Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nr. 45 / 2006 10 NOVEMBER 2006 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr. YILLIK SİYASİ YAŞAMINDA KEZ HÜKÜMET KURAN BÜLENT ECEVİT YAŞINDA ARAMIZDAN AYRILDI Ecevit’i kaybettik Siyasetin Karaoğlan’ı Bülent Ecevit,pazar gecesi 81 yaşında hayata veda etti. Ecevit, 5.5 aydır GATA’da tedavi görüyordu. Ecevit, siyasete resmen atıldığında 29 yaşındaydı. 1954 yılında CHP üyesi oldu. 47 yaşına geldiğinde ‘‘milli şef’’ İsmet İnönü’nün yerine CHP Genel Başkanlığı’na seçildi. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın mimarı olan Ecevit, Başbakanlık koltuğuna oturduğunda 49 yaşındaydı. 52 yıllık siyasi yaşamı boyunca 6 kez hükümet kuran ve başbakan olan Ecevit, 3 Kasım seçimlerinden sonra aktif siyaseti bıraktı, yaşamını DSP’nin ‘‘onursal genel başkanı’’ olarak noktaladı. Romantik şövalye Ecevit yaşamı boyunca en çok eşi, sevgilisi, arkadaşı Rahşan Ecevit’i sevdi. Sonra şiiri, çayı, sigarayı, mavi gömlekleri... Bülent Ecevit’in yaşamı kendisi için kullanılan sıfatlarla özetlenebilir. Robert Kolej’deyken arkadaşları ona ‘‘Eco’’ adını takmıştı. 1970’lere gelindiğinde ‘‘Şair Eco’’ , ‘‘Karaoğlan’’ oldu. 1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra ‘‘Kıbrıs fatihi’’ diye anıldı. 1978 yılında TÜSİAD’ın ünlü ilanından sonra Allende’ye benzetilen Ecevit için ‘‘Büllende’’ sıfatı kullanılmaya başlandı. Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Ecevit’i ‘‘tek başına romantik bir şövalye’’ye benzetti. Haberi 8. Sayfa’da DUCEYL DAVASINDAN YARGILANAN IRAK’IN DEVRİK LİDERİ ÖLÜM CEZASINA ÇARPTIRILDI Saddam’a ‘idam’ cezası ‘Bush’a seçim armağanı’ Irak’taki mahkeme, bir suikast girişiminin ardından çok sayıda kişiyi öldürtmekle suçlanan Saddam Hüseyin için idam kararı verdi. Kararın açıklanmasının ardından ‘‘Yaşasın Irak ve halkı, kahrolsun hainler’’ diye bağıran Saddam Hüseyin’in ‘‘Gelecek yıllarda kan gölleri göreceğiz. Bu, Vietnam’ı geride bırakacak’’ dediği belirtildi. Devrik lider, halka mezhep kavgasından uzak durmaları çağrısı da yaptı. Saddam’ın avukatları, kararın ABD’deki Kongre seçimine 2 gün kala alındığına dikkat çekti. Temyiz süreci başladı. Haberi 18. Sayfa’da Sünniler: İntikam alacağız Mezhep kavgasının tırmandığı Irak’ta Sünniler kararı öfkeyle, Şiiler ise sevinçle karşıladı. Sokağa çıkma yasağına karşın Bağdat’ta Şii mahallesi Sadr’da binlerce kişi sokaklara döküldü. Şii lideri Mukteda el Sadr’ın posterlerini taşıyan kalabalık, ‘‘Saddam’ı asın’’ sloganları attı. Saddam Hüseyin’in doğum yeri Tikrit’te ise silahlı Sünni direnişçiler otomobillerle geçit yaptı. Binlerce gösterici, ‘‘Saddam’ın intikamını alacağız’’ sloganı attı. Irak’ı Mart 2003’te işgal eden ABD ve İngiltere de karardan “memnuniyet” duyduklarını açıkladı. Haberi 18. Sayfa’da AB’den Kıbrıs şantajı BRÜKSEL (Cumhuriyet) AB Komisyonu’nun yayımladığı Türkiye’ye yönelik İlerleme Raporu’nda Kıbrıs vurgusunun güçlendiği gözlendi. Raporun son halinde “Bölgesel konular ve uluslararası yükümlülükler” başlığı altında Kıbrıs konusunda Türkiye’ye yönelik eleştirilerde daha net ifadeler kullanıldı. Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a hava ve deniz limanlarını açmayı reddettiğinin vurgulandığı belgede Türkiye’nin ek protokole yönelik yükümlülüklerinin “yasal zorunluluk” olduğunun altı çizildi. Yasal sözcüğünün eklendiği bölümde “AB temsilcileri Türk hükümetine prorokolün uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu ve bunun Kıbrıslı Türklerin durumuyla ilişkilendirilmemesi gerektiğini defalarca anımsattılar” ifadeleri bulunuyor. Rapora ayrıca Türkiye’nin, ek protokolü “Temmuz 2005’te imzalayarak müzakerelere başlayabildiğine” yönelik ifadeler de eklendi. Güney Kıbrıs’la ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik ifadeler aynı bölümde üç ayrı paragrafta yinelenirken AB’nin 21 Eylül 2005 tarihli deklarasyonuna atıf yapıldı. Kıbrıs bölümünde ayrıca Türkiye, Güney Kıbrıs’ın uluslararası kuruluşlara üyeliğini engellemesi nedeniyle eleştirildi. İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye özellikle sivilasker ilişkileri, yargının bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, azınlık hakları ve dini özgürlükler, iyi komşuluk ilişkileri ve Güneydoğu konularında ağır eleştiriler getirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ülkede siyasi etkinliğini sürdürdüğünün öne sürüldüğü belgede ordudaki yüksek rütbeli komutanların iç ve dış meselerde görüş bildirmesi eleştiriliyor. Şemdinli olaylarına yönelik yargı sürecine ordunun müdahale ettiği imasının yer aldığı belgede yargının bağımsızlığı konusunda hâlâ sorunlar yaşandığı ifade ediliyor. Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesine yönelik ciddi sorunların yaşandığına dikkat çekilen belgede benzer maddelerin otosansüre neden olabileceği endişesi dile getiriliyor. Belgede Türkiye’de ifade özgürlüğünün mevcut yasalarla Avrupa standartlarına ulaşmadığı öne sürülüyor. Azınlık hakları ve dini özgürlüklere yönelik olarak çok az bir ilerlemenin kaydedildiğini ileten raporda, ülkede Lozan Antlaşması dışında kalan farklı kimlik ve kültürdeki toplulukların azınlık tanımı içine girebileceği belirtiliyor. Gayrimüslim toplulukların tüzelkişiliklerine, mülkiyet haklarına, din adamı yetiştirmelerine yönelik büyük sorunlar olduğu vurgulanıyor. Türkiye’de iki milyon kadar Romanın yaşadığının belirtildiği belgede bu toplumun ayrımcılığa maruz kaldıkları ifade ediliyor. Yimpaş’ta terör şüphesi AB İLERLEME RAPORU DURSUN UYAR Yeşil sermaye eleştirisi YİMPAŞ skandalının da içinde bulunduğu yeşil sermaye konusu AB’nin de gündemine girdi. AB Komisyonu’nun 8 Kasım’da yayımlanacak ilerleme raporunda, AKP yeşil sermaye konusunda önlem almamakla eleştirildi. Sorulara dayanamadı YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Uyar, düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de aranmadığını öne sürdü. Uyar, gazetecilerin Almanya’da hakkında açılan soruşturmayla ilgili soruları üzerine salonu terk etti. YİMPAŞ’ın alt şirketlerinden YİMPAŞ Proma Warenhandels GmbH hakkında “kara para aklandığı” iddiasıyla Almanya’da başlatılan soruşturmanın,11 Eylül saldırılarıyla bağlantısı bulunduğu şüphesiyle bu yönde derinleştirildiği belirlendi. Alman polisi, bir şirket çalışanının ifadesi üzerine şirketin para transferlerinin terör bağlantısı yönünden incelenmesini istedi. Şirket hesaplarından sorumlu kişinin ifadesine göre, alt şirketlere yüksek faizle borç verildi ve yöneticiler adına açılan hesaplara yüklü miktarda para yatırıldı. İran’daki bir şirketle kurulan ortaklığın tesadüfen öğrenildiğini belirten çalışan, İran ve Türkmenistan gibi ülkelere para transferleri yapıldığını söyledi. AYKUT KÜÇÜKKAYA’nın haberi 18. Sayfada Kırmızı sokaktan helal gıdaya A KP’nin 4 yıllık iktidarı döneminde halkın ilk kez tanıştığı kavramlardan biri ‘‘kırmızı sokaklar’’ oldu. Öncelikli hedefinin AB olduğunu dile getiren AKP hükümeti, birliğe ilk adımını, bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan ve eğlence yerlerinin belirli bölgelerde toplandığı ‘‘kırmızı sokaklar’’ ile attı. Hükümet, Belediye Yasası’nda yaptığı bir değişiklikle eğlence yerlerini, kentlerin belirli merkezlerinde toplamak için belediyelere yetki verdi. İçişleri Bakanlığı’na ait olan içki ruhsatı verme yetkisi de kaşla göz arasında belediyelere devrediliverdi. EMİNE KAPLAN’ın yazı dizisi 11. Sayfada Einstein’ın İnönü’ye mektubu Einstein mektubu Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Başkanlığı’na, yani Başvekil olarak İsmet İnönü’ye yazmış, İnönü de mektubu 9 Ekim tarihinde düştüğü notla Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey’e havale etmiş. Üzerinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düşüldüğü sanılan bazı notlar ise kopyasında okunamadı. ORHAN BURSALI’nın haber 17. Sayfada Devamı 18. Sayfada