17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 8 Eylül 2008 / 219 tarihin, diplomasinin Rus tankları Gori’ye gidiyor. hafızasına her an ihtiyaç duyacağı unutulmamalıdır. Herkesin kolayca görebileceği sonuç artık Kafkasya’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıdır. İki kutuplu dünya geri geldi demek için henüz erkendir. Kaldı ki evrilme iki kutuplu değil, çok kutuplu bir dünya yönündedir. Bölgenin kısa sürede istikrara kavuşmasını beklemek da akılcı değildir. Önümüzdeki yıllarda bir süre petrolün, arkasından doğalgazın uluslararası pazarlara ulaşması, enerji güvenliği açısından bölge ve Karadeniz giderek daha önemli hale gelecektir. ABD, bölgede etkin olmak açısından Rusya’nın açık tavrı karşısında kaçak güreşse de vazgeçmeyecektir. Görünen gelecek ABD Karadeniz çevresine hakim olma ve Karadeniz’e çıkma hedefini yaşama geçirmek için her türlü gelişmeyi kullanmayı ABD’nin Türkiye – Ermenistan ilişkilerini ‘geliştirme’ sürdüreceğidir. ABD artık Komünizmle mücadele adına önümüze koyacakları öneriler Kıbrıs ve diğer dış etmediğine, şimdilik bölgeye dönük bir terörle politika çözüm önerilerinde olduğu gibi karşı tarafın mücadele gerekçesi bulamadığına göre yeni meşru tavırlarına ‘razı olma’nın çeşitli biçimlerde sunuluşu müdahale gerekçeleri yaratması gerekecektir. Ki, bu olacaktır. Dış politikada uzun vadeli çıkarların anlık olasılık da hiç yabana atılacak bir senaryo değildir. gelişmelere feda edilmeyeceğini asla unutmamak Tabii ki bunlara bağlı olarak geçtiğimiz yıllarda da gerekir. muhtelif bahanelerle ABD tarafından gündeme ABD’nin Polonya ile imzaladığı, ABD füze getirilen, şimdi de Gürcistan’a insani yardım amacıyla savunma sistemlerinin Polonya’ya yerleştirilmesini ısıtılan Montrö’yü aşma, delme girişimleri öngören anlaşmaya Rusya’nın mutlaka tepki sürdürülecektir. göstereceğini açıklaması ve bunun ‘sadece diplomatik yöntemlerle olmayacağı’ vurgusu özellikle bölge BD VE DENGELER ülkeleri ve Türkiye açısından ABD ve Rusya’nın demeçlerle karşı karşıya gelmesinden daha fazla şey Ermenistan, şu an etkin görünmese de kararlı ifade etmektedir. NATO Gürcistan’ın üyeliğini biçimde sürdürdüğü politikası ile ABD’den destek çabuklaştırma adına görüşmeler yapsa da, sağduyu görmektedir, görmeye devam edecektir. AB’nin ve C S TRATEJİ 15 üyeliğin aceleye getirilmemesini sağlamalıdır. Her ne kadar ABD, Rusya’yı ‘kabadayılık yapmak’la suçlasa da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün ‘artık ölü bir konu’ olduğunu çok açık bir biçimde belirtti. Bundan sonra beklenen şey NATO’nun ‘sert’ tavrına rağmen bir daha Güney Osetya’nın Gürcistan içinde olmayacağıdır. ABD’ye, AB’ye rağmen Gürcistan Güney Osetya’ya ve Abhazya'ya giremeyecektir. Bu Gürcistan’ın ‘toprak bütünlüğünü’ savunan Türkiye açısından da çok önemli. ABD, AB tarafında durmakla bölge ülkesi olmak arasındaki zorluk burada başlıyor ve Türkiye’nin bu zorluğu aşabilmesi için çok özenli davranması kaçınılmazdır. Bütün olan bitenlerin Türkiye’yi de etkilemesi kaçınılmaz olmakla birlikte içine çekmesine fırsat verilmemesini Türk diplomasisi defalarca başarmıştır. Ancak bu defa sadece bölgeyi doğru okumak değil süreçlere katılmak da gerekmektedir. MGK'da da vurgulanan ’Kafkasya’daki ihtilafların toprak bütünlüğü’ anlayışı ile çözülmesi gerektiği vurgusu özellikle Rusya'nın tavrı ve Dışişleri Bakanı Lavrov'un net açıklaması ile değerlendirildiğinde makul ancak sürdürülebilir değildir. Türkiye, önce doğru ve sürdürülebilir bir Kafkaslar ve bölge analizi yaparak bölgesel stratejisini belirlemeli, daha sonra da müttefiklerini; bölge ülkesi, komşu, Rusya ile de önemli ikili ilişkileri olan bir ülke olarak eğer izlemesi gereken dış politika farklılığı varsa bu kısmi ayrı düşmeler konusunda inandırmalıdır. Özet: Kafkasya'da Pandoranın kutusu açılmıştır. Bakalım Güney Osetya'nın, Abhazya'nın bağımsızlık süreci nasıl işleyecek? Yaşananlar Kafkaslar’daki dengenin hala bıçak sırtında olduğunun bir kanıtı… Sürecin sadece ekonomik çıktılarla açıklanamayacak karmaşık yapısı nedeniyle diplomasinin hafızasına ihtiyaç duyulacak. Ortada olan ise Kafkasya’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı… A Mahmut ASLAN ugün dünyada bir biri ile bağlantılı iki önemli sorun, su kıtlığı ve iklim değişikliğidir. Bu iki konu hakkında kamuoyunu bilgilendirmek ve duyarlılık yaratmaya katkıda bulunmak bu kitabın amacını oluşturmaktadır. Kitabın içersinde bu anlamda ilginizi çekebilecek birçok bölüm bulunmaktadır. Özellikle strateji okurunu ilgilendiren, önemli konular da bu kitap içerisinde yer almaktadır. Su ve toplumsal yaşam, su özelleştirilmeli midir, bölgemizde özellikle sudan kaynaklı savaş çıkar mı ve AB sürecinde Dicle ve Fırat nehirlerinin statüsünün ne olacağı gibi sorulara kitapta yanıt aranmaktadır. İklim değişikliği ya da kabul görmüş adı ile "Küresel Isınma" dünya su kaynakları üzerindeki olası etkileri ile su sorununu daha da karmaşık, kapsamlı ve çözümü zorlaşan bir duruma getirme özelliğine sahiptir. Bu nedenle bu iki sorun, son yıllarda uluslararası toplantılar, çalışmalar ve tartışmalarda birbiri ile bağlantılı bir şekilde ele alınmakta ve olası çözümleri birlikte düşünülmektedir. Su kaynakları dünya üzerinde dengesiz bir şekilde B Dünyada su ve küresel ısınma sorunu su kıtlığı çeken coğrafyamızda, "Su Savaşları" kaçınıldağılmıştır. Günümüzde hızlı nüfus artışı ve sanayileşmaz olabilir. me ile çevre ve su kaynaklarının kirlenmesi Su kıtlığı soKüresel ısınma sorunu günümüzde sera gazlarının rununun dünyanın belli bölgelerinden, giderek dünyanın artması sonucu çevreyi çok fazla etkileyen bir hal almışgenelini kapsamaya başlayan bir soruna dönüşmesine tır. 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeneden olmuştur. rio kentinde toplanan Dünya Zirvesinde Küresel ısınma ve Yazar: Prof . Dr. Mehmet Tomanbay İklim Değişikliği ve Küresel Isınma ulussu sorunu dünyada Phoenix Yay., 2008, 202 Sf. lar arası kamuoyunun gündemine girmiştir. su kaynakları ve gı1997’de Kyoto Sözleşmesi ile bu konuda da güvenliği üzerinDünya çapında alınacak önlemler belirlenmiş ve 2012 de yaratabileceği olumsuz etkilerle insan yılına kadar sürecek bir program çerçevesinde uygulanhaklarını tehdit eden bir sorun olarak ortamaya başlanmıştır. Türkiye Kyoto Sözleşmesini geçtiğiya çıkmaktadır. İnsan hakları Evrensel bilmiz günlerde imzalamış ve taraf olmuştur. dirgesinin 25.maddesinde"beslenme ve tıbÖte yandan Ortadoğu su sorunu kapsamında Türbi bakım hakkı" temel bir insan hakkıdır" kiye’den kaynaklanan Fırat ve Dicle nehirlerinin yönetilyazmaktadır. Dünya üzerinde 1 milyardan mesi konusu da Avrupa Birliği’nin ilgisini çekmeye başfazla insan temiz içme suyundan yoksun yalamıştır. Avrupa Birliği’nin çeşitli yayınlarında Fırat ve şamaktadır. Milyarlarca insan göz önüne alıDicle’nin yönetimi konusu zorunlu bir çerçeveye sokulnarak Su ve küresel ısınama sorunlarına "inmak istenmektedir. Avrupa Birliği’nin bu konudaki san odaklı" bir çözüm bulunmalıdır. Su savaş karışımı ilerideki yıllarda Türkiye’nin başını ağrıtacağa aracı olarak değil barış aracı olarak kullanılmabenzemektedir. lıdır. Su kar amacı ile satılmamalı ve dağıtılmamalıdır. Kitap konu ile ilgili zengin ve güncel bir kaynakçaya Suyun dağıtım ölçütü asgari düzeyde gereksinim olmasahiptir. Konular çok sayıda tablo, harita ve grafiklerle lıdır. Yoksa önümüzdeki yıllarda petrolden de değerli haanlatılmıştır. le gelecek su, savaşların ana kaynağı olabilir. Özelikle de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle