28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 TÜRK SİYASETİNDE DERİN BİR İZ BIRAKAN KARAOĞLAN C haberler YAŞINDA YAŞAMA VEDA ETTİ KASIM CUMA Karaoğlanı yitirdik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Siyasetin ‘‘Karaoğlan’’ı, eski Başbakan Bülent Ecevit, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) 81 yaşında yaşama veda etti. Ecevit, Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze töreninin ardından fenalaşarak 18 Mayıs’ta hastaneye kaldırılmıştı. Ecevit, GATA’da 5.5 ay süren tedavi sürecinin ardından yaşamını yitirdi. GATA’dan yapılan açıklamada şöyle denildi: ‘‘18 Mayıs 2006 tarihinden bu yana GATA Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanlığı Yoğun Bakım Ünitesi’nde takip ve tedavisi yapılan Sayın Bülent Ecevit’in stabil seyreden solunum ve dolaşım fonksiyonları son bir haftadır giderek bozulmuş ve uygulanan tedavilere yanıt alınamamıştır. Sayın Bülent Ecevit, 5 Kasım 2006 günü saat 22.40’da dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etmiştir. Türk milletinin başı sağ olsun.’’ ÖZBİLGİN’İN CENAZESİNİN ARDINDAN HASTANEYE KALDIRILDI Ecevit, son olarak Danıştay 2. Dairesi’ne yönelik saldırının ardından yaşamını yitiren Özbilgin’in Kocatepe Camisi’ndeki cenaze namazına katılmıştı. Burada rahatsızlanan Ecevit, aynı akşam GATA’ya kaldırılmıştı. Ecevit’in beyin kanaması geçirdiği açıklanmıştı. Uzun süre yaşam destek ünitesine bağlı kalan Ecevit, daha sonra normal nefes almaya başlamış ancak bilinci açılmamıştı. Tedavisinin 172. gününde yaşama veda eden Ecevit’in ölüm haberi üzerine yurttaşlar ve DSP’liler GATA’ya akın etti. SADIK ARKADAŞLARI.. Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul’da doğdu. Robert Kolej’de yatılı olarak okurken, daha çok şiirle, Hint felsefesiyle ilgilendi. Henüz 16 yaşındayken Nobel ödüllü Bengalli şair Rabindranath Tagore’un ‘‘İlahiler’’ini çevirdi. Robert Kolej yıllarında okul arkadaşlarının ‘‘Bir bardak çay, bir yaprak kâğıt, bir kurşunkalem ve bir şiir kitabı. İşte Bülent’in sadık arkadaşları’’ diye anlattığı ve bir ‘‘şair’’ geleceği öngördüğü Ecevit, tüm yaşamı boyunca ‘‘politikacı’’ ve ‘‘şair’’ kimlikleri arasında gitti geldi. Robert Kolej’de son sınıfta okurken, ‘‘yaşamının ilk ve tek aşkı’’ Rahşan Aral ile tanıştı ve 22 Ağustos 1946 yılında evlendiler. CHP GENEL BAŞKANI SEÇİLDİ Ecevit, Robert Kolej’i bitirdikten sonra Ankara Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Bu bölüme sadece 3 ay devam ettikten sonra Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi Bölümü’ne yazıldı. Fakat burayı da tamamlayamadı ve Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde mütercim olarak çalışmaya başladı. Oradan da İngiltere Büyükelçiliği Basın Ataşeliği’ne kâtip olarak gönderildi. 1950 yılında ailesinin isteği üzerine Türkiye’ye dönerken CHP’nin yayın organı Ulus’ta çalışmaya başladı. 1954 yılında CHP’nin Çankaya ocağına kaydını yaptırdı. 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasında kurucu meclis üyesi olan Ecevit, 15 Ekim 1961 seçimlerinde Zonguldak milletvekili olarak parlamentoya girdi. 19611965 yıllarında İsmet İnönü kabinelerinde Çalışma Bakanı olarak görev aldı. 18 Ekim 1966 tarihinde yapılan CHP Kurultayı’nda genel sekreterliğe seçildi. 