17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu ve Kafkasya Araştırmaları Masası [email protected] MoskovaWashington hattı ısınıyor… C S TRATEJİ Cumhuriyet Strateji 8 Eylül 2008 / 219 R usya’nın Gürcistan’a saldırmasıyla başlayan ve ardından küresel bir krize dönüşen son gelişmelerle ilgili Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in, Soğuk Savaş’tan korkmuyoruz ve Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un "ABD, hâkimiyetinde bir dünya istemiyoruz", açıklaması Rusya’nın dünya düzeni ile ilgili tutum değişikliğinin açıkça ifadesidir. Aslında daha önce de Rusya’dan benzer açıklamalar gelmişti fakat bu mesajları daha öncekilerden farklı kılan Rusya’nın söylemleriyle eylemlerinin örtüşmesidir. Görünen o ki, SSCB’nin dağılmasıyla 15 yıl aran veren 200 yıllık "emperyal duygular" başkaldırmış durumda. Rusya’nın güçlenmesi ABD’nin oluşturmak istediği tek kutuplu dünya düzenine karşı bir dengeleme çabasıdır ama bu yükselme uluslararası hukuk ve düzenin üzerine basarak gerçekleştiği için dünya geleceği açısından aynı zamanda da bir tehlikedir. Rusya hemen hemen bütün dünya devletlerinin kabul ettiği "devletlerin toprak bütünlüğü" ilkesini zorla yıkarak kendi düzenini zorla kabul ettirme peşinde. Ayrıca uzun zamandır bugüne hazırlanan Rusya, elinde olan bütün kozlarını kullanarak bu tutumunu desteklemeyenleri "cezalandırmanın" peşinde. Rusya’nın bu tutumunun sonucunda son on beş yıldır bir emperyal güce karşı mücadele eden dünya devletlerinin iki emperyal güçle mücadele etmek zorunda kalabileceği anlamına gelmektedir. Zira adil, güvenli ve istikrarlı bir dünya için emperyalistin kimliği değil Çaresiz Batı, yalnız Rusya Batı’nın baskıları karşısında denge arayışında olan Rusya, Asya Bloğunu kullanmak için Şanghay İşbirliği Örgütü’ne yönelirken, bu durum Batı’ya karşı da bir meyden okumaydı. emperyalizmin kendisi büyük bir tehlike arz etmektedir. BATI’NIN ÇARESİZLİĞİ Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili, "Rusya Gürcistan’a değil Batı değerlerine ve ABD çıkarlarına saldırıyor", derken haksız değildi. Saakaşvili bizzat ABD’nin desteğiyle iktidara gelmiş ve bölgede Ukrayna iktidarından sonra Batı’nın çıkarlarını direk savunan tek yönetim olarak görünüyordu. Batı Saakaşvili’yi iktidara getirirken Gürcistan’ın jeopolitik konumunun kendi çıkarlarına ne derece hizmet edebileceğini dikkate alarak bunu yaptı. ABD için önemli olan ne Saakaşvili ne de demokrasiydi. Gürcistan’ın istikrar ve güvenli bir enerji koridoru olması ve ABD politikalarının Gürcistan üzerinden bölgeye yayılmasıydı. Gürcistan Güney Kafkasya ve hatta Orta Asya için bir sıçrama tahtası veya bir sürecin başlangıcıydı. Rusya tarafından Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne verilen zarar ABD’nin bölgedeki imajına bir darbeydi. ABD’nin Rusya’ya tutarlı cevap vermemesi bölgede ABD ile işbirliği yapan diğer bölge devletlerinin gözünü korkutur ve Rusya’ya kaymasına neden olurdu. Rusya’nın Gürcistan’a saldırısını bir süreç ve bölge devletlerine bir mesaj olarak değerlendiren ABD bölge devletleriyle yürütülen projeleri hızlandırmaya başladı. Rusya’nın sert tepkilerine rağmen Polonya ile füze savunma sistemi anlaşması imzalandı. Rus saldırısına karşı Gürcistan’a insani yardım götüren ABD savaş gemilerinin İstanbul boğazlarını geçerek Gürcistan’a ziyareti ise Rusya’ya karşı siyasi bir mesajdı. 25 Ağustos 2008’de ABD Senatosu Dış ilişkiler Başkan yardımcısı Richard Lugar Transatlantik enerji güvenliği ve NABUCCO projesine katılması planlanan 9 ülkeyi ziyaret etti. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Ukrayna ve Azerbaycan’ı ziyaret etti ve ziyaret sırasında enerji kaynakları ve enerji hatlarının güvenliği tartışılmaya başlandı. Gürcistan’ın başına gelen bu olayların NATO üyeliği ısrarından kaynaklandığı bilinmektedir. Eski Varşova Paktı üyeleri Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyesi olması ve Ukrayna ve Gürcistan’ın örgüte üyeliği gündeme gelmesi nedeniyle Rusya NATO tarafından çevrelendiğini düşünmektedir. Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üye olmasıyla Rusya Batı cephesinde ve Karadeniz’de kontrolü kaybedecekti. Tabii NATO’nun doğuya genişlemesi bununla sınırlı kalmayacak bu genişleme Güney Kafkasya’nın Ermenistan ve Azerbaycan gibi devletleri içine almasını ve Medvedev oradan da Hazar’ın doğusuna Orta Asya’ya kadar uzamasına neden olacaktı. Bu da Rusya’nın korkusu NATO tarafından çevreleme stratejisinin gerçekleşmesi anlamına geliyordu. Rusya NATO’nun doğuya doğru genişleme stratejisine dur deme şansını Gürcistan’da buldu. Tabii ki, NATO da Doğu’ya doğru genişlemek için Rusya’nın Gürcistan siyasetini engellemeliydi. Kısaca Gürcistan Rusya için olduğu kadar NATO için de bir dönüm noktasıydı. Rusya’nın NATO’ya üye olmak isteyen Gürcistan’ı "cezalandırması" örgüte üye olması planlanan Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova’ya için bir mesajdı. Nitekim GürcistanRusya savaşı günlerinde Ukrayna’nın çoğunluğu Rusların yaşadığı Kırım bölgesinde ayrılıkçı hareketlerin ortaya çıkabilecek konuşulmaya başlamıştı. Bu savaştan başarılı çıkan tarafın (NATO ve Rusya) bölgenin stratejik geleceğini belirleyeceği için NATO’nun sessiz kalması Rusya’nın yaptığını ve bundan sonra yapacağını onaylayacağı anlamına gelecekti. Zira Moldova’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesi karşılığında TransDinyester sorunun kendi toprak bütünlüğü çerçevesinde Rusya’dan destek alması NATO’yu rahatsız etmişti. 19 Ağustos 2008’te NATO Konseyi olağanüstü toplantıda, "İlişkiler hiçbir şey olmamış gibi sürdürülemez" kararı NATO ve Rusya arasında yeni bir dönemin başladığı anlamına geliyor. Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanımasından sonra 27 Ağustos 2008’te büyükelçiler seviyesinde toplanan NATO Rusya’nın bu kararını yeniden gözden geçirmesini istedi. Buna karşılık Rusya’nın örgütteki temsilci Dmitri Rogozin bunun mümkün olmayacağını ve aslında NATO’nun Kosova ile ilgili kararını gözden geçirmesi gerektiğini açıkladı. Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıması Ukrayna ve Gürcistan’ın örgüte üyeliğini hızlandırabileceği konuşulmaya başlandı. Diğer taraftan Gürcistan ise NATO’ya kızgınlığını gizlemedi. Gürcistan, Rusya’nın saldırganlaşmasını Bükreş zirvesinde Gürcistan’ın örgüte davet edilmemesine bağlıyordu. Gürcistan’a göre, NATO içindeki fikir ayrılığından cesaret alan Rusya bundan sonraki NATO sürecini engellemek için Gürcistan’ı işgal etti. Gürcistan’ın bu açıklaması Ararlık 2008’te Gürcistan ve Ukrayna’nın üyeliği için toplantı yapan NATO üyeleri için bir mesajdı. Gürcistan, enerji deposu Hazar havzası ile enerji koridoru Karadeniz arasında bulunan bir ülkeydi. Rusya’ya alternatif enerji arayışında olan AB için Gürcistan’ın güvenliği ve istikrarı AB’nin enerji güvenliği anlamına gelmekteydi. Rusya’nın Gürcistan’ı parçalama girişimi AB’nin bölge politikalarına bir darbeydi. Avrupa Konseyi üyesi Gürcistan aynı zamanda AB üyesi olmak gibi bir dış politika hedefine sahipti. Fakat AB’nin enerji anlamında Rusya’ya bağımlılığı Rusya’ya karşı yeterli tepki vermesini engelliyordu. AB faktörü ABD’den bağımsız bir şekilde bu gelişmelerde rol almak istedi ve RusyaGürcistan arasında ateşkes anlaşması Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin girişimiyle gerçekleşti. Fransa’nın bu adımı AB’nin küresel siyasette söz sahibi olma girişimi olarak değerlendirildi. Gerçekleşti ama uygulamada Rusya tarafından ciddi sorunlar çıkarılmaya başlandı ve bu adımlar AB’nin de küresel imajına vurulan bir darbeydi. 1 Eylül 2008’de Rusya’nın "enerjiyi keserim" restinin gölgesinde GürcistanRusya gerginliğini değerlendirmek için toplanan AB, Rusya’ya karşı yaptırım kararı alamayarak başka bir darbe almış oldu. RUSYA’NIN YALNIZLIĞI ABD ve AB baskılarına karşın Rusya iki yöntem izledi. Bir taraftan direk olarak Batı ile gerginliği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle