Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
45 C Cumhuriyetimizin 90. YILI 29 Ekim 2013 Salı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Barış Barışık Gerçek adaleti arıyoruz Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim. Ülkemizde var olan hukuku kitaplarımda, derslerimde değil; görerek, tanık olarak ve en kötüsü bire bir yaşayarak öğreniyorum. Çünkü okulumuzda bizlere anlatılan hukuk gerçeği yansıtan değil; sadece bir laf kalabalığıdır. Bizler de mezun olmak için mecburen bunları öğreniriz. Geleceğin bir hukukçu adayı olarak işimin zor ve güç olduğunu biliyorum. Bu ülkede her an “terörist” ilan edilebilirsin. Avukat olmana rağmen adliyede polisin saldırısına uğrayıp, yaka paça gözaltına alınabilirsin. Üye olmadığın örgütlere, daha kötüsü var olmayan örgütlere üyelikten tutuklanabilirsin. Bizler de bu insanları savunduğumuzda polisinden savcısına kadar her türlü kötü muameleye maruz kalabiliriz. şım tutuklu. Bugün derslerine girmesi gereken, okulunda olması gereken yüzlerce öğrenci, çoğu üye olmadıkları örgütlere üyelik suçlamasıyla F tipi hapishanede tutsaklar. Tek suçları “adalet istemek.” Siyasal iktidar kendine “düşman” olarak gördüğü fikirleri yok etmek ve iktidarını devam ettirmek için hukuku bir araç olarak kullanıyor. Bu nedenle bugün haksız yere binlerce insan tutsak ediliyor. Öldürülüyor, işkence yapılıyor, yaralanılıyor. Ama bunların hiçbiri hukuka aykırı bulunmuyor. Eğer bu ülkede hukuk eğitimi alıyorsan ve ilerde hukukçu olacağını biliyorsan işler zordur. Çünkü Türkiye’de hukuk hep kanayan bir Ölümden döndüm. Bu olayın üstünden Bugün haksızlıklara boyun eğmeyara olmuştur. Sadece bu dönem değil, yaklaşık 11 ay geçti ve şikâyetçi olmayen, kötü gidişata “dur” diyen ve vicdageçmiş dönemler için de geçerlidir bunma rağmen hiçbir işlem yapılmadı. Üstü nıyla hareket eden yüzlerce sıra arkadalar. Türkiye öldürülenlerin, idam edilenne benim de içinde olduğum 45 öğrencilerin, binlerce faili meçhullerin ve binye 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıllerce insanın hapse atıldığı bir tarihten dı. Ayrıca 11 öğrenciye de “terör örgüibarettir. Ve bu ülkede hukukçu olmak, tüne üye olmamakla birlikte terör örgüeğer bu hukukçu, adaleti savunuyortü adına suç işlemek suretiyle terör örgüsa ve haksızlığa boyun eğmiyorsa tüne üye olmak” gibi trajikomik bir suçişi zordur. Üstelik yargıda gerici lamayla dava açıldı. Delil olarak da inkadrolaşmayla beraber tamamen Geçmiş ve günümüz Türkiyesi için kasanların okudukları kitaplar ve dersiyasi iktidara bağımlı hale gelramsar bir tablo çizsem de gelecek için bir o kamişken bu dönem işi daha zorgiler gösterildi. Savcıya ifade verdidar umutluyum. Çünkü tarih bize en karanlık dödur. Ama burada önemli olan ğimde gerçekle ilgisi olmayan onnemlerin bile sonsuza kadar devam etmeyeceğimücadele etmektir. Bir hularca sözlere ve hakarete maruz kalni göstermiştir. Ne kadar ihtişamlı da olsa AKP ikkukçu sadece ekonomik çıkardım. Sadece ben değil, hiçbir karşıtidarı da yıkılacaktır. Burada sadece önemli olan larını düşünüp ve sadece palık beklemeden beni savunan avukaAKP iktidarının yıkılması değil, yerine neyin inşa ra için bu mesleği yaparsa o hutım da birçok hakarete maruz kaldı. edileceğidir. Önemli olan demokratik, eşitlikkukçu hiçbir zaman gerçek bir 17 Aralık 2013’te davam var. Bir huçi, sömürünün olmadığı, insanlarının öldühukukçu olamaz. Önemli olan her kukçu adayı olarak ilk davam ama bir rülmediği, halkların kardeşçe yaşadıtürlü baskıya rağmen dimdik ayakta savcı, bir hâkim veya bir avukat olarak ğı yeni bir ülke inşa etmeliyiz ve kalabilmek ve adaleti savunmaktır. değil. “Şüpheli sanık” olarak mahkemeedeceğiz de. de bulunacağım. Hukukçu gözüyle Gelecekten umutluyum Avukat ‘şüpheli tanık’ olur mu? Benim bu hukuksuzluklarla karşı karşıya gelmem için mezun olmama gerek kalmadı. 18 Aralık 2012 günü, ODTÜ’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto ettim. Orada sadece biz yoktuk. Binlerce polis de vardı. Hiçbir uyarı yapmadan polisler biber gazı ve ses bombalarıyla, plastik mermileriyle saatlerce saldırdılar. Polisler bizden intikam alıyorlardı. Suçumuz Tayyip Erdoğan’ı protesto etmekti. Ve bu cezalandırılması gereken bir suçtu. Bu saldırı sırasında onlarca öğrenci ağır biçimde yaralandı. Olaylar esnasında polisin hedef alarak attığı gaz bombasıyla başımdan vuruldum. Şiddetli bir beyin kanaması geçirdim.