14 Mayıs 1972 tarihinde ‘‘milli şef’’ İnönü’yü deviren Ecevit, CHP Genel Başkanlığı’na seçildi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İnancın Gücü sayılır bir destek ve Nikaraguaya ambargo kararının çıkmasını istiyordu. Kanıt olarak söz konusu tarihte Nikaragua limanına yük boşaltan bir Sovyet bandıralı geminin görüntüsünü kullanıyordu. Söz konusu yükle ilişkili ‘‘Migler mi?’’sorusunu yöneltiyordu. Aynı anda görüntülere Kastro ve Ortega’nın askeri giysili fotoğrafları, iki ülkenin haritaları ekleniyor, Reagan konuşmasına öylece devam ediyordu: ‘‘ABD Nikaragua’nın ikinci bir Küba olmasına izin vermeyecek. Ambargo ve Kontralara destek için meclis gereken kararları alsın’’ diyordu.. Medya şirketi sözcüsü, söz konusu haberin ertesi günü, halkın en kültürlüsünden İngilizce bilmeyenine kadar her kesimde düzenlenen ankette, Amerikan vatandaşlarının Nikaragua’ya Sovyetler’den mig, yani silah desteği yapıldığına inandıkları sonucunun çıktığını bildirdi. Oysa aradan bir yıl geçmiş olmasına karşın, Sovyet bandıralı gemiden boşaltılan yükün gerçekten mig mi yoksa sıradan bir gıda maddesi mi olduğunun halen bilinmediğinin altını çizdi. Gerçeğin değil, Reagan’ın güvenirliğinin üst düzeyde olduğu bir günde, mecliste yaptığı konuşmada, görüntüler desteğinde, aslında yargıya varmadan,‘‘mi?’’ soru işareti ile, kesin birşey, yalan bile söylemeden, kamuoyunu istediği yönde inandırması, kanaat oluşturmasının önemine değindi. Bu sayede meclisten kolayca istenen kararlar çıkarılmıştı.. ABD emperyal gücünün, emperyal çıkarlarında, medyanın kullanılması, medya gücünün boyutlarını anlatmak üzere bize verilen bu derste, elbette insan haklarına, ülkelerin bağımsızlığına ilişkin değerler gündemde değildi. Ne iç savaşta ölen 50 bin kişinin, ne de sonraki savaşta ölecek 30 bin kişinin hesabı yapılıyordu. Nikaragua’nın, halkının yoksulluk ve yoksunluğu, sömürülmesinin boyutları da kimsenin umurunda değildi. Aslolan, ABD yanlısı diktatör, olmadı sandıktan çıkacak iktidarın devamlılığını sağlamaktı.. Bu nedenle de ABD başkanının yalan söylemek zorunda bile kalmadan, Nikaragua üzerinde oynanacak oyunlarda alabildiği siyasi kararda, Amerikan kamuoyunun aldatılması için oynanan medyatik oyunun muhteşemliği(!) biz Türkiye’den gitmiş gazetecilere gururla aktarılıyordu... Bütün bu büyük oyunların ardından Ortega’nın yeniden seçilebilmesi şansı, sadece direnmenin, kişisel inadın değil, elbette bir ülkenin halkının bağımsızlığına olan inancının gücü olmalı... soner@cumhuriyet.com.tr PROMETE KENTTE promete şimdi kentte kayalara bağlı değil beton duvarlarla çevrilidir kartalların giremiyeceği bir semtte kendi kendini kemirir TAKA takalar geçiyor allı yeşilli takalar geçiyor dümenleri lâzlı takalar geçiyor en nazlı yelkenlilerden de güzel güvenli sularda işsiz dönenen gezi yelkenlerinden çok duyarak denizi takalar geçiyor enginlere yamalı göğsünü gere gere takalar geçiyor yükle yürekle takalar geçiyor emekle dolu günlük güneşlik kıyılarından kopmuş denizlerde Anadolu kıyılar kadın olmuş açılır gider erkeği takalar takalar toprağın denizde çarpan yüreği UYUM halk ozanı Levnî'ye özen boşluğa bulut buluta yağmur yağmura toprak ne güzel uymuş gündüze güneş güneşe tarla tarlaya başak ne güzel uymuş başağa buğday buğdaya insan insana emek ne güzel uymuş emeğe eylem eyleme yürek yüreğe sevgi ne güzel uymuş rada geçip giden, yüreğimi hoplatan bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu köşeye sığdırabileceğim bilgiler, inancın gücünü, olup biteni açıklamaya yeterli olursa sizin de yüreğinizi hoplatacağını biliyorum. Nikaragua’da yapılan seçimlerin resmi olmayan sonuçları, Sandinista lideri Daniel Ortaga’nın 16 yıl sonra yeniden iktidara dönebileceğini, oy oranının yüzde 40’ı geçtiğini gösteriyor. Ortega yanlıları kutlamalara başlamışlar bile... Kesinleşecek oylarda yüzde 35’e ulaşılmışsa ikinci tur seçime gidilmesine gerek kalmayacak. Batı yarıküresinin 2. en yoksul ülkesindeki seçimin bölgeye şok dalgaları yayacağı belirtiliyor. Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, bölgede yeni bir müttefik edinmek için Ortega’yı destekliyor. Oylamayı yakından izleyen ABD, eski Marksist gerilla liderinin seçimi kazanması halinde, yardım ve yatırımın kesilebileceğini bildirmişti. Seçim kampanyasında barış, sevgi, uzlaşma sözü veren Ortega, Venezüella ile yakın ilişkiler kuracağını da açıkladı. ??? BBC haberinde Nikaragua devriminden bugüne gelişmeler şöyle özetleniyor; . 1979’da, 50 bin kişinin öldüğü iç savaşın ardından Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi, Anastasio Somoza yönetimini devirerek iktidara geldi. 1980’de, dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan yönetiminin desteklediği devrim karşıtı Kontralar, Ortega’nın devrilmesi için saldırılara başladılar. Daniel Ortega, 1985’te yapılan seçimle devlet başkanlığına seçildi ve aynı yıl Reagan yönetimi Nikaragua’ya ticaret ambargosu uygulamaya başladı. 30 bin kişinin öldüğü, Kontralarla olan savaşı sona erdirmek için barış planını kabul etmelerinden sonra Ortega ve Sandinista hareketi, 1990’da seçimleri kaybetti. Ortega, 1996 ve 2001 seçimlerinde de aday oldu ama devlet başkanlığını kazanamadı. ??? Şimdi isterseniz konuya özel ilgi ve bilgimi sizlerle paylaşarak yüreğimin neden ağzıma geldiğini daha bir çıplak anlatmaya çalışayım. ABD’de medyanın gücünü anlatmak üzere, 1985 yılı kasımında, bize özel bir şirketin gösterdiği örnek, rastlantı bu ya Ortega ve Reagan’la ilgili idi. Reagan’ın seçim kazandığı gün mecliste yaptığı konuşmaya ilişkin televizyon, gazete haberlerinden derlenmişti; Bütün büyük reatingli kanal ve yüksek tirajlı gazetelerde aşağı yukarı aynı içerikte bir haber yer almıştı. Reagan seçim kazandığı, yani güvenirliğinin üst düzeyde olduğu gün mecliste konuşuyor, Kontralara bütçeden hatırı A Kıbrıs fatihi Ecevit, genel başkan seçildikten sonra dağa taşa ‘‘Karaoğlan’’ yazılarının yazıldığı ve Ecevit mavisi gömleklerin giyildiği bir dönem başladı. ‘‘Karaoğlan’’ Ecevit’in genel başkan olarak girdiği ilk seçimlerde CHP yüzde 33.3 oy alarak büyük bir zafer kazandı. 26 Ocak 1974 tarihinde CHPMilli Selamet Partisi (MSP) hükümeti kuruldu, Ecevit başbakandı. ‘‘Karaoğlan’’, 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirilen Kıbrıs harekatından sonra ‘‘Kıbrıs Fatihi’’ diye anılmaya başladı. CHPMSP hükümetini yürütmek kolay olmadı. 1 Kasım 1974’te hükümet bozuldu, milliyetçi cephe hükümetleri dönemi başladı. Ecevit, sık sık saldırılara ve suikast girişimlerine hedef oldu. 5 Haziran 1977 seçimlerinde CHP, tarihinin en yüksek oyunu aldı: Yüzde 41.4. Ancak Ecevit’in azınlık hükümeti kurma girişimi başarısız oldu, güvenoyu alamadı. Süleyman Demirel de, 2. MC hükümetini kurdu. Bu hükümet, 31 Aralık 1977 tarihinde Meclis’te yapılan oylamada ‘‘gensoruyla düşürülen ilk hükümet’’ oldu. Ecevit, 10 milletvekili transfer ederek 3. hükümetini kurdu. Tarihe ‘‘Güneş Motel Hükümeti’’ diye geçen bu hükümet arka arkaya fire verdi. Ecevit, bu tarihten itibaren parti kongrelerinde zorlanmaya başladı. YASAKLI DÖNEM Takvimler 12 Eylül 1980’i gösterdiğinde asker yönetime el koydu. Ecevit, Demirel ile birlikte Hamzakoy’a götürüldü. 30 Ekim 1980’de Ecevit, CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etti. CHP defterini kapatan Ecevit, ‘‘Arayış’’ dergisini çıkarmaya başladı. ‘‘Arayış’’ serüveni, 1982 yılında çıkan 53. sayıyla son buldu. CHP defterini kapatan Ecevit, siyasi yasaklı olduğu dönemde ‘‘demokratik bir sol parti’’ kurma hazırlıklarına başladı. Eşi Rahşan Ecevit, DSP’nin kuruluş başvurusunu 14 Kasım 1985 günü İçişleri Bakanlığı’na verdi. DSP, 1986 yılında yapılan ara seçimlerde barajı aşıp Meclis’e milletvekili sokamadı, ancak SHP’den istifa eden 20 milletvekilinin katılımıyla TBMM’de grup kurdu. DSP’li yıllar 1987 yılında yapılan referandumla siyasal yasakların kalkmasından sonra ‘‘doğal lider’’ Ecevit, ‘‘resmen’’ DSP Genel Başkanı oldu. 1995 seçimlerinde yüzde 14.7 oranında oy alarak 75 milletvekili çıkaran Ecevit, 28 Şubat sürecinden sonra ANASOLD hükümetinde yer aldı. Ecevit, 11 Ocak 1999 tarihinde azınlık hükümeti kurarak başbakan oldu. Bu dönemde terör örgütü başı Abdullah Öcalan Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Bu gelişme Ecevit’in seçimlerde elini güçlendirdi. DSP, 1999 seçimlerinde ise yüzde 21.71 oranında oy alarak birinci parti oldu ve 136 milletvekili çıkardı. 28 Mayıs 1999 tarihinde DSPMHPANAP hükümeti kuruldu. DSPMHPANAP iktidarının son dönemine Ecevit’in hastalığı damgasını vurdu. Hindistan gezisinden gribal enfeksiyonla dönen Ecevit, ilk kez doktor gözetimine girdi. Evinde bir hafta istirahate çekilen Ecevit’e ‘‘Miyastenia Gravis (sinirlerin kaslara komut aktaramaması)’’ tanısı konuldu. Başkentin ‘‘Başbakanın sağlığına’’ kilitlenen gündemi, 17 Mayıs 2002 tarihinde yeni bir boyut kazandı. 14 gün evden çıkmayan Ecevit’i Oran Sitesi’ndeki konutunda ziyaret eden doktorları, hemen hastaneye kaldırılmasını istediler. 3 Kasım’da erken seçim istedi. Seçim kararı alınmasıyla birlikte DSP’de kopmalar başladı. 8 Temmuz 2002 tarihinde Ecevit ile görüşen Özkan, ‘‘Vefa bir semt adıymış’’ diyerek DSP’den istifa etti. DSP’nin milletvekili sayısı 128’den 84’e düştü. DSP’den ayrılanlar İsmail Cem liderliğinde YTP’yi kurdu. ONURSAL BAŞKAN Ecevit, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimler öncesinde ‘‘seçimlerden sonra genel başkanlığı bırakacağını’’ açıkladı. Ecevit, seçimlerden sonra genel başkanlığı bıraktı. Zeki Sezer, yeni DSP Genel Başkanı olurken, Ecevit, onursal genel başkan olarak parti üzerindeki ağırlığını sürdürdü. Yaşamının satırbaşları ?1954: Bülent Ecevit, CHP üyesi oldu. ?1957: CHP milletvekili seçildi. ?1959: CHP PM üyeliğine seçildi. ?1966: CHP Genel Sekreteri seçildi. ?1971: CHP genel sekreterliğinden istifa etti. ?1972: 14 Mayıs 1972 tarihinde CHP Genel Başkanı oldu. ?1974: Başbakan oldu. 26 Ocak 1974'te MSP lideri Necmettin Erbakan'la ilk hükümetini kurdu. Bu hükümetin ömrü 10 ay sürdü. ?1977: Sol ve Ecevit, tarihteki en büyük seçim zaferini kazandı. CHP, yüzde 41.4 oy aldı. Ancak bu oy hükümet kurmaya yetmedi. Ecevit azınlık hükümeti güvenoyu alamadı. ?1978: Ecevit, üçüncü hükümeti olan ve ‘‘Güneş Motel Hükümeti'' olarak anılan hükümeti kurdu. ?1979: CHP'nin oyu yüzde 29'a düştü. Başbakanlıktan istifa etti. ?1980: Askeri darbe sonrasında Hamzakoy'a götürüldü. 30 Ekim 1980’de CHP genel başkanlığından istifa etti. ?1983: ‘‘CHP misyonunu tamamladı. Artık yokum'' dedi. ?1987: Siyasi yasaklar kalktı, DSP Genel Başkanı oldu. Erken seçimlerde DSP barajın altında kaldı. ?1988: DSP genel başkanlığından istifa etti. ?1989: Yeniden DSP genel başkanı oldu. ?1999:11 Ocak 1999 tarihinde yeniden başbakan oldu. Seçime gidildi. 18 Nisan 1999 seçimlerinden DSP birinci parti olarak çıktı. Ecevit, DSPMHPANAP hükümetinin başbakanı oldu. ?2004: DSP'nin 25 Temmuz 2004 tarihinde yapılan 6. olağan kurultayında aktif siyaseti bıraktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle