22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D OĞADA YAŞAM Haldun Aydmgün R ASGELE Raif Ertem Kemer heyecanı T imur Daniş önümden yürüyüp gitmişti, arkamı dönünce Iskender'le göz göze geldim; endişeyle bana bakıyordu. 24 kişilik yürüyüş ekibinde belli bir dağcıhk iddiasında olan bir tek ikimiz vardık. Timur'un peşinden birkaç adım daha attım, Kemerburgaz yakınlarında Mağlova kemerinin üzerindeydik ve güya Alibeyköy Barej Gölü'nün bir kolunu bunun en üstünden yürüyerek geçecektik. Timur ve Engin iyice uzaklaşmışlardı. lleride boşlukta asılı gibi duruyorlardı. Kendileriyle ilgili daha gerçekçi düşüncelere sahip diğer 20 yürüyiişçü ise kemerin içinden geçen nefis bir yola doğru iniyorlardı. Kemerin üstünü bir dam gibi boydan boya üçgen bir yapı kaplıyor, sadece iki yanda 30 cm genişliğinde bir eşik kalıyordu. Bu eşiğin üzerinde gidilmesi gerekiyordu; ama benim şimdiden başını dönmeye başlamıştı. Biraz ileride gölün üzerinde neredeyse 40 metreye ulaşacak olan yüksekliğe pek dayanamayacağıma kanaat getirip geri döndüm. Iskender'in yüzü aydınlandı; dönmeme pek sevinmişti, artık onun da o sırat köprüsünden geçmesine gerek kalmamıştı. Aşağıda bizi yürüyüşçüler neşeli takılmalarla karşıladılar... Kemerburgaz yakınlarında, Mağlova Kemeri'nın uzerındeyız. Birazdan herkesın başı dönecek... Yürüyiişçü dostum Timur Daniş geçenlerde Kemerburgaz'a bir gezi düzenledi. Biz de peşine takılıp gittik. lyi bir araştırma yapmıştı ve çağırdığı insanların büyük bir bölümü Anadolu yakasından geldikleri için de bulusnıa yerini Üsküdar Vapur Iskelesi olarak tespit etmişti. Sabah saat 8.00'de kalkan, motor irisi bir şehir hatları vapuruyla önce Eminönü'ne, oradan da Halic'in tüm iskelelerine uğrayıp Eyiip'e gidildi. Gezinin başlangıcınt bu şekilde denizden yapmak oldukça hoş olmuştu. Eyüp'ten ise meydanın arkalarında bir ycrlerden kalkan Kemerburgaz minibüsüne binip oldukça uzun bir yoldan bu ilginç yere ulaştık. Şehrin girişinde bizi Kâğıthane suyunun üzerinden geçen Egrikemer karşıladı. Merkezde minibüsten inip önce meydandaki kahvede bir çay molası verdikten sonra İstanbul Caddesi boyunca yürüyüşe başladık. Yol kuzeybatıya doğru şehirden çıkıp biraz alçaldı, uzakta Uzunkemer gözüktü. 1563 yılında Mimar Sinan tarafından Sultan Süleyman'ın emri üzerine yapılmış, 715 metre uzunluğunda gerçekten çok etkileyici bir yapı. Yürüyüşe başiadıktan 8 dakika sonra bir elektrik trafosunun bulunduğu noktada sola saptık. Ara sıra kamyonların geçtiği toprak yoldan ilerleyip tepeye doğru yükselirken bir İcez daha sola saptık. Yönümüz tam güney oldu. Gelirken hep Uzunkemer'e gideceğimizi düşündüğüm için bu sapaklarla neden ondan uzaklaştığımızı o sırada pek anlayamıyordum. Yola, darmadağın bir doğanın içinden aşağı yukarı son saptığımız yolu takip ederek güneygüneybatı yönünde devam