17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Yrd. Doç. Dr. Barış DOSTER Marmara Üniversitesi Rusya’nın eski Ankara Büyükelçisi Çernişev: C S TRATEJİ büyükelçisi birlikte ayrılırlar. O iki kişi, sizin ve bizim büyükelçimizdir. Ülkelerimizin tarihsel kökleri de büyük benzerlikler içermiyor mu? Yüzyıllar boyunca karşılıklı olarak birbirimizin önünü kesmeye çalıştık, mücadele ettik, savaştık, birlikte yaşadık ve Lenin ile Atatürk’ün yaptığı gibi aynı düşmana karşı ittifak yaptık. Tüm bu yaşananlar birbirimizi daha iyi hissedip, anlamamızı sağlamıştır. Her ikimiz için de yalın olan bir gerçek vardır. İkimiz de Avrasyalıyız. İkimiz için de sadece Avrupalı kimliğini benimsemek, bizleri daraltmak, sınırlamak, küçültmek olur. Her iki ülkenin de hem Asya’da, hem Avrupa’da toprakları vardır. Her iki ülke de Avrupa ile Uzak Doğu arasında köprüdür. Her iki ülkede de körü körüne Avrupacı olanlar, Avrasyalı kimliğini dışlayanlar var. Ama burada yaşadığımızı, burada yaşayacağımızı ve ayrıca Avrupa’da ikimize de yer olmadığını görmek gerekiyor. Öncelikle, kendimiz olmaya gayret etmeli, birlikte çalışmalıyız. Burada doğal gaz var, petrol var, kömür var, demir var. Avrupa’ya karşı abartılı bir hayranlığın ve ona karşı komplekse girmenin hiç anlamı yok. Biz kültürel olarak birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Haritaya bakarsak, bu bölgenin en güçlü iki devletinin Rusya ve Türkiye olduğu hemen görülür. Bu bölgede sorumluluk ve inisiyatif bu iki ülkenindir. Bunun için de lokomotif olmaları gerekir. Ama elbette başkalarını bastırmadan yapmak gerekir bunu. İki ülke ilişkileri daha ileriye nasıl taşınabilir? İlişkilerimiz iyi ama daha iyi olabilir. Mevcut ortaklığın, stratejik ortaklık boyutuna taşınması gereklidir. Bunu sadece ilan etmekle kalmayıp, içini de doldurmalıyız. Başka bir seçeneğimiz olmadığını görmeliyiz. Ticaret hacmi sürekli artıyor. Kültürel açıdan daha aktif olmalıyız. Bu alanda turizm çok önemlidir. Rus turistlerin Türkiye’ye öyle bir ilgisi var ki, aramızda şakalaşırken, "İstanbul ve Boğazları geçtik, artık Antalya’ya gidiyoruz" diyoruz birbirimize. Bizimkiler Antalya’yı gerçekten çok seviyorlar. Bizde Türkçe’ye, sizde ise Rusça’ya ilginin arttığını biliyorum. ABD’nin bölgeye yönelik politikalarını nasıl yorumluyorsunuz? ABD demokrasiden çok fazla bahsediyor ama demokrasiyi sadece kendi çıkarları lehinde kullanıyor. Bunun en somut örneği Irak’ta yaptıkları. Putin de konuşmasında bu noktaya dikkat çekti ve her ülkenin kendi yolu, tarihi, kültürü, birikimi olduğunu belirtti. Demokrasi ülkelerin küçülmesine, parçalanmasına neden olmamalı. ABD neden bölgemizde, Rusya’nın çevresinde yeni üsler yapmak istiyor? Neden NATO bu bölgeye yerleşmek istiyor? Birbirimize düşman değiliz ki. ABD neden Çin’in çevresiyle ilgileniyor? Amaçlarının Avrasya’da etkili olmak olduğunu biliyor ve Batılılara, özellikle de ABD’ye bunun olamayacağını söylüyoruz. Artık 90’lı yılların başında değiliz. Bizde körü körüne Batıcılar vardı o zamanlar ve Batı’ya gidersek, bize para vereceklerini sanıyorlardı. Ama Batılılar kendi servetlerini bize yedirmezler, aksine bizim servetlerimize göz koyarlar. Zengin ve güçlü olmak için kendimiz çalışmalıyız. Petrol ve doğal gaz gibi kaynaklarımızı kullanmalı, R usya Lideri Putin, çok boyutlu bir politika izliyor. Enerjiyi dış politikasında bir araç olarak kullanıyor. Ülkesindeki Müslümanların sayısını örnek gösterip, İslam Konferansı Örgütü’ne üye olmak için başvuruyor. NATO’da gözlemci üye olan Rusya, Avrupa Birliği’nin başta Almanya olmak üzere en güçlü ülkeleriyle ilişkilerini geliştiriyor. Bir yandan da Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) öncülük ederek, Avrasya’da ağırlığını artırıyor. Hindistan, Çin, Pakistan ve İran ile yakınlaşıyor. Bölgesinde güçlü olmadan, küresel çapta etkili olamayacağını bilen Putin, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmasında enerji politikaları, uluslararası terör, dış politika, Avrasya ve bölgesel işbirliği konularında önemli mesajlar verdi. ABD’nin tutumunu eleştirdi, enerji konusunda yapacaklarını anlattı, Avrasya’daki gelişmelerden, Çin’le ilişkilerden söz etti. Putin’in ülkemizde çok fazla yankı bulmayan bu söylevinin ayrıntılarını Albert Çernişev’le konuştuk. Ülkemizde yakından tanınan bir isim olan Çernişev, gerek SSCB’nin, gerek Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçisi olarak uzun yıllar görev yaptı. Dilimize, Türkçe espri yapacak kadar vakıf olan Çernişev, halen 500 üyeli Büyükelçiler Konseyi’nin başkanlığını yürüten, olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi sıfatına sahip bir diplomat. Aynı zamanda Putin’in danışmanları arasında bulunuyor. Putin’in konuşmasındaki satır başlarını açar mısınız? Putin tüm önemli konuları ele aldı. Rusya’nın önümüzdeki süreçte dünyada ve bölgemizde nasıl bir rol oynayacağını anlattı. Kendi konumuna değindi. Zira bilindiği üzere dünyada ve ülkemizde pek çok kişi Putin’in üçüncü kez seçilmesini istiyor. Ama anayasamız buna engel. Devlet başkanının en fazla iki kez seçilebileceğini öngörüyor. Putin de yasaların herkes için geçerli olduğuna inanan bir lider olarak, üçüncü kez aday olmasının mümkün olmadığını, anayasanın değişmesinin olanaksız olduğunu, ayrıca bu yönde yapılacak bir değişikliğe de karşı çıktığını vurguladı. Benzer tartışmaların sizin ülkenizde yapıldığını da biliyorum. Sırf bu bile iki ülkenin birbirine ne kadar benzediğini ortaya koyuyor. Hep gözlemlediğim bir şey vardır. Diplomatların bir araya geldiği ortamlarda ziyafet başlayınca, her ülkenin temsilcisi birbiriyle konuşmaya başlar. Ama gecenin sonunda sadece iki ülkenin ‘Yüzyıllar boyunca karşılıklı olarak birbirimizin önünü kesmeye çalıştık, mücadele ettik, savaştık, birlikte yaşadık ve Lenin ile Atatürk’ün yaptığı gibi aynı düşmana karşı ittifak yaptık. Tüm bu yaşananlar birbirimizi daha iyi hissedip, anlamamızı sağlamıştır.’ ‘Putin çizgisi sürecek’ Çernişev
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle