17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası [email protected] aşadıkları yenilgiyi, üzerinden yüzyıllar geçse de, yeniden doğuş teması olarak kullanan başka bir millet yoktur herhalde Sırplardan başka. Prens Lazar bir kez daha Sırbistan ruhu için canlandırılıyor. İki tarafın da büyük kayıplar verdiği 1389’daki Kosova Savaşı’nda Sırplar, Osmanlı Sultanı I. Murat karşısında yenilgiye uğramışlardı. Bu savaş Türklerin Sırbistan üzerinde 500 yıl sürecek egemenliğinin başlangıcıydı ancak aynı zamanda Sırp tarihinin en önemli dönüm noktası olarak kabul edildi ve özgürlük mücadelesinde Sırp milliyetçileri için ilham kaynağı oldu. Dünya milletleri kendi kahramanlıklarını kutlarken Sırplar için yenilgi 19. yüzyılda ulusça kutlanan milli bir güne dönüşüverdi; Vidovdan (Aziz Vitus) Günü. Yenilgi, çoğaltılarak mitolojiye dönüştürüldü. Kosova Savaşı’ndan 425 yıl sonra Osmanlı’ya karşı girişilen Sırp İsyanları’nın ateşini yakan bir fitildi, 600 yıl sonra "Büyük Sırbistan"ı oluşturma gücü de bu savaştan alındı. Kosova’nın olası bağımsızlığı iç dengeleri bozuyor… C S TRATEJİ seçenekleri sunulmuştur. Lazar, cennete gitmeyi tercih eder ve çarmıha gerilmiş İsa’ya eşlik eder.(2) Nitekim Sırp Ortodoks Kilisesi de Lazar’ı sonradan Aziz ilan etmişti. 1389 Kosova Savaşı, bugün hala "biz" olgusunu kuvvetlendirilmesinde ve Sırp milli kimliğinin pekiştirilmesinde kullanılıyor. Ne var ki bu kez karşılarında sadece Türklerle özdeşleştirdikleri Arnavutlar ve diğer azınlık gördükleri değil Kosova’nın bağımsızlığını sonuna kadar destekleyen başta ABD olmak üzere neredeyse Rusya hariç tüm dünya var. Y Sırp milliyetçiliği yükselişte SIRP MİLLİYETÇİLİĞİ ‘SIRP RUHU’ Varlıklarının tarihsel kökeni olarak gördükleri Kosova’nın ülkelerinden ayrılmasını kabul edemeyen Sırplar, yoğun olarak milliyetçiliğe yöneliyor. Ülkede ayrılış sürecinde işbaşında olmak istemeyen partiler hükümet kurmuyor. hala aranıyor. Aynı birimin diğer bazı üyelerinin de haklarındaki 12 Mart 2003’de Sırbistan’ın komünist olmayan ilk Başbakanı Zoran Cinciç’i düzenledikleri bir suikastla öldürme suçlamasından dolayı yargılanmaları devam ediyor. Krusevaç’da toplanan eski milisler Kosova’dan asla vazgeçmeyeceklerini savaşmaya hazır olduklarını haykırıyorlardı. Göstericiler gönüllü mücadele grubunun "Prens Lazar’ın Muhafızları" adını kullanacaklarını açıkladı. Sırp milliyetçiliğini kamçılamak için Lazar ruhu yeniden canlandırılıyor. Doğru yerde doğru zamanda. Tam da Kosova’nın bağımsızlığının açıklanacağı günlerde Sırbistan’da siyasi bir boşluk olması zamanlamanın önemini gösteriyor. Seçilen yer ise daha da önemli. Efsane bir kez daha tarihin tozlu yaprakları arasından çıkarılıyor. Krusevaç, Prens Lazar’ın gücünün doğduğu yer. Lazar Hrebelyanoviç ya da bilinen adıyla Knez (Prens) Lazar, önce Krusevaç’da gücünü pekiştirmiş, ardından kraliyet hanedanından evlilik yaparak kral (Stefan) ünvanını kullanmaya başlamıştı. I. Kosova Savaşı