ettik. Timur bile daha önce gelmiş olduğu yöreyi tanımakta güçlük çekiyordu. Çevredeki tüm meşeliğin kesilmiş olduğunu söylüyordu. Sapaktan sonra bir yirmi dakika bu şekilde yürüdükten sonra Alibeyköy Barajı'nın su havzasına girmiş olacağız ki çevremiz çok daha bâkir bir görünüm kazandı. Bir yirmi dakika daha yürüdükten sonra solumuzda Mağlova Kemeri'ni baraj gölünün pusu içinde gördük. Zaten yürüdüğümUz geniş patika da bizi dosdoğru oraya götürüyordu. (Kemerin tam yanından geçen büyük bir enerji nakil hattı, biraz önce sözünü ettiğim karışık arazide uzaktan yön bulmaya yardımcı olabilir.) Gördüğümüz tüm kemerler, Bizanslılardan kalan, Mimar Sinan'ın ve daha pek çoklarının ilaveler ve onarımlar yaptığı, tstanbul'a su getiren bir sistemin parçalarıydılar. Kuzeydeki Ayvat, Karanlık, Kirazlı ve Büyük bentlerinden suyu, eski tstanbul'a taşıyorlardı. Işin en ilginç yanı da tüm sistemin asırlardır, sonsuzluğa kurulmuş bir saat gibi çalışıyor ve görevini yapıyor olmasıydı. Gördüklerimize hepimiz hayran kalmıştık. Mağlova Kemeri'nin güney ucundaki bir patikaya girip sola doğru baraj gölü boyunca ilerlemeye başladık. Patika boyunca aralıklarla beton kapaklar vardı. Kemer'den çıkan su altımızdan ilerliyordu. Patika hemen dikene boğuldu ve son derece tatsız olmaya başladı. 45 dakika kadar boğuştuktan sonra bir vadi dönünıünde aşağıya, sahile güç bela inip kıyıdan devam ettik. 15 dakika kadar sonra da önumüze açılan bir yeşil alanla birlikte, sağa doğru giren baraj kolunun içinde Güzelce Kemeri'ni gördük. Timur, göl boyunca çalıhklardan devam etmeye kararlı gözüküyordu, ancak kemerin güney ucundaki tepeye tırmanıp bir an önce uygarlığa geri dönmeye onu ikna edebildik. Tepeye çıktıktan sonra kısa bir yürüyüşle de Gazi Mahallesi'ne ulaştık. 339 C numaralı bir halk otobüsü de bizi Eminönü'ne götürdü. Güle oynaya tempolu yürünebilecek bir doğa yürüyüşünden çok, tarih ve doğa ile mücadele gezisiydi. Baraj gölünün diğer kıyısının daha az çalılık ve yürüyüşe daha uygun olduğunu gördük. Her şeye karşın son derece zevkli bir etkinlikti. Tüm doğaseverlere Fikri Usta ikri Usta anlatıyor: Balabanlı Fikri Usta. Büyük Manda avcısı. Çulluğa çıkıyordum. Göl kıyiiina iııdim. Hayrettin'le Kahveci Mehmet'i gördüm. "Vazgeç" dediler. "Manda avına gidelim." Atladık sandala, Yayla lskelesi'nde indik. Yağmur öncesi sisli bir hava. Meşeler daha yapraklarını dökmemiş. Görüntü kapalı. Köpekleri saldık, aranıyoruz. Tüfek patladı. Bakındım. Hayrettin'i gördüm. Ağaca çıknıı;. O tarafa yürüdüm. Kahveci Mehmet altında duruyor. Göle doğru bakıyor. Ben de baktım. Manda! Yaralanmış. Suya yatmış. Kulaklarını kıpırdatıyor. 56 adım var yok. Atmadım. Yakın! Yabanın mandası. Kafası çamaşır kazanı kadar var. Boynuzlan yarım dünya... Geri geri çekilmek istiyorum. Yan taraftan Mehmet bir sıkı çekti. Hayvan can havliyle fırladı. Kokuya yönelecekti. Yanında beni gördü. Geliyor. ön ayağınagösterdim. Çektim. Yüzüstü kapandı. Kapanırkcn kafayı vurdu. Düştüm. Kaçamıyorum. Çenesiyle çekiçgibi vuruyor. Kalkamıyorum. Tüfeğim bir yana gitti, flşekliğim bir yana. Şapkam, nüfus kâğıdım... Dağılmış! Bağırıyorum. Kurtann beni! Kurtarın! Biri ağaçta, biri altında. Bakıyorlar. Gelmiyorlar. Bu sırada hayvan kokuyu aldı. Mehmet'i gördü. Son gayret bi kafa da ona gösterdi. Mehmet sorgunun içinde kayboldu. Havada uçarken gördüm. Bağınyor. Kurtarın beni! kurtarın! Ya!... Gölden bir sandal geçiyordu. Bağırdık. Bizi aldılar. Köye bıraktılar. Elim kolum tutmuyor. Her tarafım ağrıyor. Yattım. Bir türlü sabah olmuyor. Hanıma bağırıyorum. "Çevirin beni!" Dokundukça yanıyor. Sabah doktora götürdüler. Söyleyemedim. Bakım yaparken sıkıştırdı dedim. "lye kemiğin kırılmış" dedi. llaç verdi, hap verdi. 20 günde iyilesti. Mehmet, Kahveci Mehmet'in tam apışarasına tutturmuş. Belinden dizine dek çürüdü. 2 ay yattı. Yatan hayvana ne dokunursun. Cezasını çekti. Bereket versin atınca ayağını kırmışım. Yetişemiyor. Boynuz vuramıyor. Burnuyla bu hale getirdi bizi. Nüfus kâğıdımı hâlâ bulamadım. Yenisini de çıkartamadım. Kâğıtsızım... Olayı Albay'a anlatıyordum. Manda avcısı albay vardı ya! Güldü. Bir gün o da yaraladı. Manda altına aldı. Kendisi komandoydu. Boynuzlanna sarılmış. Beynine 5 kurşun sıkmış. öldürmüş. Kurtulmuş. Çıkıp ölü mandanın üstüne oturmuş. Bir şarkı tutturmuş. Sabahlara dek. Bir gidiş gitti. Bir daha görünmedi. Duyduk!. Biraz üşütmüş... "Muzaffer/Necdet/Raif şimdi n'aparız o'nsuz bütün pazartesiler birden onunla yitti cemal'di dünya adı / "üvercinka"yla geldi kırlangıç kanadıyla bir sonsuzluğa gitti". "SANA BUNCA YANGINDAN" Ahmet Necdet. Cemal Süreya'sız bir yıl geçti. Rasgele. G F Mountain Bikes /)clVW\S OFF LIMITS THE EDGE KICK BACK linoshop VOLHÇ PRSflJI KIZILTOPRRK 3467415 öneririz. D KAYAKÇILAR ! DOĞADA YÜRÜVÜS TURLARI BOLUKARTALKAYA Yürüyüs. Balığa Çıkma otanoüı. klremltte balık ztyafetl. Sandalla koytarda oezlntl T.P. Kon+Ulasım+reh 17&000 DASPORT IthalatlmalatToptan ve Perakende Satış Mehmet YUREĞİLÜ W: 151 520405 DAÖCIUKDO&A SPORlARt KAMP MALZEMELERİ Yepyonl 2 km'lik te)eslyets beklemekslzlnsonsuz ptst amacımz koyağa dovmak veya lyl bir bajlangıçsa Türklyenin en Ideol kovak merkezlne btzlmle genn. SÖMESTREDE ERCİYES'd» BgLUŞALIM ERCİYES'DE 7 GUN KAYAK |ra DÖRT MEVSİM KARADENİZ D»uirmen«aü. Kanhala. Sanolon. Kartalkoya Yaylolan YAYLALAROA YÜRÜYÜŞ 1517Şubal T.P. Kon+Ulasım+reh I7SÛ0OÖ DaOcM teknk eğltfm çctrndan * * KÖSEOĞLU OTEL KAYSERİ 7 gün 8 oece T.P. + Konaklama + Uçak > 1.150.000, otobus=7$tfborj YAKAMOZTURİZMTel:(1)337 44 04 (261) 13750 TUR PROGRAMLARINI İSTEYİNİZ Tel: (1) 151 98 64 TAMZARA TURİZM. 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle