22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hayvan refahı kavramının önemi artıyor Doç. Dr. Necmettin ÜNAL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi H ayvan refahı kavramı, son yıllarda gerek bilimsel ve akademik alanda gerekse de yazılı ve görsel medyada üzerinde çok durulan bir konu haline gelmiştir. Avrupa Birliği başta olmak üzere çok sayıda ülkede hayvan refahına karşı artan bir ilginin olduğu dikkati çekmektedir. Ülkemiz Veteriner Fakülteleri’nin eğitim ve öğretim programlarına bu konu ayrı bir ders olarak dahil edilmektedir. Nitekim Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde hayvan refahı, son üç yıldır ayrı bir ders olarak okutulmaktadır. Toplumlarda hayvansal gıdaların çiftlikten sofraya gelene kadar hangi şartlardan geçtiği sorgulanmaya başlamıştır. Hayvanlara çiftlikte hangi şartların sağlandığı, hayvanların nasıl nakledildikleri ve kesildikleri insanların dikkatini daha çok çekmeye başlamıştır. Laboratuvar hayvanlarında yetiştirme koşulları ile deney öncesi ve sırasında sağlanan koşullar hep tartışma konularından biri olmuştur. Hayvan refahının tam olarak tanımının yapılması zordur. Genel olarak hayvan refahı, "çevresi ile uyum içindeki bir hayvanın hem zihinsel hem de fiziksel olarak tam bir iyi olma (sağlıklı olma) durumu"; çiftlik hayvanlarında refah, "hayvanların insanlar tarafından oluşturulan çevreye herhangi bir acı veya rahatsızlık duymaksızın uyum gösterebilmesi" şeklinde tanımlanmaktadır. Hayvan refah kavramı, hayvanın zihinsel ve fiziksel sağlığı, hayvanın çevresiyle uyum içinde olması, hayvanın çevreye uyum sağlarken herhangi bir acı veya rahatsızlık duymaması, hayvanın doğal davranışlarını tam olarak gösterebilmesi anlamları vardır. Genel olarak bir sürüdeki hayvanlarda ölüm ve yaralanma oranı çok düşükse, yaralan ma riski çok az veya hiç yoksa iyi bir vücut kondisyonu varsa, türe özgü davranışlar tam olarak görülebiliyorsa, anormal davranışlar ve stres yoksa bağışıklık sistemi baskılanmıyorsa, bu sürüde hayvan refahı ile ilgili önemli bir sorun olmadığı söylenebilir. Ruth Harrison tarafından 1964 yılında İngiltere’de "Makineleşmiş Hayvanlar" adlı bir kitap yayınlanmıştır. Bu kitap modern hayvan refahı hareketinin başlamasında esas rol oynadığı kabul edilmektedir. Harrison kitabında, İkinci Dünya Savaşından sonra entansif üretimin gittikçe yaygınlaşmasını; özellikle yumurta tavuklarının çok katlı kafeslerde tutulmasını, süt danası eti için beslenen buzağıların küçük bölmelerde tutulmasını ve etçi tavuk üretiminin çok büyük çapta yapılmasını eleştirmiştir. Harrison kitabında sadece refah ile ilgili endişeleri taşımamış, aynı zamanda hayvansal üretimde ilaç kullanımını ve hayvansal ürünlerin kalitesiyle ilgili eleştiriler de getirmiştir. Hayvanlar, Avrupa Birliği ülkeleri tarafından 1997 de imzalanan Amsterdam Antlaşması’nda "duygulara sahip canlılar" olarak kabul edilmektedir. Avrupa Birliğinde çeşitli alanlarda hayvan refahıyla ilgili çok sayıda direktif yayınlamıştır. Türkiye’de hayvan refahı ile ilgili en önemli yasal düzenlemeler, 2004 yılında kabul edilen ve yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu ile 2006 yılında yürürlüğe giren Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’dir. Günümüzde çiftlik hayvanlarında refahın en fazla gündeme geldiği alanlar yetiştiricilik, nakil ile kesim öncesi ve sırasındaki uygulamalardır. Yetiştiricilikte hayvanlara sağlanan çevre koşulları hayvan refahı üzerine oldukça etkilidir. Barınak koşulları (barınak içi mikroklima, hayvan başına ayrılan alan, barınak içi düzenlemeler, zeminin yapısı, altlık, hayvanların bağlanma durumu), bakıcıların hayvanlara karşı tutumu, yetiştiricilikte uygulanan bazı pratik uygulamalar (kısırlaştırma, kuyruk kes ATB, damızlık düve ithalatına karşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TOBB Başkan Yardımcısı ve Ankara Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Faik Yavuz, son günlerde yeniden gündeme getirilen damızlık düve ithalatı konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nı uyararak, "Hayvancılık sektörü bu uygulamayla büyük darbe alır. İthalat söylemleri üreticinin kafasında adeta Demokles' in kılıcı gibi tutulmak isteniyor" dedi. Son zamanlarda her platformda damızlık düve ithalatı yapacaklarını dile getiren yetkililerin farkında olmadan hayvancılık sektöründeki girişimcilerin yatırım yapmasını engellediklerini kaydeden Yavuz, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: "En kötü karar kararsızlıktan iyidir, özdeyişinden hareketle belirsizlik politikaları hem üreticinin hem de yatırımcının kafasını karıştırmaktadır. Bu belirsizliğin giderilebilmesi için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ivedilikle konuya açıklık getirmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki işletmelerin yapısı, ölçekleri ve üretim maliyetleri düşünülmeden ‘kolaycılık’ seçilerek yapılacak ithalatın 1980 sonrasında olduğu gibi sektöre büyük darbe vuracağı kaçınılmazdır. Önümüzdeki dönemde acımasız bir rekabetin beklenildiği bu sektörümüzde, rekabete dayanıklı hale getirmek için çıkartılan yasal değişimleri ve desteklemeleri takdirle karşılarken yatırım fırsatı vermeden söylenen ithalat söylemleri sektörün içinde bulunanları aynı şekilde de üzmüştür. Kuşkusuz uluslar arası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerimiz var. Ancak geçiş süreçlerinde bu ülkeler ikna edilebilir. Gerekçe; "34 işletme bu sektöre yatırım yapacak damızlık düve bulamamaktadır" diye gösterilmemelidir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir haftanın içinde 25.000 baş damızlık düve bulup işletmenize koyamazsınız. Bu tip büyük işletmeler belirli bir miktarla başlar ve kendi bünyesinde büyüyerek devam eder. Taşıma su ile bu değirmeni döndüremezsiniz. Yetkililerden istediğimiz ya bu kılıcı vurup üreticinin boynunu koparın, ya da bu kılıcı üreticilerin başından çekin." me, boynuzların kesilmesi veya köreltilmesi, civcivlerde gaga ve tırnak kesimi) refah üzerine etkilidir. Entansif üretim sistemindeki bazı uygulamalar hayvanlarda refahın azalmasına yol açabilmektedir. İneklerin bağlanması, yumurta tavuklarının kafeslerde tutulması, dar bir alanda fazla sayıda hayvan barındırılması, süt danası eti için beslenen buzağıların altlıksız küçük bireysel bölmelerde tutulması gibi uygulamalar hep tartışma konusu olmuştur. Bu uygulamalardan bazılarının gerçekleştirilmesinde amaç, hijyenin iyileştirilmesi ve üretimin artırılması düşüncesidir. Örneğin kafeslerde barındırılan yumurta tavuklarında enfeksiyonun bulaşma ve yayılma riski daha azdır. Bu durum refah bakımından olumludur. Ancak diğer taraftan tavukların doğal davranışları engellendiği ve anormal davranışlar ortaya çıktığı için de refah bakımından olumsuz bir durumdur. Hayvan refahının artırılması amacıyla özellikle domuz yetiştiriciliğinde ve yumurta tavukçuluğunda alternatif yetiştirme sistemleri ileri sürülmektedir. AB nin ilgili direktifine göre 2003 yılından itibaren kafeslerde tavuk başına en az 450 cm2 alan olması gerektiği belirlenmiş ve 2012 den itibaren ise geleneksel kafeslerin tamamen yasaklanacağı bildirilmiştir. Geleneksel kafes sistemi refah bakımından uygun değildir. Bu nedenle alternatifler ileriye sürülmektedir. Bu alternatifler arasında iyileştirilmiş kafesler, kuşluk tipi kümesler ve serbest dolaşımlı kümesler bulunmaktadır. Hayvanlarda nakil ile nakil öncesi ve sırasında yapılan çeşitli işlemlerin hayvan refahı üzerine etkileri son yıllarda artan bir önemle üzerinde durulmaktadır. Nakil sırasındaki zayıf refah koşulları, nakil sonrası hayvanların refahı üzerine de uzun süreli olumsuz etkisi olabilmektedir. Nakilden önce hayvanların nakile uygunluklarının değerlendirilmesi gerekir. Yapılan çalışmalar, nakil araçlarına yükleme ve boşaltma işlemlerinin naklin en stresli bölümleri olduğunu göstermiştir. Araçlarda hayvan başına ayrılan alan (m2/100 kg) nakil sırasında refahı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Hayvan başına ayrılan alana tür, canlı ağırlık, yaş, verim durumu gibi faktörler etkili olmaktadır. Yükleme ve boşaltma sırasında rampanın kullanılması, rampanın eğiminin türlere göre ayarlanması gerekir. Hayvanların insancıl yöntemlerle kesilmesinden önce herhangi bir ağrıya, heyecana, yaralanmaya ve çarpmaya maruz kalmadan uygun bir şekilde kontrol altına alınması ve acı duymadan kesilmesi refah bakımından önemlidir. Laboratuvar hayvanlarında refahla ilgili çalışma sayısı diğer hayvanlara göre daha azdır. Laboratuvar hayvanlarında barınak dizaynı ve şartları sürekli olarak gelişmektedir. Laboratuvar hayvanlarının kullanılması ile ilgili olarak 3R kuralı (Replacement, Reduction, Refinement) tavsiye edilmektedir. Mümkünse deneylerde canlı hayvan yerine diğer yöntemler kullanılmalı, deneylerde hayvan kullanmak gerekiyorsa mümkün olduğu kadar az sayıda hayvan kullanılmalı, deneylerde kullanılan hayvanlara gerek deney öncesi ve sırasında gerekse de deney sonrasında (eğer yaşatılıyorsa) optimal şartlar sağlanmalı, hayvanların ağrı ve acısı mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle