24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13ARALIK1998. SAYI664 niTürkiye'deuygulamayabaşladık. Ogiindcn itibarcn y urtdısjnda uygulamaya girdiğini gördüğümüzheryeni tekniği kullanmayaçalışıyoruz." lster istemez dünü ve bugünü karşılaştinyorOkan: "Baijladığımızda 15 stüdyo vardı ama günümüzdc bırkaç stüdyokaldı. Birkısmı kapandı, bir kısmı da faaliyctlcrini kısıtlamak zorunda kaldı. Çünkü teknolojiye ayak uyduramadılar. Biz yaptığımız işlerin yan alanlarını da stüdyo içcrisinde tamatnlamak için hem yatay hcm de dikcy gelişmeyi sağlamayaçalıştık" Fonofilm diğer altyazı stüdyolarından farklı. Çünkü buradasadece altyazı yazılmıyor. 35 mm negatifve 35 mm pozitifbaskı işlemleri, dublajlar, kısacası ycrli film yapımındakiheraşamavar. Lazerli altyazı uygulamalarının nedenlerini, "Ben bu işe girerken yazılar klişey le değil de lazerle basılsın diyegirmedim. Yıllarca film seyrettim. Bir sinema seyircisiyim, sinema eleştirmeniyim. Bugün artık büyük filmler Türkiye'yc gcliyor. Bu filmleri scyredecek insanlar eskisine oranla daha konforlu sinemalarda seyrediyorlar. Bunun için altyazı kalitcsinin de mutlaka düzelmcsi gerekirdi. Buşekildeyolaçıktık." diyeanlatıyor. lüyor. Video kaset, video kasetlc is. lem yapabilecek bilgisayarlı bir ortama getiriliyor. Filmin altyazı yapılacak konuşmalan dil bilcn.bir teknisyen tarafından izleniyor. Her konuşmanın çevirisi için görüntünün üzerindekı time codc denilen göstergelerle, görüntünün neresinden neresine kadar hangi konuşma çevrilecekse o işaretleniyor. Bu işaretleme işlemine spotting diyoruz. Spotting'den liste çıkarılıyor. Liste bilgisayara aktarıldıktansonradisketekaydediliyorve çevirmene gönderiliyor." Öyleyse çevirmenin, çevirmenlikten öte bilgilerle dc donanımlı olması gerekiyor. Okan "Evet" diyor ve ekliyor: "Çünkü yazılan altyazılann okuntnası için bellireferanslarveriliyor. Bunun için çeviri tekniği bilen bir çevirmenle çalışmak önemli. Çevirmene gidendisketgerigeliyor. Tekrar aynı kaset üzerinde görüntüler izlenerek zaman zaman değişiklikler yapılıyor. Çevirmenaynı zamandaiyi birredaksiyonadasahipse düzeltmeler yapıyor. Ondan sonra bu yazılar görüntüy le senkron olarak yazılmış oluyor. Bundanda bir liste çıkarılıyor. Bubir video kasete yazılıyor. O video kaset lazerle basİcı yapan ma, kineninbilgisayannagiriyor. Sinema filmi de aynı uzunlukta olduğu için sinema filmi geçerken time code verilerine göre baskı yapılıyor." Lazerlebaskı yapılan odada, baskı makinesinin yeş.il ışığı yansıyor yüzlere. Masalann üzerinde sadccc bulunduğu yeri aydınlatanveçalışmayıkolaylaştıranlambalar. Masanın başında 25 yaşlannda bir adam işine konsantre olmuş çalışıyor. "Şafak ne yaptığını anlatır mısın?" Şafak yerinden kalkıpheyecanla ne yaptığmı anlatmaya başlıyor: "Düzenlemeleriana bilgisayara aktanyorum." Makinenin çıkardığı sesten konuşulan hiçbir şey anlaşılmıyor. Odadan çıkıyoruz. Hemen karşıdabaşkabirkapı. Burası filmlerin yıkandığı ve temizlendiği oda. Odanın işlevini anlatıyorOkan: "Film yıkama, negatifve pozitif kopya işlemleri buradayapılıyor. Film lazerle oyulduktan sonra kalan kırıntıları temizlemek gerekiyor. Makine, baskısı yapılan film üzcrindeki lazer pisliğinisiliyorvevakumlakurutuyor." Fonofilm'in küçük birbahçeside var. TuncanOkansürekligclişmciçindcolduklarını söylüyor vc ekliyor. "Burası bir marangoz atölyesi gibi değil, bir mobilyacı dükkânı gibi çalışmalı. Yapabilmek için bu ışı sevmck gerekir."^ BASKENT GUNLERt Şiirler ve resimler MÜŞERREF HEKİMOĞLU imi zaman tepede kar buz, güneş hiç pariamıyor ama eteklerde bahar, birlikteliğin güzelliğini yaşıyor diplomat eşleri. Güzel bir dayanışmayı sergiliyor. Devlet konukevinde düzenlenen kermes son örnek buna. Bakanhğın tüm kadınlan, içerdekiler ve dışardakiler bir araya geldi o gün. Uluslararası bir pazar oluştu salonlarda, takılar, kumaşlar, porselenler, heykeller, tablolar, her şey zarif biçimde sunuluyor. urnegin bir sanat kahvesi var, tablolar, heykeller seyrederken nefıs böreklerie çay ve kahve içiyor konuklar. Her olayda lokomotif kişiler var kuşkusuz. Onlar yoksa olay yaşanamıyor. Lokomotif olmak da kolay değil elbet, uzun soluk istiyor her şeyden önce. O solukla hızlanıyor tüm vagonfar. Güzel bir rastlantı, DMEDD hızlı bir dönem yaşıyor şimdi. Ortak bir soluğu yansıtıyor tüm çabalar. Ortak bir amaca yöneliyor. Gündeminde eğitim var şimdi. Birkaç çocuğa daha iyi bir öğrenim sağlamak, parasal olanaktan yoksun öğrencilere burs vermek. Karanlığı delmek için bir damla ışık sözün kısası. Günlerce, gecelerce çalışıyorlar, elişi ürünlerde onlann da emeğı, yüreği var. Ağır ışçiler gibi çalışıyor, kermes iyi sonuçlanınca dınleniyorlar. İyi bir sonuç iyi bir yolun başlangıcı çünkü, aydınlığa doğru. Emek ve yürek verenleri içten kutluyorum. Talat Halman ı da içten kutluyorum. Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü'nde güzel olaylar yaşanıyor. Ecevitler, uzun yıllar elele... Soğuk bir Aralık akşamı da şiirsel saatler yaşandı, tepedeki camda, porselende. Dışişleri ailesinden konser salonunda. Bölüm başkanının Fügen Aktan'ın sergisinde de çıplak girişımıyle gerçekleşen bir olay. Çağn porseleni renklendiren güzel çabayı bırkaç gün once ulaştı şiirseverlere, Bülent seyretti konuklar. Yaratıcı gücünü küçük bir Ecevit'in başbakanlığı birden gündeme fincana, bir küllüğe, şekeriiğe yansıtan geldi, gelir mi, gelmez mi diye kuşkuya ellere saygı duydu. Usta ve çırak ilişkisinin düşenler de oldu ama geldi. Şiirden de güzel ürünleri var bu sergide. Vakit vazgeçemez. bulsam ben de çıraklığa soyunacağım, Fügen Aktan ile çalışacağım ama böyle Uzun süredir ilk kez gözleri parlıyor, mutlu uğraşlara vakit kalmıyor, sevgiyle izliyor, gülüyor Sayın Ecevlt. Coşkuyla, alkışlaria yazıyorum ancak. güzel yaşıyor şairliğini. öyle bir akşama az Mutlu bir olay, çirkinliklere karşın rastlanır başkentimizde, her şeyde şiirin güzellikler de oluşuyor her zaman. Resim gizemi var. Bir kürsüde Ayten Gökçer, bir dalındaki serüvenlere karşın yeni galeriler kürsüde Cüneyt Gökçer okuyor Ecevit'in açılıyor başkentimizde. ARTI Galerisi de şiirierini. Şair de saygıyla dinliyor, ayakta güzel bir artı resimseverlere. alkışlıyor, yanlarına gıderek kutluyor. Sonra Güne geceye, aya güneşe artı gibi da o çıkıyor sahneye. özsesıyle başka bir bembeyaz bir galeri. Duvarlarda da dönem soluk, başka bir boyut katıyor dizelehne. dönem resimler. İlk sergide yaşlı kuşak Rahşan Ecevit de izliyor ve gülümsüyor. sanatçıların yapıtlan yer alıyor. Sonra orta özellikle "Elele" şiiriyle güzel parlıyor ve genç kuşaklardan seçitler gözleri. Dediğim gibi, başkentte az yaşanır sergilenecek. böyle bir akşam. Toplantının özelliğini de, şiirin gizemini de güzel hissetti başkentliler. Sanatçıların yaşı olmaz dlyebilirsiniz elbet. Ecevit'e yönelen sorular ve yanıtlan da çok Doğru, ama yeniden doğanlar da var, ilginç bence. Türk Dili ve Edebiyatı dalında yerinde sayanlar, yıllann birikimini konuşarak bilgisini, kültür birikimini de renklerine yansıtanlar da. Çiçeklerinde yansıttı Sayın Ecevit. bahar da var sonbahar da. Kimi de erken Yıllarca önce Moskova'da, Puşkin kışı yaşıyor gençlik yıllannda. Müzesi'nde yaşadığım bir olayı Ne de olsa kışın sonu bahardır. ^ anımsıyorum. Çağdaş Türk resamlarının tablolan sergileniyor üst salonda. Başbakan Ecevit de, tablolann öyküsünü anlatıyor Sovyet Kültür Bakanına. Ressamlann yaşamı, dönemi, çalışma türü, biçimiyle ilgili aynntılar Sovyet Bakanı hayli şaşırttı ve sordu: Bu resim kültürü nerden kaynaklanıyor? Şiirden, edebiyattan söz ederken de şaşıranlar var ama kültür bir bütün değil mi?Bellı bunalımlar da sıyasal kültürden yoksun politikacılardan kaynaklanmıyor mu? Dahası şiirsiz yaşayanlardan, gökyüzüne bakarken yıldızlan görmeyenlerden! Karanlığı delmeyi umut edebilir miyiz onlardan! Tersi de var, konserierde, tiyatroda, balede, operada, sinemada ya da bir sergide güzellikleri paylaştığımız kişileıie de hangi dalda olursa olsun güzel diyaloglar kuruyoruz. Siyasal yaşamda da ortak konumda o kişiler. Yanyana gelince ortak dili var. Başkent karakışı yaşıyor artık, yapraklar doküldü, uçtu dallar çıplak, ama galerilerde bahar. Çiçekler, kuşlaıia bahan çağrıştınyor ressamlar. Kimi tuvalde, kimi tahtada, kimi Dışanya açılırken... 15 Temmuz 1997'de ilk lazerli altyazıyı yazmışlar. Evliliköpücüğü, CennetYolcuları, Cehennem Silahı 4, Melekler Şehri, Godzilla, DarkCity lazerli altyazı yazdıklan filmler arasında. Fonofilm sadeceTürkiye'de gösterimegiren filmlerin altyazılannı yazmak istemiyor. Yurtdışınadaaçılmaamacında: "Bu hizmetimizi yabancı ülkclerde de yapmak istiyoruz. Neden Almanya'da gösterilen tngiliz yapımı bir filmin Almanca altyazılarını yazmayalım ki! Fransa'da bunu yapamay ız. Çünkü yeterince firma var. Meselaltalya'da lazerle baskıyapan bir laboratuvaryok.Roma'dakibirfirmaaltyazılannı Paris'tekibirlaboratuvardayaptınyor. Lazer altyazı hizmctimizin ortaya koyduğu maliyct dcğisjklikleriyle cski sisternin maliyeti arasındaki farklarpiyasatarafindan nasıl kabul edilecek bunu merak ediyoruz. Ama bu konudabenpekümitlideğilim..." Lazerli altyazı yazılırken de filmin üzerindeki emisyonlu bölüm kazınıyor. Aınayöntemi daha farklı: "Altyazısı yazılacak filmin gclcn kopyalarındanbirimaster(birincikopya)olarakalinıyor. 35 mm'lik bir sinema filmi, telesine aleti yardımıy la bir video kasete dönüştürü Baskı makinesının çalışma hızt belirlenmeli, klişeler de iyi olmalı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle