Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"Yeter ki siz 'gemi'nin tipinl söyleyin; yarım asırlık tecrübemize bilmem kaç asırlık dedelerimi/in tecrübesini de ekleyin; kafamızdan saca çizeriz biz plan, projeyi..." 'Tersane'de 4 'gemi' aynı anda yapım halinde; kimisinin iskeleti kuruluyor, kimisinin zıtnparası yapılıp boyanıyor, kimisi de bitmek üzere. Ya ustaların 'denize indirme töreni' nasıl olur acep? "Bizim törenlerimiz sade olur; devlet erkânı da yoktur, şampanya da... Dün indirdik bir tane; yöre halkından ve yoldan geçenler gördü sadece... Amcrika'dan gemi mühendisleri gelmişti bir yıl; bitmiş denize indireceğimiz 'gemi'mizi gezdirdik; akıl danıştık kendilerinden: 'Aklınız yeter size, ne edeceksiniz bizim aklımızı...' dediler. Ustanın tersanesinde, "Şimdilik 38 kişi çalışıyor" muş; "20'si asil işçi, geriye kalanlar ise çıraklık kursundan..." Işler nasıl şu sıra 'tersane'de; bahk mı kaldı ki denizde, balıkçı tekneleri yapılsın... "Bu yıl Karadeniz'de de bahk olmadı; mevsimsiz ve acımasızca avlanma, çevre kirliliği balığın kökünü kuruttu. Balıkçılıgın sahibi kalmadı. Sporun bile genel miidürlüğü, bakanhgı var; balıkçılığm yok... Bahk olmazsa denizde nc eder bizim yaptıgımız tekneler; bozar tıırisl gezdirirsin... Şehirlerin ve fabrikaların atık suları göz göre göre denize akıtılıyor; deniz elden çıkıyor ama 'gemi'lerimize 'tuvalet çukuru yapın' diyorlar. Neymiş: Deniz kirliligine neden oluyormuş iiçbeş balıkçının atık suyu. Zaten açık denize boşaltır balıkçılar kirli suyu..." Ferhat Usta bile bahk bulamıyormuş şu sıralar Karadeniz'de... "Bakalım yeni sezon başlasın, nice olur balıkçıların ve bizim işimiz..." Ahmet Ceylan'ın 'gemi'si de Ege'ye açılacak Karadeniz'den. 23 metrelik teknenin bitimine az kalmış; sadece sacdan iskeletinin yapımı 80 milyona mal olmuş; "Geriye bir yıgın iş var 'gemi'nin; boyası, döşemesi, motoru, pervanesi 100'ii çok çok aşar..." 'Boyacı Abdurrahman' ve arkadaşları, "son sürat" bitirmeye çalışıyor Ahmet Kaptan'ın teknesini. Paslanmış yerlerini zımparalıyor Abdurrahman. Ortaklık görünmüyor 'pas'tan tozdan. Sadece gözlükleri var gözlerini koruyan: Ya ciğerleri? 'Allah ne vermişse' yutuyor ha yutuyor; yoruluyor Abdurrahman; üstüne üstlük, her şeye inat bir de 'cigara' tüttürüyor Karadeniz'e doğru; 'Nerden incellrse ordan kopsun' dercesine... lki ay bittiğinde teknenin boyası cilası da bitecekmiş. Müşterinin maddi durumuna gör? kat kat boya vuruyor boyacılar; kimisine iki, kimisine dört kat... Hele yat, kotra sahipleri çok titızmış: "Hiç bir masraftan kaçınmıyorlar" mı^; akıtıyorlarmış oluk oluk boyayı, boyacılar "Gelin gibi oluyor"muş yatlar, kotralar... Bir de ahşaptan tekne yapımcıları var Yeniay'da: Celal ve Ferhat ustalar gibi. 'Tersane'leri diğerlerine göre daha da mü TrabzonRize arasındaki Ytenıay'da kıyı boyunca, mısır ı,ı lalarından esen rüzgarların getırdığı kokular. mınıtersanelerın boya kokularına karışarak denize ulaşıyor Bu kapı önu, bahçe ıçı tersanelerınde Karadenız'ın her tür teknesıne uygun usta, becerılerını bir bir ortaya döküyor Açık deniz balıkçıları da kıyıların eskı kulağıkesık oltacıları da bu ustaların elıne bakıyor tevazı; bir ev içi kadar kapalı bir mekân... Yaptıkları sandallar ise, "57 metrelik, sipariş Uzerine..." Celal Karagöz 20 yıl öncesine kadar 25 metrelığe kadar tekne yaparmış; "Ama şimdilerde terdh 'sac'da" imiş. "Ama kestaneden yapılan bir teknenin fiyakasını, hangi sac 'gemi' tutarmış ki... Ferhet Ebuyoglu 7 metrelik teknesinin iskeletini yeni kurmuş 'tersane'sinde; "İlk önce omurgasını, kıç ve baş bodoslamasını sonra eğe ve pastaga ana formasını, tahtalann sanlmasını...' derken bitırecek 7 metrelik ahşap teknesini... Işleri kesatlaştıkça kesatlaşmış ahşap teknecilerin: "Zaten bahk mı kaldı ki denizde!.." Sacdan 'gemi' yapanlann ileride, 'akibetlerinin' kendileri gibi olacağını söylüyorlar şimdiden: "Onlar da giin olur turistik 'gemi' yapmaya başlarlar bu gidişle..." D