Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI BÜYÜKERŞEN BİR TÜR KURUCU MECLİS GİBİ BİR HÜKÜMET KURULABİLECEĞİNE DİKKAT ÇEKTİ C dizi KASIM CUMA ‘Güç birliği hareketi zorunlu’ Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, uzun süredir merkez sağ ve soldaki ittifak, güç birliği, yeni oluşum arayışlarının merkezinde yer alan bir isim. DSP çatısı altında bütünleşme formüllerinde adı genel başkan ya da başbakan adayı olarak anılıyor. Merkez sağın da yer alabileceği daha geniş, kapsamlı, güç birliği arayışlarının da ana aktörlerinden biri. Yılmaz Büyükerşen, bu arayışlarla ilgili sorularımıza şu yanıtları verdi? Seçim yaklaşırken arayışlar da yoğunlaştı. Bu çalışmalar hangi aşamada? Çeşitli arayışlar var. Sağda ve solda gerçekçi olan, seçim işbirliğini gerçekleştirerek barajı aşma yolunun bulunmasıdır. Bunun için önceden bir anlaşmaya varılarak bir protokol imzalanabilir. Birlikte barajı aşacak gücü oluşturan partiler, hedeflerini deklare ederler. Bu birlikteliğin Meclis’e girmesi sağlanır. CHP başlangıçta, buna katılmasa da barajı aşmak için oluşturulan birliktelik Meclis’e girdikten sonra bunun içinde yer alabilir. Birlikte koalisyon kurulabilir, bir tür kurucu meclis gibi bir hükümet oluşturulabilir. Bir tür kurucu meclis gibi çalışılabilir. Koalisyon hükümeti olarak hangi sorunlara nasıl çözümler üretilecek, listeler nasıl hazırlanacak, bunlar önceden deklare edilebilir. CHP ittifak, işbirliği arayışlarına mesafeli duruyor. CHP’siz bir sonuç alınması olanaklı mı? CHP’nin de önümüzdeki aylarda bir ihtimal böyle bir işbirliğine razı olacağını düşünüyorum. Hesap ortada, CHP muhtemel gelişmelere göre seçimlere dönük bu güç birliği içinde yer alabilir. Böyle bir birliktelikle cumhurbaşkanlığı seçimine de etki edebilecek bir güç oluşturulabilir. Son dönemde DSP çatısı altında bütünleşme arayışlarına da hız verildi... DSP çatısı altında da olabilir, DSP fanatik bir parti değil. ANAYASAL DEĞİŞİKLİK YAPILMASI GEREKİYOR Siz bir güç birliğinin sağa da açık olmasını istiyorsunuz. Rahşan Ecevit’in ‘‘sağlı sollu ittifak’’ arayışı sonuç vermedi. Bu yaklaşım sol çevrelerde eleştiri konusu oldu. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sağın da katılacağı bir güç birliği hareketi zorunludur. Ben ittifak demiyorum, ittifak yasalara uygun değil. CHP dışındaki sol partiler, sağdaki partilerle işbirliği oluşturabilir. Seçim sonrasında kurulacak koalisyon hükümeti de ülke sorunlarına köklü çözümler getirebilir. Anayasa değişikliklerinin yapılması gerekiyor. Seçim yasalarında değişiklikler yapılmalı. İki dereceli seçim modelleri üzerinde durulabilir. İki dönem arka arkaya seçim kaybedenlerin çekilmesi üzerinde durulabilir. Sosyal güvenlik, işsizlik, borçlar yasası, yargı bağımsızlığı, terör ve Güneydoğu meselesi, eğitim konusunda ortak çözümler üretilebilir. Milli Eğitim Bakanlığı, yapısal değişikliğe uğratılmalı. Bu temel konular üzerinde bir çeşit milli politika oluşturulursa sağsol hükümet ile bu daha kolay sağlanabilir. Baraj atlandıktan sonra bir restorasyon hükümeti kurmak için yola çıkılabilir. Sizin adınız bu tür formüllerde başbakan adayı olarak öne çıkmaya başladı... Benim talip olduğum bir görev olmamakla beraber, bunu söyleyen bir hayli kişi var. Gelinen noktada böyle bir işbirliğinin sağlanabileceği konusunda iyimser misiniz? Görüşmeler sürüyor. Herkes bir orta yol arayışında. Türkiye en umutsuz zamanlarda bile çözümler üretebilir. Öncelikle halk bunu çok istiyor. Halk birleşme istiyor. Parti sayısı azalsın diyor. Eskileri denedik diyor, yeniler gelsin diyor. Akıl için yol bir. Halk çok mustarip. Türkiye’nin kaybedecek zamanı yok. Bu patinaj, AB’ye girişi de geciktirecek, belki de imkânsızlaştıracak. Eğer güç birliği sağlanabilirse AKP azınlık durumuna düşürülebilir. GEREĞİ YAPILMALIDIR Siz bu güç birliği içinde sağın da olması konusunda ısrarlısınız. Ancak bunun yaşama geçirilmesi kolay görünmüyor... Sağı solu bıraktık, Türkiye’nin yokuş aşağı gidişini durdurmak için, ulusal çıkarlarını güvence altına alabilmek için bir güç birliği yapacağız derseniz çok mesafe alabilirsiniz. Türkiye kötüye gidiyor diyorlarsa, bunun gereğini yapmalıdırlar. Memleketi bu gidişten kurtarmak gerekiyorsa, bu birlikteliğe ihtiyaç var. Bu, radikal ama teorik diye düşünülebilir. Güç birliği içinde sağdan hangi partiler yer alacak? Biz ideolojileri gerçekleştirecek bir iktidar mı istiyoruz, keşke olsa... Bugün içinde bulunduğumuz koşullara, gidişe dur diyecek, bu süreci olumlu yöne çevirecek bir revizyon hükümeti ihtiyacı daha öncelikli bir ulusal görevdir. Geçmişte yaptıkları hatalar nedeniyle parlamento dışı kalmış ve bugün hatalarını gören, akıllandığını düşündüğümüz sağda yer alan partiler var. Onlarla birlikte, cumhuriyetin kuruluşundaki gibi bir kurtuluş ideolojisi ile yola çıkılabilir. Bugün karşımızda Düyunu Umumiye yok, IMF var. Türkiye’nin ivedi sorunları var. Bana oy verirseniz, sosyal demokrasiyi kuracağım diyebilirsiniz. Ama nasıl kuracaksınız, nasıl anayasa değişikliği yapacaksınız? Çözümler için bir milli irade oluşturulması ve bunun parlamento iradesine yansımasını sağlamak lazım. D B SP çatısı altında bütünleşme formüllerinde adı genel başkan ya da başbakan adayı olarak anılan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, solda birlik arayışlarının olduğunu belirterek “Çeşitli arayışlar var. Sağda ve solda gerçekçi olan, seçim işbirliğini gerçekleştirerek barajı aşma yolunun bulunmasıdır. Bunun için önceden bir anlaşmaya varılarak bir protokol imzalanabilir” dedi. üyükerşen, “Sağı solu bıraktık, Türkiye’nin yokuş aşağı gidişini durdurmak için, ulusal çıkarlarını güvence altına alabilmek için bir güç birliği yapacağız derseniz çok mesafe alabilirsiniz” diye konuştu. ALTAN ÖYMEN: İktidarın değişmesi sağlanmalı Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen de, ‘‘seçimde hedefin sadece oy arttırmak olamayacağını, iktidarın değişmesini sağlamak gerektiğini’’ vurguladı. Öymen, ‘‘Yüzde 10 barajlı seçim sistemi gerçeği karşısında, başka yere gidebilecek veya ziyan olabilecek hiçbir oyu gözden çıkarmama’’ gereğinin altını çizerken şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Bunun için özellikle soldaki güçlerin bir araya gelmesi, gençleri de içine alabilecek bir güç birliği oluşturulması zorunludur. Bu yolda asıl görev ana muhalefet partisi CHP’ye düşüyor. CHP, bu iktidarı değiştirmek isteyen seçmenlere özellikle sol eğilimli seçmenlere hitap ederek bu güç birliğini sağlamalıdır. CHP bu görevi üstlenecekse üstlenmeli Altan Öymen dir kendi dışındaki bütün soldaki partilerle, oluşumlarla bağlantıya geçmelidir. Bu, sadece CHP dışındaki siyasi kuruluşların oy oranları toplamıyla ilgili bir konu değildir. Bunun yaratacağı bir sinerji vardır ki, o oy oranı toplamından çok ileride sonuçlar verebilir. Kaldı ki, seçimi bugünkü iktidarın az bir farkla kazanması olasılığı vardır, yani seçim kıl payıyla ya bugünkü iktidara, ya da karşısındaki gruba geçebilir.’’ Büyükerşen birleşme konusunda iyimser olduğunu belirtti. Ertuğrul Günay, Türkiye’nin önüne yeni ve iddialı bir siyasal çıkış yolu koyulabileceğini belirtti. ERCAN KARAKAŞ: Günay Bekaroğlu hattı: Yeni bir sentez arayışı CHP’nin eski genel sekreteri Ertuğrul Günay, 10 Aralık Hareketi toplantılarına katıldı, ancak daha sonra bu hareketten koptu. Günay, eski Saadet Partisi milletvekillerinden Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun da aralarında bulunduğu bir grupla farklı bir arayış içine girdi. Günay, bu süreçle ilgili olarak şu bilgileri verdi: ‘‘10 Aralık Hareketi’ni iyi niyetle, içtenlikle, özveriyle uzunca bir süre destekledik. Arkadaşlarımıza Türkiye’de CHP’nin ya da öteki partilerin benzeri olan bir partinin değil, yeni bir siyasal çıkışın gerekli olduğunu anlatmaya çalıştık. Ancak arkadaşlarımız bu ‘yeni’nin içini doldurmakta yeteri kadar istekli ve kararlı davranmadılar. O yüzden ayrı çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de toplumun temel özlemleri olan demokratikleşme, ekonomik gelişme ve adalet arayışına halkın anlayacağı bir dille, halkın inançlarına, göreneklerine saygılı bir yeni siyaset diliyle yaklaşan ve bunu kitleselleştirmeye çalışan bir arayışa ihtiyaç var. Bu seçimle ilgili bir telaşımız yok. Seçime kadar siyasi bir harekete dönüşebilir, amaçladığımız sentezi kafalarımızda yeteri kadar oluşturabilirsek Türkiye’nin önüne gerçekten yeni ve çok iddialı bir siyasal çıkış yolu koyabileceğimize inanıyoruz.’’ Eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan da arayışlarını sürdürüyor. Kulislerde, yeni bir parti kurmak için yola çıkan Doğan’ın son dönemde farklı arayışlara yöneldiği belirtiliyor. Doğan, ‘‘Parti kurmaktan vazgeçtiniz mi’’ sorusuna ‘‘Vazgeçmedim ama başkalarıyla beraber çalışıyoruz’’ yanıtını verdi. Doğan, Mesut Yılmaz’la da görüştüğü haberleriyle ilgili olarak ‘‘Evet, tatilde görüştük’’ demekle yetindi. SODEV Onursal Başkanı Karakaş, güçlerin birleştirilmesi gerektiğini söyledi. ANKARA MİLLETVEKİLİ MEHMET TOMANBAY PARTİSİNİN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUMU DEĞERLENDİRDİ ‘CHP içinde muhalefet kalmadı’ işli Belediye Başkanı Mustafa Ş Sarıgül ve ekibi partileşme arayışlarını yoğunlaştırdı. Kendilerini ‘‘Demokratik Cumhuriyet Halk Partisi Hareketi Milletvekilleri’’ olarak adlandıran CHP Ankara milletvekilleri Mehmet Tomanbay ile İsmail Değerli, İstanbul Milletvekili Hasan Aydın ve İzmir Milletvekili Muharrem Toprak bu arayışların içinde yer alıyor. Bu arayışların bir iki ay içinde yeni bir parti kurulmasıyla sonuçlanabileceği belirtiliyor. Kulislerde, Sarıgül’ün belediye başkanlığını bırakmayacağı, bu nedenle Mehmet Tomanbay ya da başka bir kişinin genel başkanlığında yeni bir parti kurulabileceği söylentileri yaygınlaştı. Mehmet Tomanbay sorularımıza şu yanıtları verdi: Artık CHP içinde etkili bir muhalefet yok görünüyor. Siz neler yapıyorsunuz? CHP kalmadı ki, bu yönetim içindeki CHP’de parti içi muhalefet kalsın. CHP, şu anda sosyal demokrat bir parti görünümünden hızla uzaklaşmıştır. Seçmenler, CHP’ye kuşku ile bakmaya başlamışlardır. Sayın Baykal ve yönetimi uzun süre ‘yapıcı muhalefet’ adı altında bir nun artık mümkün olmadığını gördüğümüz noktada bütün kesimleri içeren yeni bir tür alternatif yaratılması kaçınılmaz olur. Koşulların bizi hızla, kaçınılmaz