorumluluğu almamış Hamas Avrupa Birliği’nce Ortadoğu’da İslamcı bir terör örgütü olarak tanımlanıyor. Öte yandan Türkiye, koskoca bir devlet. Filistin ise henüz kurulmamış bir devlet. Türkiye’den ve Filistin’den iki parti Ankara’da buluşunca ortalık dalgalandı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, kaçınılmaz olarak bu dalgalara karşı göğsünü siper etti ve ‘‘Ortadoğu’nun tapusu bizde. Ben Filistin’le ilgilenmeyeceğim de kim ilgilenecek’’ dedi. Çok güzel dedi de, o ‘‘tapu’’nun geçerli olup olmadığını ve ne işe yarayabileceğini söylemedi. Gül’ün söyleyemediği bir başka konu da, ‘‘misafir’’i Hamas lideri Halid Meşal’le görüşmek için AKP’li kimliği ile kurucusu olduğu partiye niye arka kapıdan girdiği. Bir insan, evine arka kapıdan niye girer? Ve sonra Hamas lideri Meşal, AKP’nin genel merkezinde, kürsüye çıktığında arka duvardaki parti yazısını perdelemek, kürsüdeki parti amblemi ‘‘ampul’’ü kapatmak neyin nesi? Bir insan evinden niye çekinir? AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın, bir zaman lar Afganistan’daki İslamcı direniş örgütünün lideri Gülbeddin Hikmetyar’ın önünde diz çöktüğü fotoğraf gibi ortada ‘‘belge’’ bırakmamak mı? Dışişleri Bakanı’nın savunduğu ‘‘ziyaret’’in bir başka ‘‘diplomatik’’ boyutu daha: Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, Ankara’dan İstanbul’a gitmek için havaalanına doğru yol alırken, Hamas’ın lideri de ‘‘program’’ gereği aynı yolu kullanıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, masrafları Dışişleri Bakanlığı’nca karşılandığı söylenen ‘‘misafir’’i ile havaalanında karşılaşmamak için zaman geçirmek üzere Esenboğa yolundaki mobilyacıya uğrayıp koltuk ve kanepe bakıyor. Madem Ortadoğu’nun ‘‘tapu’’su sizde, o halde arka kapısından girdiğiniz kendi evinizde perdeleri kapatıp kanepenin arkasına niye saklanıyorsunuz! SESSİZ SEDASIZ (!) AKP Hüseyin Baş, bir Fransız gazetesinde okumuş; Müslüman Kardeşler örgütünün Fas’taki uzantısı bir siyasi parti 2007’de iktidar olmayı umuyormuş. Partinin Fransızca adı; Parti de la Justice et du Developpement. Türkçesi; Adalet ve Kalkınma Partisi! Fortis Aydın Doğan’dan Dışbank’ı satın alan HollandaBelçika sermayeli Fortis Bank’ın ortaklığı ile üretilen mayınların Güneydoğu Anadolu’da PKK tarafından kullanıldığına ilişkin belgelere dayanan iddialar vardı. İki ay önce ‘‘doğru mu’’ diye sormuştuk. Fortis Bank sessiz kalmayı yeğledi. Beyaz mermer’in dayanılmaz cazibesi! Ö YKÜ bu ya, köpekler pislik yemelerinden rahatsız olmaya başlamışlar ve bir toplantı yapmışlar. Öykünün gerisi Ahmet Önen’den: ‘‘Dünyanın her yerinden gelen köpeklerden en yaşlısı, başkan seçildikten sonra uzun bir konuşma yapmış. Vahşi kimlikten kurtulup, insanların arasına kabul edildiklerini; evcil olmakla kalmayıp, insanlara en yakın hayvan olma özelliğine kavuştuklarını anlatmış; ‘Geçen yüzyıllarda insanlar bizi yine se viyordu fakat evlerine sokmayıp, kapılarının dışında bekletiyordu. Şimdi, yatak odalarına kadar kabul gördük. Bizim de kendimize çeki düzen vermemiz, bazı çirkin alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. Artık çağdışı kalan şu pislik yeme alışkanlığımızı bırakmalıyız’ demiş. Başkanın konuşması etkileyici olmuş ki, ayakta alkışlanmış. Sıra bu öneri üzerinde yapılacak tartışmaya geldiğinde, biri hariç kimse söz istememiş. En arka sıralarda bulunan genç irisi, uzun boylu, geniş göğüslü, kartal bakışlı, hatip görünümlü, kendinden emin bir köpek söz istemiş ve ‘Sayın Başkan, söylediklerinizin tamamına katılıyorum. Pislik yeme alışkanlığımız gerçekten biz köpeklere hiç yakışmıyor, fakat kar gibi beyaz, tertemiz bir mermerin üzerinde pislik görsek gene mi yemeyeceğiz’ demiş. Kıssadan hisse: Günümüzde, hasbelkader bir yerlere gelebilmiş bazıları için beyaz mermer taşları, turnusol kağıdı yerine geçiyor!’’ Taşeronluğun kanıtları Süreç aşağı yukarı şöyle: Bakanlar Kurulu toplanıyor, Hamas yöneticilerinin Türkiye’ye çağrılmasına karar veriyor. Ortada Bakanlar Kurulu kararı varken yani karar hükümetçe verilmişken, Hamas’a çağrının hükümet adına değil, AKP adına yapıldığı ileri sürülüyor. Hükümet tarafından kararlaştırılmış Hamas çağrısı, ziyaret gerçekleşmeden önce gerek ABD’ye, gerekse İsrail’e iletiliyor. Türkiye’ye gelen Hamas heyeti, o gün için Dışişleri Bakanı değil de ‘‘AKP MKYK üyesi’’ sıfatını taşıyan Abdullah Gül ile görüştükleri sırada, Türk yetkililer ile ABD yetkilileri arasında sürekli temas kuruluyor. Yine aynı gün, ABD Büyükelçisi Ross Wilson, ‘‘Hamas’ın ziyareti değil, onlara verilen mesaj önemlidir’’ açıklamasını yapıyor ve verilmesi gereken mesajları da ‘‘Hamas’ın terorizmden vazgeçmesi, milislerini silahsızlandırması, İsrail’in var olma hakkını tanıması, Filistin yönetiminin üstlendiği yükümlülüklerine sadık kalması’’ diye özetliyor. Bakanlar Kurulu kararı ile Hamas’ı Türkiye’ye davet etmiş olan AKP’liler de ABD Büyükelçisi’nin öngördüğü mesajları aynen ve tümüyle Filistinli konuklarına iletiyorlar. Her ne kadar Recep Tayyip Erdoğan ‘‘Kimseden icazet alma derdimiz yok’’ dese de yaşanan süreç ve gelişmeler, AKP iktidarının bir anlamda ‘‘ABD sözcüsü’’ gibi davrandığını gösteriyor. Hamas’a, ABD’nin doğrudan söy Sınırların devri CHP’li Mustafa Gazalcı, ‘‘Maliye Bakanlığı, sınırdaki mayınlı arazilerin temizlenmesi işini neden yapişletdevret yöntemine bıraktı?’’ diye sordu. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de yanıtladı: ‘‘Biz bütün alanı ihaleye çıkardık. Bu ihaleye gelen teklifleri, tabii, ticari sır olduğu için açıklayamam; ancak milyarlarca doların üzerindeydi. Bu milyarlarca doları, bizim bakanlık bütçesinden karşılamamız mümkün değildi; böyle bir faslımız yok. Maliye Bakanlığı’na devrettik, onlar da prensip itibarıyla yapişletdevretten başka çıkar yol bulamadılar. Çünkü, onların da aldıkları teklifler gerçekten astronomikti. Yani, bütçeyle karşılanması mümkün olmayan, ayrıca, oranın tarımıyla yıllar boyunca elde edilemeyecek devlet tarafından işletilmesi halini arz ediyorum rakamlardı.’’ Sınır boyumuzun ‘‘prensipli devredilişi’’nin gerekçesi kısaca budur, arz ederiz. ABD Büyükelçisi Ross Wilson, ‘‘Hamas’ın ziyareti değil, onlara verilen mesaj önemlidir’’ dedi. leyemediklerini, ABD’nin bilgisi dahilinde ABD adına AKP iktidarı, dolayısıyla Türkiye söyleme işlevini üstleniyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP grubundaki sözleri de bu işlevin bir kanıtı oluyor: ‘‘Biz, insanlığın beklentisi olan ve belki de Türkiye’nin dışında başka ülkelerin veremeyeceği mesajları verdik.’’ SOLDAN SAĞA 1. Resimde gördüğünüz, özellikle Ege türkülerini yorumlamasıyla tanınmış müzikçimiz... Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, Asur dönemine ait kalıntılarla ünlü üç mağaranın ortak adı. 2. Deriyle kaplı bir çeşit Eskimo kayığı... Çayın etkin maddesi... Yiyecekleri, içine su koymadan kendi su ve buharıyla pişirme yöntemi. 3. Eski dilde yüz, çehre... Donmuş lav akıntılarıyla kaplı alan... Bazı bitkilerde ve yapraklarda görülen tüycük... Kullanılamaz durumdaki askeri malzemeyi belirtmekte kullanılan kısaltma... Neptünyum elementinin simgesi. 4. Ukrayna’nın para birimi... İzmir’de kamp ve dinlence yeri olarak kullanılan bir dağ... Bir tiyatroda, sinemada ya da konser salonunda izleyiciler için ayrılmış küçük bölmelerden her biri. 5. Hindistan’da, Tac Mahal’in bulunduğu kent... Hastaların tedavi edildiği özel kuruluş... “Şimdi bir servi simindir suda” (F. N. Çamlıbel)... Taze sığır gübresi. 6. Sodyum elementinin simgesi... Japon lirik dramı... Tuzağa düşürülen şey... Kazakistan’a özgü, kabak kemaneye benzer telli çalgı... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı. 7. Kütahya’nın bir ilçesi... İlgi eki... Genellikle eşeklere vurulan, kaşsız ve yayvan bir eyer. 8. Yüksek ses, nara... Çorum’un Ortaköy ilçesinde ortaya çıkarılan, Hitit devletinin ikinci büyük kenti... Toryum elementinin simgesi... Yankı. 9. “ elinden dolu içmiş deliyim / Üstü kan köpüklü meşe seliyim” (Pir Sultan Abdal)... Kütahya ilinde bir kaplıca... Bildirme yazısı... Sahip... Bağışlama. 10. Oyunda, özellikle pokerde hile yapan kimse... Oruç tutanların gün doğmadan önce belirli bir saatte yedikleri yemek... Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılan şiir türlerinden biri. 11. Bir kişinin ya da toplumun yaşamındaki yüce bir olayı anmak üzere yazılan lirik şiir türü... “ gerdan üstüne bir de ben gerek” (Karacaoğlan)... Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde, “tabiatı koruma alanı” kapsamına alınan bir göl... Kastamonu’nun bir ilçesi... Tavır, davranış. 12. Atmosferde asıltı halinde bulunan küçük buz kristalleri üzerine ışığın yansımasıyla oluşan ışık olayı... Muğla’nın bir ilçesi... Ağız mukozasında oluşan yüzeysel yara... Olağanı aşan büyüklüğü olan. 13. “Bir içen çeşmei pürhuni fenâdan / Başın alamaz bir dahi bârânı beladan” (Ziya Paşa)... Köpek... Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeyi aşan dirlik... İzmir’in Seferihisar ilçesine özgü bir tür tulum peyniri. 14. Küçük doğranmış et, ciğer, böbrek gibi şeylerle yapılan yemek... Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse... Sarp bölgede kurulmuş Kafkas dağ köylerine verilen ad. 15. Hattatlar tarafından kullanılan büyük boy yazı kâğıdı... Önceden verilen güvence parası. 16. Litvanya’nın plaka imi... Tanınmış bir kadın piyanistimiz... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 17. Bir ilimiz... Argoda külhanbeyi tavırlı kimseye verilen ad. 18. Diyarbakır’a özgü bir peynir türü... İyilik, yardım. 19. Çamaşırı, iki parçasını elde birbirine sürterek yıkama işi... Eski Türklerde toplumsal ve örgütsel içerikli büyük ziyafet... İslam inancına göre ölüleri mezarında sorguya çekecek olan iki melekten biri. 20. 18971984 yılları arasında yaşayan ve özellikle manzara resimleriyle tanınan ressamımız... Antalya ve Fethiye körfezleri arasında yer alan yarımadanın adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. “Türkiye’nin Tıbbi ve Zehirli Bitkileri”, “Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi”, “Türkçe Bitki Adları Söz lüğü” gibi yapıtlarıyla tanınmış eczacımız... Gemi armasında bulunan oynak halat. 2. Bir teknenin baştan kıça kadar uzanan temel yapı öğesi... Argoda iriyarı ve gösterişli kadınlara verilen ad... Uğraş. 3. Adları sıfat yapan bir yapım eki... İridyum elementinin simgesi... Hintli kadınların ulusal giysisi... Türlü nedenlerle başarısız olan kimse... Yan tutmayan, tarafsız. 4. Üzeri değerli madenlerle kaplanacak bir bakır levhanın batırıldığı altın, gümüş ya da platin banyosu... Tarla ve yol kenarlarında yetişen, çiçekleri hekimlikte kullanılan bir bitki... Eski dilde akciğer. 5. İçinde tek tohum bulunan ve olgunlaştığında kendiliğinden açılmayan kuru meyve... Kemiklerin yuvarlak ucu... Eski Türklerde ve Moğollarda hakanın seçme muhafızlarına verilen ad... Eski Türklerde hükümdarlara ve hükümdar ailesi mensuplarına verilen unvan. 6. Yarık, yırtık... Eskiden harman ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi... Mis keçisine benzer bir hayvan... Giysilerin buruşuklarını gidermekte kullanılan el aracı. 7. Tanrıtanımaz... İnce pide halinde ekmek... Bir nota... Avrupa Futbol Federasyonu’nun simgesi... Siper, hendek. 8. Bir soru sözü... Bir vidada iki diş arasında kalan çukur bölüm... Hamurun fırına verilmeden önce üzerinde dinlendirildiği tahta... Osmanlı devletinde, sefer zamanlarında savaş harcamalarını karşılamak ve barışta da bütçe açığını kapatmak üzere halktan toplanan bir çeşit katma vergi. 9. Karadeniz Bölgesi’nin dağlık kesimlerinde görülen dağınık kırsal yerleşme tipi... Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı... Şiddetli belirtilerle başlayıp kısa sürede ağırlaşan hastalıklar için kullanılan sözcük... Asya’da bir ülke. 10. Kansız... Fidan, taze sürgün... Atatürk’ün kendisinden dört yaş küçük olan kız kardeşi Makbule Hanım’ın soyadı. 11. Osmanlılarda vergi denetimi ve maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memur... “Sen bir gibi dağdan dağa kaçsan da yine / Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek” (F. N. Çamlıbel)... Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme. 12. Olta ya da tuzağa konulan yem... Doğu Karadeniz’de yetişen ve derideki tahrişleri iyileştirmekte kullanılan otsu bir bitki... Yiğit, kahraman... Kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol. 13. Volga Irmağı’nda işleyen mavnaları kıyıdan halatlarla çeken kimselere verilen ad... “ yoruldu ben yoruldum / Güzel bindiri bindiri” (Köroğlu)... En kalın erkek sesi... Cinsel zevkleri çağrıştıran, cinsel istek uyandıran. 14. Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullanılan araç... Utanılacak durum ya da davranış... Bir dileği yerine getirme... Kuru soğuk... Bir nota. 15. Almanya’da bir sanayi bölgesi... Kalkan ve zırh gibi korunma aracı... Bir duvarın başını ya da iki duvarın köşesini oluşturan gömme ayak. 16. Güreşte bir oyun... Kırmızı mercimekle yapılan bir tür çorba. 17. Gereksiz, anlamsız, boş söz... Stronsiyum elementinin simgesi... Parola. 18. “Merhemlerin telef etme tabibim / Yaralarım kabul etmez benim” (Seyrani)... Rey... Neon elementinin simgesi... Yapısına girdiği sözcüğe “hava, gaz” anlamı katan yabancı önek. 19. Atın üstüne bağlanan valiz... “Çok sarhoş” anlamında argo sözcük. 20. 1718’de imzalanan ve Osmanlı Devleti ile Avusturya ve Venedik arasındaki savaşları sona erdiren barış antlaşmasının adı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle