Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapı önü, bahçe içi tersaneleri Trabzon Rize arasında, Yeniay'dayız. Yani Of'un burnunun dibinde. Burada kapı önü, bahçe içi, her yer tersane. Bir buçuk adam boyu mısirların, otlann ve kabakların yani yeşilin kokusu, denize doğru ilerlerken boya kokularıyla birleşiyor... Erdal Yazıcı/RİZE rabzonRize arası, Yeniay; yani Of'un 'burnunun dibi'... Yeni bir gun daha doğuyor Yeniay'da. 'Davul Amca' sırtını kahveye, yuzunu de vermiş Karadeniz'e çay içmekte. Çaylar tavşankanı yani Rize'nin bahçe malı: Rizede de çay ıçmek ayrı bir keyif; hele hele Karadeniz'e karşı... Burada her yer 'tersane'; Karadeniz'in kıyıcığı ve bahçe içleri... Yeniay'ın bitimi Çamburnu; iki kotra yapılıyor 'tersane'de. Tersane dediğime bakmayın; kapı önü, bahçe içi bir yer: 1,5 adam boyu mısırlar, diz boyu otlar ve kabaklar... Boya kokuları bir yana, hoş bir koku var ortaklıkta; T yani yeşilin kokusu... Saat 07.00: Ustalar hâlâ görünürlerde yok. Çok mu uykucular ne? Yoksa çok mu yorgun düştüler geçen akşamdan... Peştemallı bir teyze mısır çuvahyla durakta; değirmene mi göturecek mısırı un etmek için? Siz hiç mısır ekmeği yediniz mi mısır unundan; hem de ayrana banarak... Ne hoş olur bir bilseniz... Erdekli 'Bayram Kaptan' Yeniay'da tersanede; yok muydu başka yerde 'tersane'? Niye Yeniay? "Çiınku daha fiyakalı oluyor da ondan..." Yani daha sağlam... Bitmek uzereymiş 23 metrelik teknesi yakında: Ondan sonra ver elini Karadeniz, Boğaz ve Bandırma... Deniz kıyısındaki 'tersane'nin sahibi aynı zamanda da ustası Ferhat Şengiil: "23 metreden 45 metreye 'gemi' yapılıyor burada. Tekne, yat, kotra ve balıkçı tekneleri... Hepsi de sacdan..." Dedeleri eskiden takalar yapıyormuş ahşaptan. Şimdilerde ise daha dayanıklı olduğundan sacdan yaptırıyormuş ustalar... 'Tersane'de 76'dan bu yana 72 'gcmf ındirilmiş suya. "Ah biraz daha bıiyük olsa tersane..." diyor usta; "Yolcu ve yuk gemisi bile yapabiliriz burada..." MarmarısRodos arası çalışan 'gemi' Yeniay'daki ustaların ürunü: "Hem de 40 metrelik". Karadenizli ustaların elinden hiçbir şey kurtulamıyor: "Hele bir de Çambumu'ndaki tersane bittiginde gelin göriin siz 'gemi'leri..." Plan projesi mi? Kafalarında ustaların; 24