Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 TEMMUZ 1999. SAYI 694 "Benim adım Sonsün, bizim oralarda bir çiçek ismidir. Çocuğum beş senedir cezaevindc. Bizim çocuklar kimlik için dağa gitti. Yoksa kimse gitmcz dağa, oralarda sürünmez. Okulda okuyordu alıp götürdüler. Kırk günde zor çıkardılarmahkemeye. Ben öyle çok bilmem, nerede okuyacaktı, ne olacaktı, bilmem. Bizim ccnazemiz bile yok. Bizim ki daha zor. Ev desen yok, çocuk desen, bir evden bir iki tane yok. Can hep bir değil mi? Amcamın üç çocuğu öldü, hem de evde öldürdüler, Sivas'taZara'da. Amcamın kansını da öldürdüler. ölenler yine hep fakirlerin çocukları... Onların çocuklannı öcalan öldurdüyse, bizim çocuklanmızı kim öldürdü? Biz banş istiyoruz. Ben şimdi sana soruyorum, böyle, bu kadar baskının içinde yaşayabilirmiinsan?" "Benim adım Şekernaz. Benim de oğlum cezaevinde yatıyor yedi senedir. Burada yakalandı.Tıp okuyordu. lyibirinsandır,başarılı bir çocuktur. Ben de istiyordum, bir masada otursaydı doktorluk yapsaydı... Bana soruyorlar, kaç çocuğun var diye, söylemiyorum. Çünkü altı tane var desem, belki eve gittiğimde hiçbiri kalmamış olacak. Benim daha önce altı tane çocuğum vardı şimdi üç tane, bilmiyorum onlar da sağ mıdır, ölü müdür? Iki çocuğumdan yedi senedir haberimiz yok. Biz işte böyle yaşıyoruz. Bizim birşeyimiz kalmadı, ne çoc uğumuz var, ne evimiz. Ben, kendine insanım diyen herkesten bize destek olmalannı istiyorum. Bu kadar kan akmasın,analarağlamasın. NePKK'lınede askeranası ağlasın. Terörist iki üç eşkiyadır, nerede yaşıyorlar, kimdirler bunu kimse bilmiyor? O çocuklar ne için dağa gitmiştir, kimse sormuyor? Kimseye tecavüz etmedi, hakaret etmedi, taciz etmedi... Diyoruz otuz bin insan öldü, yüz bin ölmesin. Biz ağladık diğer anneler ağlamasın... Madem ki kardeşiz, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Fırsatonlann elinde.banşı yannabırakmasınlar. Düşmanın bıçağının iki ağzı vardır, biri kendini bin de düşmanım keser... Bizkorkuyoruzyasonra,hapistekileri, çocuklanmızı da asarlarsa... Biz bütün insanlara banş istiyoruz. H a benim çocuğum ha senin çocuğun, ben ağladım, sen ağlama. Cezaevindekilcr için af istiyoruz. Biz acının içinde yaşadık, herşeyi biliyoruz, siz uzakta duruyorsunuz. Çocuğun, baban gözünün önünde işkence görse sen ne yapacaksın?" "... Benim adım Müesser. İki oğlum gitti dağa. Biri on sekizındeydi. Üniversitede, Laleli'de, tarih bölümünde okudu. Dayanamadı çıktı eve geldi, 'beni okutuyorsun ama sana yemın ederim bulerin okullarda yeri yoktur, ben okuyamıyorum anne' dedi. Yazardı, fotoğrafçıydı, televizyoncuydu. O köstebek yaşantıyı, o dağdaki yaşantıyı kim ister? Kimse istemez, hayvanbile istemez, çünkü orası yaşantı dcğildir. Tercih etmiş, o güzelimdünyayıkimbırakıpdağagitmiş. Demek ki ölümü göze almış. Niye? Herşeyden mahrumkaldığı için... Burada dörtkezgözaltına alındım. Oğlum öldürüldü, on sekizinde dağa gitti, yirmi ikisinde öldürüldü. Biliyorlar, gelip oğlumu soruyorlar bana, evimi anyorlar. Oğlum senin elınde ölmedi mi? Ben beş yıl gözaltında kaldım evimde, her akşam güneş battığında soruyordum, acaba güneşi görebilecek miyım, sabah olacak mı? Sonra küçük oğlum... Nöbetçi oldum, gece gündüzetrafındadolaştım, gitmesin, başınabirşeygelmesındiye. Bir sabah ablasıyla beraber işe gitti, akşam gelmedi. Köyde, yedi yaşında götürdüler çocuğumu, on bir yaşındada...Oradankaçtım,burayageldım ama ne yaptımsa yine kaybettim. On bir yaşındaydı,özmüdürü 'terörist' diyordu. Çocuk telefon edip ağlıyordu, 'annc' diyordu 'eşkiya nedir, kimdir, beni eşkıya çağmyorlar'. 250 çocuk okuldan kaçmış, 'bırak bendeeve geleyim' dedi oğlum, ben izin vermedim. Zorla okuttum çocuğumu, kaybettim. Bir oğlum da asker benim... Nedir bu işkence, ben nasıl dayanınm? Bizim hiçbir yerde yerimiz yoktur. Benim tek varlığım çocuklanmdı, onları da kaybetmişim. En iyisi kendimi de imha edeyim.Bizmemleketimizedönmeyi istiyoruz, çünkü burada yerimiz yoktur, ne işimizvardır.nehayatımız... Yalvanyorum, bize yol versinler bir an evvel yalvanyorum, köyümüze dönelim. Çok çekmişız, hâlâ da çekiyoruz. banş olsun. Bütün annelere sesleniyorum, artık banş gelsin. Bütün acılan biz anneler çekiyoruz. ölenler kim, yoksul Kürt ve Türkler'in çocuklan... Biz de çocuklanmızı yoksulluktan büyüttük, okutacaktık, kaybettik. Biz anneler hep ağlayacağız, gözümüzünyaşıhıçdinmeyecek... Yeter artık Asiye. "Çocuklanmız sizin de çocuklarımz..." kanıkanlayıkamasınlar... "Benim adımNuriye. Benim bir oğlum dağa gitti, öldürüldü. Batman'dakaynımı öldürdüler, eşinc dc eziyet ettiler. Kahveye girdiler, adına devrimci kahvesi diyorİardı, gelişi güzel ateş etmişler, orada öldü kaynım. Birkaynım da Bingöl de öldü, o da sivildi. Oğlum da lise okudu, izmir'c gönderdik, sınavagirdi, kazandı. Döndü çünkü paramız yoktu okutmak için. Bir kaç ineğimiz vardı, dedi ki, 'bunları sat beni okut'. Satsaydık, bu kez aç kalacaktık. Oğlum sabah çıktı çarşıya gitti, bir daha da gelmedi. Dağa gitti iki yıl kaldı, sonra bir köye döndü. O köyde ajan varmış, ilaç verip yakalamışlar. Köyün dışına çıkanp öldürmüşler. Ölüm haberini oh gün sonra aldım. Binlerce insan biriktı, herkes gıtmek istedi, izin vermediler. Üçer kişiye izin verdiler, babası ve dayıları atla dört saat yol gittiler. Oğlumun parçalannı torbalanniçinekoymuşlar,katırlannsırtına yükleyip, Tatvan'da bir köye getirdiler. Bana 'bu senin oğlun değil, Ermcnı' dedi Rahime. Kıu göğsünde kurşunla cezaevinde... ler, 'sünnetsiz'. Dedim 'oğlum'. Bana beş tokatvurdular,'senyalansöylüyorsun'dedilik istiyorum." ler. Camıye götürdüler yıkamak için, su ver"Benim adım Asiye. Biri erkek altı çocumediler, elektnği kestiler. Sonra bu fotoğraf ğum var. Oğlum doktor, bir kızım edebiyat çıktı işte gazetede... öğretmeni, diğer kızım da gazetcciydi. Bir kızımda ünivcrsiteyi kazandı, kayıtyaptıraBen askere de ağladım, ben cenazelcri madı. Çocuklanmın hepsi işkenceye alındı. seyrcderken time, polise askere de ağlıyoŞimdi bir ufak çocuğum var, o da yanna kalır rum. Ben yine banş istiyorum, yine kardeşmı belli olmaz. Doktor olanın cenazesini almışım, o da üç ay sonra dere kenarından çıkarıp getirdiler, kurda kuşa yem olsun diyebırakmışlar,zorlaçıkarttırdık.Kmmın da ölümünü haber aldık, fotoğraftan tespit ettik ama bize vermediler. Başvurmadığımız yer kalmadı hatta içişleri bakanlığına başvurduk ama bize vermediler. Diğer üç tancsinden hiç haber almıyorum. Sadccc benim çocuklanm değil, gidenlerin hepsi parlak çocuklardı,hepsi doktor, hakim, olacaktı. Kimse haksızdır demesin, istedikleri kardeşlikti, haklanydı. Butopraklariçinbirliktesavaşmış,birlikte kazanmışız, sonra da bizim dilimizi ağzımızın içinde tutmuşlar. Anne olarak, bizim y aramızın ilacı barıştır. Adalet, adalettir, terazi eşittir ama maalesef tek tarafa çalışıyor. Bizim de hakkımız var, biz de anayız. Anneler orada dertlerini anlattılar, konuştular. Sızin çocuğunuz bizim kardeşimizdir. Biz de anayız, biz de çocugumuzu kaybettik. Neden çocuklanmızı öldürüyorlar. Çocuklanmız acaba ne ıstediler? Kimlik, dil, kültür istediler, vatan ikimizın vatanı, bizde özgür olalım dedi ler, ölüm mü hakettiler, asmak mı hakettiler? Çözüm mü bu? Bu ateşi söndürsünler, gürleştirmesinler. Insanınelindedırbu. Bu hakaret başkalannın başına gelseydı, benim oğlum yapsaydı, ben hakkımı helal etmezdım. Kim olursa olsun bubarışael uzatsın. Asmakla kesmekle olmuyor... Asmak kesmek olursa yüz mılyon insan gider. Yazıktır.Türk gencine de yazıktır, Kürt gencine de. Yani biz, herşey kardeşçe olsun, akan kan dursun istiyoruz. Çocuklanmız sizin de çocuklannızdır." Rousseau'ya göre insanlar doğuştan iyiydi. Moravia'ya göre güçlünün zayıf üzerindeki zorbalığını kural olarak benimseyenbirtoplumancakkatilleryetiştirirdi. Kimileri için bir parça boyalı şekerdi banş, dilin üzerinde taşınan, çok uzaklardan duyulan bir kırbaç şaklamasında yutulmaya hazır. Gövdesızdi, iki raket arasına gidip gelen hay al topuydu, kavaldaki son nefesti sürüyütoplayan... Varsın başkalan uçursundu güvercinleri, onlann banşı yüreklerindeki paslı kuştu.^ Banş istiyorlar, Rahime, Sonsün, Şekernaz, Müesser, Nuriye, Asiye... "Biz ağladık, başkalan aglamasın" diyorlar, "Bizim çocuklanmız öldü, başkalannın çocuklan ölmesin". Bu yüzden şimdi banşı istiyorlar. Güvercin paslı bir kuş olmasın diye, varsın uçsun diye... Nuriye. Bir oğlu, be$ kaynı öldü. Herkes için ağlıyor, için barış istiyor...