02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Cihangir DUMANLI [email protected] rak Anayasası’na göre bu yıl sonunda bir referandum ile kaderinin belirlenmesi öngörülen Kerkük, adeta Irak içinde kurulmuş bir saatli bomba gibi patlayacağı zamanı beklemektedir. Bu yazıda Kerkük sorunu analiz edilecek ve muhtemel senaryolar üzerinde durulacaktır. Kerkük’ün geleceğini belirleyecek olan ve sorunun özünü oluşturan en önemli faktör nüfus yapısıdır. Kerkük nüfusu ile ilgili bilgiler, bilginin kaynağı olan tarafların yaklaşımlarına göre çok farklılık göstermektedir. Sağlıklı bir nüfus bilgisi bulunmayışının başlıca nedenleri şunlardır: ? Irak’ta egemen olan güce uygun olarak, nüfus yapısı dönemsel değişikliklere uğratılmıştır. ? Kent merkezinin nüfusu ile, ilçelerle birlikte il nüfusu ayırımı karıştırılmaktadır. ? Kerkük’ün sınırları ve idari bağlantıları zaman zaman değiştirilmiştir. ? Irak’ta uzun yılardır sağlıklı bir nüfus sayımı yapılmamıştır. ? ABD işgali sonrası Kürtler şehrin tapu ve nüfus kayıtlarını imha etmişlerdir. Petrol ve etnik açıdan bölgenin patlama noktası… C S TRATEJİ Maliki hükümeti, hükümet programında Anayasada öngörülen bu aşamaları tarihlere bağlamıştır. Buna göre normalleştirme 29 Mart, nüfus sayımı 31 Temmuz, referandum ise 15 Kasım 2007’de yapılacak idi. I Kerkük’te belirsizlik sürüyor NASIL BİR REFERANDUM Ancak ilk iki aşama gerçekleştirilmediği gibi, referandumla ilgili aşağıdaki sorular yanıt beklemektedir: ? Referandum sadece Kerkük’te mi yapılacak yoksa diğer tartışmalı bölgeleri de kapsayacak mı? ? Anayasada belirtilen "tartışmalı bölgeler" (disputed areas) nereler? ? Referandumda oy kullanılacak bölge neresi? ? Kimler oy kullanacak? ? Seçmen listelerini kim hazırlayacak? ? Seçimin adil ve şeffaf olmasının kontrolü nasıl yapılacak? ? Nasıl bir çoğunlukla karar verilecek? ? Referandumda seçmenlere ne sorulacak? Anayasa "bölge halkının iradesinin belirlenmesini" istemektedir. Referandumda sadece "Kerkük’ün Bölgesel Kürt Yönetimine bağlanmasını istiyor musunuz?" diye mi sorulacak, yoksa diğer seçenekler de sunulacak mı? Diğer seçenekler arasında Kerkük’ün Bağdat’a bağlı özel bir statüde olması ya da diğer komşu vilayetlere bağlanması gibi seçenekler olacak mı? Bu sorulara cevap aranırken, Maliki hükümeti "normalleştirme" kapsamında bir "140. Madde Komisyonu" kurmuş ve bu komisyona 200 milyon dolar tahsis etmiştir. Ancak bu paranın henüz 20 milyon doları harcanabilmiş, taşınmaz mal sahipliği konusundaki 130 000 başvurudan 9500’ü ele alınabilmiştir.(4) Bu tablo, Kerkük’te referandumun Anayasada öngörülen şekilde ve zamanda yapılamayacağını göstermektedir. Referandumun yapılmasını isteyen tek taraf Kürtlerdir. Nüfus yapısını lehlerine çeviren Kürtler, Kerkük’ü Bölgesel Kürt Yönetiminin başkenti yapmak istemektedirler. Bu isteğin altında iki neden bulunmaktadır: ? Kürtlerin, Kerkük’ü tarihi ve kültürel merkez olarak görmeleri, ? Daha önemlisi, buradaki petrol kuyularına sahip olarak bağımsızlık ilan etmek için ekonomik yeterliliğe kavuşmak istemeleri. 558 petrol kuyusuna sahip olan Kerkük, Irak’ın petrol üretiminin yüzde 40’nı, doğal gaz üretiminin ise yüzde 70’ni gerçekleştirmektedir.(5) Bu nedenle Kerkük sorunu petrol sorunundan ayrı düşünülemez. ABD’nin Irak hükümetinin önüne koyduğu hedeflerden (Benchmark) en önemlisi petrol yasasının çıkartılması idi. Maliki hükümeti geçen Şubat ayında Sünnilerin hükümetten çekilmesini fırsat bilerek, taslak Hidrokarbon Yasasını onaylayarak yasama organına gönderdi. Ancak üzerinde tüm tarafların anlaşmadığı pek çok noktalar bulunan tasarı görüşülmeden Irak Meclisi tatile girdi. Taslak yasanın çözmesi beklenen en önemli sorunlar şunlar: ? Petrol kaynaklarının işletilmesinde yetki, merkezi hükümette mi, yerel yönetimlerde mi olmalı? ? Petrol altyapısını modernleştirmek için yabancı ARAPLAŞTIRMA Irak’ta en güvenilir nüfus sayımı 1957 yılında yapılmıştır. Sadece bu sayımda insanlara ana dilleri sorulmuştur. Sayım sonuçlarına göre şehir merkezinin nüfusu 388 939 dur. Bu nüfusun yüzde 37,6’sı Türkmen, yüzde 33,3’ü Kürt, yüzde 22,5’i Arap tır.(1) Osmanlı zamanında ve bağımsızlığın ilk yıllarında, tüm özellikleri ile bir Türk kenti olan Kerkük’te bağımsızlıktan sonra ve özellikle petrol bulunduktan sonra, daha çok güneyden getirilen Şii Araplarla kentin demografik yapısı değiştirilmeye başlanmıştır. 1968’de Baas iktidarı ile birlikte Araplaştırma (Arabization) hız kazanmıştır. 1970–2003 yılları arasında 120 000 ile 200 000 Kürt ve Türkmen bölge dışına çıkartılmışlardır.(2) ABD işgali ile Baas rejiminin devrilmesi sonucunda işgalci ile işbirliği yapan Kürtler Kerkük’ün nüfus yapısını kendi lehlerine değiştirmeye başlamışlardır. Bu kapsamda kente 300 000 civarında Kürt yerleştirilmiş,(3) Türkmenler ve Araplar çeşitli baskı yöntemleri ile kenti terk etmeye zorlanmaktadırlar. Halen kentin nüfusu şehir merkezinde 700–850 bin, ilçelerle birlikte 1 milyon 200 bin olarak tahmin edilmektedir. 2005 Ocak ayında yapılan yerel seçimler sonucunda 41 sandalyeli yerel meclis’e Kürtler 26, Türkmenler 9, Araplar ise 6 temsilci göndermişlerdir. Bu rakamlar kentin Kürtleştirildiğini göstermektedir. Buna paralel olarak yerel yönetimdeki kilit mevkiler ile güvenlik güçlerinin çoğunluğu Kürtlerin kontrolüne geçmiştir. ABD güdümünde hazırlanan ve 2005 yılında yürürlüğe giren Irak Anayasası’nın 140. maddesi, anayasadan önce yine ABD tarafından hazırlattırılan Geçici Yönetim Yasasının (Transitional Administrative LawTAL) 58. maddesine gönderme yapmaktadır. TAL ’ın 58. maddesi ise, "Eski rejimin Kerkük dahil bazı bölgelerin demografik karakterini değiştirmesinden Kerkük, Irak’taki etnik ve dinsel gruplar açısından olduğu kadar bölge ülkeleri ve Türkiye’nin de yakından ilgilendiği bir sorun haline geldi. Kentin nüfus yapısı sürekli değiştirildi. Petrol yataklarının bulunması, önce Araplaştırma hareketinin hız kazanmasına neden oldu. Bush’un Irak gezisinden... kaynaklanan adaletsizlikleri giderici tedbirler alınmasını" öngörmektedir. Ancak son yıllarda kente yerleştirilen Kürt nüfus, eski rejimin adaletsizliklerini gidermek yerine, yeni adaletsizlikler yaratmaktadır. Irak Anayasası, Kerkük dahil tartışmalı bölgelerdeki vatandaşların iradelerini belirlemek maksadıyla 31 Aralık 2007’ye kadar tamamlanmak üzere üç aşamalı bir plan ortaya koymaktadır: ? Normalleştirme, ? Nüfus sayımı, ? Referandum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle