02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Bahadır Selim DİLEK Tahran yönetimi, Kuzey Irak’ta dengeleri değiştiriyor C S TRATEJİ gözdağı vermekti. İran topçusunun ateşiyle, onlarca köy yerle bir olurken, Irak’ın kuzeyinde küçük çaplı bir de göç dalgası ortaya çıktı. Sayıları binleri bulan Iraklı Kürt, Kandil dağı çevresinden uzaklaşıp daha batıya göç etmeye başladı. İran’ın Irak’ın kuzeyine operasyon başlattığı haberlerinin uluslararası gündeme düşmesinin hemen sonrasında dikkatler Tahran’da konuya ilişkin yapılacak açıklamaya çevrildi. Kürt gruplar ile Tahran arasında "Batılı algılama çerçevesi ile çok da anlamlandırılamayan ilişki biçimi" göz önüne alındığında –ki bu noktada, bölgesel Kürt yönetimini Irak Anayasası’ndaki sıfatıyla tanıyan tek bölge ülkesinin İran olduğunu vurgulamak gerekiyor Tahran’dan yapılacak resmi açıklama büyük önem taşıyordu. Normal koşullarda, İran’ın yaptığı operasyonları resmi olarak yalanlaması ve olası uluslararası baskılara da bu yalanlama çerçevesinde açıklama getirmesi bekleniyordu. Ancak beklendiği gibi olmadı. İran hükümeti, Irak’ın kuzeyini bombaladıkları iddialarına ilişkin olarak, "ordusunun ülke sınırlarının güvenliğini korumakta kararlı olduğunu" açıkladı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Muhammed Ali Hüseyni, "İranIrak sınırında bazı terörist gruplar yabancı güçlerin de yardımıyla faaliyet gösteriyor, sınırlarımızı ihlal ediyor, ülkemize silah sokuyor ve askerlerimizle çatışmaya giriyorlar. Son zamanlarda birçok askerimizi öldürdüler. Bölge ülkelerinin sınır güvenliği konusunda işbirliği yapmaları önemli. İran ordusu, sınırlarımızın güvenliğini korumakta kararlı" dedi. İşte bu açıklama, Türkiye’de AKP hükümetinde olmasa da, Kuzey Irak, Kürt sorunu, PKK ve terör gibi kritik başlıklarla ilgilenen çevrelerde büyük ilgiyle karşılandı. Çünkü, Türkiye’nin PKK’ye karşı yapamadığı sınır ötesi operasyonu İran başlatmıştı ve üstelik uluslararası toplum da sessiz kalmayı tercih etmişti. Gerek Washington’dan gerekse AB’den çok fazla ses çıkaran olmamıştı. İran, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak, kendi ülkesinin birliğine ve bütünlüğüne tehdit olan ve komşu ülke topraklarında yuvalanan terör odaklarını vuruyordu. Üstelik, nükleer programı nedeniyle ABD’nin hedef tahtasında olduğu bir dönemde. Sadece Irak’ın Kürt kökenli Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Barzani, İran’ın operasyonu durdurmasını isteyip, Tahran yönetimini kınadılar. Ancak bu sözde kınama, basın bültenlerinde küçük birer cümle olmaktan öte bir etki yaratmadı. rak Başbakanı Nuri El Maliki’nin, 7 Ağustos tarihinde Ankara’ya yaptığı bir günlük ziyaretin ardından Tahran’a gitti. El Maliki Ankara’da, nasıl yaşama geçirileceği konusunda onlarca soru işaretini de beraberinde getiren iki mutabakat muhtırasına imza koydu. Türkiye ile Irak bu iki belgeyle terör konusunda işbirliğine gidilmesi konusunda mutabakata varmışlardı. El Maliki, Türkiye açısından büyük önem taşıyan bu belgeye imza attıktan sonra Tahran’da temaslarda bulundu. Aslında, El Maliki’nin Tahran’da yaptığı temaslar, Şii Dava Partisi’nin İran ile yakın ilişkisi göz önüne alındığında "olması gerektiği gibi" gerçekleşti. Deyim yerindeyse karşılıklı destek mesajları havada uçuştu. Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, bir taraftan ABD’ye sert mesajlar gönderirken, diğer taraftan da Irak’a verdiği önemi ortaya koydu. Basına yapılan açıklamalar, Iraklı Şiiler ile İran arasındaki yakın ilişkiyi bir kez daha gözler önüne serdi. Haber kanallarının bültenlerine ve gazete sayfalarına çok yansımasa da El Maliki’nin Tahran ziyareti sırasında kapalı kapılar ardında, TahranBağdatWashington eksenindeki dengeleri ciddi anlamda etkileyebilecek pazarlıklar yapılmıştı. İşte bu kritik pazarlıkların sonucu, El Maliki’nin Bağdat’ta dönmesinin hemen ardından kendisini gösterdi. Uluslararası haber ajansları Kuzey Irak kaynaklı haberlerinde, İran ordu birliklerinin, İranIrak sınırındaki Kandil dağında PKK'nin yan kolu olan PJAK (Partiya Jiyana Azadiya Kürdistan Kürdistan Özgür Hayat Partisi) militanlarına yönelik kapsamlı bir operasyon başlattığını duyurdu. İran topçu birliklerinin hedefinin sadece Kandil Dağı’ndaki PJAK mevzilerinin olması gerektiği düşünülüyordu. Ancak, İran topçusu, hem Kandil Dağı’ndaki PJAK yuvalarını hem de sınırdaki Hacıümran, Hınere ve Hakurk bölgelerini ateş altına aldı. Hedefte sivil yerleşim birimleri de vardı. I ABD’nin ‘Kürt kartına’ darbe Irak’ta ABD’nin tek müttefiki durumunda bulunan Kürt guruplar, Türkiye’nin olası sınır ötesi operasyonuna şiddetle karşı çıkıyor. Bu gruplar aynı tepkiyi İran’ın top atışlarıyla Kandil Dağı’nı bombalamasına gösteremiyorlar. İran’ın ‘sınırlarımızı koruyoruz’ gerekçesiyle yaptığı harekat Kuzey Irak ve Irak’taki dengeleri de sarsıyor. "İran, birkaç gün kadar buraları bombalayacak" yazıyordu. Nitekim, bölgesel Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani’ye yakınlığı ile bilinen Peyamner isimli internet sitesine demeç veren bir peşmerge sözcüsü, stratejik noktalarda bulunan beş köyün boşaltıldığını ve köylülerin göç etmeye başladığını söyledi. Gerçekten de, kısa bir süre sonra bu köyler, İran topçusunun hedefi oldu. İşte bu noktada da, "El Maliki, kendisine hükümette kalması için büyük destek veren Kürt grupların zorda kalmasını engellemek için, Tahran yönetimine, ‘bombalayacağınız yerlerin boşaltılmasını sağlayın’ garantisini mi istemişti" sorusu da gündeme geldi. İran operasyonda, PJAK’a lojistik destek sağlayan köyleri ve mezraları da hedefine koymuştu. Yani amaç, hem PJAK’a darbe vurmak hem de Kürt köylerine, terör örgütüne lojistik destek sağlamamaları yönünde İRAN OPERASYONU Bölgeden Ankara’ya ulaşan bilgiler, İran’ın bölgedeki sivil yerleşim merkezlerini de vurmaktan çekinmediğini de gösteriyordu. Hatta, bölgesel Kürt yönetiminin iddialarına göre, bir İran uçağından, sınırdaki bazı köylere bildiriler bile atıldı. Bildirilerde, İRAN’IN MESAJLARI Gelişmeler derinlemesine analiz edildiğinde İran’ın, PJAK’a yönelik operasyonunun bölgesel ve uluslararası dengeleri zorladığı hemen göze çarpıyordu. Peki İran, bu operasyonla hangi mesajları vermişti? ? İran ordusu, gerektiği zaman gerektiği kapsamda sınır ötesi operasyon yaparak sonuç alabilecek güce, İran yönetimi de bu gücü harekete geçirebilecek siyasi iradeye sahiptir. ? İran, bölgesel Kürt yönetimini, Irak Anayasası’nda yer aldığı şekliyle tanır. Ancak,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle