17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R F AZARIN PENCERESİNDEN Selçuk Erez Genç Gorki'ye çekici gelen zincirler rank Thompson, genç yavta ölmüş bir İngiliz ozanıdır. Ulkesi Ilitler'in kuvvetlerine karsı savaşmaklayken 1944'te Balkanlar'da bir ycrdc esir duşmüş, duruşması Litakevo'da yapılmıştı. Duruşmada ona, "Scn bir İngilizsin. Burada işin ne? Niçin l)i/e karşı savaşıyorsun?" diye sorduklannda "Bu harpte bir iilkenin diğerine karşı degil faşist güçlere karşı olanların faşistlere karşı savaşı gündemdedir" cevabını vermişti. "Böyle konuşanları kurşuna dizdiğimizi bilmiyor ımısıııı?" sorusuna da "Hürriyel için ölmeye ha/ınm. Bu yolda Bulgar valaııseverleriyle beraber can vermek benim için şereflerin en yüccsidir!1' diyc yanıtlamıştı. Duruşma sonunda ölüme mahkum edilenlerin başına geçmiş, hapise giden yolda yürürkcn halkı Almanlara karşı savaşan Anavatan Cephesi'nin selamı ile sclamlamış, "Bu hürriyetin sclamıdır!" diye haykırmıştı. Bu lngiliz subayının cesaretinin faşizme karşı savaşan Bulgarları çok etkilediğini, 1944'te Prokopnik Islasyoıııı'nun adının "Thompson Binbaşı" Islasyoııu olarak değiştirildiğini biliyoruz. Lilakovo köyündeki mezarlıktaki taşında Bulgar nıeslektaşı Sjair Hristo Bolev'in şu satırları yer aimaktadır: "Çok genç yaşla ölebilirim Ama ardımdan 'Adalel için öldii; adalet ve hürriyel!' desinler yeler!" Bu lngiliz ozanı yurdundan çok uzak bir Ulkede nasıl böyle severek savaşıyordu? Nasıl böyle gözüpek olabiliyordu? Bir arkadaşına daha önceleri göndermiş olduğu bir mektupta bu sorunun cevabı yer alır: "Müttefiklerin yardımını Iran'dan Sovyetler Birliği'ne taşıyan bir konvoyun şoförlerinden biriyle konuşuyordum. 'Kafkaslar'dan iyi haberler var galiba!' demiştim. Ordahonokidze'den ilk başarı haberlerini alrnıştık. 'Bunların iyi olduğunu ınu düşüniiyorsıın?' 'F.vet' dedi, 'Çok iyi!'. Yarım dakika sonra da ekledi: 'Bizim sokakta da bayram edeceği/; Stalin Yoldaşın dedigi gibi..' Buna ikimi/. de güldük. 'Evet, bir giin bi/im sokakla da bayram cdecegiz!' diye tekrarladık. Konvoy yürüdü gitti. Ama bu sözler içimi saatlerce ısıttı durdu." Bu ozan, ülkesinden uzaklarda faşizme karşı savaşan değişik millctlerden insanlarla özdeşleşip coşabiliyor, ölüme boyle sevinçle gidebiliyordu. Bu kolay bir şey değildir. Felsefi, sosyolojik, psikolojik binlerce nedcni bulunabilir. Maksim Gorki'nin anılarında bu nedenlerden biri yer alır: "Sibirya'ya sürgüne yollanan mahkumlar bizim evin bulunduğu sokaktan geçirilip iskeleye indirilirlerdi. Bir gün elleri ayakları prangaıı bir mahkum grubu önümüzden geçerken fazlaca bakmış olacağım karasakalh, yırtık yüzlü, at gözlü bir tanesi "Hey bana bak genç adam. Hadi gel de bize katıl!' dedi. Kendimi tutamadım bir gardiyan çıkışıncaya kadar onlarla beraber gittim." Genç Gorki'ye bu zincirlere vurulmuş, bel Maksim Gorki anılarında, Sibirya'ya sürgüne giden prangalı mahkumlar kafilesinin kendisine neden böylesine Çekici' geldiğini oldukça çarpıcı bir biçımde aktarır bizlere... ki de ölümlerine giden yırtık pırtık insan kafilesi neden böyle çekici gelmişti? Şöyle açıklıyor: "Zineirc vurulmuşlardı, silahlı gardiyanları vardı ama bir gelecege dogru yürüyorlardı; bense onlar giltikten sonra bodrumda yalnız kalmış bir sıçan gibi bu sokakla, bu evde aynı şekilde yaşamaya devam edecektim!" Harbe gitmekten, savaşmaktan söz edip de Türk ulusunu, Türk askerini anımsamamak kabil mi? Galiçya'da, Kore'de yurdundan binlerce kilometre uzakta bile cesaretle, azimle savaşmamış mıydık? Bugün Acem Körfezi'nde bir savaşın eşiğindeyiz. Hükümet savaş olasılığına karşı önlemler alıyor. Muhalefet ayakta, "Savaşa hayır!" diye bağırıyor insanlar. tnönii mitinglerde "Başkalarının çıkarı için harbe girmeyiz. Biiliin ülkeler için barış isleriz!" diyor. Demirel, "Potansiyel tehlike ve sonunda kâr elme" gibi nedenlerle savaşa koşulmaması gerektiğini ileri sürüyor. Demirel ayrıca ABD'de her gun Beyaz Saray'ın önünde "Savaşa hayır!" gösterilerinin yapıldığını da hatırlatıyor. Evct, ABD'de, her gün Beyaz Saray'ın sadece önünde değil içinde de savaşın gerekliliğine karşı sesler yükseliyor. Son Time dergisinde bir üst düzey görevlisinin "Kuveyt dedigin nedir? Bir benzin islasyonundan ibarettir! Bu istasyonu şu firma yerine bu firma işletmiş ne çıkar?" dediği açıklanmaktadır. Ama Beyaz Saray'ın içinden ve dışından gelen bunca muhalefete rağmen binlerce ABD'li cepheye gittiler ve mevzilerdeki yerlerini aldılar. Falkland Adalan için savaşma bahis konusu olduğunda lngilizler de böyle tereddütler geçirmiş, böyle karşı koyuşlara şahit olmuşlardı. Ünlü oyun yazarı Arnold Wesker, 28 Mayıs 1982'de şunları söylüyordu: "Birçok çatışmanın ardında yatan, insanların bu çatışmalarda canlarını bile vermelerine yol açan, yaşam tarzının yaşamaktan önemli olduğuna inanmaktır. Ben, yaşamaktan önemli sadece tek bir ilkenin geçerliliğinc, bunun da 'Vaşamın biiliin ilkelerden daha önemli' olduğuna inanıyorum. Bunun için özveride bulunabilirim. Falkland Adalan'nda Arjantin 1800 adalının nasıl yaşadığını tayin etmeye kalkmakta, Birleşik Krallık ise yaşamı savunmaktadır. Eleştirim hem memleketimde durumun bu noktaya ulaşmasına göz yumanlara hem de amaçlanna tehditlerle, zoria ulaşacaklarına inananan dangalak Arjantin askeri liderlere yöneliktir Falkland'a askeri bir birlik yollanmalı, Arjantinliler 'Dünyanın dikkatini bu soruna çekerek amarcımıza ulaştık!' diyerek Birleşmiş Milletler gözetiminde bu adalardan çekilmeliydilerBöyle olmadığına göre birliğimizin Arjantin gilçleri çekilinceye kadar savaşmaları dışında hiçbir alternatifin bulunmadığı acı ve rahatsız edici sonucuna ulaşmaktayım!" Farkında mıyız ki günümüzdeki savaşlar sadece kullamlan teknoloji açısından değil savaşmaya karar verenlerin ve savaşanların tutumları açısından da savaşmaya evet ya da hayır diyenlerin gerekçeleri açısından da eski harplerden çok farklıdırlar: Harbe katılmak için niçin katılacağımızı, neden katılacağımızı bilmek, bu konuda aykırı düşünenIsre de söz hakkı tanıyarak onları da dinlemek ve öyle karar vermek zorundayız! Saddam'ın topu tüfeği bizimkilcrden kuşkusuz daha fazla ve daha gelişmiştir, ama haikımız artık savaşmamayı önerenlere de söz hakkı verecek olgunluğa eriştiğinden, savaşacaksa aksi tezleri de dinleyip savaşmaya karar vereceğinden, Irak halkından da ve Ortadoğu'da dindaşlarımızın yaşadığı birçok ülkeden de fersah fersah ileridedir. ABD bulunmasa da Belçika üçbeş uçak yollamasa da sonunda biz yine ayakta kahrdık. P) 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle