Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARALIK 1998. SAYI 664 Bazen,"Kişiyebak;otu/yıllıkcşınc,bıryıl önce tanıştığı kadını/crkeği tercih etti' dedikleriniduymuşsunuz. Biryabancıylabirlikteyapılanbirkamping,biryolculukyada alınan bir seminer, eğer kairos türünden zaman dolu dolu yaşanmışsa, iç dünyalann paylaşımına ve insanların yakınlaşmasma neden olabilir. Eğerinsan kronoszamanakoşullanmamışsa,ilişkilerinde kairos türünden zamana körleşiyor. Cüceloğlu, "Içimizdeki Çocuk" adlı kitabında; hayatın akışı içerisinde yetişkin olma rolünc itilmiş, ezilmiş, kıstırılmış bircylcr olarak, oçocuksesimizi,duyarlılığımızı,saf merakımızı,koşulsuziçtenliklerimizi,belleğimiz unutuşa geçse de; o çocuğun yüreğimizinderinliklerindevarolduğunuhatırlatıyordu bize. Onunla barışık olmanın, sesine kulak vermenin, kendi bireysel tarihimizin sosyokültürel dokusu içindc, iç ve dış dünyanın ahcnkli bir dengeye oturmasında ne denli önemli olduğunu anlatiyordu. "tçimizdeki Çocuk"tan, "tçimizdeki Biz"e ulaşan bu kavramsal düşüncede, kitaplarının adı bizi birkalabalığadoğru çekiyor. O kalabalıgın içinde insanın kaotik, karmaşıkyapısıortayacıkıyor. Bukarmaşıklığın içinde, belki de birden fazla karakterin içerde cirit attığt, bir iç yapı var. Gerçekten içimizokadarkalabalıkmı?Eğeröyleysebu kalabalıgın içinde o saf, rafine çocuğun sesini nasıl duyurabileceğiz? "Önce gittikçe benim için şu belirgin hale geliyor; hakikaten insanın ıç dünyası, şu gördüğümüz, dokunduğumuz, kokladığımız, duyduğumuz dış dünya kadar karmaşık özellikli.Bualdatıcı bir gerçek! "Neden aldatıcı?" "Çünkü iç dünyamıza baktığımız zaman, herşeyi mikroskobik olarak görüyoruz. Kızgınsak,oandaki7gınlığımızıgörüyoruz. Bizim muhteşem mutluluk potansiyellerimizinfarkınavaramıyoruz. Mutluysako an sadece mutluluğumuzunfarkındayız. Halbuki bir Hitler gibi cani olabileceğimizındepotansiyeli variçimizde! Böylelik. le mikroskobik olarak ufak ufak bakarak iç dünyamıza ulaşıyoruz. Kalabalık sözünü kullandınız gerçekten bu çok yönlü, çok karmaşık birmatris ve bunların farkına varıldığı anlamda diyorum ben; dış dünyanın anlamı olmayabaşlıyor." "Her şey 'farkında olmak' sorunsalının üzerine oturuyorgaliba?"Muhteşemolanaklarla donatılmış bir iç dünyamız var. Ne zaman ki insanlar, kendi iç dünyalarının tüm girdisini,çıktısını,hertürlüşeyiöğrenir,evreninsırlarınıdaöğreniroanda..." "Hayatın gizeminııçımizdearamalıyızo zaman, dışdünyadadeğil! Neden busırlara değemiyoruz? Bu çok ınu zor?" "Aslında bizim tasavvufgelcncğimizde varbu. Yunus limre'nin sözünü hatırlaym "Bir Ben var benden içerü" der Emre... Hız bu kavrama hiç yabancı değiliz aslında... Neden zor? Çünküzorlayıcılığıyok. Bubirkaçnedenden birisi. Yaniiçdünyasının hiç farkına varmamış kalıplanmış insanla, iç dünyanın farkına varmış, evrenin sırlarına varmış, bir insanın dışgörünümündehiçbirfarkgöremezsiniz. Hakalıplanmışbir insan, hagelişmişbir insan. Günlük hayatını devam ettirir. Ancak konuşmaya başladığınız zaman düşüncclcr, duygularçerçevesinde aradaki farkı görebilirsiniz. Ikincisi Benınerkezciyapımız.. Bizim efendilcrimiz;egolanmız... Bilincimiz, irademiz, vicdanımızdeğil.Hgosukuvvetli insanın yaşamabiröğrenci tavrıylayaklaşması imkânsı/dır. "Bcn bilirim" tavrıyla, egosıınusüreklikuvvetlcndırcnbirinsanın yaşamdan öğreneceği hiçbir şey yoktıır. Halbuki yaşam denilen şey aslında muhteşem olanaklara sahip bir öğıcnmc orlamıııdun başkabırşeydeğıldir. Küçücükbirçocuktun bileöğrcncccğımi7çokşey vardır. Kalıplarımı/a, dış dünyanın bi/e verdıği unvanlara yapıştığımız zaman, içdünyamızdaki güzelI iklerin farkına varmadan hareket ediyoruz. Öğrenmepotansiyelimizyanımızdanuçup gidiyor. Neden zor iç dünyalara merhaba demek! Çünkü biz gerçek anlamda, kim olduğumuzun farkmda değiliz!" ğe doğruduyulan kaygının, ınsanı karmaşık bir yapıya iteceği muhakkaktır. Bazı toplumlar, ailelertanıamıylabugereksinmeler üzerine odaklanmış olabilir ve o zaman, o toplumda yetişen birey tamamıyla"materyal bir varlık" olarak mücadele içindc olur. Amabakıyorsunuz, insanın birgereksinme küresi daha var. öğrenen, araştıran, kurcalayan, başkaldıran varlık. Hayatını tehlikeye atıyor öğrcnmek için. Araştınyor, öğreniyor, öğretiyor.paylaşıyor. Diğer bir gercksinme ki, buna 'gönül gereksinmesi' diyorum. Dostluk, arkadaşhk, yakın olmak, özleme ve özlenme üzerine kurulmuş bir hayat. Her şeye anlam veren bunlar oluyor, o insanın hayatında. Dördüncü gereksinme; bazı insanlar için hayırla anılmak önemli. Insanda bunların hepsi var mı? Var. Ama çocuk doğduğu zaman hangi merkezli bir ailede ve nu oldukça iyi başarmışlar; Bazı uilcler, bazı dinler bunu başarmışlar. Bu denge kavramının dördünü de dengede götürebi liyorlar. Hiçolmazsa 'farkına varma' konusunda." Gelişmekte olan bir toplumun bireyleri olarak sizce en büy ük yanlışımız nedir, sorusunu şöylc yanıtlıyorCüceloğlu, "Türkiye'de genellikle gördüğüm bir aksaklık var. Hiç kimsetabancasınınmenzili içinde hareket et' miyor. Herkes menıleket meselesi üzerine kafa yoruyor, konuşuyor ama birey olarak sorumluluğunun farkında dcgil. Birey olarak tabancasının menzili 150 metre, memleket meselesi 3500 metre. Her insanın değişik durumlarda, rollerde tabancası vardır. Bu öyle birtabancadırki, ancak hedefi içinde kaldığı zaman büyüyebilir. Sizbankaşubeyöneticisiyseniz.şubeyleilgilibirşeyleryapabilirsiniz.öğretmenseniz.sınıfınızlailgilibirşey Anam babam ne der? "Sonuçta çoğu insan bunu diyemiyor? Neden?" "Çünkü bütün sosyal yaşam ve kültür egolar üzerine kurulmuştur. Bir profesör böyle yapar mı? Kadın şunu yapar mı? Erkek böyleağlarmı? Elalemne der? Anam babam ne der? Bütün sistemi ego değerleri üzerine yerleştirmişiz. Ben çoğıı ana babanın çocuklarını eğitirken, yetiştirirken çocuğun duygu, düşüncelerine göre hareket etmediğine tanık oldum. Çocuğun hayatı hakkında bir karar alınırken bile, başkalannın düşüncelerine endeksli kararlaralınıyor. Buegosisteminden ötürü amacımız sadece sonuçlar, başanlareldeetmedenibaretkalıyor. Aynadakendimize, kendi gözlerimizlebakmayı öğrensek, bunun öneminin farkına varsak iç dünyamıza olan yolculuğu gerçckleştirebiliriz." Dış dünyayla ilişkimizi sadece diğer insanlarlaolanilişkilerbazındaalgılamamamızgerektiğinisöyleyenCüccloğlu'nagöre; kaotik gibi görünen sırlann, gizlerin içindeki hayatta, doğada aslında her şey birbirine birnedenselliklerzinciriylcsımsıkıbağlıdır. Hayata ne yayıyorsanızcnerji olarak, onu bir şekilde gerialırsınız. "Içimizdeki Biz" kitabının bir bölümünde bu nedensellik zinciri ileilgiliSO'liyıllarınsonundapopülaritekazanan "Kaos Tcorisi"ne yer veriyor Cüceloğlu. "Bu teorinin ileri sürdüğü tez oldukça ilginçtindünyadakitümnesnelerbirbirineo kadar bağlıdırlarki, örneğinÇin'dekibirkelebeğinkanatçırpışının.atmosferdeyapacağı etki, iki gün sonra ABD kıyılannda sert bir tayfunolarakhissedilebilir(ChaosMaking A New Science, James Gleick, Penguin Booksl987)"Kaos"adıaltındaTÜBlTAKYayınları tarafından Türkçe'ye çevrilen bu kitaptan alıntıladığı buteoriye atıfta bulunarak "Içimizdeki Biz" kavramını tanımlıyor: "Kaos Teoremcilcrinin başlangıç durumuna hassasbağlılık olarak bcnimsedikleriözcllik, temelde evrensel boyuttakı bir bütün içinde her şeyin herşeyietkilediğive birbirine bağlı olduğu varsayımını doğal olarak benimserki;buda'Biz'kavramıdır." Gerçek güç kaynağı Bu kavramı, toplumsal bazda algıladığımızda birey in önemi de ortaya çıkıyor. Cüceloğlu bunu kitabındaşu vurucu cümlelerleaçıklıyor"(îerçekgüçkaynağını vurgulamakistiyorum: BırTek İnsan... Birtckınsan bir aileyi, bir tek insan bir şirketi, birtck insan bir ulusu, bir tek insan tüm dünyayıetkilcmcgücünesahiptir. Dünyatarihibununörnekleriyle doludur" derken bir Çin atasözüne de yer veriyor kitabında "Binlcrce kilometrelikbiryolculukbirtekadıınlabaşlar." Banşın, sevginin, özgürlüğün egemen olduğu birdünyada yaşamak her bireyin özlemi. lyiyi, güzeli, doğruyu bilmemizc rağmen neden hayata geçiremiyoruz? Neden yaşamı çekilmez hale getiren ögeler, dayatmalar, kötülükler.savaşlardahabaskın çıkıyor'? Yoksa özümüz barbar da, kültürcl yapıyla mı bizon iyileştirme yoluna gidiyoruz? "Busorularınız'İnsan Nedir?*e geliyor. İnsan kendi algılama sistemi içindc, kendisine ne anlam verirse oclur; benim gördüğüm kadarıyla. İnsanın dört ana gereksinmesı var yaşamda. Bu dört gcrcksinmedc de bireyletoplumılışkisiriniimü/eçıkar. Birincisimateryal gereksinmesı vardırbırcym. Yeme, içmc.ısmma.cinscl yaşam. Bunların kcndine özgü muazzam bir diııamiği var. Bunların yaşanması vedengelenmesi lazım. Geleccklc ilgılı güvenduygusu hadiscsi var. Gelece Doğan Cüceloğlu: "Binlerce kilometrelik bir yolculuk bir tek adımla başlar." kültürdedoğmuş. Bu önemli! Bu muhteşem olanağı geliştirebilirsin de, dutnura uğratıp 'kötübiryaratık' halinedegetirebilirsin. Bu gereksinmelerin hepsi muazzam bir dinamizmdirvehcpsiningiderilmesigerekir. lştc bu noktada kültürün önemi ortaya çıkıyor. Annebabaçocuğuna muhteşem bir olanak olarak baksa, onu nasıl geliştirebi lirim kaygısında olsa, yönetici, memuruna bu gözle baksa, 'ben bu kişiyi nasıl sıçratabilirim' diyebilse, dayatmacı, davranış değiştirici tutuın yerine, zihni yapıyı, paradigmalan yönetebilsek, kalıplarımı/dan sıyrılıp, benmerke/ci yapıııın yerine bilincimizi, irademızı, vıcdanımı/.ıdevreycsoksakdahagüzel bıryaşam bckliyorbizi.. Şimdi bu acaba hiç değişmiş mi dünyada? 22yıldııyurtdışındayım. Bazıtoplumlarbuleryapabilirsiniz.Aileniziçinbirşeyleryapabilirsiniz. İnsanlar kendi menzili içinde kalmaya özen göstererek faydal ı olmaya çalışsalar, memleketin 3500 metre ötede duran sorunu, daha yakına gclebilir mi? Bunu bir düşünsünler! Herkes menzili içersınde yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışsa sorun biter. Birvücutdüşününki;hücrelerinhiçbirisi, kendi fonksiyonlarını yapmak istemiyor. Gözdiyorki,bcnbeyinolacağım. Kulak diyor ki dudak olacağım. Ondan sonra da diyorlarki.buvücutniyesağlıksız!" "Vi/yonuolnıayaııkişigeçmişinetkisialtında şimdiyi kullanır vc geçmişin aynısı olan bir gelecck yaratır" ılıyen Cüceloğlu'nunsöyleyccekçoksö/ü var. 'Sapan'dan 'tabanca'ya uzanaıı o yol, bunu kanıtlamıyor mu?4