Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
37 C Cumhuriyetimizin 90. YILI 29 Ekim 2013 Salı Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 90. yılını değerlendirdi mümkün değil. Ben cumhuriyetle ilelebet yaşayacağımız inancındayım. Cumhuriyetin ilk yıllarında sanatta bir fakirlik var olmasına karşın sanat teşvik ediliyordu, devlet galerileri açılıyordu. Bugün bunlar bir bir kapatılıyor, Türkiye’nin en itibarlı sergisi olan devlet resim heykel sergisi yok artık. Sanat tamamen ele geçirildi, yok ediliyor. Sırtımızdan hançerleniyoruz Mehmet Aksoy: Doksan yıllık cumhuriyet özellikle Atatürk’ün yaşadığı dönemde ne emeklerle, ne özverilerle kuruldu. Eğitime, bilince, rasyonel görüşe önem verilirdi o dönemler. İnsanlara gerçeği görmeyi öğreten bir eğitim sisteminden geçiliyordu. Şimdilerdeyse bunun tam tersi. Üstelik bunlar, cumhuriyetin imkanlarıyla yapılıyor. Demokrasi bir gruba tanınan fırsatların tanınması için araç olarak kullanılıyor. Cumhuriyete bir darbe yapılıyor, kıymet bilmezlik söz konusu. Cumhuriyetin bütün kurumları terhis ediliyor. özellikle güzel sanatlarda, hukukta, ideolojik üst yapıda büyük değişiklikler yapılıyor. Bir tek ağızdan çıkan lafın dışındaki her görüş antidemokratiktir ve hatta teröristtir algısı oluşturuluyor. İnanılmaz bir dönemden geçiyoruz, sırtımızdan hançerleniyoruz. Bu dönem ancak, dünyada sosyalist sloganlarla, eşitlikçi ve demokrat görünümle ve ekonomik durumun düzeltileceği vaadleriyle oluşturulmuş Hitler faşizmiyle kıyaslanabilir. Cumhuriyetin ilk yıllarında sanatta bir fakirlik olmasına karşın sanat teşvik ediliyordu, devlet galerileri açılıyordu. Bugün bunlar bir bir kapatılıyor, Türkiye’nin en itibarlı sergisi olan devlet resim heykel sergisi yok artık. Sanat tamamen ele geçirildi, yok ediliyor. Bütün binalar, camiler ele geçiriliyor. Selçuk’tan, Osmanlı’dan bu yana var olan miari geleneğimize saygısızlık oluyor. Türk sanatını geliştirmek için Atatürk döneminde yapılan sanatçıların vergi muafiyeti kaldırıldı ve bugün yüzde elliye varan vergiler getirildi. Sanatçıya maddi ve manevi yönde 1500 yıl önceye dönüş mümkün değil Zeliha Berksoy: Ülkemizin yegane rejimi cumhuriyet, Cumhuriyet Gazetesi’yle bir duruş sergiliyor, cumhuriyet tarihimizi yıllardır belgelemiştir. Bu sayede bir cumhuriyet rejimi bilinci yaratmıştır, çağdaş bilinci oluşturmakta katkı sağlamıştır.Cumhuriyet, çağdaş yaşamın simgesidir. Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte birlikte ülkemiz büyük yoksulluklar içinde elli yıllık sıçrama yapmıştır. Ben cumhuriyete inananlardanım hiçbir zaman yenilmeyecektir. 21. yüzyıl bunu gerektiriyor. Şu an yaratılmaya çalışılan ve bize özendirilmeye çalışılan bin beş yüz yıl öncesine dönüş baskılar var. Benim heykellerin başına gelenlere bakın. İnsanlık Anıtı belli bir politikaya alet edilerek yok edilmeye çalışıldı. İstanbul’da yüze yakın heykel kaldırıldı. Can Yücel’in benim yaptığım mezar taşı kırıldı. Bunun sonu gelecektir. 90 yıllık Cumhuriyet birikimimiz tüm bunlara engel olacaktır. Dikta rejimleri her zaman yıkılmaya mahkumdur. Onurlu ve dik duralım, biz cokuz kolay kolay bitmeyiz. Atatürk gençliğine güveniyorum. Ben Atatürk’ün öldüğü yıl doğdum, cumhuriyetin imkanlarıyla yetiştim, cumhuriyetin bende içilen kahve misali “kırk yıllık” hatırı vardır. Dayanışma zamanı Orhan Aydın: 90 yaşındaki cumhuriyet kurum ve kuruluşlarıyla 11 yıllık zaman diliminde AKP tarafından tüm ortak değerleri iç edilmiştir. Ülke toprakları adeta bir düşman işgaliyle karşı karşıya bırakılmıştır. Bu süreç, bu ülkenin sanatsal alanındaki yaratıcılar için de 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinin faşist dayatmalarından, sansürden, yasaklamalardan, ötekileştirmelerden daha geride bir seviyededir. Ülkemiz sanatsal yaratıcılarının özgürlükleri gasp edilmiştir. Son dönemde yaşadığımız ve adına Haziran Direnişi denen, onurlu insanlığın ortaya çıktığı süreçle birlikte bütün bir ülke halkının üzerine yeniden bir korku örtüsü atılmaya çalışılmıştır. Bu süreçte sanat ve sanatçılar düşman ilan edilmiş, sanat kurumlarının içi boşaltılmaya çalışılmış, hem ülkemizin hem dünya insanlığının ortak mirası olduğuna inandığım AKM polis tarafından işgal edilmiştir. Bu bile başlı başına, karşı karşıya bulunduğumuz kara gücün sanat ve sanat alanlarına nasıl yaklaştığının bir ifadesidir. Evet, buradan bir çıkış vardır. Bu da yeni, özgür, eşit, tam bağımsız bir ülke yaratmak için birlikte dayanışma ruhunu yükseltmek ve gericiliğe karşı ortak bir mücadele oluşturmaktır.