sırasında savaş meydanında ölen Lazar’ın yüceltilerek Sırp ulusunun kolektif bilincine kazınmasında Lazar’dan sonra Sırbistan’ı yöneten dul eşi Milika önemli bir rol oynamıştı. Efsaneye göre Kosova Savaşı’ndan bir gece önce Aziz İlya, Bakire Meryem’den bir mesaj getirir, savaşı kazanarak yeryüzündeki hükümdarlığı bulmak ya da savaşı kaybetmek karşılığında cennetin hükümdarı olmak Sırbistan seçimlerinde ırkçı parti birinci olmuştu. Dünya tarihine "Balkan Kasabı" olarak geçen Slobodan Miloseviç’in 28 Haziran 1989’daki yüz binlerce Sırp’ın akın ettiği ünlü mitinginde kullandığı "kimse sizi bir daha yenemeyecek" sözleri ve silaha sarılma çağrısı Sırp milliyetçiliğini canlandırmıştı. Kosovalı Arnavutlar ile Sırplar arasındaki etnik çatışmayı, birbirini ötelemeyi körüklemek; Kosova’yı Arnavutlara bırakmamak ya da Kosova’da Arnavut bırakmamak için 1389 yenilgisi kullanılmıştı. Amaç mümkün olduğunca Büyük Sırbistan hedefine silahlı destek sağlamaktı. Mitingin yapıldığı ovaya bakan bir tepenin üzerine dikilen anıta Prens Lazar’ın sözleri kazınmıştı: "Her kim ki Sırp ve Sırp kökenlidir/ Ve Kosova Ovası’na Türklerle savaşmaya gelmez/ Onun ne erkek, ne dişi, zürriyeti olmasın/ Onun hasadı olmasın/ 1389–1989". Miloseviç, Sırp ruhunu canlandırmak için Prens Lazar’ın 1389’da sürgüne gönderilen (!) küllerini Sırp Kilisesinin de yardımıyla bütün Sırbistan’da dini törenler eşliğinde bir yıl boyunca dolaştırdıktan sonra 28 Haziran 1989’da ünlü miting alanına helikopterle indirtmişti. Kosova Savaşı’nın yenilgisinin acısı savaş o gün kaybedilmişçesine canlanmış, Miloseviç de halkın gözünde cennetteki Lazar’ın yeniden bedenleşmiş hali olmuştu. Miloseviç, önce Bosna’yı sonra Kosova’yı kana bulayan üstelik Sırbistan’ı parça parça küçülten süreci Kosova Savaşı’nın 600. yıldönümünde Priştine yakınlarındaki Gazimestan ovasında başlatmıştı dini bir ayin eşliğinde. Sırplar, bu tarihi Hıristiyanlığı korumak için kendilerini feda ettikleri gün olarak kabul ettiler, Müslüman Boşnak ve Arnavutlar da zaten bir yandan da Türklerin izini taşıdıklarından Ortodoks topraklarından şu ya da bu biçimde artık gitmesi gereken insanlardı.(1) Binlercesi yok zaten bugün. LAZAR’IN HAYALETİ Şimdi, bugün, bıçak yastığın altından bir kez daha çıkarılıyor. Belgrat’ın 200 km kadar güneyinde yer alan Krusevaç bölgesindeki bir kilisenin önünde 5 Mayıs 2007’de yüzlerce eski Sırp milisi toplandı. Bazılarının üzerinde Özel Operasyonlar Birimi’nin –namı diğer Kızıl Bereliler (JSO) rütbeleri bulunan siyah üniformalar vardı. Kızıl Bereliler 90’lardaki Hırvatistan, Bosna ve Kosova’da savaşan yarı sivil güçlerden oluşuyordu ve üyelerinin önemli bir kısmı savaş suçlarından dolayı yargılanıyor veya Birkaç hafta içinde Kosova’nın bağımsızlığının kesinleşmesi bekleniyor. Bunu olası bir veto nedeniyle BM Güvenlik Konseyi yapamayacak olsa da Kosova parlamentosunun bağımsızlığını ilan etmesi ve ABD öncülüğünde tanıma sürecinin başlaması an meselesi. Sırbistan’da ise derin bir siyasi kriz var. 21 Ocak 2007’de seçilen parlamentoya anayasa tarafından tanınan hükümet kurma süresi 14 Mayıs’ta sona erdi. Seçimlerden Radikal Sırp Partisi birinci çıkmıştı ancak toplamda daha fazla oy almaları nedeniyle demokratlar seçimin galibi kabul edilmişti. Seçimlerde ikinci olan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç liderliğindeki Demokrat Parti ile üçüncü olan Başbakan Vojislav Kostunica’nın (Koştonitsa) lideri olduğu muhafazakâr Sırbistan Demokratik Partisi hükümeti oluşturabilecek güçteydi. Bu iki partinin AB’nin de desteklediği gibi demokratlardan oluşmuş bir koalisyon kurması ise Tadiç ve Kostunica’nın temel konularda bile anlaşamaması nedeniyle bu güne dek mümkün olmadı. Dış basına sorunun bakanlıkların paylaşılamaması olarak yansısa da gerçekte bu kadar uzun zamandır bir hükümetin oluşturulamamasının nedeni Kosova’nın bağımsızlığının yakın zamanda ilan edilecek olması. Hiçbir parti Sırp devletinin, kültürünün ve tarihinin beşiği kabul edilen Kosova’nın Sırbistan’dan koparıldığı bir günde devletin başında olmak istemiyor. Seçimlerin yenilenmesi ise ülkenin bu kritik süreci atlatmasını sağlayacak yeni ve güçlü bir motivasyona sahip bir hükümetin bir süre daha olmaması anlamına geliyor. Radikal Sırp Partisi’nin hükümeti kurması ise mevcut koşullarda Sırbistan için en kötü alternatif olarak değerlendirilmeli. Kosova için verilecek mücadelenin bitmediğine inanan parti yetkililerinin meydanlarda başlayan gösterileri açıktan desteklemeleri bu kez sadece Sırpların kaybedeceği bir karanlık döneme daha sebep olabilir. Hangi hükümet olursa olsun karşısında ABD’nin ve NATO’nun olacağı yeni bir savaşı göze alamayacaktır ancak silahlı milislerin dizginlenmesi çok daha önemli. Seçilmiş bir yenilgi travması üzerinden kurgulanan mitolojinin Sırplar için yeni yenilgilerden başka bir şey getirmediği görülmeli artık. Sadece 1999’daki Kosova Savaşı’nın ve ardından gelen NATO bombardımanının binlerce Sırp kardeşlerinin ölmesinden başka hala yerine konulamayan 29.4 milyar dolarlık zarara yol açtığı hatırlanmalı. Bugün hala 12 bin Kosovalı Sırp’ın sınır boylarındaki çadırlarda yaşamasının sorumlusu da yeni efsane arayışına giren Miloseviç’den başkası değil. Bundan sonraki süreçte iktidara kim gelirse gelsin eğer dünyadan izole olmuş bir Sırbistan istemiyorsa işe tarih kitaplarını yenilemekle başlamalı. Dipnotlar: 1 Aslında Sırp kurgusunda önemli tarihi çarpıklıkların bulunduğunu ifade etmek gerekir. Gerçekte o yıllarda Arnavutlar ve Boşnaklar da Bulgarlar ve Macarlar gibi Sırplarla birlikte Osmanlı ordusuna karşı savaşmışlardı. 2 Tesadüf müdür bilinmez ancak İncil’e göre İsa’nın mezardan çağırıp dirilttiği kişilerden birinin ismi de Lazar’dır. (Mat.21:111; Mar.11:111; Luk.19:2840). Bu herhalde Prens Lazar’ın efsaneleştirilmesinde önemli bir bilinçaltı vurgusu olmuştur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle