Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
# # # "Kulak dudak olmasa YAZI: NEVİN ÜNALIN FOTOtfRAF: SF.VİL DOĞRUCÜVEN yunun bir parçasıydı sapan... Içel'ın küçücük kasabası Silifke'nin tozlu patika yollannda, gökyüzüne kanat çırpan kıışlan kovalarken, oyuna son noktayı koyan öldürücü bır sılah olarak algılamıyorduk kuşkusuz bu oyuncağı... Annesini çok kiiçük yasta kaybetmişti.9çocuklukalabalikbirai!cyc aitolmanınyaramazkıpırtilannıduyuyordu içinde. Takıp edilmediğinden çok emin olduğu bir sırada anahğının sesiyle irkildi bir gün "Doğaaan, yapma be oğlum onlar da bir can ta:»ıyor!" Şunun şurasında ufacık birku$tu vurduğu... "Ufacık bır kuş be ana" dedı kcndinı savunarak "Oğlum canın büyüğü, küçüğü olur mu?" Olur muydu canın büyüğü, küçüğü.. Doğruydu da nc bilsin, bütün kasabanın crkek çocuklarının elindc gezen sapanasahipolmakıçınbırağacındalınıkcsıp lastığı geçırdığınde, bır 'can'ın değerini düşünmekten çok uzaktı anıa analığı ile aralarında geçen bu konuşmayı hiç unutmadı DoğanCüceloğlu... "Doğada 'bız'ın ıfadesı, cn ufak böcekten, cn büyük balınaya kadar, cn kiiçük yosun parçasından.enmuhteşemçınarağacınakadarherşeyinaynıönemıtaşıdığıbirilişkılcr ağıdır". Prof. DoğanCüceloğlu'nunyayımlandığında çok kısa bır süre sonra 17. baskıyaulaşan"lçımızdekıBız"adlıkıtabındakı bu sözleraklagelıyor, Cüceloğlu ohıçunutamadığı anısını aktarırkcn Lisesı olmayan Sılıfke'nındarolanaklanndan kurtulup, okumak ıçın sürdürdüğü mücadeleyi anlatırken, Ankara'da, Kırklarcîrndeağabeylerininyanındageçirdıği/orlu liseyılları, l.Ü. Edebiyat Fakültesi Psikolojı bölümündekiünıversıtedöncmi,onunelindentutanhocalan.arkadaşlarıveUnıversity of Illınois^'hampaignUrbana'dadilpsikolojisi alanındaki doktora yılları, l.stuııbul, Hacettepe, Boğaziçi üniversitelerindeki öğretimüyeliği yılları, ögrencilenyle olanılişkileri, Fulbright Araştırma bursuyla sevıncı vardır. Unutmayın ki, 'Kı^ınin geleccktekiumudu,onunı5imdıkıgucününkaynağıdır. Hayallerınden kendını ayıran cam bölmcyı kaldıracak güç, her insanda vardır. Yeter kı insan, kendı ıç dünyasının muhteşemliği vesınırsızgücüilctanıijsın." Cüceloğlu'nuçoğumuz"tçimizdckiÇocuk"adlıyapıtıylatanımıştık.Oda çok kısa sürcdeçok baskı yapmışbırkitaptı. "Tiirkıye'yegelıpiletışimilişkileriüzerıneyazdığım kitapları bastırmakta, başlangıçta bü Profesör Doğan Cüceloğlu, kitaplanyla da bireylere ulaşan bir psikolog. "Türkiye'de hiç kimse tabancasının menzili içinde hareket etmiyor. Herkes memleket meselesi üzerine konuşuyor. Kişilerin, birey olarak tabancasının menzili 150 metre, memleket meselesi ortaya çıktığında ise 3500 metre" diyor. ABD'yegidip22yılkaIdığı,profesör olarak görevyaptığıCaliforniaStatcUnivcrsity'dcki hocalık yılları (ki halen sürüyorbugörevı),Türkçevelngılızceyayımladığıkitaplar hızlıçekilmişbirfilmşeridigibikısacümlelerlegeçipgidiyorönümüzden. Sonkitabındakisunuijyazısındancümlclerıseonunyaşamındakisomutgörüntülen,bambaşkabır güce, enerjiye ve boyuta taşıyor: "Hayallerini 'kendi gücü'ylegerçekleştircbileccğinc inanan insan şcvklidir, inançlıdır veyaijama yük zorluklar çcktım. Hıçbir yayınevi yayımlamayayanaşmadı," diyor gülerek. Şimdi Cüceloğlu ıletışim üzerine bir etkinliğedaha imzasını atıyor. "insan Insana" adıylaolu^turduğubırgrupla,!jirkctlcrciletişimkonusundaeğıtımsemineri verıyor. Bu semınerlerde şırketin odacısından, genel müdürüne kadar herkes seminerden geçiyor. "İnsan" faktörünü, kendi bilimscl çalışmalarındanyolaçıkarak,naMİdahaiyıbirdüzeyc gctırılebıleceğıkonusundaenaltınıçizdiği fikır!juoluyor:"lçımi7dckı BızıNasılUyandırabılınz''1" "Ben" değıl "Biz" bılincı ilc hareket etmenınba!jandakipayı.."lçimizdekı Biz"eulaşınanınyolları.. Bunları öğrencilerine aktarırkcn, i^ hayatıyla, özel hayatı bırbirinden soyutlamıyor. Insanın gcçmışıyle, yaşadıklanyla, sosyokültürcl düzeyıyle, ailesıyle, ılişkiieriyle, dostluklarıylabırbütün oluşturduğunu ve bu bütünü olu^turan her ayrıntının, dengeyi sağlayan vcya bozan öğelertaşjdığınıhatırlatırken,bızbılıncıyle hareket etmeyen bır ınsanın yaşadığıikılemleri,bunalımlan,saplantılanörneklcmeler halinde sunuyor. Dcrs vcrirken kendiya^amı, anılarıyla, sınıftaki kişilerin hayata bakışları,yanıtları,verdığibirörneğcakılyürütmelcri, düşünce ve duygularını, her şeyi derse katıyor. Istıyorki.yanıt kendi içdünyalanndan yükselsin... Farkına varsınlar... Kitaplanndadabutarzlayaklaşıyorokura. "Çünkü farkına varmış insan değişmış bır ınsandır" diyor kısaca. Kronos ve Kalros "Eski Yunanca'da zaman için iki kelime var: Kronos vc Kairos. Kronos, kronolojik olarak zamanıntanımınıyapar;yanibirbirini takipeden saniye, dakika, saat, gün ve aylardan söz eder. Kairos zamanın içeriğını, ortaya çıkan düşüncc ve duyguların kalıtesını ifade eder. Bu ayırımın insan yaşamında önemi varmı? İnsan ilişkilerinin kalilcsi kairos zaman türüylebelirlenir. Otuzyıllıkcvliliklcr kronos bakımından gerçekten otuz yıllıktır;takvımonubelırtir. Ama,otuzyıllık evlilik, kairos bakımındanboınbo^olabilir.