olarak o noktaya götürdüğünü düşünüyorum. Kuşkusuz CHP’yi de kucaklayan, Türkiye’deki tüm sosyal demokratların iktidarını amaçlayan, ülkemizdeki kötü gidişe ‘‘dur’’ diyecek bir sosyal demokrat kucaklaşmaya büyük gereksinim ve zorunluluk vardır. Yeni bir parti kurulması kolay değil. Son günlerde DSP çatısı altında toparlanma formülleri konuşuluyor. DSP içinde eğer CHP tabanını da içine alan bir büyük kucaklaşma, ciddi bir alternatif sağlanabilirse buna sıcak bakarız. Önemli olan kurumlar değil, sosyal demokratların birlikteliğinin sağlanmasıdır. Yeni bir parti kurulması durumunda, baraj sorunu olmaz mı? Bir yeni oluşum gerçekleşirse seller gibi barajları yıkar geçer. İttifak tabanda sağlanıyor. Bu yönde bir büyük potansiyel ve istenç tüm Anadolu’yu sarmaktadır. B İ T T İ Sosyal demokrat aile toplanmalı Sosyaldemokrasi Vakfı Onursal Başkanı Ercan Karakaş da, seçimlere kısa bir süre kala ‘‘yeni parti, oluşum’’ arayışlarının sonuç vermeyeceği kanısında. Karakaş, ‘‘Halk bunları seçim partisi olarak görüyor, başarılı olamıyor, YTP örneğinde bunu yaşadık’’ dedi. Karakaş, dünyada birçok ülkede seçim süreci başlayınca solun kendi içindeki ideolojik tartışmaları bir yana bırakarak güçlerini birleştirdiğini vurgularken şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Sol partiler seçime giderken iç tartışmalarını donduruyorlar. Ülkemizde de bu dağınıklığı önlemede CHP’ye önemli bir görev düşüyor. Solun en büyük partisi CHP. Rahmetli Aydın Güven Gürkan’ın dediği gibi, bu dağınık haldeki sosyal demokrat büyük aileyi toplamada CHP’ye büyük görev düşüyor. Diğer partiler de gerçekçi bir değerlendirme yapıp bu kritik seçimlerde solun birlikte hareket etmesine yardımcı olmalı. DSP’de bir toparlanma ile büyük bir güç yaratılamaz. DSP’nin alternatif haline gelmesi çok zor. CHP öncülüğünde DSP’yi de, diğer partileri de yok saymayacak bir büyük bütünleşme sorunu çözer. Sağı ve solu bir araya getirmeye yönelik çabalar ise başarıya ulaşamaz. Bu çabaların altındaki temel düşünce, sağsol farkı kalmamıştır, düşüncesidir. Bu düşünce tamamen yanlıştır.’’ anlamda AKP hükümetinin girişimlerine destek olan bir muhalefet anlayışını sürdürmüştür. Biz milletvekili seçilirken dokunulmazlık kaldırılmadan anayasa değişikliğine ‘‘evet’’ demeyeceğimizi taahhüt ettik. Ama Sayın Baykal, Recep Tayyip Erdoğan ile gizli bir görüşme yaparak o taahhütten vazgeçti ve anayasayı değiştirdik. Erdoğan Başbakan oldu. Sonra RTÜK seçimleri için ikinci kez taahhüdümüzü bozduk, anayasa değişti. RTÜK, AKP’ye teslim edildi. Sayın Baykal, ‘‘Bu parla mento Cumhurbaşkanı seçemez’’ dedi, sonra, ‘‘Abdüllatif Şener olabilir’’ dedi. Bir AKP’liyi Cumhurbaşkanlığı’na taşıyabileceğimizi söyledi. Sonra Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’le yaptığı görüşmenin ardından Atatürk Orman Çiftliği’ni AKP’ye teslim etti. CHP’nin bu haliyle AKP’ye karşı ciddi, laik, demokratik Cumhuriyeti savunan, koruyan bir mücadele verdiği söylenemez. Bu durumda hâlâ neden CHP milletvekilisiniz? CHP yönetimiyle, tabanı ve partiden beklentisi olan geniş halk kitleleri arasında büyük bir kopukluk var. Bu tabana ve kitleye bağlılığım nedeniyle CHP’deyim. Geniş tabanda ciddi bir siyasi hareket beklentesi var. Bu boşluğu DİSK doldurmaya çalıştı, DSP de Büyükerşen’li modeller ortaya koydu, SHP çalıştı. Ama solda o büyük boşluk duruyor. Ben ve arkadaşlarım bu boşluğun CHP kanalıyla doldurulmasından yanayız. Ancak bu